/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 201.
    +8
    Sora sora kafenin yerini bulduk sonunda, bizimkiler orada nargileyle keyf çatıyor amk. Keyif çatıyor derken, 1 nargileyi 50 kişi içiyor amk.

    Geçtik oturduk yanlarına, siz birbirinizi nasıl buldunuz lan diye sordum.
    -
    Mustafa: Olum biz kaçarken hiç ayrılmadık ki, siz ebesinin dıbına girdiniz.
    -
    Ben: Ne bileyim amk heyecadan nereye gideceğimi şaşırdım.
    -
    Erdoğan: Bu muallakler yine gelecek beyler, getirebildiğiniz kadar adam getirin.
    -
    Mustafa: Farkındayız kardeş.
    -
    Atakan'ı aradım, yine telefona bakmıyor korktum Atakan'ın başına birşey geldi diye. Kafe'de nargile içtikten sonra, boş boş gezdik. Diğerleri de evlerine gitmişti, bende okul zili çalmadan eve gidersem, soru yağmuruna tutalacağımdan Mustafa ile geziyordum. Erdoğan'da yanımızda. Yarın ne yapacaz diye aramızda konuşuyorduk. Mustafa mahalleden 1 kişi getirecekti, benim de mahalleden en yakın arkadaşım Atakan'dı gerisi gelmezdi kavgama. Ve ya gelirler miydi bilmiyorum ama onlara söylemeye ihtiyaç duymadım, bende kuzenimi aradım. Kuzenimde benden 2 yaş büyük, oda okulu falan bırakmış çalışıyordu. ismi Fatih'dir. Aradım anlattım olan biten mevzuyu, bizimkilere söylememesini tembih ettim. Oda zaten bu gibi konularda beni yalnız bırakmaz. Çünkü ben onun kanıydım, oda benim kanımdan. Benim için izin aldı iş yerinden yarın için, yarım saat sonra arayıp geliyorum yarın dedi. Yanında sağlam bir arkadaşını daha getirecekti.
    ···
  2. 202.
    +8
    Aylin geldi beni dürttü, ne oldu Leyla niye ağlıyordu diye sordu. Bende kafamı kaldırmadan bilmiyorum dedim. Sınıfta gelen geçen bana Leyla niye ağlıyor diye soruyordu. En sonunda bi gibtirin gidin lan dedim. Zil çaldı Mustafa ile Atakan geldi, onlarda aynı soruyu sordu. Sonra anlatırım dedim onlara.

    ilk dersin hocası girdi, Leyla hala sınıfta yoktu. Aradan 10-15 dakka geçtikten sonra nöbetçi öğrenci kapıyı çaldı, içeri girdi. Adımı soyadımı söyleyip, burada olup olmadığımı sordu. Ayağa kalktım benim dedim. Nöbetçi öğrenci, rehberlikçi çağırıyor seni. Tamam diyip, hocama sordum. Çıkabilir miyim? diye. Hoca'da izin verdi nöbetçi öğrenciyle birlikte bir alt kata indik, sonra nöbetçi öğrenci gitti. Bende kapıyı çalıp, rehberlikçinin odasına girdim.
    ···
  3. 203.
    +8
    Kapıyı çalıp sınıfa girdik. ikimiz de yerimize oturduk, Halil malı yine sırayı kaplamış. Kay lan dedim ona. Hoca dersi böldü, ne oldu çocuklar, bir sorun mu var? Hayır hocam dedim. Leyla'da birşey yok hocam dedi. Yine sınıf tip tip bana bakıp sessizce, ne oldu diye soruyor herkes. Ben de içimden ananızın ammı oldu, bi bitmediniz dıbına koyim diyorum.

