sex bağımlılığı olan komşu kızı

yaprak kıpırdasa yannan sanacak arkadaşları korkutmamak adına, reddedildiğim olayları anlatmadım. hatta yüzde ciksen reddediliyorum. işin doğrusu bu.
yani kıza iltifat ediyorum, çok güzelsin diyorum. sen de çok tipsizsin diyor. veya kaç yaşındasın sen? diyen oluyor. teşekkür
edip yanımdan yürüyüp geçenler oluyor. bi saniye konuşabilirmiyiz diyorum, yine de durmayanlar oluyor.

ilk başlarda sanki sokakta birine tecavüz etmeye kalkışmışım, elimden kaçmış, millet te bana bakıp ayıplıyor gibi hissediyordum. ama giblemediğim
zaman, git gide özgüven dolmaya başladı içim. yüzde ciksen reddediliyorum, siz de reddedileceksiniz yüzde sek-sen. ama güzel bi kızla hiç konuşmazsanız, yüzde kaç kaybedersiniz? yüzde yüz.

şu anki kişiliğinizi düşünün bi an. düşünün düşünün. nasıl birisiniz? kızlarla aranız iyi mi? çevreniz var mı? düşünün düşünün iyice.

şimdi o kişiyi gibtiredin, bide kendinizi sosyal uzman gibi düşünün. kızlarla aranız çok iyi ,çevreniz geniş. muhabbetiniz sarıyor ve koyu.
ilginin odağısınız ortamlarda. herşey fevkalade. arkadaşlarınızla gezerken bile yoldan kız çevirip numara alıyorsunuz. her gün takılacak bi kız
mutlaka oluyor. sıkıcı gününüz geçmiyor. her ortama çağırıyorlar. millet sizi am mıknatısı gibi görüyor. düşüncelerinize herkes saygı duyuyor, aileniz de dahil herkes ağzınızın içine bakıyor..

insan çadıra benzer. karakteri çadırdır yani. ama kazıkların çadırı tuttuğu gibi, duygular da insanı tutar. değişmesine izin vermek istemez.
ikinci senaryodaki gibi muhteşem biri hâline gelmek, güzel hayat yaşamak istiyorsunuz ama duygularınız sizi kazık gibi tutuyor olduğunuz yerde.
peki normal hayatta, çadırı taşımak isterseniz ne yaparsınız?

duygularınızı gib-tir-e-din. gibtiredin. ne diyorlarsa aksini yapın dıbına koyim. kzı gördünüz utanıyormusunuz? inadına gidip o kızla konuşun.
kondom alcaksınız utnaıyormusunuz? inadına eczanede yüksek sesle konuşun. kavga ediceksiniz çocuk kaslı mı? inadına ilk yumruğu siz vurun.
duygularınızın aksine gidin cesaret isteyen herşeyde. böylece hayatınızın aslında siyah beyaz olduğunu, şimdi renklenmeye başladığını farkedeceksiniz.

hayatınız değişecek, taşaklarınız büyüyecek. şahsen ben pikniğe gidince taşakları serip üstüne oturuyorum. büyütene kadar da canım çıktı. marketlere
girip kaç para? diyordum. ne kaç para diyince kasiyer kıza komple alıyorum burayı kaç para? dediğim oluyordu yüksek sesle. yoldan geçenlere saat
sorup "yok yani saat kaçta takılıyoruz" dediğim oluyordu. hiçbirinden pişman değilim, reddedildim. kabul edildim. kızlar güldü. reddettiği halde
kahkaha atanlar oldu. hoşlananlar oldu. kız gruplarıyla konuştum, çirkin elemanın diğerlerini çekiştirdiği oldu. oldu da oldu baba. ağzıma sıçıldı.
ama hepsinden memnunum. başıma ne geldiyse hepsi tecrübe. bigiblet sürmeyi de doğaçlama öğrenmiyormuyuz? onun gibi aynen. düşe kalka.