1. 26.
    0
    dağ başını efkâr almış
    gümüş dere durmaz ağlar
    gözyaşından kana kesmiş gözlerim
    ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
    ağlar ağlar cihan ağlar
    mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
    altmış üç ilimiz altmış üç yetim
    yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
    her geçen seni bizden parça parça zütürür
    mustafa'm mustafa kemal'im

    diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
    sakarya'nın suları nâmın söyleşir
    hemşehrim sakarya öksüz sakarya
    ankara'dan uçan kuşlar
    kemal'im der günler günü çağrışır
    kahrolur bulutlara karışır
    gök bulut yaşmak bulut
    uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
    divan durmuş bekleşir
    mustafa'm mustafa kemal'im

    nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
    çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
    sol yüzünde güneş südü sıcaklık
    ellerinden öperim mustafa kemal
    senin dalın yaprağın biz senin fidanların
    biz bunları yapmadık
    sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
    elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
    hani bir vakitler kubilay'i kestiler
    çün buyurdun kesenleri astılar
    sen uyudun asılanlar dirildi
    mustafa'm mustafa kemal'im
    ···
  2. 27.
    0
    boyle bir sevmek

    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bıraksam korkudan gözleri sislenir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    hayır sanmayın ki beni unuttular
    hala ara sıra mektupları gelir
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkı belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    yalnızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gökyüzünde bir buluttular
    nereye kayboldular şimdi kim bilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir
    ···
  3. 28.
    0
    aşk iki kişiliktir

    değişir yönü rüzgarın
    solar ansızın yapraklar;
    şaşırır yolunu denizde gemi
    boşuna bir liman arar;
    gülüşü bir yabancının
    çalmıştır senden sevdiğini;
    içinde biriken zehir
    sadece kendini öldürecektir;
    ölümdür yaşanan tek başına
    aşk iki kişiliktir.

    bir anı bile kalmamıştır
    geceler boyu sevişmelerden;
    binlerce yıl uzaklardadır
    binlerce kez dokunduğun ten;
    yazabileceğin şiirler
    çoktan yazılıp bitmiştir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.

    avutamaz olur artık
    seni bildiğin şarkılar;
    boşanır keder zincirlerinden
    sular tersin tersin akar;
    bir hançer gibi çeksen de sevgini
    onu ancak öldürmeye yarar:
    uçarı kuşu sevdanın
    alıp başını gitmiştir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.

    yitik bir ezgisin sadece,
    tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
    düşlerinde bir çocuk hıçkırır
    gece camlara sürtünürken;
    çünkü hiç bir kelebek
    tek başına yaşayamaz sevdasını,
    severken hiçbir böcek
    hiç bir kuş yalnız değildir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.
    ···
  4. 29.
    0
    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin
    ···
  5. 30.
    0
    n güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye

    en güzel günlerimin bu üç mel'un addıbını

    yer yer tırnaklarımla kazıdım

    hatıralarımın cdıbını..

    en güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    biri sensin,

    biri o,

    biri ötekisi..

    düşmanımdır ikisi..

    sana gelince...

    yazıyorsun..

    okuyorum..

    kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,

    insanın

    bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..

    ne yazık!..

    ne kadar

    beraber geçmiş günlerimiz var;

    senin

    ve benim

    en güzel günlerimiz..

    kalbimin kanıyla zütüreceğim

    ebediyete

    ben o günleri..

    sana gelince, sen o günleri -

    kendi oğluyla yatan,

    kızlarının körpe etini satan

    bir ana gibi satıyorsun!.

    satıyorsun:

    günde on kaat,

    bir çift rugan pabuç,

    sıcak bir döşek

    ve üç yüz papellik rahat

    için...

    en güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    biri sensin,

    biri o,

    biri ötekisi...

    kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...

    sana gelince...

    ne ben sezarım,

    ne de sen brütüssün...

    ne ben sana kızarım

    ne de zatın zahmet edip bana küssün..

    artık seninle biz,

    düşman bile değiliz..
    ···
  6. 31.
    0
    dörtnala gelip uzak asya'dan
    akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket bizim!
    bilekler kan içinde, dişler kenetli
    ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benzeyen toprak
    bu cehennem, bu cennet bizim!
    kapansın el kapıları bir daha açılmasın
    yok edin insanın insana kulluğunu
    bu davet bizim!

    yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine
    bu hasret bizim!
    ···
  7. 32.
    0
    ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükçe büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    içimi seninle ısıtıyorum

    ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    bu şehir o eski istanbul mudur?
    karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    sokak lambaları birden yanıyor
    kaldırımlarda yağmur kokusu
    ben sana mecburum sen yoksun

    sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    ···
  8. 33.
    0
    ağlasam sesimi duyar misiniz,
    mısralarımda
    dokunabilir misiniz,
    gözyaşlarıma, ellerinizle?
    bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    bu derde düşmeden önce.
    bir yer var biliyorum;
    her şeyi söylemek mümkün;
    epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    anlatamıyorum.
    ···