    Zil çaldı, hepsi yine başıma üşüştü. Ne oldu faslı devam ediyordu. Bende, bir yarram olmadı arkadaşlar, gibtirip gidebilirsin diyip tuvalete gittim, Mustafa ve Atakan'la birlikte. Erdoğan'gili gördüm, tokalaşıp ettiğimiz kavgayı konuşuyorduk. Amk kavgada ki herkes bir yerini gösteriyordu, şişti morardı diye. Bende sırtımı açıp gösterdim. Tekrar o kavga ettiğimiz muallaklere hep bir ağızdan küfür ettik tuvalet de, hala sinirliydik amk. Atakan ile Mustafa'yla konuşmaya başladım, babamı mı çağırsam ana mı diye. Babam fikrinden hemen vazgeçtim. Çünkü bu olanları duysa beni kazığa oturturdu. Anneme çağıracaktım mecbur, oda ağzıma sıçacaktı ama babamdan daha iyi bir seçenek ve onu olanları babama söylememesi konusunda ikna etmem lazımdı.
    ···
  4. 204.
    +8
    Ailem çöktüğümü anlamıştı, nedense kalp çarpıntıları yüzünden gözlerim sürekli kanlanıyordu. Kırmızı oluyordu, cidden beyler hayatımın en iğrenç dönemlerinden biri. Sağlığımı yitirmek üzereydim artık, kafam da sürekli bir paranoya hali almıştı. Biraz fazla yemek yesem, mideme ağrılar giriyordu. Onu da kusuyordum. Okula sürekli gidip gelmeye de devam ediyorum. Sigarayı daha da arttırmıştım. Agnostik olduğum için, el açaçak dua edecek birşeyim de yoktu. Pgibolojim o derece bozuk, sadece tek dediğim ölüm benim için en iyisiydi. Çünkü acı çekiyorum, yapmadığım şeyleri yapıyordum artık. Hiç bir sosyal aktivitem de kalmamıştı. Sadece okul ve ev arasına sıkışmıştım. En yakın arkadaşlarımı bile yeri geldiğin de tersliyordum, sürekli bir sinir halindeydim. Leyla'ya da hiç birşey anlatmıyordum, bana zayıfladığımı söylüyordu oda.

    Evde ise yatmakdan başka birşey yapmıyordum, bilgisayara girip bir müzik bile dinlemiyordum. Herşeyden bezmişdim.
    ···
  5. 205.
    +7 -1
    Sınıfa geçtim, son derse kadar kime söylesem de Leyla'ya sorar diye. Birde sınıfta çok sevenim yoktu, herkese zıt gittiğimden dolayı. Öyle herkeste olmaz, bizim kezbanlardan birine sordutsam Leyla anlardı. Benimle en alakasız olan kişiyi düşündüm, aklıma Dilek geldi.

    Dilek sınıfımızın çalışkan kızlarından. Sınavdan 95 aldım diye üzülen tiplerden. O kızlada o kadar senedir aynı sınıftayız, ama bi kere bile selamlaşmışlığım bile yok. En son 2 sene önce gıcıkluk olsun diye saçını çektiydim, oda bana daldıydı. Başka hiç bir münasebetimiz olmamıştı.

    Halil'e, baksana bi lan bişey diyecem.

    Halil: HAAAA
    -
    Ben: Dilek'le bi arkadaşlığın falan var mı?
    -
    Halil: yooo niye sordun?
    -
    Ben: Hiç öylesine.
    -
    Halil: Dileği mi seviyon lan yoksa ahahahaha, diye güldü.
    -
    Ben: Yok dıbına kodum
    -
    Tenefüste Atakan'la anlattım, Dilek'le konuşalım diye. Oda tamam dedi.

    Amk Dilek'de sınıftan çıkmıyor ki, tenefüslerde onun sınıftan çıkmasını bekliyoruz. Allah razı olsun, son dersten önce ki tenefüste kantine doğru su almaya gidiyordu. Kantinden su alıp tekrar sınıfa doğru giderken, Dilek'i durdukduk.
    ···
  6. 206.
    +8
    Evde tek başımaydım, banyoya girdim çıktım. Odama geçip bilgisayardan müzik dinliyordum, odamda duvara doğru yaslı olan ütü masası vardı. Yatağımda uzanık halde gözüm kapalı müzik dinliyordum. Sonra birden ütü masası yere devrildi. Pat diye ses çıktı, yerimden hoplamıştım. O'an ulan ne oluyor lan diyerekten, evden koşarak kaçtım. Aklım çıkmıştı resmen, bi 10-15 dakka evi uzaktan inceliyorum. Korkudan giresim gelmiyordu. Sağı solu kontrol ede ede içeri girdim. Hemen koşarak salondan telefonla, anahtarı aldım. Kapıyı kitleyip dışarı çıktım. Odama bile uğramadım. Hala kalbim güm güm atıyordu, babamı aramayı düşündüm gelsinler eve diye, ama bana kızgın diye aramadım. Biraz kapının önünde oturduktan sonra, mahallede ki küçük çocuklarla sek sek oynadım amk sıkıntıdan.

