-
76.
+20Okulun açıldığı ilk haftalar derslerimizin çoğu boş geçiyordu, bazı derslerin hocası bile daha gelmemişti. O sene lisemin son senesiydi, çok rahattık dönemin başlarında bile. Son sınıf olunca, okulun agası gibi birşey olmuştuk. Her okulda olduğu gibi son senesi olan öğrencilerin zütü kalkar hep, ama sene sonu gireceği sınavda kafasını da alacağını bilir. Bizimki de o hesap.
Dersler boş olduğun da sürekli okul için de dolaşıyorduk. Hocalar bizi sürekli yan yana gördüğünden, sorular soruyordu. Leyla'da rahatsız oluyordu ama yinede benimle olmaktan rahatsız olmuyordu. Rahatsız olduğu konu hocalardan biri ailesine sürekli benimle gezdiğimi söylerlerse diye. -
-
1.
0makine :DAS.das
-
1.
-
77.
+14Leyla ile yine eski güzel günlere dönmüştüm, çok mutluyduk. Ama Leyla'ya ne zaman sorsam hala o kötü şeyleri yaşıyor musun diye, cevap vermiyordu, konuyu değiştiriyordu her seferinde. Bende üstelmiyorum herzaman ki gibi.
Leyla ile yine arkada oturuyoruz. Ders boş, sınıf arkadaşları ile doğruluk mu cesaret mi, oynamya başladık. Doğruluk mu? Cesaret mi? oyununu oynamayanınız yoktur veya bilmeyen yoktur. Neyse başladık şişeyi çevirmeye 6 arkadaş oynuyoruz. -
78.
+11ilk başlarda, saçma sapan sorular doğruluk diye cevap verene, cesaret mi diyene işte git ona yumruk at, şuna tükür bilmem ne.Tümünü Göster
Oyun ilerledikce işler taka sarmaya başlıyor tabi. Leyla, yanımda oturduğundan dolayı şişeyi ona bi türlü soru soracak şekilde denk getiremiyordum amk. Neyse bin bi arkadaşım şişeyi çevirdi, sordu, doğruluk mu cesaret mi? Bende cesaret dedim, dedi git, Furkan'ın ensesine yapıştır gel dedi. Furkan'da sınıf arkadaşımız, oyunla alakası yok tabi. Herkesin ortamı farklı olur. Çocukda saf salağın teki, ama aşırı gevezedir. Üzüldüğümden vurmak istemedim, başka birşey söyle dedim. Kabul etmediler, eğer dediklerini yapmazsam hepsiden tokat yiyecem amk, kalktım mecburen Furkan'ın ensesine bir tane şaplattım, çocukta saf saf bana baktı, ne yapıyor bu diye?
Suçsuz günahsız çocuğa vurdum diye içim parçalandı amk, bende Furkan'a kardeşim çok özür dilerim, doğruluk mu cesaret mi oynuyoruz, bu yavşakta böyle dedi. Mecburen yapmak zorunda kaldım, öpüp gönlünü aldım. Normalde böyle şeyleri pek takmam ama onun saf oluşu, benim de salakca bir oyun yüzünden öyle birşey yapmam ona zoruma gitmişti. Fırsat buldukca ona kantinden çay falan ısmarlıyordum sonradan, sırf içimi rahatlamak için. Takıntılı birisiyim.
Neyse geri yerime döndüm, Şişe döndü tekrar bana döndü, bu sefer kızlardan birinin doğruluk mu? Cesaret mi? sorusuna cesaret dedim, ki hiç doğruluk demedim. Leyla hakkında bana soru sormalarını istemiyordun çekiniyordum. Neyse Zeynep, bi huurluk yaparak, en ön sırada, sınıfımızın ineği olan, Aylin'i öpmemi istedi, Leyla bana tip tip baktı, Leyla, Zeynep'e kızdı, abartma Zeynep diye, Zeynep'de niye mahsuru mu var Leyla? dedi. Leyla, beni cimcikledi, yapmıyacaksın dedi, Leyla'nın kıskanması çok hoşuma gitmişti. Bende, ee Leyla'cım, hayat bu her'an ne olacağu belli olmuyor işte, diye güldüm. Zaten arkadaşlar da gaz verdi, bende kalktım Aylin'in arkasından sinsi sinsi yaklaştım, birden tam eğilip hızlıca yanağından öpüp geri çekilecektim ki, Aylin korkarak kafasını hızla çevirdi, yanlışıkla dudağından öptüm. Gerçekten de dudağından öpmek gibi bir niyetim yoktu.
