sevilla da başıma gelen ibretlik olay

amk senin pic. bir daha yapma boyle ipnelikler. oysa kolombiyali amindan gibseydin boyle olmazdi.

size otobüs önerdiler mi dedi belki otobüsle gitseniz yakalarsınız 10:30 uçağını. ne otobüsü dedim ben otobüs istemiyorum. kimi gibiyo ipne uçakla 45 dk sürecek olan mesafeyi otobüsle nası 2-3 saatte alırsın. dedim beni başka havayolu ile gönderin. bakalım dedi yine. bak amk bi bak dedim kasmaktan beynim error veriyo amk yeter artık. saat daha 6 oldu amk herkes uyuyo türkiyede kimi arıcam. dayı evet dedi size thy den 12:30 madrid-istanbul uçuşunu ayarlayabiliriz, oh dedim ayarla dayı. dayı verdi kağıtları kontrol ettim tamam 12:30 thy uçuşu madrid-istanbul. dayı yalnız biletinizi madrid de thy satış noktasından almanız lazım dedi. ineceğiniz yer terminal 1, thy satış noktası terminal 4 te, fazla zamanınız yok hızlı davranmanız lazım uçağı kaçırmamak için. ok dedim hallederiz. gittim tekrar check in deki hatuna aldım sevilla-madrid biletini geçtim kapıdan ve saat 10:00 da kalkacak uçağı beklemeye başladım, saat daha 06:15..

düşünceler diyarında dolaşırken hayvan eti yemiş bodyguard dış kapıyı araladı ve bana el etti taksi geldi dedi. la dedim adamın dibiymişsin amk, bilememişim kıymetini. aziz yıldırım tahliye olunca benim kadar sevinir mi, emin değilim amk. atladım taksiye dedim şu otel eleman tamam dedi. hiç sohbet etmiyorum ama alayınızın ırkını gibim diyorum içimden. bi yandan da 14 € dan fazla tutmasın diye gözüm taksimetrede. baktım 10 € yu geçti, 11, 12 derken la inş. yaklaşmışızdır dedim bi de uğraşmayak otelden para vermekle. sora bi baktım otel civarına gelmişiz dedim dur burda, dedi daha otele 1 km var. dedim dur amk. baktım 13 € tutmuş al dedim 14 € indim taksiden. la amkodumunun yerinde inince bi toprağı öpmediğim kaldı. indiğim yer hakkaten otele yaklaşık 1 km uzaktı ama farketmez yolu biliyodum. başladım yürümeye, otele vardığımda saat 03:20 idi. dedim direk yatayım amk sabah kalkıp duş alırız..

yine çantadan (çanta da tam teçhizatlı kameraman cevat kelle nin çantası amk) kayganlaştırıcı kremi çıkardı ve deliğine sürmeye başladı. ben ilk başta domaltıp acıtmayım diye yatağa uzandım ve gelip onun oturmasını söyledim. kontrol onda olacaktı yani, istediği kadarını alacaktı. geldi panpalar, bi eliyle dalgayı tutarak deliğini buldu ve oturdu. önce kafası girdi ve çok derine gitmeden hemen yukarı kalkarak alıştırmaya çalışıyodu. deliği acayip dardı dersem yalan söylemiş olurum panpalar zaten delik alışkındı ama yine de züt züttür her zaman nasıl olursa olsun. yüzü bana dönük biraz gidip gelince ben arkasını dönerek oturmasını söyledim. arkasını döndü ve tekrar oturdu. bense belindeki çukurluğu ve dalganın züte giriş çıkışını izliyodum. ama hatun değme ferre yıldızlarına taş çıkarır cinsten panpalar, başını yana çevirip bana bakışlar atıyodu..

aldım hatunu sonra domalttım milli pozisyonumuza getirdim. elleriyle züt yanaklarını ayırmasını söyledim, ki en sevdiğim manzara budur. oğlanı dayadım züte ve gidip gelmeye başladım. her soktuğumda biraz daha derine giriyodum. artık oğlan tamamen içinde kayboluyodu, karnım züt yanaklarına çarparak ses çıkarıyodu. daha sonra saçlarını çekerek gidip gelmeye devam ettim. o ise altımda kıvranıyodu, çarşafı avuçlarıyla sıktığını gördüm. daha fazla dayanamadım ve dalga içindeyken sarsılarak boşaldım. boşalınca hatunun kurduğu köprü çöktü ve hatun yüzükoyun yattı, ben de onun üzerinde yüzüm ensesinde, vücudum üzerinde nefes nefese kaldım..