    Hala eve girmeye korkuyordum. En sonunda annemi aradım, ne zaman geleceksiniz diye. Niye? diye sorduğun da olanları anlattım. Hayal görmüşsündür geç içeri diye kızdı. Baktım bizimkilerin geleceği yok, bende mal gibi küçük çocuklarla oyun oynamaktan sıkıldığımdan korka korka eve doğru girdim.
    ···
  7. 207.
    +8
    Ayağa kalkıp balkona doğru çıktım. Bizimkiler tekrar yatağa döndü, annem sabah namazı kılacam diye yatmadı. Bende balkondan etrafa bakıyorum. Ne kalabalık var biryerde, nede benim gibi balkondan çıkıp sese bakan. Bi 5-10 dakka daha bekledikten sonra geçtim içeriye. Aklıma takıldı, ne oldu amk diye kendi kendime düşünüyorum. Avuçlarımın içi hala yanıyordu, yere çarpmam yüzünden.

    Neyse 1-2 saat daha kestireyim dedim, uyamadım. Gittim çantamı hazırladım, formamı giyip, kavhaltı hazırladım kendime. Bir yandan da pazartesi sendromu yaşıyordum amk, bi 5-10 dakka televizyon izledikten sonra. Evden çıktım, Atakan'ı aradım, hadi evden çıkta okula gidek diye. Oda daha yeni kalkmıştı, beni eve çağırdı. Onun ayılıp kavhaltı yapmasını bekledim, beklerken de çay içtim. Sonra Atakan'ın evinden çıkıp okula doğru yavaş yavaş yürümeye başladık, Atakan'da söyleniyordu daha erken bu saatte ne gibime gidiyoruz diye kızıyordu. Çantaları sınıfa koyup çıktık okulun önüne, bacak bacak üstüne atıp oturup sigara içiyoruz.
    ···
  8. 208.
    +8
    Zil çaldı, yağmur yağdığından okulun bahçesin de kimse yoktu. Sınıfa doğru çıktık Atakan'la. Kafayı çevirir çevirmez, bizim sıraya doğru baktım. Leyla gelmemişti. Oturdum belki, yine geç gelir diye hala bekliyordum onu. 1-2 ders geçti derken. Leyla hala gelmemişti. Tenefüsde aradım onu. Telefonu kapalıydı, başına birşey mi geldi diye endişelendim. Her tenefüs arıyordum telefonunu ama kapalıydı.

    En son Atakan ile konuştum. Kanka telefonu kapalı, ne oldu acaba? Mahallelerine gidek mi lan?

    Atakan: Kanka saçmalama, yarın gelir. Belki hastalanmıştır.
    -
    Ben: Daha dün birşeyi yoktu amk
    -
    Atakan: Oğlum dur dıbına koyim sana kalsa gidek evini basak. Yarın ola hayırola.
    -
    Ben: Oğlum ondan değil lan, mesaj atmışdı gece, sabahta okula gelmedi, telefonu kapalı. Ondan endişeleniyorum. Acaba o oruspu çocuğu Leyla'yı kaçırdı mı lan?
    -
    Atakan: Yok artık oğlum, kafan mı güzel.

    diyip yanına oturttu.
    ···
  9. 209.
    +8
    Neyse maç bitti, okulun bahçesinden su içip elimizi yüzümüzü yıkayıp bizim mahallenin orada ki parka doğru yürümeye başladık. Mustafa'da elektirikli bigibletiyle, önden yavaş yavaş gidiyor. Atakan'la bakalla girip, 3 plastik bardakla 1 litre kola aldık. Sonra parka doğru gittik, Mustafa bankın oradan yeri kapmış, geçtik oraya. Mustafa ile Atakan maçta pas atmayı bilmiyon lan salak diye, birbirlerini yiyordu.

    Bende o sırada, Leyla'nın telefonunu aradım. Çalıyor mu çalmıyor mu diye, çünkü geçenlerde aradığımda sürekli kapalıydı. Bu sefer açmış mı telefonu diye, bir çaldırıp kapatayım dedim. Hala kapalıydı telefonu. Bende bu kesin hattı değiştirdi diye düşündüm.