Sınıfta resmen kıyamet koptu, herkes oooooooooooooooooooooooooooooooooo diye hep bir ağızdan bağırıp iyice ortamı körüklediler. Ben bittim diyordum içimden, Aylin ayağa kalkıp napıyorsun sen ya? Sapık mısın oğlum?? diyerek bağırmaya başladı. Sınıfta ki binler hala ooooooooooo diye zütlerini yırtıyordu. Aylin onların gazıyla iyice sinirlendi bana, şimdi müdüre gidiyorum. Görürsün sen dedi. Ona anlattım doğruluk mu cesaret mi oynadığımızı, ama hiç giblemedi direk müdürün odasına doğru hızla gidiyordu. Bende arkasından koştum, Aylin Özür dilerimmmm, allah belamı versin sadece yanağından öpecektim.
Benim gibi Agnostik bir adamı, imana getirmişti orada. Eğer müdüre veya başka bir hocaya söylerse, yannanı yemiştim.
Tuttum artık bacaklarına kapanacaktım, gidip söylemesin diye. Ne istersen yaparım diyordum Aylin'e. -
79.
+11Aylin'in zoruna gitmişti, kız çok haklıydı. Böyle birşey yapmak tam bir yavşaklıktı ama, o'an ki eğlenceye kaptırıyorsun kendini. Sınıfta ki binlerin ooo çekmesi körüklemesi, Aylin'inin esas zoruna giden şeydi. Aylin orada ağlamaya başladı. O öyle ağlayınca, benimde gözlerim doldu. Aylin lütfen affet beni diyip duruyordum, benimde zoruma gitti öyle ağlaması. Kendimi sapık gibi hissediyordum. Aylin, tamam Kutsal git yaaaa diyip duruyordu, bende hala özür diliyordum. Oda hala ağlamaya devam ediyordu, tamam Kutsaaal git kimseye birşey demicem. Seni görmek istemiyorum dedi, Kız tüm duygu patlamasını bende yaşamıştı amk, gitmedim. Biraz uzağına gidip volta atmaya başladım. Ağlamasının geçmesini bekledim. Hadi Aylin sınıfa gidelim dedim. Ulan kendimi şerefsiz, ırz düşmanı gibi hissettim ilk defa. Aylin'i sonunda biraz da olsa affetirebilmiştim.
Aylin'e dönerek;
Ağlama artık Aylin, yemin ederim ağlayacağım bende. Hadi gel sınıfa gidelim, sınıfta hiç kimseye tek bir söz ettirmem dedim.
Aylin'i kaldırıp sınıfa doğru zütürdüm, Aylin'in ağladığını gördüklerin de zaten kimse olayı abartmadı. Bende arkadaşlar bunla ilgili lütfen tek bir saçma sapan espiri yapmayın, bu kadar yıllık hepimiz arkadaşız. Aramız kötü olmasın dedim.
Aylin'i de arkaya şişe çevirmece oynadığımız yere zütürdüm, biraz moralini düzelttik, güldürdük. Bu sefer Aylin'i de oyuna dahil ederek, oynamaya mal gibi devam ettik. Leyla orada birşey söylemedi bana ama suskunluğundan, sınıfa girdiğin de bana sert bakmasından anlamıştım kızgın olduğunu.
Neyse oynamaya hala devam ediyoruz -
80.
+13Bu sefer saçma sapan şeyler istemeyin amk dedim. Yine herkes mal mal şeyler söyleyip yaptırıyordu. Zeynep'e denk getirdiğim de hep doğruluk diyordu, kıcık almıştım oruspuya orada amk.
Zil çaldı, bizde oyunu yarıda kestik. Bende şişe çevirmece oynadığım Furkan'ın ensesine tokat şaplatmamı söyleyen, bin arkadaşım Mustafa ile tuvalette sigara içmeye gittim. Oğlum saçma sapan şeyler yaptırma, gibecem belanı diyip duruyordum. O muallakde sürekli gülüp duruyordu. Bak senin dıbına koyacam birdaha öyle şeyler yaptırırsan diye, takılıyorduk birbirimize.
Tekrar zil çaldı, Mustafa ile sınıfa doğru gitmeye başladık. Diğer ders de boş olduğundan oyuna devam ettik. Zaten aynı dersin hocasıydı, dolayısıyla boştu.
Tekrardan başladık oynamaya, bu sefer oyuna bir sınıf arkadaşımız dahil olmuştu. 8 Kişi olmuştuk. Ki sonradan oyuna dahil olan sınıf arkadaşımızın adı Burak'dır. Kendisi katmerli oruspu çocuğudur. Hala hatırladıkça binin suratına tüküresim gelir amk.