vay amk o neydi la dedim içimden, hatun başarılı. takdir ettim. biraz soluklandıktan sonra kalktık ve banyoya gittik. bu sefer ikimiz de kendi uzuvlarımızı yıkadık, herhangi bişey olmadı. zati belli bi süre hiçbişey olamazdı. yılmaz erdoğanın demet akbağla bi sahnesinden hatırlıyorum ciks sonrasında senle bu süre zarfında hamur açabiliriz, sarma sarabiliriz o derece diyodu. ben de o hesap beyler. yıkandıktan sonra giyinmeye başladık, hatun benden sigara parası istedi verdim. bi öpücük kondurdu, ben de söylediğin kadar iyiymişsin dedim ve toparlanıp odadan çıkmak üzere kapıya yöneldik. tam da bu arada zil çaldı. hatuna hanım kim geldi dedim, oysa ki o gibişin bittiğini belirtir zildi. ben yine cepleri kontrol ediyom bi yandan paranın geri kalanı duruyo mu, otelin kartı cebimde mi diye. baktım herşey tamam, çıktık odadan. yine merdivenlerden indik, dar koridordan geçtik ve resepsiyona geldik. ben taksi çağırmam gerektiğini söyledim resepsiyondaki sap telefonu kaldırdı ve taksi çağırmak üzere numara çevirecekken ben cebimdeki Jesus dayının numarasını uzattım ve bunu çağırıver dedim. eleman aradı ve Jesus dayı 15-20 dk. sonra kapıda olacağını söylemiş. ben de ok dedim ve kapıdan çıkıp barın olduğu bölgeye geçtim..

ortam biraz daha kalabalıktı ama ben kalmayım daha fazla dışarda beklerim dedim, zaten yüzüm hala yanıyo dışarda hava alırım dedim ve dışarı çıktım. hayvan eti yemiş bodyguard la selamlaştık ve ben mekanın dışına çıktım. sevilla da hava gündüz 33-35 derece geceyse 28 derece civarıydı yani benim tam izmirde alıştığım havalar o yüzden dışarda rahatça bekleyebilirdim. tabii tam da mekanın giriş kapısında beklemek olmazdı 100 m kadar yürüdüm ve yolun başında bekleyim dedim. zati Jesus dayı da burdan gelirdi. etrafa bakınıyorum bi yandan, civarda binalar var ama yerleşim yeri ev filan yok. bikaç tane otomobil parçaları satan dükkanlar var, sanayi sitesi desem o kadar büyük değil amk. neyse bi 10 dk bekledim baktım gelen yok dedim bi su alam benzinlikten..

bu arada 06:30 da sevilla dan madrid e uçacağım, 45 dk uçuş, kalk in derken 1 saat de. madrid den de 10:30 da uçak kalkacak istanbul a. akşam 19:00 da istanbul-izmir. neyse vardık havaalanına geçtim check in sırasına, bi on dk bekledikten sonra sıra bana geldi. verdik pasaportu filan hatun üzgünüm uçuşunuz teknik nedenlerle saat 10:00 a ertelendi dedi, saat 6 ya çeyrek var amk. nası ya dedim benim madrid den 10:30 da kalkacak uçağım var (bu arada sevilla-madrid ve madrid-istanbul uçuşları ispanyol şirketi iberia havayolları ile) evet dedi sistemden görüyorum, o uçuşu kaçırıyorsunuz ve maalesef bugün müsait başka uçak yok. nazikçe ne yarak yiyecem ben peki dedim. isterseniz madrid e 11:00 de uçun bir gün orda kalıp ertesi günkü uçuşta yer var dedi. orda kal derken nerde amk dedim, nerde kalcam nası olur böyle şey? bi sn. dedi içeriye gitti. vay amk dedim ne zaman bitçek bu cenabetlik?

soyundum direk yatağa girdim ama yat yatabilirsen. sürekli kendimi yargılıyorum amk. ya şöyle olsaydı ya böyle olsaydı, sıfatını gibim senin nası adamsın sen? sosyofobik panpalarım beni anlar. amkodumun o iç ses yok mu, susturmak imkansız. yok dedim amk uyuyamıyacaz biz, bari duş alam da rahatlarım biraz. la dedim bi de yola çıkacaz yollarda sıçmak zor olur, dur dedim öncesinde sıçam bi. neyse sıç, duş al derken saat oldu 04:00 amk. saati 05:00 e kurdum yatağa girdim. dalar dalmaz alarm çaldı amk. kalk dedim gibtir olup gidek burdan. toparladım bavulu, dolapları boşalttım, yatağın altına kadar kontrol ettim amk bişey unutmayak diye sonra aşağı indim otelden çıkış işlemlerini yaptık, elemana taksi çağırıver dedim, çağırdı taksiyi atladım taksiye havaalanına doğru yola koyulduk..

