-
126.
+11Otobüsten inip eve doğru yürümeye başladım. Mahallede kavga vardı, neredeyse herkes birbirine girmişti amk. Bende kalabalığın arasına dalıp olanları izledim. Sordum ne oldu diye, esnaflar birbirine girmiş galiba. Herkes yarım yamalak birşey anlatıyordu. Neyse amk yiyin birbirinizi dedim içimden, eve doğru gittim. Anam neredeydin diye sordu, acile gittim dedim. Hemen heyecanlandı ne oldu? diye sordu. Bende birşey yok bi iğne yedim, doktorun yazdığı ilaçları verdim anneme. Yarın eczaneden alır mısın anne diye, tabi ilaçları bi kere kullandım sonra içmedim. Hiç ilaç kullanmayı sevmem, kendi kendime iyileştim amk.
Akşama misafir geldi. Aile dostumuz kaç yıllık, onlarla sohbet ediyorduk. Yemek falan yendi. Herkes salon da konuşuyoruz. Yine annem beni, millete şikayet ediyordu. Anam sağolsun beni hiç bir zaman övmedi, herkese ne yapsam sölüyordu. Bende sıkıldım, salonda uyamadım, herkes orada diye. Ütü masasını gördüm, anılarım canlandı amk, hemen kaldırdım ütü masasını, annemle babamın yatak odasına koydum.
Uyumadan önce, Leyla'yı arayım dedim. Telefonu meşgula attı, ardından mesaj atıp, seni ben sonra arıcam dedi. Uyumadım Leyla'nın aramasını bekledim. -
127.
+8Bi yarım saat sonra aradı beni, hemen açtım telefonu.
Ben: Bekle bekle ağaç oldum kuzum, niye aramıyon?
-
Leyla: Babam içerde, nasıl konuşayım o benimle konuşurken?
-
Ben: Şimdi baban nerede?
-
Leyla: içerde.
-
Ben: Sen nerdesin?
-
Leyla: Balkondayım.
-
Ben: Geç içeri hava soğuk zaten.
-
Leyla: Birşey olmaz ceket aldım üstüme.
-
Ben: Tamam sonra benim gibi hastalanma (gülerek)
-
Leyla: yok kendime dikkat ediyorum ben.
-
konuşacak birşey bulamıyordum. Leyla ile konuşmadığımız şey kalmadığından, artık yeni konular açamıyordum.
Ben: ee Leyla'cım ne yapıyorsun, anlat?
-
Leyla: Napiyim ya aynı. Bir senle bir annemle uğraşıyorum.
-
Ben: Ne oldu yinen annen?
-
Leyla: Şüpheleniyor ağzımı yoklamaya çalışıyor.
-
Ben: Verde telefonu konuşayım, annenle. Hatta direk baban ver, yarın istemeye gelirim.
-
Leyla: Bizim burada askerlik yapmayana kız vermiyorlar
dedi gülerek. Bu arada Leyla evin tek çocuğudur. Kardeşi falan yok. Biraz daha havadan sudan konuştuk ardından,
Ben: Hala rüya görüyor musun?
-
Leyla: Ben namaz kılıp uyucam. Yarın okulda görüşürüz.
-
Ben: Nereye ya daha 2 dakka konuşamadık.
-
Leyla: Hadi kendine iyi bak.
-
Ben: Tamam öpüyorum yanaklarından (gülerek)
-
Leyla: Kapat!
-
Ne zaman rüyalarını sorsam, hep konuyu değiştiriyordu. Daha ona ütü masasının devrilmesini anlatmamıştım bile, bu konulardan yana hassas diye. Yarın ne yapayım diye düşünüp uyudum. -
128.
+9Sabah oldu okula gittim. Biraz okula erken gitmiştim, kimse daha gelmemişti doğru düzgün okula, boştu. Aylin'i gördüm, kantinin orada masalar atılmıştı. Orada oturuyordu kızlarla, bende yanlarına gittim. Naber napıyosunuz falan, muhabbet ettik.
