ilk başta size bir kavram öğreteceğim ve tüm yönelimimizin kaynağı bu bakış açısı olacak.

Kavram: Semptom

Nasıl yaklaşacağım : Semptomatik yaklaşımla

Peki nedir bu pgibanalitik semptomatik yaklaşım?

Şöyle özetleyeyim: Her metin, her konuşma, her ilgi bir şeyler anlatır ve aynı şekilde her metnin, konuşmanın, söylemin, imajın bir semptomu vardır.

Semptom, anlatılanlardan anlatılmayanı bulma çabasıdır.

Pgibanalist hastasını dinler, hasta ona sorunlarını anlatır ama sessiz kaldığı, sustuğu veya anlatmadığı şeyler de vardır. Pgibanalist bu sessizlik ve anlatımsızlıktan hastanın neyi gizlediğini ve neyi bastırdığını yani semptomları bulur.

Örnek: kezbanın biri : "Yhaa cnm bn italyan erkeklerne bayılyorm yhaa" dediğinde aslında romantik, tatlı sürprizler yapan, yakışıklı, "modern", "batılı", akşam şarapla mum ışığında yemek yiyen biri aklınıza gelecektir. Neyi gizlediğini düşündüğünüzde ise yine maço, sevimsiz, bakımsız, romantizmden anlamayan dediğimiz tipik Türk erkeği tipolojisini düşüneceğiz. Tabi ki burada kızın her dediğinin doğru olmama ihtimalini gözardı etmeyin. Muhtemelen maço kimlikle babası veya çevresinde çocuklukta etkisi altında kaldığı baskıcı karakterleri kastediyor.

ilk amacımız, semptomatik yaklaşarak, kızın neyi gizlediğini, sevmediğini, bastırdığını, korktuğunu anlamak olacak. Sizinle konuşmasına gerek yok, derse katılırken veya kantinde sohbet ederken birine de bunları diyebilir. Tek yapacağınız şey dinlemek ve mantıklı sorular sormak olacak.

Okuyor musunuz hala?

Taktik # 1 : Nerede olursa olsun, dinlemek. Bir pgibolog gibi yaklaşın, kendi varlığınızı göz önüne sokmayın. Hayvan gibi kızın gözlerinin içine içine bakmayın. Doktor gibi bırakın o konuşsun, siz uzakta sadece dinleyin ama belli etmeden, kendi varlığını hissettirmeden.

Unutmayın, bu sabır işidir, sabırla dinlemek irade ister. Sevdiğin kız eğer sana sorular sorarsa konuyu ona çekmeyi deneyin. Aynı şekilde ayrıldıktan sonra da sakın kendinizden bahsetmeyin. "Şöyle öldüm, şöyle bittim, özledim, dön vs" falan sakın aklınızdan bile geçirmeyin. Kendinizi özne olarak yok edin.

Çok derin mevzular bunlar, yılların birikimi olduğu için her şeyi detaylı anlatamam, siz de sorun arada.

Beyler kusura bakmayın, biraz geç oldu ama hadi devam edelim

Öncelikle sorularınız yeterince düşünülmüş şeyler değil, yanıtlamaya değmez ama bir ikisine yanıt verip taktik no # 2'ye geçelim.

Üniversitede ne okudun demiş?
- Üniversitede her şeyi okudum. Öğrenebilmek için değil entelektüel kapasitemi genişletmek için, en önemlisi dünyayı anlayıp değiştirebilmek için ve daha da önemlisi "yolda olmak" için.

Freud'un tezleri çöktü mü?
Düşünceler ve düşünce sistemi bina değildir, çökmez, inşa edilmez ama geliştirilebilir veya üzerine bir şeyler kurulabilir. Freud'un düşüncelerine sıkı sıkıya sarılmak dogmatikliğe iter. Freud doğanın kanunu gereği sayısız kez eleştirildi ve bu nedenle teorileri geliştirildi.

Utangacım ne yapacağım?
- Hiçbir şey yapmayacaksın. Seni olduğun gibi kabul etmesini sağlayacaksın. Filmleri düşünün, senaristler istediği karakterde birini size istediği şekilde sevdirebilir veya nefret ettirebilir. Utangaçlığınızı veya ekgibliğinizi lehinize kullanmayı sağlayacaksınız. Nasıl diyenler taktik no #1'i okuyup semptomları anlayıp bana dönsün.

Diğer soruları gözardı ediyorum şimdilik.

Taktik no #2'ye geçiyoruz. Peki şu ana kadar naptık?
Öncelikle uzaktan veya yakından, faceden veya twitter'dan, ordan burdan karşıdaki kişiyi sorunsallaştırdık ve anladık. Şu soruları semptomatik pgibanalizmle yanıtladık: Nerede dili sürçüyor? Nerede susuyor, neyi gizliyor/bastırıyor?