baktım olacak gibi değil, mekana geri döndüm. hayvan eti yemiş bodyguard a dedim resepsiyondan taksi çağırmışlardı ama çok bekledim gelmedi. içeri girip tekrar arayın dedi. dedim tamam ama giriş parası vermem, içerden çıktım zati dedim. ben anlamam hocu didi içeri girceksen 20 € vermen lazım dedi. ırkınızı gibim sizin alayınızın dedim verdim parayı girdim içeri. hemen resepsiyona yöneldim dedim taksi gelmedi, eleman nasıl olur dedi. gelmedi işte amk. siz oturun bara biz tekrar çağıralım dedi. çok da panik havası vermek istemiyorum, bi yandan da diyorum bu ipne aramadı mı Jesus dayıyı kolpa mı amk bütün bunlar..

benzinliğe girdim, baktım tükkan kapalı amk, saat gece yarısını geçmişti. napacaz la dedim, yanaştım baktım içeride hatun var. camı tıkladım hatun yanaştı ama kapı filan açmak yok. ne istemiştiniz dedi diafon gibi bişeyden. dedim su lütfen. çekmeceyi sürdü bana doğru parayı koydum, çekmeceyi çekti, parayı aldı ve yine çekmecenin içine su ve para üstünü koydu ve çekmeceyi bana doğru sürdü. bu ne üst düzey güvenlik önlemi amk dedim içimden alt tarafı bi su alacaz. baktım sonra herkese böyle amk, self servis. benzin almaya gelen önce para ödüyo, sonra pompayı kendisi arabaya takıyo ve hatun içerden komut veriyo parası kadar benzin aktıktan sonra pompa duruyo. vay amk dedim burda demek alayı haydut adamlar nası tedbir almışlar. dedim bi an önce topuk bu civardan amk..

birayı yudumlarken gözüm iki üç tabure solda arkası dönük bi hatuna takıldı. hatun yalnız oturuyodu. üzerinde siyah sutyen ve altında siyah dantelli babydoll vardı. hastasıyım panpalar babydollun, tanga hikaye. hatun tek takılıyodu barda, çok geçmeden ayağa kalktı ben de iyice süzme imkanı buldum. boy pos, göğüsler gayet iyi amk. hatun ne anorekgib zayıf ne de toplu, tam kıvamında. uzun düz saçları ve kavruk bi teni vardı, ama ben gözümü zütünden alamıyorum. hatun sanırım sigara içmek üzere bahçeye açılan diğer kapıya yöneldi benim gözler üzerinde derken omzumda bi el hissettim..

çok geçmeden mekanın olduğu bölgeye geldim. haritaya göre dönel kavşağı olan büyük bi meydan var (Cuba Plaza mı ne gibimse) işte bu meydanı geçince 2. sağdan girecen o sokakta mekan. girdim 2. sağa amk bikaç bar var restoran filan ama benim mekana benzeyen yer yok. döndüm tekrar 1. sağa, 3. sağa girdim yok yok amk. baktım olmucak yoldan geçenlere sordum ben şu mekanı arıyorum (ismini de unuttum amk Tienda gibi bişiydi) diye kimse bilmiyo. En son dedim bu civarda night club varmı yok diyolar. baktım olmucak binliği göze alıp en son elemanın tekine bu civarda hatun gibeceğimiz night club tarzı bi yer varmı diye buralarda bulaman dedi ipne. yıkıldım amk..

kafamı kaldırdım bi taksi gördüm yolcu indiriyodu. el ettim dayı selam verdiğimi sandı amk. geçtim sürücü tarafına dedim ben Tienda diye bi yer arıyorum sen taksicisin bilirsin. dedi yok öyle bi yer. dedim ben hatun arıyorum nereye gitmeliyim. Opium iyidir dedi. dedim uzak orası. çok uzak değil, hem hatunlar gayet iyi dedi. (araştırdığım sitede elemanlar Coloresi öneriyolardı, Coloreste giriş 10 € iken Opium da giriş 20 € idi. içerde de bi içecek beleş.) Colores nası dedim. Hatunlar 30-35 yaş civarı işe yaramaz dedi. Opium en iyisidir dedi. Kaça görürcen dayı dedim 10 € bile tutmaz dedi. Oğlanın pilav repliği aklıma geldi, e gidek o zaman dayı dedim. bu arada taksi tek şeritli bi dar sokakta durmuştu ben dayıyla konuşurken arkada 5 araba bizi bekliyomuş meğer kafayı kaldırınca farkettim. ama kalender adam oluyo şu avrupalılar bi tanesi bile korna çalmadı..