Aylin bana sordu, Kutsal siz Leyla'la sevgili misiniz? Bende hayır, niye sordun dedim? Hiç öyle, birbirnizden ayrı gezmiyorsunuz da. Bende iyi anlaşıyoruz diyip, okulun tuvaletinde sigara içmeye gittim. Tuvallet de kalabalık değildi, 3 kişi öyle muhabbet ediyoruz. Hiç birimizde birbirimizi tanımıyoruz amk, öyle sadece görmüşlüğümüz var birbirmizi o kadar. Sigalarımızı içip tuvalletten çıktık birlikte. Okul kalabalıkalmıştı, tuvaletten çıktığımızda. Bende giberim amk zili mi bekliyecem dedim. Sınıfa çıktım, sınıf bomboştu. -
129.
+6 -1Neyse zil çaldı, Leyla sınıfa geç geldi biraz. Nerede kaldın dedim. Müdür yardımcısına aidatı vermiş. Dersler sıkıcı geliyordu, tüm gün deftere tahtakileri yaz başka bi tak yapmıyorduk derslerde. Son 2 ders kala Leyla'ya gel okuldan kaçalım dedim. Önce kabul etmedi, ama salak gibi orada ısrar ettim.
Okuldan kaçmayı kabul etti. -
130.
+8 -1Neyse okulda sürekli kaçtığımız biryer vardı, okulun yan tarafında, kör noktadaydı biraz. Tenefüs bitmeden kaçmamız lazımdı, hemen hızlıca zütürdüm oraya onu. Duvara koşup kendimi yukarı çektim. Duvarın üstünde çömeldim, hadi Leyla dedim. Leyla çıkamıyordu, kuzum az ilerden koşup tutun ben seni çekecem dedim. Dediğimi yapamadı, bende gülmeye başladım. Mecburen tekrar indim, Leyla'yı bacaklarından tutup yukarıya doğru biraz kaldırabildim. Oda demirlere tutunup kendini çekti. Leyla'yı arakasından sarıp kaldırdığım için bende bir alevlenme oldu, yalan yok. Leyla bu sefer orada duvarın üstünde, sen atla geliyorum dedim. Bunları söylerken, karnım ağrıyormuş gibi yapıp, eğik duruyordum. Benim mal ota taka kalkıyordu, Leyla'da gözlerini dikmiş gelmemi bekliyor. Neyse arkamı dönüp, hemen elimi pantolondan içeri sokarak, kemerin olduğu yere sıkıştırdım malı. Dik dik yüreyemezdim, sonra hemen koşup atladım kendimi çektim. Hemen atladık aşağıya. 2-3 metre var yok, duvarın yüksekliği, Leyla bileğini burktu. Keşke atlatmasaydım diye, içimden söyleniyordum. Mecburen kimse görmesin diye, Leyla'yı kucaklayıp okulun yan tarafından ki parka doğru zütürdüm. Ağaçların arkasına oturttum onu, kimse görmesin diye.
Korkuyorum biri görse, napıyon lan kıza diyecek diye. Öyle bir telaşımız vardı çünkü. 3-4 dakka oturup kalktı. Offf seni dinleyen kafama.. diyip gerisini getirmedi. Bende, Leyla biraz kilo al lan bune hafiflik dedim. Oda gülüp hadi gidelim dedi. Gidiyoruz ama nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Öyle napacaz diye, konuştuk. Leyla, AVM'ye gidelim dedi. Yaşadığımız yerde büyük bi AVM vardır, gez gez bitmez. Neyse oraya doğru gittik. Leyla ile mağaza mağaza dolanıyoruz. Ayakkabılara falan bakıyordu. -
131.