Oyun yine normal akışın da devam ediyor, cesaret yine fazla çıkmıyor. Herkes doğruluk diyor. Şişe bu sefer Leyla'ya döndü, soran kişi de Burak isimli hakiki oruspu çççoocudur.
Neyse Burak, dorğuluk mu cesaret mi? diye sordu Leyla'ya.
Leyla'da Cesaret dedi. -
-
1.
+2Hasssgibtir
-
1.
-
81.
+13Burak önce bir düşündü, Leyla git Emin'i öp dedi. Emin'de oyunla alakası olmayan bir sınıf arkadaşımız. Bende giberim amk, öptürme yok başka birşey iste dedim.
Burak'da yavşak yavşak gülerek kanka oyun bu yeaaa, banane dediğimi yapmak zorunda dedi.
Leyla tam kalkıyordu, kolundan tutup, sıraya oturdum. Yok lan başka birşey iste giberim belanı dedim Burak'a. Oda beni ilgilendirmez, ben söyleceğimi söyledim ya yapar yada cezasını çeker dedi.
Leyla kızdı ya bıraksana, sanane istediğimi yaparım. Ben sana karıştım mı? diye tepki gösterdi.
Ben: yok lan öyle bir dünya, Burak başka birşey iste yoksa seni döverim
-
Leyla: Allaahhh allahh
-
Burak bini fikrini değiştirmedi, kıl oruspu çocuğu. Ben öperim amk kimi öpeceksek dedim, onuda kabul etmediler. Oyunun kuralı belli biri denileni yapmazsa, oyunda herkes ona bir tane tokat atar. Grupta ki herkes sanane bırak yapsın diyordu. Yine de izin vermedim.
Yaptırmıyorum lan, tüm tokatlarınıza kabulum dedim. Mızıkcılık yaptığımı söyleseler de giblemedim. Hepsi de hayvana vurur gibi tokat attı, Leyla vurmaz diye düşündüm, ama o hiç acımadı oda sağlam bir tokat patladı, dişlerimi kırmıştı oruspu çocukları sanki, tokatları yedikten sonra, oyun moyun yok amk kalkın burada oynamayın dedim. Leyla'da yediğim tokatlardan dolayı gülüyordu bana.
binleri kaldırdım, Burak muallaksini tehtit ettim, tenefüs'de dıbına koyacaktım. Leyla'da kimseye birşey yapmayacağımı söyleyip duruyordu, mızıkcılık yapan sensin, al yedin tokatını otur oturduğun yerde dedi.
Ben:, sende elalemi öpmeye çok bir heveslisin Leyla! dedim
-
Leyla: Belli kimin kimi öpmeye hevesli olduğu diyerek gönderme yaptı. Aylin'i öpüşümden hala rahatsızdı.
Sonra Mustafa ile konuştum, zil çaldığın da Burağı bahçede yakalayıp, dıbına koyacaktık. Zil çaldığın da Mustafa'ya işaret çaktım, Burak'ın bahçeye çıkmasını bekleyip, bizde ardından aşağı indik. -
82.
+16Burak bini bizi görür görmez, Usain Bolt, gibi kaçmaya başladı. Okul bahçesin de olduğumuzdan en fazla okulun içine doğru kaçardı. bini Mustafa ile sıkışırdık, yavşağı yakaladığımız halde hala gülüyordu.
Mustafa ile binin kafasını eğip, sırtına 3-5 tane vurduk. Yavşak hala gülüyordu. Tabi bizde zarar vermek istemiyoruz. Hakiki oruspu çocuğu olsa da, o kadar yıllık arkadaşımız diye abartmadık. zütüne tekme attım, hala gülüyordu Burak.
Ulan ne arsız çocuksun dıbına koyim diyip bende gülmeye başladım, sonra yine 3'müz tuvalete gidip sigara içtik amk.
Aramızda küslük falan olmazdı, Burak'ında amacı zaten herkesi ayar etmektir. Daha da uzatmadık mevzuyu.
Zaman geçtikce artık boş derslerimiz de kalmamıştı, hocalar son sene sınav var diye, 1. dönemden sıkmaya başladılar, sınav için. Sürekli ödev, test kitapcıkları aldırıp çözdürmeye başlamışlardı şimdiden. -
83.