döndüm ki dönmez olaydım amk. tombul bi hatun, göğüsleri kafamdan büyük amk, sütyenle kaldırmış çenesine değiyo. sütyeni çıkarsan göbek deliğini bırak anjuğa değecek. tam montofon ineği amk sağsan iki kova süt çıkar. şansımı gibim dedim içimden zati gelse gelse bize bu denk gelir. hatun yılışmaya çalışıyo bana. dedim diğer kızlara bakıcam sağol, yolladım. biradan bi yudum daha aldım ki bi tane daha hatun geldi. bu seferki fena değildi ama. esmer hatta neredeyse zenciye yakın koyuydu teni. tanıştık brezilyalıymış. ama benim aklım babydoll lu hatunda. bunu da diğer kızlara bakıcam deyi sepetledim. acaba diyorum çıksam mı ben de bahçeye, sigara filan içiyodur yakalarım babydoll luyu. hatun giderken bi kere bile bakmadı amk, belki de o cezbetti beni. hep öyledir ya kaçtı mı kovalarsın, komşunun çimeni hep daha yeşil gelir filan..

neyse panpalar düştüm yola cepte ne telefon var ne pasaport-kimlik filan. sadece otelin kartı ve 130 € para. başıma bi gib gelirse telefondan olmayalım bi de pasaportu kaybedersek tarrağı tuttuğumuzun resmidir diye başladım yürümeye. yolda yürürken gözüme çarpanlara az sabredin amk birazdan hatun nezdinde alayınızı gibecem diyorum..

mekana sap olarak girince gözler hemen üzerime çevrildi. ben ama kendimden nası eminim görceniz, adım alfonso, roberto ve alejandroyla sanki her haftasonu ordayım amk. yabancı olduğum aşikar ama ben de çaktırmamaya çalışıyorum. amele gibi girer girmez etrafa çok bakmadım, bara doğru yöneldim ve oturdum tabureye. hemen bi Heineken söledim ve yavaştan etrafa bakınmaya başladım. bu arada ben de sosyal fobiğim beyler. geçmişte çok daha kötüydüm şimdi azaldı ama bu meret hiç terketmiyo beyler. ama tamamen size bağlı olay, üzerine gideceksiniz, sosyal olacaksınız. siz bastırdıkça o pusuyo panpalar, siz kabuğunuza çekildikçe o coşuyo. biz de bastırıyoruz o gece amk, normal olanlar için küçük ama biz sosyofobikler için büyük adım yaptığım panpalar. risk budur diyenler hepinizin amk, aha işte risk budur..

çok geçmeden mekana geldik beyler, hakkaten şehir merkezinin dışında, yanından çevre yolu gibi bi yol geçiyo, karşısında bi benzinlik filan var. ama civar tenha amk. indim taksiden mekanın kapısına doğru yürüdüm, dayı da elindeki bi karta mühür bastırdı. tahmin ettiğim gibi buraya getirdiği müşteriler için para alıyomuş. 10 kişi olunca 20 € veriyolarmış dayıya, ben 8. ymişim. eyvallah dedim dayı arayacam ben seni. sap başıma yöneldim kapıya. kapıda hayvan eti yemiş bi bodyguard karşıladı beni. bayıldık 20 € yu, bilet neyin verdi ve girdik içeri..

neyse atladık taksiye yola koyulduk. taksici dayıyla tanıştık adı Jesus muş. ispanyolca Hesus diye okunur bilmeyen panpalarım için yazıyorum. Benim ingilizce iyidir, ispanyolca ise başlangıç seviyede. Jesus dayı da çat pat ingilizce biliyo, bi şekilde anlaşıyoruz. Jesus dayı, sana numaramı vereyim mekandan çıkmadan önce beni ara gelip alırım seni dedi. dedim dayı telefon almadım yanıma. mekandan arayabilirsin dedi. eyvallah dedim. dayı dedim sabah 5:00 te otelden havaalanına gidecem sabah da sen alırsın beni. tamam dedi dayı. ilişkiyi sağlam tutma niyetindeyim yamuk yapmasın diye dayı..

10 dk kadar geçti biz hala gidiyoruz amk, bi gözüm de taksimetrede. dayı dedim inş sağlam bi yere zütürüyosun, sana güvenebilir miyim? dayı tabii ki dedi. e dedim en fazla 10 € tutar dediydin şimdiden 11 € oldu. dayı sen 10 verirsin olur biter dedi, hatta 9 ver 1 yüroynan da çıkışta mekandan beni ararsın dedi. oh dedim rahatladım, iyi birine denk geldik dedim içimden..