    Mustafa ile Atakan, hala maçı tartışırken susturdum onları.

    Ben: Olum bi susun la gibecem maçınızı amk
    -
    Mustafa: (Atakan'ı göstererek) kanka artık bu muallakyi takımımıza almayalım, topa vurmayı bile bilmiyor amk
    -
    Atakan: Yav gibtir git esas seni almayalım maça, forvetim diye geçinip bi yarramı yapamıyorsun.

    diye diye 1 saat tartıştılar. Sonra bana çattılar, sende tak gibi oynuyorsun diye.

    Ben: Ya gibmişim maçını amk bir daha oynamam, amma abarttınız olum yeter lan.

    Az daha boğazlıyacaklar birbirlerini maç yüzünden, zar zor susturdum ikisinide.

    Arada 5 dakikalık bir sessizlik olduktan sonra.

    Mustafa: Kanka o bini dövek. Leyla'ya da ders olur.
    -
    Ben: Kanka gibtir et, yarın Dilek öğrenebilirse bize söyleyecek. O çocuğun neyi olduğunu.
    -
    Mustafa: Öğrenebilirsesi mi kalmış olum? Öpüp kızı koluna taktı.
    -
    Atakan: Belki akrabasıdır.
    -
    Mustafa: Öyle akraba mı olur lan, ben hiç bir kuzenimin koluna girmemişim amk daha.
    -
    Ben: Herkesin huyu suyu farklı kanka, bende sinir oluyorum gebertesim geliyor. Ama eğer akrabası makrabası çıkarsa, Leyla bir daha hiç konuşmaz.
    -

    Biraz daha sohbet ettikden sonra evlerimize dağıldık.
    ···
  10. 210.
    +8
    Eve gitiğim de sinirimden kuduruyordum. Elim kolum bağlı hissediyordum, Leyla'yı kaybetmek istemiyordum. Derse merse de çalışmadım o gün, Atakan'ı arayıp, akıl fikir aldım ondan. Atakan'da kanka sen hala neredesin yeter amk. Ne yaparsa yapsın seni ilgilendirmez. Takıntılı binin biri oldun çıktın, kız istemiyor seni demek ki. Bu Dünya'da Leyla'dan başka kızlar da var amk.
    -
    Ben: Kanka öyle de yıllardır seviyorum onu lan, 2 günlük bi oruspu evladı elimden alsın diye sevmedim onu.
    -
    Atakan: Haklısın kanka, ama hiç birşey yapamazsın artık. Bırak öyle kalsın, unut onu.
    -
    Daha fazla Atakan'la konuşamadım, sağol kardeşim iyi geceler diyerek telefonu kapattım. Sıkıntıdan geçtim uzandım, orada da uyuya kalmışım. Sabah ezanı okunmadan ayaktaydım. Yatakdan hiç kalkmadım, uyandıktan sonra da hiç uyumadım. Sürekli yatağın için de bir sağa bir sola dönüp durdum. Ne yapacağım diye düşündüm. En sonun da Atakan'ın dediklerini kafamdan çıkardım. Leyla'yla tüm olanlara rağmen konuşacaktım. Ama konuştuğu çocuğa da zarar vermiyecektim. Bir kere zarar verince neler olacağını tahmin edebiliyordum.

    Gözlerimin içine kum kaçmış gibi yanıyordu amk, o halde hazırlanıp okula gittim. Leyla'yla konuşacaktım ama okul da olmamalıydı. Eğer yine Leyla'yla tartışırsam, şutlanırdım ya da sınıfımı değiştirirlerdi. Her ihtimali göz önün de bulunduruyordum.
    ···
  11. 211.
    +8
    Atakan ile muhabbet etmeye devam ederken, bizi taşlayan muallak babamla çıka geldi. Babamın gözlerinden ateş çıkıyordu resmen amk. Birde işten yeni gelmiş belliydi. Atakan'a kaç git kanka dedim. Der demez fırladı gitti zaten. Babam hiç birşey demeden, 2 tane sağlam tokat çekti yüzüme. Baba ne vuruyon ya, bize oruspu çocuğu diyip taş fırlattı oda dedim.