+7 -1Biraz daha gezdikten sonra, AVM'lerde çocuklar için oyun merkezleri olur. Onla oraya girip masa hokeyi, langırt falan oynadık. Tabi Leyla böyle şeyleri oynamayı bilmez. Benim zorumla oynattım onuda. Bu arada saate'de bakıyorum. Okul çıkış saatini kaçırmayalım diye, karnım açıktı, Leyla'ya sordum aç mısın diye? Oda hayır dedi, o hayır diyorsa açtır. Genelde birşeyler almamı istemiyor ona, özel buluşmalarımızın haricinde birşeyler yemez.
iskender yiyelim diye konuştuk. Sıraya girmeden önce çıkartıp, cüzdana baktım. Cüzdan da 14 lira var, iskender 10 lira. Leyla yanımda olduğundan gördü, paramın yetişmeyeceğini anladı. israr etmeye başladı, gel illa birşey yememize gerek yok diye ısrar etti. Ama ben çok utanmıştım, Leyla'nın benim için öyle konuşması daha da utandırıyordu. Utanç verici oluyor hele ki sevdiğiniz insanın yanında öyle bir konuma düşmek.
Bende yok alıp birlikte yiyecez dedim. Sırayı bekleyip iskenderi aldık. Birde kolasız olmaz diye, Burger King'e gidip kola aldım, onların ki daha büyük oluyor diye. Leyla ile aynı tabaktan yedik, aynı koladan içtik.
Bu onunda benimde çok hoşuma gitti. Aramızda birbirimizinden tiksinme gibi bi durum yoktu *
Leyla: Bende aidat parasını ödedim, param yoktu. Kusura bakma lütfen Kutsal dedi. Bende senden birşey istiyen yok Leyla, salla diyip konuyu değiştirdim.
Biraz daha oturup muhabbet ettikden sonra saate baktım. Okulun zili çalmış, AVM'den çıkıp yavaş yavaş yürümeye başladık. Otobüs durağına geldiğimizde, Leyla'nın beş kuruşu olmadığını anlamıştım. Çünkü bugün otobüse binemicem, dedi. Kızın bi otobüs parasını bile verememiştim, çünkü bende de para iskender yerken bitti. Leyla, istersen bize gidelim. Bizimkilerden alırım dedim. Okul bizim eve çok uzak değildi. Ama Leyla'nın evi uzak sayılırdı. Bizim ki yürüyüş mesafesinde 5-10 dakka falan sürüyordu.
Leyla'da kabul etmedi. Gerek yok yanımda sen varsın dimi? dedi. Bende her zaman diyip, ona eşlik ettim. -
132.
+8Neyse Leyla ile yürüyoruz evlerine doğru. 1. çevre yolu dediğimiz yerden dümdüz gidiyoruz. Konuşa konuşa, güle eğlene giderken. Leyla birden susuyor, Kutsal geriden yavaş yavaş yürü, diyip hızlanıyor. Bende ne oluyor diye seslendim. Yüzüme dönüp bakmadı, hiç bi tak anlamadım. Arkasından yavaş yavaş yürüyüp onu takip ettim.
Bizim yaşlarımızda bir erkek ile sarılıp, yanağından öptü. Hala hiç bir tak anlamıyorum, ne oluyor lan diyip iyice yavaşladım. -
133.
+6Biraz daha takip etmeye devam ettim, kıskançlık krizine girmek üzereydim. Leyla kafasını bana doğru döndürüp eliyle hızlı bir şekilde, git git yaptı. Bende durdum bi köşede, onları izliyorum. Yanında ki çocuk otobüsü durdurup Leyla ile birlikte gitti.
Bende kendi kendime, bu oruspu çocuğu kim lan diye söylenip duruyorum. O'an sırt çantasını alıp kafasına geçirip boğasım gelmişti, Leyla'nın onu öptüğünü görünce. Bende o'an bir salaklık yapmiyim dedim. Ya kuzeni falansa diye, birşey yapmadım. Ama hala içimde ki sinir endişe geçmemişti.