+11Leyla ile aramız biraz açılmıştı, Aylin mevzusu yüzünden. Ama bana küsmemişti, sadece sürekli onu öptüğüm için bana trip atıyordu. Bende ne zaman o konuyu açsa kapatmaya çalışıyordum..
En son bağırdım, yeter be Aylin bile senin kadar söylenmedi!
Leyla: Bana Aylin için mi kızıyorsun?
-
Ben: Hayııırrrrrrrrrrrrr, sadece sürekli bu konuyu açmadan bıktım. Sende biliyorsun orada olanları.
-
Leyla: Seni pek bi mutlu gördüm Kutsal, kusura bakma. Affet, düğününe de çağır beni, nikah şahidin bile olurum kanka
-
Ben: Ne kankası lan?
-
Leyla: Kankaaa kızmaa kankaaaaaa
-
Ben: giberim kankasını
-
Leyla: Yaparsın büyük adamsın kanka
-
Ben: YETEEER LANN
Leyla'da dalga geçmeye başlamıştı, ki ona bi kere bile kanka dedirtmemiştim. Zaten kanka ayağını hiç sevmezdim, oda bunu bilir.
Bu arada neredeyse seneden seneye konuştuğum Aylin ile, hergün merhabalaşmaya başlamıştık.
Leyla'ya hafta sonuna sinemeya gitme teklifi etmiştim, bilmiyorum programıma bakmak lazım diyip, beni kızdırmaya devam ediyordu. Ara sıra sormayı ihmal etmiyordum, görüyor musun yine kötü rüyalar? diye, Oda yok diyip geçiştiriyordu. Ama Leyla'nın dengesizliğinden anlayabiliyordum yine birşeyler yaşadığını. Çünkü dersteyken onu inceliyordum, garip garip dudağını ördek dudağı gibi yapıp oynatıyordu. Kendi kendine sessizce konuşuyordu, bende napıyon la? diyordum. Oda bana iyyim sen napıyon? diyordu. O sıralar ne yaşadığını tahmin edemiyordum. -
84.
+12Cuma günü olduğunda, Leyla ile Cumartesi için sözleştik, sinemaya gidip, birşeyler yiyecektik. Cuma günü son 2 saatimiz Beden Eğitimi, dersimiz vardı. Sözde beden eğitimi, ama hocanın bi tak gösterdiği yok zaten, genelde tüm beden eğitimi öğretmenleri hep aynıdır. Futbol oynayanlara futbol topu, Basketbol oynayanlara basket topu vs. klagib işte.
Normalde her beden eğitimi dersin de arkadaşla futbol oynardım. Leyla'da voleybol. Bu sefer Leyla gel basketbol oynayalım demişti. Gittik boş bir potanın orada basketbol oynamaya başladık.
Önce öyle paslaşıyorduk, Leyla napıyoruz bayır gülüm dedim? Spor dedi, onu bende biliyorum böyle sıkıcı değil mi? Leyla'ya gel o zaman teke tek basketbol maç yapalım dedim. Oda ben anlamam, dedi. Neyse ikna ettim, başladık basket maçı atmaya.
Bunu aslında eğlencesine bir maç olacağını düşünmüştüm. Ki ben zaten basketboldan falan anlamam, Leyla'da anlamaz. -
-
1.
+2Hocam devam et okuyorum.
-
1.
-
85.
+12Neyse başladık basketbol maçına, ilk başta güzel eğlenceliydi, yalnız Leyla bir'an da hırslanmaya başladı. Faul yapıyor beni itekliyor, ulan gövdemi kullansam alırdım o maçı, ki maçın Leyla'nın yenip yenmemesi umrumda değil. Bana faul yaptıkca gülüyordum, ama yinede maçı ben önde zütürüyordum.
Maç bittiğin de Leyla'yı yenmiştim, espirisine oynamayı öğren de gel bücür dedim.
Leyla çok sinirlenmişti, napayım elimden geleni yaptım diye bağırdı.
Ben: He he yapmışsındır.
-
Leyla: Sussana gerizekalı, sen kendine bak bir gün sigara yüzünden tıkanıp ölürsün inşallah
-
Ben: Ha? (diyip güldüm)
Bir oyun yüzünden bu kadar sinirlenmesine anlam veremedim, aksine gülmüştüm.
Leyla: gülme yeter!
-
Ben: Yahu abartma, altı üstü bir oyun, diyip gülmeye devam ediyordum.
-
Leyla birden, topu aldı yüzüme doğru fırlattı. Refleks ile elimle yüzümü korudum. Top parmağımı sıyırarak geçti, sanki parmaklarım kopardı yerinden top, birden acıdan bağırmaya başladım. Napıyosun lan ruh hastası? diye. Leyla, ağlama lan hanım evladı diyip sinirli sinirli gitti yanımdan.