    Anlattı bana olanları, özür diledi. Sen gel buraya dedi, tam yüzüme vuracaktı tekrar geriye doğru atlayıp kıçıma tekme attı. Gel lan buraya özür dile çocuktan dedi. O yavşakta babamın yanında, babam gel lan gel dövmeyecem gel özür dile! dedi, gittim mecburen yanına çocuktan özür diledim. Babam bitane daha yüzüme tokatı yapıştırdı.

    2. tokatı da vuracakken, elini tuttum. Baba yeter, özür diledik işte! Daha ne vuruyorsun!?

    Babam: indir lan elini şerefsiz, yürü eve gidiyoruz dedi.

    Eve gelir gelmez, odama geçtim. Babam hala salondan bana bağırıyordu, adam olmayacak bundan diye. Anneme söyleniyordu, bende giblemiyordum. Babama sinirliydim, kapımı kitleyip uyudum.
    ···
  12. 212.
    +8
    Eve doğru gittim hemen. Apartmanın önüne bir sürü fayans yığılmış. Annem kapının önünde duruyor, ne oldu anne babam beni aradı?

    Annem: Banyo'nun fayanslarını değiştirecez.
    -
    Ben: Buda her taka para buluyor, bana gelince 3 kuruşu zor veriyor amk.
    -
    Annem: Kes çeneni, hadi daha bunları çıkartacaz.
    -
    Ben: Yevmiyesini verin çıkarayım
    -
    Annem: iyi kaybol git ben çıkarırım.
    -
    Ben: Tamam be, sen çık eve ben çıkarırım hepsini.
    -

    Bi yarım saat 45 dakka da hepsini çıkarttım. Birde malzemeler ustaların malzemeleride vardı onlarıda çıkarttım. Kollarım tutmuyordu amk, birden amelelik yapınca hamlamıştım. Akşama kadar televizyon karşısında uzandım. Babam gelmişti, baba yinee iş çıkarıyon başımıza ya, bırakta bi evde rahat rahat oturak diye söylendim.

    Babam da;

    Hadi lan oradan, yarın ustalar gelecek. Sen ilgileneceksin.
    -
    Ben: Banane yahu, gel sen bekle başında
    -
    Babam: Ayağımın altına alacam ama az kaldı.
    -
    Annem: Yarın bende yokum, teyzenin yanına gidecem.
    -
    Ben: Aha bunuda bana kitleyin, baba yevmiyemi ver o kadar taşıdım hadi.
    -
    Babam: Kendi evin için bide para mı istiyorsun lan?
    -
    Ben: offffffff
    -
    Babam: Tamam lan tamam yarın veririz.
    -

    Sabaha ustalar değil bir usta gelmişti. Ustanın amelesi bile yoktu amk, tüm gün ona yardım etmek zorunda kaldım. Atakan aramıştı, ona da amelelikle meşgulum yarın buluşuruz dedim. Bide usta işi yarıda bırakıp gitti, yarın gelir bitiririm dedi. Yarında pazar olduğundan evde durmadım, babam evde kendi ilgilensin dedim. Pazar günüde Atakan ile takıldım, onla da tak gibi bir gün geçirdim. Sürekli sıkılıyordum herşeyden. Aklıma sürekli Leyla geliyordu. Yanında ki muallakyi de hatırladıkca kalbime hancer saplanıyordu sanki
    ···
  13. 213.
    +8
    Bacaklarımı sürekli titretip duruyordum farkında olmadan, annem veya babam uyarıyordu bacağımı titrettiğimi görünce. Sürekli gergindim, ister istemez insan bir yandan ölmek istiyor. Bir yandan da ölüm korkusunu yaşıyorsun.

    Akşama doğru karnım açıkmıştı, evde makarna vardı. Az biraz makarnadan yiyip, içeri geçtim. Televizyonu izliyordum, o sırada yine aynı şeyler oluyordu. Kalp çarpıntım yine artmıştı, evde bilekten ölçülen bir tansiyon aleti vardı. Onu alıp koluma taktım, tansiyonuma baktım. Tansiyonum yükselmiş, 16'ya 10. Ki bu yüksek bir rakam, başıma yine ağrılar saplanmaya başladı. Anneme birşey söylemeden çıktım evden, Atakan'ı aradım, kanka çık kapının önüne acile gidelim dedim. Ben yine kötü hissediyorum. Oda benimle çıktı, dolmuşa binip acile gittik.

