1. 1.
    0
    elim parayı koyduğum sağ cebimde. sıkı tutuyorum para demetini. insanın cebinde bir demet para olması yürüyüşünü bile değiştriyor. yanımdan geçen kızların gözlerinin elifine elifine bakıyorum. kimden çekineceğim. biri bir şey diyecek olsa çıkarır para tomarını suratına çarparım. böyle göründüğüme bakmayın siz benim cebimde ne kadar param var biliyor musunuz?
    ···
  1. 2.
    0
    http://inciswf.com/ge%C3%...senisozluktegormusler.swf
    ···
  2. 3.
    0
    eve çıkacağım, eve eşya alacağım diye benim için usasığmaz derecede, insanlık içinse pek kayde değmez bir meblağ para ile giriş yaptım istanbul'a. otobüsten indim beyoğlu'na. durdurdum önümden geçen ilk insanı
    -hacı ahmet mahallesi sefa meydanı sokak no:37 kat 2 daire 3 beyoğlu/istanbul adresine nasıl giderim gardaşım
    -şurdan yürüyerek gidersin ama valizlerle zor olur karşıdan bir otobüse bin akbilin yoksa rica et birinden basıverir 2 durak sonra inersin dedi.

    manyağa bak. biner miyim ben otobüse. sen benim cebimde ne kadar para var biliyon mu?
    dışımdan demiyorum tabi bunu. adam parama göz dikip takar valla bıçağı karnıma. görüyoruz televizyonda. neleri var istanbulda.

    atladım bir taksiye uzattım adresi
    -gidelim şöför bey.
    arada taksimetreye takılıyor gözüm gülüp geçiyorum. ilahi taksimetre.
    ···
  3. 4.
    0
    eve yerleşme, kira, ev eşyası alma falan derken ilk haftamda bitiyor o hiç bitmiycek gibi duran sevgili param.
    artık her öğün dışarda yiyemeyeceğim evde de birşeyler hazırlamam gerektiği gerçeğiyle karşılaşıyorum.

    artık kendine ait bir evi olan bir birey olarak hayatımı bir düzene almalıyım diye düşünüp, taze sebze ve meyvenin, güler yüzün ve iyi hizmetin membaı pazara gittim.
    şu an pazarın en popüler esprisi mürdüm eriği satan bir pazarcıya gidip
    " geçen mürdüm eriğine bastım, az kalsın düşebiülürdüm."
    demek. hayır nerden duydularsa herkesin de ağzında. gittiğin her tezgahta aynı espriyi duyuyorsun. hayır komikte bir yandan.
    ···
  4. 5.
    0
    eve gelince çok acı bir gerçekle yüz yüze geldim. yaptıkları esprilere gülerken ketenpereye getirip en kötülerini bana kakalamış şerefsizler.
    o kadar aldığım şeyden adam akıllı yemek yapılabilecek bir şey bulamadım ve bir sinirle sucuklu yumurta yapmaya koyuldum.



    bu fani hayatımda ilk yaptığım yemek sucuklu yumurta oldu. kayıtlara geçsin
    ···
  5. 6.
    0
    sucukları kömür haline getirip sucuktan önce tavaya kırdığım yumurtaları nasıl çiğ bırakabildim, nasıl becerebildim bunu bütün fizik kurallarının ırzına geçip hiç akıl sır erdiremeden, yenilemeyecek olduğuna karar kıldığım ilk yemeğimi kedilere zütürdüm. merhaba lan kediler. ben bu mahalleye yeni geldim. ilk kez de yemek yaptım bugün. bu da benim ilk yemeğim. bu özel anı sizinle paylaşmaya karar verdim. afiyet olsun hepinize.

    kediler iki koklayıp ilk yemeğime kafalarını çevirdiler.
    -mantıklı olanda buydu zaten. aferin çocuklar.
    diyip sucuklu yumurtayı çöpe dökmeye gittim.
    ···
  6. 7.
    0
    reserved
    ···
  7. 8.
    0
    sekizekimikibinonikipazar gecesi annemi özlemiş bir vaziyette giriyorum yatağa. çekiyorum üzerime yorganı. üzerimdeki yorgan bir kaç sene önce babaannem tarafından verilmiş, hatta kendisi kırılamayarak ta istanbullara kadar getirilmiş ona da annesinden kalmış, söylediğine göre hala annesi gibi kokan eski bir yorgan. sarılıyorum babaannemin annesinin yorganına. belki ben de kendi annemin kokusunu bulurum umuduyla.
    ···
  8. 9.
    0
    + başlık takip
    ···
  9. 10.
    0
    ben iyi bir başlangıçtım sadece. bazı insanlar sadece iyi bir başlangıç yapmasını bilirler, sonra sıkılırlar, sürdüremezler.
    ···