Parmaklarımın acısından bağırıyorum amk, resmen anıracam. Direk beden hocasının yanına gittim, hocam parmaklarımı hissetmiyorum kopardılar sanki. Parmaklarıma baktı, birşey yok şimdi geçer dedi. Zaten bi 10 dakka sonra acısı geçmişti. Leyla'yı aradım ne spor salonun da, nede futbol/voleybol sahasın da yoktu. -
86.
+13 -1Zil çaldı Leyla hanım ortalıkta yoktu, son ders yine beden eğitim olduğundan hoca yoklama alıyordu. Yoklamanın sonuna doğru geldi, geçti sıraya. Baktım yine ağlamış, gözlerininin ıslaklığından farkettim.
Hoca yoklama aldı, yine herkes dağılmaya başladı. Leyla'nın yanına gittim hemen. Neredeydin dedim? Tuvaletteydim. Bende, Neler oluyor sana Leyla? diye sordum. -
87.
+9 -1Arkadaşlar çağırdı gelsene lan adam ekgib diye, oynamıyacam beyler belim ağrıyor diyip başımdan savdım.
Leyla'nın peşinden gittim, okulun arka bahçesine doğru gidip bir ağaca yaslanıp oturdu. Bende geçtim yanına oturdum.
iyi misin Leyla? diye sordum.
Leyla: Hayır değilim.
-
Ben: O zaman anlat bana, neyin var?
-
Leyla: boşver!
-
Ben: Bıktım dengesizliklerinden senin, ben gidiyorum'dedim.
-
Leyla: Git o zaman!
-
Ben: Duran yok gidiyorum zaten
-
Kal otur demesini bekledim, ama nedense hala sinirliydi. Çok sinirlenmiştim, suçlu olmasına rağmen arsızlık yapıyordu. Geçtim tuvallete zil çalıncaya kadar çıkmadım, tek başıma sigara yakıp bekledim. -
88.
+12Zil çaldı, cuma günü olduğundan istiklal marşı için sıraya girdik tüm öğrenciler. Müdür kürsüde yarım saat konuştu amk, aidatlardan bahsediyordu.
Mustafa yanımdaydı, hocam biz çok fakiriz, aidat falan verecek paramız yok' diye bağırdım. Tüm okul gülmeye başladı, müdürde kim o terbiyesiz, hayvan? diye seslendi. Çıtımı çıkarmadım, eğer benim hocam desem, kürsüye çıkartıp rencide ederdi amk. Sonra muhtarlıktan fakirlik belgeni getir diye seslendi. Hala katıla katıla gülüyoruz. Neyse istiklal marşı okundu hepimiz dağılmaya başladık. Leyla'yı otobüse kadar bırakırdım normalde, ama bu sefer umursamadım. Direk Atakan ile, bizim eve doğru gittik. Kıyafetlerimizi değiştirip, dışarıya çıktık.
Atakan ile playstationcıya gidip 1-2 saat pes attık, sonra, ayrıldık.
Eve doğru gidip, duş alıp uzandım bi yarım saat. Kalktığım da telefona baktım 2 cevapsız arama vardı. -
-
1.
+1Rizörvıd
-
1.
-
89.
+13Arayan Leyla, Ne oldu da, aradı acaba diye düşündüm. Geri arayacaktım yaptıkları aklıma geldi, vazgeçtim. Ararsa açarım dedim.Tümünü Göster
Telefonu sessizden çıkardım, mutfağa gidip biraz tıkındım. Dolaptan kola katıp birde yanlışıkla yere düşürdüm. Birde annemle uğraştım, bana yerleri sildirdi.
Neyse televizyonun başına geçtim, açtım bir belgesel kanalı, yine bir aslanla-sırtlanların kavgası izliyorum. Telefon tekrar çaldı, arayan Leyla'ydı.
Açtım telefonu
Ben: Alo kimle görüşüyorum?
-
Leyla: Babanla
-
Ben: Alo efendim baba?
-
Leyla: (Gülme sesi geliyordu) offff Ben Leyla.
-
Ben: Yapma ya hiç anlamamıştım dıbına koyim.
-
Leyla: Küfüür etme!
-
Ben: Ne oldu Leyla? Beni yanında kovmaktan beter ettin. Niye arayasın tuttu?
-
Leyla: Yarın öğlen 1'e doğru buluşalım diyecektim. Yemekleri ben ısmarlarım.
