-
49.
0bu entrynin altına rez alanlara yarın tam 3.15 de nick6 gireceğim
-
48.
+4Ben yatıyorum dostlarım. Uyandığımda yazmaya devam ederim. Muhtemelen en geç sabah 12:00 gibi burada olurum. Hepinize iyi geceler.
-
-
1.
+1iyi geceler panpa kalemin güzel.
-
1.
-
47.
+13Takip eden birkaç gün mesajlaşmayı sürdürdük. Arada bir de telefonda konuştuk. O her ne kadar sesim çok kötü dese de, seçtiği kelimelerden, anlattıklarından mıdır nedir sesi bana çok güzel geliyordu. Belki de sesi gerçekten güzeldi.
Her ne ise şuan kendisi skaype'dan bana bakıyor ve hikayeyi okuyor. Gözlerimi ondan alamadığım için odaklanıp yazmakta zorlanıyorum. O yüzden de partlar arasındaki süre uzun oluyor.
Tezgahtan çıkıyor, bir kayaya çöküp önümde uzanan denizi seyre dalıyordum. Bazen moralim bozuk oluyordu. O zamanlarda da gökyüzüm beni arıyor ve bütün varlığıyla teselli veriyordu.
Bu kız hayatımda tanıdığım en iyi niyetli kızdı. Benden hiçbir çıkarı yoktu. Beni sevmesi için, beni teselli etmesi için hiçbir sebebi yoktu. -
-
1.
0Vay anasını be okuyorum birader , yengeye de selam :d
-
1.
-
46.
+12Uyandığımda uzun süredir görmediğim bir mesaj gülümsetti yüzümü. Uzun bir zamanın ardından ilk defa birisi bana Günaydın demişti. Çok hoşuma gitti bu mesaj. Hatta o kadar çok hoşuma gitti ki çıktısını alıp, çerçeveletip duvarıma asmak ve durmadan bakmak bakmak bakmak istedim.
Bir insan yalnızlığına alışınca, dahası o yalnızlığını sevmeye başlayınca dostlar, kolay kolay bırakmaz peşini. Hani Oğuz Atay demiş ya; Yalnızlığı seversek o da bir gün gider mi? diye. Yalnızlık sıcak bir sevgili gibi koynunda yatmaya, yaşamaya devam ediyordu insanın ve kolay kolay bırakmıyordu sarıldığı yakayı.
Öyle bir şey işte. Yalnızlığıma alışmıştım ben.
Onunla konuşmaya devam ettik. Günaydını geçeli çok olmuştu. Tünaydındı. Akşamın karanlığına ilerliyorduk. Ama o günaydın demişti bana dostlar. O zaman gün aydındı. Ne diyorum ben amk. Gaza geldim yine. -
45.
+2Anlat panpa. :/
-
44.
+7Herkes uyudu sanırım. Uyandığımda yazmaya devam ederim
-
43.
+11Saatler geçiyordu ve gökyüzüm sürekli bu gece burada son gecem diyordu. Ben de bir daha ne zaman girerdim o siteye bilmiyordum. Karşılaşmamız imkansızdı yani.
Saat 06:09'a gelmiş, hava adamakıllı aydınlanmıştı. Numarasını istedim ondan. Numarasını verecek mi yoksa vermeyecek mi ikileminde saniyeleri sayarken ben numarası düştü önüme. Hemen rehbere kaydettim ve whatsapp'tan yazdım. Bir süre de oradan konuşmaya başladık ve ben uyudum. O da yaşadığışehirden okuduğu okulun bulunduğu şehre gitmek için hazırlanmaya başladı. Kısa bir otobüs seyahatine çıkacaktı oraya ulaşmak için. Ben uyandıktan sonra muhtemelen yurduna yerleşmiş ve uyumuş olurdu. -
42.
+6Takip eden var mı?
-
-
1.
+1+
-
1.
-
41.
+11Birkaç saat içinde okudu hikayeyi. En sonunda birkez daha izin istedi.
Hikayeyi okuduğu süre boyunca. Bu gece burada son gecem demişti bana. Burada son gecem. Burada son gecem.
Evet dostlar. Orada son gecesiydi. ..
Duygulandığını hissedebiliyordum. insan kurduğu kelimelerle ele verirdi kendisini. iyi misin? diye sordum.
Peki ya ben iyi miydim?
Hikayenin üzerine konuşmaya başladık. O da kendi hikayesini anlatmaya başladı. Ezan okunmaya başladı. Fotoğraf çekmeye çıkmam gerekiyordu. Evet fotoğraf benim hayatımdı. Peki ya hikayeme ortak olan, beni anlayan, benim hakkımda konuşan bu insan neyimdi?
Tek bildiğim onun bu sitede son gecesiydi.
Çıkmadım fotoğrafa.. Onun yazdıklarını okudum. Okudukça daha çok konuştuk. Konuştukça onu daha önceden tanıyormuş hissine kapıldım.
Benim gibi bir insandı. Benim gibi hatalar yapmış bir insan. Ama hatalarını affedemiyordu. Bu affedememezlik ise onu yerin altına itmişti. Orayı seviyordu gökyüzüm. -
40.
+11Merhaba.
Evet dostlarım. Tam olarak bu şekilde başladı hikayem. Tek kelimelik bir sesleniş ile. Kısa bir Merhaba ile.
Merhaba dedim
Ne güzel bir profil bu böyle dedi. Yahut buna benzer bir cümle kullandı şimdi net olarak hatırlayamıyorum. Ama Gökyüzüm dediğim insan şuan bu satırları okuyor. O kesin hatırlıyordur.
