seviyeyi yükseltiyorum

"insanlara asla yalağını gösterme, senle su içmek istediklerinde ilk orayı yalarlar" istediğin buydu dimi bin

bu başlıkta entellik (k)usuyorum, yani bir konunun kalbine yürümek için çoğu zaman tam ters yönde ilerlemek gerekir; örneğin eğri bir uzayda iki nokta arasındaki en kısa yol bir doğru değil, jeodezik çizgidir; örneğin tarihsel bir vakayı çözümlemek edebi ve felsefi bir bakışı gerektirir; örneğin bir insanı anlamak için diğer bir insana bakılır.

işte bu nedenle matematikçilere büyük saygı gösteririm çünkü tek bi bilim vardır o da matematiktir. mesela regresyon analizinde aslında farklılıkların hata olduğunu anlarız; diğer bi deyişle standardizasyon sürecidir zamanımız. hepimizi tektipleştiriyorlar. kapitalizm matematikselleştirmedir. şu kadar yalan söylemek, rakamlaştırmalar yüzde bilmem kaç işsizlik, bu kadar kalkınma; populasyon, örneklem adıdır. yani bi fotoya bakınca gördüğün sadece foto değildir. bertoluccinin 1968 yapımı blow up filmindeki gibi, gördüğümüz şeyler aslında başka şeylerdir. yani sonuçta zamanımız hata payıdır, totaliteryanizm.

"insanlara asla yannanını gösterme, senle gibişmek istediklerinde ilk orayı yalarlar" istediğin buydu dimi bin

adama arkadan vurmuşlar

çok güzel bir söz değil mi dostlarım...

"insalara asla yaranı gösterme, senle savaşmak istediklerinde ilk oraya vururlar"

dost dediğimiz insanlar bile sırtımızdan vurmaz mı bizi? derman aramak için paylaştığımız yaralarımızdan almaz mıyız hep ilk darbeyi? ve bize derman olacak olanlar deşmez mi kanayan yaramızı?