-
Ben: Bunun için mi aradın?
-
Leyla: Evet
-
Ben: Yahu işine bak! Ulan insan bir özür diler, ama sende ne arar o haysiyet. Gelmiyorum dıbına koyim, her çağırdığın da geleceğin köpeğin miyim ben?
-
Leyla: SANAA KÜFÜR ETME DiYORUM!
-
Ben: Ederim lan ederim sanane, diyip yüzüne kapadım telefonu.
Televizyon izlemeye devam etti. Beni tekrar arıyordu, ama bu sefer açmadım telefonu. Sonra babam işten eve geldi, kalk lan bana su getir.
Ben: Valla kalkamıcam baba, son ders bedendi hala bacaklarım ağrıyor dedim.
Babam, canına mı susadın lan, yemişim bedenini kalk getir. Bende mutfağa geçip suyu getirdim. Odama geçtim, Leyla babamla konuşurken 4 kez daha aramış. Arayıp aramamakta kararsız kaldım, sonra insan kalbine yenik düşüyor. Tekrar aradım Leyla'yı.
Aradım bu sefer o bakmadı, herhalde 10 kez aradım o açmayınca. En sonunda açtı telefonu.
Leyla: Niye açmıyorsun telefonunu?
-
Ben: Babamla işim vardı
-
Leyla: tamam
Bir müddet sessizlikten sonra. Leyla'dan küfür ettiğim için özür diledim. Ama Leyla benden özür dilememişti. Canının sıkkın olduğunu, bazı yaptığı şeyler için, kusura bakma dedi sadece. Yavaş yavaş yine o kötü rüyaları, kötü şeyler yaşadığını anlayabiliyordum. Ses tonunda ki değişikliklerden ele veriyordu kendisi, anlatmasa da neler olduğunu. Leyla ile saat 1'de buluşmak için anlaştık. Yemek yiyip, sinemaya gidecektik. Tabi Leyla'nın bir şey ısmarlamasına izin vermezdim, direk banka olarak gördüğüm babamın yanına gittim. Mutfaktan o söylemeden ona yanarlı dönerli bir meyve tabağı hazırladım. Anlamıştı tabağı görür görmez birşey istiyeceğimi. Ne oldu lan, karadeniz de gemilerin mi battı? Yok baba seni bugünlerde çok yorgun görüyorum, içimden geldi. Elimden tabağı aldı, para mara yok dedi, Türk filmi oynuyordu televizyonda. Aha geç otur da izle, ecnebilere özenme dedi. Baba herşey para mı bu devirde? dedim, gülmeye başladı. Onu neşelendirmezsem para falan çıkmayacağını biliyordum.
Babamla yarı arkadaş gibiyizdir, ama tabi bi sınırı var. Saygısızlık etmem, sınırımı bilirim. Oda zaten müsade etmez bir yerden sonrasına.
Annemde bizi dinliyor, Babam dayanamadı sordu, ne için lazım para dedi?
Ben: Okul aidat paralarını istiyor baba.
-
Babam: Ne kadar?
-
Ben: 30 lira
-
Babam: iyi veririz daha var.
-
Ben: Baba birde bana özel, birşeyler ateşlesene.
-
Babam: Sana özel ney ateşliyim olum, kalk gibtir git
-
Ben: Baba yarın arkadaşla buluşup yemek-sinema yapacaz.
-
Babam: Ne arkadaşı oğlum sen değişik misin de, arkadaşınla sinemaya gidiyorsun?
-
Ben: Baba ne alaka.
-
Babam: kimle gidiyorsun söyle verecem.
-
Ben: Okuldan arakdaş ile
-
Babam: Tama lan arkadaşın adı ne?
Bende anlattım okuldan Leyla dedim, o gün buraya gelen kız. Babam bir ooo çekti. Aferim değişik değilmişsin, bu sefer annem lafa girdi. Bu çocuğa ne oluyor Allah aşkına, yeni yeni huylar çıkarıyor başıma. Sen karıya kıza yedir, bir güne bir gün. Beni yemeğe çıkardın mı oğlum? diye kızdı. Haklısın annecim söz bir gün senle de çıkacam dedim. Babam oradan gülüyor. Annem yine devam etti kızmaya, yahu anne sende sanki evi kızın üzerine yapmışım gibi konuşuyorsun, birşeyi de abartma bi ya! Annem tabi yine daha da çok kızmaya başladı, ben babamdan biraz 150 kağıt aldım, ki babam bana para vermeyi hiç sevmez. Onu aldığıma şükür ettim. Geçtim odaya uyudum.