    Acile vardığımız da, yine kapıda ki hemşireye olanları anlattım. Geçen sefer ki aynı doktora denk gelmiştim. Beni görünce gülümsedi, anlattım şikayetimi. Kalp çarpıntım var yine, tansiyonum falan ölçüldü ve tansiyonum acilde normal halindeydi, doktor EKG'ye aldı beni. Grafik de normal çıktı.
    -
    Doktor: Oğlum senin birşeyin yok, yine de kan tahlilini aldıracam. Bir saate tekrar gelin, öyle gidersin.
    -
    Ben: Hocam nasıl yok? Ben hergün böyleyim kendimi çok kötü hissediyorum.
    -
    Doktor: Sen geçen kardiyoloğa gitmedin mi?
    -
    Ben: Gittim hocam.
    -
    Doktor: Ne dedi?
    -
    Ben: O da sizin gibi, birşeyiniz yok dedi.
    -
    Doktor: Bir doktor ismi verdi, Feyza hanıma git birde dedi. Eğer yine birşeyin çıkmassa pgibiyatri'ye git. Kesin git.
    -
    Ben: Tamam hocam sağolun.
    -

    1 saat Atakan'la hastane'nin orada takıldıktan sonra, kan tahlillerimi almak için gittim. Birşey çıkmadı yine. Artık delirecektim. Hasta falan değilim, ama bunları yaşıyorum. Hastalığım varsa, adı konsun istiyordum. Eve geldiğim de annem bana kızdı. Niye söylemiyorsun gittiğini diye çekişmişti. Birşeyim yokmuş zaten anne diyip, konuyu kapattım.

    Ertesi güne hastaneye gitmedim,
    ···
  14. 214.
    +8
    Tam Atakan'la lak laka ederken. Leyla'gilin, balkon kapısı açılıyor. Leyla'yı görüyorum, geçti sandalyeye oturdu. Daha bizi görmemişti. Ayağa kalktım, direkt Leyla'ya doğru baktım. Beni görünce, gülümsemeye başladı. Sonra eliyle bana git işareti yaptı, bende gitmek istemedim o'an, Leyla'yı sağ salim gördüğüme sevinmiştim. Elimle telefona bak işareti yaptım, kafas yukarı kaldırıp yok dedi. Tam o sırada, 40-45 yaşlarda bir teyze çıktı. Elinde tepsi kavheler var.

    ilk önce annesi sandım, ama annesi değildi. Bende hemen kafayı çevirdim. Atakan ile yavaş yavaş uzaklaşmaya başladık. Uzaktan ona el salladım, o sallayamadı haliyle. içim çok rahatlamıştı, Atakan'da bana sinirlenip;

    Mutlu oldun mu lan pekekent? Ben sana ne dedim amk, kuruntu yapma!
    -
    Ben: Eyvallah kanka, senin hakkını nasıl öderim ben
    -
    Atakan: Gidek bi pes atakda hakkımı öde
    -
    Bende gülerek dile benden ne dilersen kanka, diyip otobüse bindik. Oradan mahallede Ps salonuna geçip, pes attık birlikte. Çok mutluydum, mutluluğumu kimse bozamaz amk diyip duruyordum.
    ···
  15. 215.
    +8
    En sonunda basketbol sahasına geri döndük, bizi maça almayan muallaklerini izler gibi yapıyoruz. Topun bize doğru gelmesini bekliyoruz Atakan'la. Top üzerime doğru geldi, hemen yakaladım Atakan ile topu alıp kaçmaya başladık. Maksat topu kaçırmak. Ulan son sürat koşuyoruz, millet arkamızdan bağırıyor. Bize katıla katıla gülüyoruz koşarken. Top oynayanların hepsi peşimizde bizi kovalıyor. Hızlanmaya başladık, topu geri atacaktık onlara.

    Baya koşmuştuk, bizi kovalayanlardan biri eline taş alıp Atakan'a fırlattı. Atakan'ın bacağına gelmişti. Olayı abarttılar diye durduk, taşı kim attı lan diye bağırdım? Taşı atan bin üzerimize doğru geliyordu, ben attım lan oruspu çocukları diye bağırıp. Elinde ki bi taşı yüzüme doğru fırlattı. Yüzümü elimle korumuştum, taş koluma gelmişti. Tam diğer taşıda bize doğru fırlatırken, arkadaşlarından biri elinden tuttu binin.