Taktik no #2 : Tersten analiz

Peki nedir tersten analiz? Söylenenleri, duyulanları, kurulan tüm cümleleri tersten bir daha sorgulama.

Örnek: Kızın biri "Ben sadece yeşil gözlü erkekleri severim." diye bir cümle kurdu. Tersten yaklaşınca "Ben sadece yeşil gözlü erkekleri sevmem." diye yorumlayıp yeşil gözlü erkeklerin dışında -veya bahsedilen kategoriler dışında- kalan etmenlere ne kadar tolerans verdiğini anlamaya çalışacağız.

Örnek: Kızın biri "Senden asla vazgeçmem" diyorsa "Senden istediğim zaman vazgeçerim" şeklinde ele alacağız.

Örnek: "Benim gözümde zengin fakir tüm insanlar eşittir." diyen biri için kesinlikle zenginlere karşı o eşitliği kurgulamadığını bileceğiz.

Dikkat ettiyseniz örneklendirdiğim söylemler hep iddialı veya kişinin kendini tanımladığı cümlelerden oluşuyor. Bir kişi kendini tanımlıyorsa siz o tanımın hep tersini ele alıp ona göre ne kadar tolerans tanındığını anlamaya çalışacaksınız.

Şimdi bazılarınız soruyor: "Ee nolacak sonra?"

Çok basit. Bir kız aşkla ilgili kendini tanımlayacak bir şey söylüyorsa en başta geçmişte yaşadığı bir sıkıntıyı dile getiriyordur ve hayalini dile getiriyordur. "Ben kıskanç erkek sevmem" diyen bir kız, ister inanın ister inanmayın, kıskançlık noktasında patolojik sorunlar yaşıyordur ve bilinçaltına yönelttiğiniz kıskançlık mesajlarıyla aslında kendini tatmin edip içten içe sizi isteyecektir.

Unutmayın bilinçaltı çok şeydir. Alttaki postu okuyun.

Freud'a giriyoruz şimdi. Anlamak için okumalısınız.

Bir kişi doğduğunda cinsiyetinin ne olduğu ve çevresinde cinsiyetiyle varoluş mücadelesi onun tüm geleceğinde belirleyici olacaktır.

Sen erkek olarak doğdun. Annenin karnında annenle doğrudan bir ilişki kurdun ve doğum gibi büyük bir travmadan sonra annenden "ayrılmak" zorunda bırakıldın. Peki bu ayrılık acısı nereye kanalize edilecekti? Tabi ki seni annenle ayıran kişiye: babaya. Erkeklerin hepsi ilk evrelerinde bilinçaltına babalarını kıskanır ve onlara öfke duyarlar. Tepkilerini kakasını tutarak, ağlayarak vb. gösterirken zamanla -senin tabirinle- abazalık arttıkça bu tavırlar ergence kavgalara, babayı beğenmemeye vb. dönüşür.

Bir kız sana "Ben maço erkekleri sevmem" diyorsa bu onun cinsiyetiyle geliştirdiği dünyada kendini varetme savaşını sürdürdüğü çevreyle kurduğu ilişki sonucu bastırdığı bir özelliktir ve tatmin duygusu bastırdığın yerde gerçekleşir.

Bilinçaltına yönelin, sustuğu, sessizleştiği yerleri keşfedin ve tanımlayıcı şeyleri tersten okuyun.

Taktik no 3#te artık izleyici pasif moddan aktif bir moda geçeceğiz ve ilk iletişimimizi kuracağız veya iletişimimizi farklı bir boyuta taşıyacağız.

Bu arada bazı aklı-evveller hemen başlıklar açmışlar ve tabi ki kendi küçük dünyalarında yaşadıklarını bilim ve tecrübe diye aktarmışlar.

Hiçbir yaşanmışlık, başka bir yaşanmışlığa örnek olamaz. Ne olursa olsun, birini örnek almayın.

"Ben ayrıldım, kız bana geri döndü; çünkü şöyle şöyle yapmıştım." Yalan, sakın yapmayın. Aynı karakterde bir kadın bile olsa. Peki ne yapacağım diyorsan, onun da çözümleri burada.

Artık daha sık yazacağım. 1 hafta sonra mesajlarla her biriniz için seans seans devam edeceğim. Nedeni, hikayeleri seviyorum. Nedeni, kendimi geliştiriyorum.

Sabırlı olun. Onu size parça parça getireceğim. Yeter ki bilinçaltını bana getirin.

PM'leri de yanıtlıyorum.

Doğru aşkı bulma, aşk acısı, ayrılık gibi konularda yazabilirsiniz.

Sileyim mi entryi? Msj atan bayağı bir kişi var zaten