Bende eve doğru yürümeye başladım. Eve vardım, içim içimi yemiyor. Hala orada olanlar aklıma takılmışdı. Leyla'yı aradım telefona bakmadı, bende kıyafetlerimi değiştirip Atakan'ı aradım. Atakan'da mahallede değilmiş. Sıkıntıdan evde duramadım, kapının önüne çıkıp elimde telefon volta atmaya başladım. -
134.
+8 -1Volta atmaya devam ediyorum. Sinirimden duvarları yumrukluyorum, içime sanki bir öküz oturmuştu. Bizim apartmandan bir abi vardı, Rüstem abi, işten geliyordu. Oda duvarları yukladığımı görüp, napıyon olum? Duvarları daha yeni boyattık dur 2 dakka dedi. Bende yumruklamayı kestim. Elimin ağrımaya başladı sonradan tabi. Sonra Rüstem abi, neyin var olum, duvarla alıp vermediğin ne? diye dalga geçti.
Ben: Yok abi bişey diyip geçtim kaldırıma oturdum.
Rüstem abi tekrar yanıma gelerek, bir derdin varsa söyle bana. Ben ciddiyim, neyin var senin?
-
Bende, birşey yok Rüstem abi sağolasın diyip, başımdan savdım.
Hala içimden ulan kuzenidir, kuzenidir. gibtir et diyip duruyordum, ama ne kadar kuzenidir desemde, öyle öptüğü için yinede kıskançlığımı bastıramıyordum.
Tekrar Leyla'yı aradım, 10 defa. inat ettim açana kadar arıyacaktım. En son telefonu başka birisi açtı. Alo ne arayıp duruyorsun kızımı diye bağırdı. Annesinin olduğunu anlamıştım, sesimi bile çıkarmadan kapattım telefonu. Bu sefer de korkmaya başladım. -
135.
+3devam ediyorum
-
136.
+10Bir yandan sinir, bir yandan korku. Başıma bi ağrı saplandı sinirden. Atakan'ı aradım yine, oğlum gel artık yanıma allah için, kendimi öldürecem dıbına koyim gel diye kızdım. Oda tamam geliyorum kanka diyip telefonu kapattı. Kapının önünde otururken, Atakan geldi. Napıyon olum burada? diye sordu.
Anlattım olanları ona, tabi Atakan'ın birşey yapacağından değil. Sadece içimi boşaltmam lazımdı. Leyla'yı sevdiğimi bilen bi oydu, ve en yakın arkadaşımda Atakan'dı. Leyla, ile AVM'ye gittik, yemek falan yedik. Son 2 saati astığmızı zaten biliyorsun. Neyse kanka Leyla'nın yol parası yoktu, normalde hep otobüsle giderdi. Bende ona eve kadar eşlik edecekdim, sözde. Daha yarı yolda, beni durdurdu. Çocuğun birine sarılıp öptü, ardından otobüse binip gittiler.
Atakan: Ee ne var olum, akrabası falandır?
-
Ben: Bende öyle düşünüyorum ama emin değilim yinede, amk öpmesi zoruma gitti.
-
Atakan, gel olum takma ya diyip, 2 sokak ötede ki parka gittik. Büfeden Atakan 4 tane tuborg aldı. Ne kadar istemesem de zorla aldı, iddayı tutturdum hayır yapıyorum kanka diyordu. Açıp içmeye başladık.
Oda okulda, 3 senedir sevipte açılamadığı kızdan bahsediyordu. O bana teselli veriyor ben ona teselli verip, dertleşiyorduk. -
137.
+10 -1Birden içerken dayının biri geçerken, günah günah diyip gitti. O sıkıntı da dayının öyle gelip günah günah demesine kahkaha atmıştık.
Normalde içki içmeyen biriyim, binde bir özel günlerde falan. pekde sevmem alkolü. ikinci tuborgu içtikden sonra, zom olmuştum. Zom olmuştum derken, zil zurna sarhoş değilim. Başım dönüyor midem bulanıyordu, Atakan'da taşşak geçiyordu. 2 kadehte gittin diyordu.