    Hemen üzerine doğru koştum, topu kafasına fırlatıp dalmaya başladım. Atakan'da bir yandan çocuğu tekmeliyor. Arada 2 tane tekmeyi bana sallamıştı mal amk, diğerleri zar zor bizi ayırdı. binin üzerinden aldılar, çocuğu tanıyorum bizim mahalleden. Bizden taş çatlasa 1 yaş küçük veya değil. Bu gevşek bize küfür ede ede, kaçmaya başladı. Bizde arkasından kovalıyacaktık, ama oradakiler bizi tuttu. Oradakilerin yarısından çoğu mahalledendi, hepimiz birbirmizi tanırız. O yüzden aramızda kavga çıkmadı, zaten onlarda gülüyorlardı. Arkadaşız yani normalde. Atakan'la bu kadar şamata yeter diyip parka gidip bir bankta oturduk. Atakan bacağını sıyırdı, yavşağın taş attığı yer morarmışdı. Atakan'da hala sövüyordu o muallakye.

    Ben: Olum buz muz koyak yoksa, şişer dedim.
    -
    Atakan: Gerek yok amk bırak şişsin. O oruspu çocuğunu felç edecem.

    Bende, tamam kanka uzatma, oldu bitti dedim. Sonra tekrardan kendi aramızda şamataya devam ettik.
    ···
  16. 216.
    +8
    Dilek, ne var gerizekaağlılar?
    -
    Ben; Dilek senden birşey rica edecem, Allahını peygamberini kitabını seviyorsan yap. Bende sen ne istersen yapacam.

    Erkek sözü!
    -
    Dilek: Yapmıyorum diyip yürümeye devam etti.

    Peşine takıldım, neredeyse dur diye diye yalvarttı bizi amk. En sonunda tamam ne istiyorsun? Ona göre.

    Bende, Leyla'nın okul çıkışında biriyle eve gitiiğini anlattım. Dilek'de ee banane bundan diyip yine savmaya çalıştı.
    -
    Ben: Lütfen kimmiş Leyla'dan bunu öğren allah için, Allahın adını verdim Dileeek ne olurrrrr.
    -
    Dilek: Tamam bakarız, diyip gitti. Zil çaldığın da Atakan'la sınıfa çıktık. Hoca geldiğin de Dilek'e birşey soramadım.

    Zil çaldığında hemen Dilek'in yanına gittim. Öğrendin mi kimmiş diye sordum. Oda yok sormadım, şakadanak sorulmaz öyle şeyler gerizekalı, dedi. Lütfen yarın öğren, her istediğini yapacam Dilek! diyip hemen Atakan'la, okuldan dışarıya çıktık. Leyla, daha okulun merdivenlerinden iniyordu. Bende onu görünce, yanlışıkla çarptım omzumla. Bunu bilerek yapmıştım, ona sırf gıcıklık verebilmek için.

    Leyla: Dikkat etsene lan Öküz!
    -
    Ben: Napayım, tüm yolu kaplama sende.
    -
    Leyla: Koskaca yolu görmüyon mu sığır?
    -
    Ben: Ben körüm.
    -
    Leyla: la havleeeeeeee
    -
    Ardından, Atakan'la hızlı hızlı inip geçtik okul kapısının oradan yine bir kaldırımın üzerine çıkıp, arkadaşlara laf atıyoruz.
    ···
  17. 217.
    +7
    Geçtik oturduk kantine, birde self servismiş amk. Leyla beni kaldırmadı, kendine kavhe aldı. Bana da çay aldı geldi.

    Ben: Leyla kusura bakma, sanada zahmet oldu.
    -
    Leyla: Yok canım ne zahmeti, hasta adamsın sonuçta (gülerek)
    -
    Ben: Birşeyi de abartma be
    -
    Leyla: Poponda güzelmiş (gülerek)
    -
    Ben: Avrat mıyım lan ben, popon güzelmiş ne dıbına koyim? Hem kıçımı nereden gördün, azcık sıyırdık o kadar.
    -
    Leyla:Keşke fotoğraflasaydım, okula dağıtırdım.