Laf lafı açtı konu hikayelere geldi.
Bir şeyler yazıyordu Gökyüzüm. Bir tür yeraltından notlar... Kendini yeraltı edebiyatına ait hissediyordu. Yazılarını bana gönderdi. Okudum. Çok etkilendim. Benim de bir şeyler yapmam gerekiyordu. O bana güvenmiş kalbinden geçen satırları okumam için bana göndermişti. Ben de hayat hikayemi gönderdim.
Evet dostlarım. Sizlerin de eşlik ettiği inci Sözlük hikayemi gönderdim ona. Okumaya başladı. Bana anlattığına göre ilk zamanlarda basit bir aşk hikayesi sanmış. Aşktan nefret ederdi gökyüzüm.
Okudukça ve aksak yönlerimi görünce de basit bir aşk hikayesi olmadığını anlamış. Hem bana yazıyor hem de hikayemi okuyordu. Ona önyargısız okuması isteğinde bulunmuştum. Ben hikayemi ilk defa buradakilerin dışına açmıştım. Yanlış anlaşılmam kuvvetle muhtemeldi. Neyse ki yanlış anlamadı.
Birkaç defa izin istedi benden. Yüzünü yıkaması gerekiyordu. Anladım ki bir okuyucu değildi karşımda olan. Bu kişi her kim ise benimle ortak bir hikayesi vardı. Yahut da benzer yaşanmışlıklar seyrediyordu hayatımızda. -
-
1.
+3trolle amk :D
-
-
1.
+2sahibinden kısmından okumuştu kanka :D
-
1.
-
1.
-
39.
+11Akşam saat 23:00 civarlarında mesaiyi babam devralıyordu.
Saat gelmişti. Ben de sahil yolundan kara denize baka baka eve doğru yürüdüm.
Eve vardığımda birkaç egzersiz yaptım. Şişmanlamaya başlıyordum. Kendime dikkat etmem gerekiyordu. Arka fonda Rocky film müziklerinden eye of tiger ı açıp birkaç artistik hareket yaptım. Bakmayın artistik hareket dediğime. Birkaç şınav, birkaç de mekik işte.
Canım sıkılıyordu. PC'den haber sitelerine bakmaya çalıştım. Ülkenin gündemi zamandan daha hızlı değişiyordu.
Haber siteleri midemi bulandırınca da bir sohbet sitesinde uzun zamandır kullanmadığım hesabıma giriş yaptım ve bana yazacak kişileri beklemeye başladım. TV izledim, müzik dinledim. Ondan önce birkaç kişi yazdı ve bu sohbetler çok kısa sürdü. Saat 02:00 dan sonra da şimdilerde Gökyüzüm dediğim, hayatımın merkezine yerleşmiş o muhteşem insandan ilk mesaj geldi. -
38.
0Sigarasız okunmaz bu başlık
-
37.
+11Orhan Amca'yı ardımda bıraktım. Zemini betondan yapılma derme çatma basketbol sahasını da ardımda bıraktım ve ilerlemeye devam ettim. Güneşin ışıkları evlerin camlarına vuruyor, camlardaki yansımalar kaldırımlara düşüyordu. Terlemeye başlamıştım. Terlemeye başlamam benim için bir tür işaretti. Eve dönmem gerekiyordu artık. Dönüş yolunda açılan börecekçiden 10 liralık kıymalı börek aldım. Yol boyunca birkaç güzel kare daha yakaladım. Yakaladığım kareleri bir yerlerde paylaşacak kıvama gelmemiştim henüz. Çektiğim fotoğraflar bana özeldi.
Eve girdim. Annem, babam ve kardeşimden oluşan küçük ailem henüz daha tatlı uykularından kalkmamıştı. Birkaç börek yutup yatağıma girdim.
Uyanır uyanmaz bilgisayarı açıp raw olarak kaydettiğim fotoğrafları photoshopta düzenlemeye başladım. Bana göre asıl sanat burada başlıyordu. Var olan bir malzemeyi çok da fazla değişikliğe uğratmadan ve doğallığını bozmadan işlemek gerekiyordu. Renk seçimleri iç dünyasını anlatırdı insanın. Beni sarının ve mavinin tonlarına daha çok dikkat ediyordum.
Her ne ise. Bu sürede akşamları küçük bir tezgah işletiyordum. Yeni çıkan bir tür fast food yemekleri satıyordum müşterilere. Seyyar olarak. Aslında bakarsanız hala daha bu satışı gerçekleştiriyorum. Bayram sonuna kadar da devam edeceğim.
Müşterilerimin çoğu genç ve çocuk takımından oluşuyordu lakin orta yaşlı ve yaşlı müşterilerim de yok değildi. Bulunduğum ilçeye bu yemeği ilk getiren bendim. iyi de para kazanıyordum. -
36.
+1rez
-
35.
+1Rezervuar
-
34.
+1Rezzzzzzzzzzxx
-
33.
+2Ooov tecrubeli yazilar bunlar
-
32.
-4Önceki hikayeni gibeyim amk papagani
-
-
1.
+1kardeşim neden küfür ediyorsun
-
2.
+2Sakin depulteron. Biz bize yapıldığı gibi küfüre küfürle karşılık vermeyiz kardeşim
-
3.
0Peki goodboylar yoola gelin
diğerleri 1 -
1.
-
31.
+2takip ediyoz
-
30.
+5kyurem de burada sanırım. Depulteron uyudun mu la?
başlık yok! burası bom boş!