Midem ağzıma gelip duruyordu, rengim gitmişti amk. Dayanamadım kustum. Kustukdan sonra, Atakan'a bir daha içeni gibsinler dıbına koyim, diyip geçtim banka yattım. Bünyen kaldırmıyorsa içme yavşak'dedi Atakan. O mal da çocuk salınkacında sallanıyordu., ben bayılacak gibi hissediyorum kendimi. Bir yandan hala Leyla'yı düşünüyorum. -
138.
+8Bi yarım saat bankın üzerinde uzandım, Atakan'a mentol aldırdım. Eve gittiğim de ağzım kokmasın diye. Biraz mahallede dolaşıp, gelene geçene laf atıyoruz. Laf attıklarımız da mahalleden tanıdıklarımız, biraz eğlenelim diye. Mahallenin çocuklarının yanına gittik, top oynuyorlardı.
Bizide alın dedik oyuna almadılar. Çocuk dediysem en küçüğü lise 1 amk, biz tabi herkesle taşşak geçip duruyoruz. Her taka gülüyoruz. Onla bizi almayınca, bizde maymun gibi direklere tırmanıp yine birbirimize gülüyorduk. Mahallemizin kocaman bir parkı vardır, orada oturaklar, çocuklar için park, belediyenin spor alanı. Basketbol sahası her bi tak vardır. Genelde kalabalıkdır. Çoluk çocuğundan tut yetişkinine kadar hepsi vardır.
Küçük çocukların yaptığı kumdan kaleleri bozup kaçıyoruz, çocuklarla ip atlıyoruz. Baya baya herkesi dalgaya vuruyorduk. -
139.
+8En sonunda basketbol sahasına geri döndük, bizi maça almayan muallaklerini izler gibi yapıyoruz. Topun bize doğru gelmesini bekliyoruz Atakan'la. Top üzerime doğru geldi, hemen yakaladım Atakan ile topu alıp kaçmaya başladık. Maksat topu kaçırmak. Ulan son sürat koşuyoruz, millet arkamızdan bağırıyor. Bize katıla katıla gülüyoruz koşarken. Top oynayanların hepsi peşimizde bizi kovalıyor. Hızlanmaya başladık, topu geri atacaktık onlara.
Baya koşmuştuk, bizi kovalayanlardan biri eline taş alıp Atakan'a fırlattı. Atakan'ın bacağına gelmişti. Olayı abarttılar diye durduk, taşı kim attı lan diye bağırdım? Taşı atan bin üzerimize doğru geliyordu, ben attım lan oruspu çocukları diye bağırıp. Elinde ki bi taşı yüzüme doğru fırlattı. Yüzümü elimle korumuştum, taş koluma gelmişti. Tam diğer taşıda bize doğru fırlatırken, arkadaşlarından biri elinden tuttu binin.
Hemen üzerine doğru koştum, topu kafasına fırlatıp dalmaya başladım. Atakan'da bir yandan çocuğu tekmeliyor. Arada 2 tane tekmeyi bana sallamıştı mal amk, diğerleri zar zor bizi ayırdı. binin üzerinden aldılar, çocuğu tanıyorum bizim mahalleden. Bizden taş çatlasa 1 yaş küçük veya değil. Bu gevşek bize küfür ede ede, kaçmaya başladı. Bizde arkasından kovalıyacaktık, ama oradakiler bizi tuttu. Oradakilerin yarısından çoğu mahalledendi, hepimiz birbirmizi tanırız. O yüzden aramızda kavga çıkmadı, zaten onlarda gülüyorlardı. Arkadaşız yani normalde. Atakan'la bu kadar şamata yeter diyip parka gidip bir bankta oturduk. Atakan bacağını sıyırdı, yavşağın taş attığı yer morarmışdı. Atakan'da hala sövüyordu o muallakye.
Ben: Olum buz muz koyak yoksa, şişer dedim.
-
Atakan: Gerek yok amk bırak şişsin. O oruspu çocuğunu felç edecem.