Sabaha doğru uyandım, öğelene kadar oyalandım, sonra evden dışarı çıktım. Buluşacağımız yere doğru gittim, oturup Leyla'yı beklemeye başladım. Neredeyse 1 saat oldu, gelen giden yok. Telefonunu arıyorum açan da yok. -
90.
+15Arkadaşlar elimden geldiğince seri yazacam, az biraz işlerim vardı. Tek partta bitir diyen panpalarım, malasef tek parta sığımaz yazacaklarım.
Yazmaya devam ediyorum. -
-
1.
+1Okuyoruz panpa up up
-
1.
-
91.
+14 -1Sözünü tutmadığını düşünüp, sinirlenmiştim. Biraz etrafı turlamaya başladım, o gelesiye. Telefon çaldı, arayan Leyla'ydı. Yoldayım, 10 dakikaya oradayım dedi. Tam kızacaktım, telefonu kapattı. Tekrar beklemeye başladım, bi 15 dakka sonra gelebildi ancak.
Ben hiç birşey demeden sendeen çook ama çoook özür dilerim. Bende aradan kaç saat geçti, yine ne oldu da geç geldin. Anlatırım hadi gel gidelim dedi.
AVM'nin terasına çıkıp, pizza yedik. Yemeğimizi bitirdikden sonra, ben bi sigara yaktım. Sigarayı ağzımdan alıp söndürdü. Anlat hadi, nerelerdeydin? -
92.
+10Leyla: boşver.
Ben: Anlat hadi, herşeyi boşverip duruyorsun!
Biraz daha ısrar ettikden sonra başladı anlatmaya.
Leyla;
Seninle en son telefonla görüştükden sonra, namaz kılmaya gittim. Az uzanayım diyip geçtim yatağa yattım. Uyuya kalmışım, ve bir rüya gördüm.
-
Ben: ilginçç
-
Leyla, işte sen herşeyle dalga geçiyorsun diye anlatmak istemiyorum!
Ben: Dalga geçmiyorum, Leylam, devam et.
Leyla;
Rüyamda mahallemizde, komşumuz olan Şerife teyzeyi gördüm.
Ben: o kim ki?
-
Leyla: Komşumuz dedim ya.
Kendimi onun evinin içinde görüyorum. Yatakta yatıyor makinelere bağlı bir şekilde yatıyor. Ama şişman olan Şerife teyze gitmiş, zayıf, çökmuş biri olarak gördüm. Onu uyandırmaya çalışıyorum, uyanmıyordu. Sonra gökyüzüne doğru bakıyorum, hava kapanmaya başlıyordu. Sonra senin sesini duyuyorum, ama seni göremiyorum. Birden ev sallanmaya başlıyor, deprem oluyordu. Deprem bittiğinde hastane de gözümü açıyorum, sen gelip beni kaldırıyorsun. Üzerine beyaz bir önlük giyip, şerife teyzenin yanına gidiyorsun. Bi bakıyorum, Şerife teyzenin bebeklerde ki gibi bir kordonu var. Ama bu kordon, tavana bağlı çok uzundu. Benden makas istiyorsun, bende sana masanın üzerinden alıp veriyorum makası, sende kordonu makasla kesiyorsun. Şerife teyze, birden ayağa kalkıp, gözlerini fal taşı gibi açıp bize bakıyor. Birşeyler söylemeye çalışıyor ama duyamıyorum, sen tekrar yanına gidip. Onu yatağına yatırıyorsun. Sonra dışarı doğru ikimizda yavaş yavaş çıkıyoruz. Arkamı döndüğümde Şerife teyze çürüyüp kurtlanmıştı. Korkuyordum, sende yanımdan gidiyordun.
Ben: 5 Saniyede bu kadar çok şeyi nasıl gördün be Leyla?
Leyla, anlatmaya devam etti -
-
1.
+1Leyla senin agnostiş olmanı kendisine yediremiyo bence. Hikaye gerçek mi bilmiuyrum ama insanları cinlerle perilerle meleklerle korkutmamak lazım.
-
2.
+1Sardı devam
- 3.
diğerleri 1 -
1.
-
93.
0Sonra devam ettirecem.
-
94.