Bende, tamam kanka uzatma, oldu bitti dedim. Sonra tekrardan kendi aramızda şamataya devam ettik. -
140.
+8Atakan ile muhabbet etmeye devam ederken, bizi taşlayan muallak babamla çıka geldi. Babamın gözlerinden ateş çıkıyordu resmen amk. Birde işten yeni gelmiş belliydi. Atakan'a kaç git kanka dedim. Der demez fırladı gitti zaten. Babam hiç birşey demeden, 2 tane sağlam tokat çekti yüzüme. Baba ne vuruyon ya, bize oruspu çocuğu diyip taş fırlattı oda dedim.
Anlattı bana olanları, özür diledi. Sen gel buraya dedi, tam yüzüme vuracaktı tekrar geriye doğru atlayıp kıçıma tekme attı. Gel lan buraya özür dile çocuktan dedi. O yavşakta babamın yanında, babam gel lan gel dövmeyecem gel özür dile! dedi, gittim mecburen yanına çocuktan özür diledim. Babam bitane daha yüzüme tokatı yapıştırdı.
2. tokatı da vuracakken, elini tuttum. Baba yeter, özür diledik işte! Daha ne vuruyorsun!?
Babam: indir lan elini şerefsiz, yürü eve gidiyoruz dedi.
Eve gelir gelmez, odama geçtim. Babam hala salondan bana bağırıyordu, adam olmayacak bundan diye. Anneme söyleniyordu, bende giblemiyordum. Babama sinirliydim, kapımı kitleyip uyudum. -
141.
+7Rüya görüyordum;
Rüyamda ise, sanki gök yarılırcasına yağmur yağıyordu.Şimşekler çarpıyordu. Aynı şekilde yatağımdan yeni kalkmıştım. Odamdan perdeyi aralayıp dışarıya bakıyorum, 4 tane beyaz takım elbiseli adam görüyorum. Hepsi aynı boyda, bizim eve doğru bakıyorlardı. Bende korkup perdeyi kapatıyordum. Birden gök gürlemesi ile rüyam bitiyordu.
Aynı şekil uyandığımda gök gürlüyor ve yağmur yağıyordu. Perdeyi çekip, pencereyi açtım gökyüzüne doğru bakıyorum. Yağmuru oldum olası sevmişimdir. Sonra telefonu alıp, ona bakıyorum saat kaç olmuş diye. Saat sabah 4, 2 mesaj 4 cevapsız arama.
3 arayan kişi Atakan, diğeri ise tanımadığım bir numara. Atakan mesaj atmış, Kanka iyi misin? diye, diğer mesajda Leyla'dan gelmiş saat 2 gibi. Bugün olanlar için özür dilerim, beni affet diye.
Leyla'yı arayım diye düşündüm, arasam da bu saatte de açamazdı, diye aramadım. Mesajta atmadım. Sonra telefonu yerine yatağa doğru attım. Yağmuru izliyordum, karşı yoldan bi araba geldi, o saat'de, arabadan 3 kişi indi, ama bunlar takım elbiseli değildi. Sadece üstlerinde gömlek ve şapka vardı. Gözlerim faltaşı gibi açıldı, 3'ü inip, yürüyordu. Diğeri arabada bekliyordu. Ulan yoksa hayal mi görüyorum dedim. Hemen kapıyı açıp, evden aşağı indim. Kapının önünden o tarafa doğru baktığımda hiç kimse yoktu. Biraz daha yaklaştım arabayı park ettikleri yere, ne araba var nede onlar. Apışıp kaldım orada, hayal mi görüyorum lan diye diye eve tekrar çıktım. Bu sefer babam kapı sesine uyanmış, ne işin var dışarda bu saat de diye.
Bende pencereden dışarıya bakarken, gördüklerimi anlattım. Geç yat asabımı bozma diyip sinirlendi. Hala odamdan izliyorum, belki yine görürüm diye ama hiç kimse yoktu orada, bir daha da gelmediler. -
142.
+11Bende okula uykusuz gitmiyim diye, biraz daha kestirdim. Uyanıp elimi yüzümü yıkadım, üzerimi giyinip direk okula gidecektim. Babam beni çıkartmadı, daha okul var gel. Kavhaltını yap öyle git. dedi.
Bende oturdum masaya, ama hiç iştahım yok. Aklımda Bir Leyla, birde sabaha karşı gördüğüm şeyler var. Annem zorla bi iki lokma tıktı ağzıma. Babam benimle konuşmaya başladı.
Babam;
Oğlum bak seni seviyorum. Sana vurmak dahi istemiyorum, ama bu şımarıklığın canıma tak etti. Sanki hala 10 yaşındaymışın gibi davranıyorsun. Ben burada senin geleceğini düşünürken senin böyle saçma sapan şeyler yapmaya hakkın yok oğlum. Niye böyle yapıyorsun oğlum? Anlat hadi bana.
-
Ben: Baba özür dilerim haklısın.
-
Babam: Bende senden özür dilerim, diyip yanağımdan sıktı. Ben senin babanım, döverim de, severimde. Aklını başına al artık.
-
Ben: Tamam baba
-
Babam: Hadi somurtma, al harçlığını şimdi git okuluna. Bir daha da böyle şeyler yaşamıyalım.
-
Verdiği harçlığı aldım, ayakkabılarımı giyip evden çıktım hemen. Babam bana vurduğu için galiba vicdana gelmişti. Hayatında benden özür dilediği, ender anlardan biriydi. Dışarıda hala yağmur yağıyordu, çıkmadan şemsiyemi alıp, Atakan'ın evine gittim. Onunda hazırlanmasını bekleyip, birlikte okula doğru yürümeye başladık. -
143.
+6Atakan direk dün olanları sordu, kanka seni öyle bırakıp kaçtığım için özür dilerim. Babanın dayağından bende nasiplenmek istemedim valla.
Ben: Yok kanka ne olacak, ben zaten gitmeni istedim.
-
Atakan: ee ne oldu?
-
Ben: Birşey olmadı 2-3 tokat yedim, birde dünkü bize taş atan yavuşaktan özür diledim.
-
Atakan: Kanka o bini yakalayıp ağzını burnunu kıralım.
-
Ben: Yok kanka yeter amk, babamla bir daha kavga etmek istemiyorum da.
-
Atakan: Leyla aradı mı?
-
Ben: Yok kanka, ama mesaj atmış
Mesajı gösterdim ona, bi yorum yapmadı oda. Giderken bakkaldan bir sigara alıp, okulun tuvaletinde içtik zil çalmadan. -
144.
+8Zil çaldı, yağmur yağdığından okulun bahçesin de kimse yoktu. Sınıfa doğru çıktık Atakan'la. Kafayı çevirir çevirmez, bizim sıraya doğru baktım. Leyla gelmemişti. Oturdum belki, yine geç gelir diye hala bekliyordum onu. 1-2 ders geçti derken. Leyla hala gelmemişti. Tenefüsde aradım onu. Telefonu kapalıydı, başına birşey mi geldi diye endişelendim. Her tenefüs arıyordum telefonunu ama kapalıydı.
En son Atakan ile konuştum. Kanka telefonu kapalı, ne oldu acaba? Mahallelerine gidek mi lan?
Atakan: Kanka saçmalama, yarın gelir. Belki hastalanmıştır.
-
Ben: Daha dün birşeyi yoktu amk
-
Atakan: Oğlum dur dıbına koyim sana kalsa gidek evini basak. Yarın ola hayırola.
-
Ben: Oğlum ondan değil lan, mesaj atmışdı gece, sabahta okula gelmedi, telefonu kapalı. Ondan endişeleniyorum. Acaba o oruspu çocuğu Leyla'yı kaçırdı mı lan?
-
Atakan: Yok artık oğlum, kafan mı güzel.
diyip yanına oturttu. -
145.
+5Devam ediyorum.