+11 -1Leyla;
Birden Şerife teyzenin sesiyle uyanıyorum sanki, Bana Leyla kalk diyordu. Uyandığım da ise annem ile babam evde yok. Gece gece ikiside birden kaybolmaz kesinlikle, salonda bir patırdı oluyor. Hemen salona doğru koştum, kimse yok. Çok korkmuştum, dış kapıyı açık bıraktım korkudan. Hemen annemi aradım, telefonu açmadı annem. Ardından babamı oda yok. Kapının önünde babamın arabası da yoktu. Yan komşumuzun kapısını çaldım, bizimkileri görmüş mü diye? Senin haberin yok mu? dediler bana. Bende hayır dedim. Şerife teyze rahatsızlanmış, bizimkiler onu hastaneye zütürmüş acile. Sonra evin kapısını kapatım, dayımların yanına gittim. Evde tek başıma korktum. Geç saatte gelmeme şaşırmıştı dayımla yengem, hayırdır kızım bu saatte ne işin var diye sordular, bende bizimkilerin komuşumuzu acile kaldırdıklarını söyledim. Yengemle oturup sohbet ediyorduk, o sırada babam aradı. Neredesin Leyla? Eve gel çabuk, Baba ben dayımlardayım, siz naptınız? Sen gel eve, anlatırım.
Dayım beni eve kadar bıraktı, eve çıktım. Babamın canı sıkkın balkonda sigara içiyor, annem yok ama.
Baba annem nerede? diyorum.
Babamda anlatıyor, Şerife teyzeni hastaneye kaldırdık kızım, bende biliyorum baba, komşumuz söyledi. ee ne olmuş baba Şerife teyzenin nesi varmış? Kalp krizi geçirdi. Benim de o an kalbim çarpmaya başladı korkudan, baba nasıl olur ya? Babam ise hala müşahede altında, annen başında bekliyor. Şerife teyzenin çoluk çocuk torun, hepsi şehir dışında. Annemde mecburen başında bekleyecek dedi babam. Babam da sabah işe gideceği için, geri dönmüş. Babam uyumuya gitti, benimde gözüme uyku girmedi. Televizyon başında, annemden haber bekledim. -
95.
+12Telefonu açtığımda, annem ağlıyordu. Annemin ağlamasından anlamıştım, Şerife teyzenin vefat ettiğini. Bende babamı kaldırdım. Şerife teyze bir gece de 4 kez kalp krizi geçirmiş, Şerife teyzenin ölümüne ağlamadım, sadece şaşkınlıktan ağlıyordum. Çünkü onu rüyamda gördüğüm gün, öldü. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi, sabah namazımı kılıp saat 8 gibi annem geldikten sonra uyudum.
Ben: Vayyyy bee, sadece sabahladım deseydin yeterdi be Leyla, ne güzel hikaye.
Leyla: Yalan sölemiyorum Kutsal, çocukları yolda. Normalde bugün defin edilecekti. Yarına pazar gününe ertelediler. Arayıp onlar gelmeden defin edilmesini istemedi, çocukları.
-
Ben: Hala inanmıyorum
-
Leyla: Yarın cenazeye gel
-
Ben: Tamam gelecem lan
Ne zaman Leyla ile dışarı çıksak güzel vakit geçirirdik, yüzünden düşen bin parçaydı, pizzanın hepsini neredeyse ben yemiştim. Sinemada da fazla durmadık, filimin yarısına gelmeden, çıkmak istedi. Sahile gittik, deniz havası almaya. Ağzından cımbızla laf alıyordum sanki, en sonunda dayanamadım. Yeter artık Leyla, yaşayan ölü gibisin! Ölmüşse ölmüş, hangimiz ölmeyecez birgün diye bağırdım. Onunda bana kızmasını bekledim, ama mecali yoktu belliydi, sadece Tamam Kutsal dedi. Sonra telefonu çaldı, arayan annesiydi yine. Biz sinemadayken de aramıştı. Annesi Leyla'ya kızıyordu, eve gel diye. Bende o sırada kafam dalgın, Leyla hadi gel kafeye gidip, Türk kavhesi içelim, kendine gelirsin dedim. Annesi öyle dediğimi duydu, Leyla'ya daha çok kızdı, neredesin yanında ki kim? Babanı şimdi yanına gönderecem diye, Leyla'yı azarlamaya başladı. Normalde Leyla, test kitabı alacam diye evden çıkmışdı. Leyla zar zor annesine yanında kimsenin olmadığına dair ikna etti. Bu seferde Leyla, beni azarladı. Sen salak mısın annemle konuştuğumu bilmiyor musun? Bilerek mi yapıyorsun, diye 2 saat çekişti. Bende özür diledim mecburen sussun diye, kafeyede gelmedi, test kitapı almaya gittik, sonra otobüse binip gitti.