    Yine beni sinirlendirmeye çalışıyordu, bende keşke gelmeseydin lan diyip kızdım. O hala gülüyordu.
    ···
  18. 218.
    +7
    Sabah okula gittiğim de, yanımda Atakan'la Meryem vardı. Atakan benimle konuşuyordu, kanka sana neler oluyor diye?
    -
    Ben: Bende bilmiyorum kanka, sürekli böyleyim. Evde de okulda da.
    -
    Atakan: Doktorun dediğini yap, git yine hastaneye.
    -
    Ben: Bakarız kanka bilmiyorum
    -
    Atakan: Kardeşim git, gerçekten üzülüyorum.
    -
    Meryem: Kutsal bence kafana çok takıyorsun, sitres yapma.
    -
    Ben: Sağolun, ben sınıfa çıkıyorum diyip gittim yanlarından.
    -

    Leyla'yı gördüm, selam bile vermeden geçtim yerime. Aramız iyiydi ve düzelmişti, benim selam vermeden geçtiğimi görünce, direk yanıma geldi. Hoca sınıfa girdi, mecburen yerine geçti. Tenefüs'de konuşacaz senle diyip yerine geçti.
    ···
  19. 219.
    +7
    Sağa sola 10 kere bakıyorum, birde şarkı sölüyorum. Salona geçtim televizyonu açtım ses olsun diye. Sonra cesaretimi toplayıp odama, olay yerine doğru gittim. Başıma ilk kez böyle birşey geldiğinden, ilk kez bu kadar korkmuştum. Kendimi yaralı ceylan gibi hissediyordum.

    Ütü masasının nasıl düşdüğüne dair mantıklı bir açıklama getirmeye çalışıyordum. Ama nereden baksam anlamsızdı. Kayıp düştü desem, halı var altında. Rüzgar düşürdü desem, pencereler kapalı. Biri veya ben çarptım desem alakası yok. Ütü masasını kaldırıp, yerine koydum. Salona geçtim, annemler geldiğinde anlattım. Beni umursamadılar bile.

    Leyla'yı aradım. Telefonu kapalıydı. O gün salona geçip yattım. Ulan binin biri bide lazer tutuyodu eve doğru. Kırmızı ışığı duvarda görünce aklım çıkıyordu neredeyse.
    ···
  20. 220.
    +7
    Aralıksız 1 dakika dayak yediler sopalarla, bizimkiler hala vurmaya devam ediyor. Artık benle Erdoğan, bizimkileri tutuyoruz vurmayın diye zütümüzü yırttık orada. En sonunda hepsini zar zor kurtardık. Hasmım olan binleri ben kurtarıyorum orası da ayrı bir ironi. Mustafa delirmişti resmen, bir baktım Mustafa'nın kaşından kan geliyor. Ne oldu Mustafa diye sordum. Abi denen bin buna yumruk atmış, kaşı yarılmış. Bu sefer hepimiz Mustafa'yı tutuyoruz, o üç tane oruspu çocuğuda yerde kıvranıyor. Etrafdan gelenler bunları kaldırmaya çalışıyor, yaşlı amcalar da bize kavga etmeyin diye nasihat veriyor amk. Biri polisi aramıştı, ama kimin aradığını bilmiyoruz. Zaten polis arabasını görür görmez, hepimiz Usain Bolt'a fark edecek şekilde kaçıyoruz. ilk başta hep birlikte kaçarken, korkudan herkes farklı yerlere dağıldı. Polisin bizi takip ettiği falan da yok, ama arabalarını görmemiz ödümüzü koparmaya yetti de arttı bile. Kendimi koşmaya öyle kaptırmışım ki arkama baktığım da, bizimle kavgada olan Süleyman diye bir çocuk vardı. Onunla sahile kadar koştuk, bir çeşmenin oraya gidip elimizi yüzümüzü yıkadık. Süleyman sopayı denize fırlattı.

    Süleyman'ı da daha önce tanımıyordum, sadece okul tuvaletinde sigara içtiğim zaman gördüğüm öğrencilerden biriydi. Onlada çeşmenin orada elimizi yüzümüzü yıkarken tanıştım. Süleyman'da bana soru sorup duruyordu, polisler bize birşey yapmaz dimi? Okuldan atılırsam babam beni giber diye söylenip duruyordu. Bende ona abartmamasını söyledim, yoksa daha beynimi gibmeye devam edecekti.
    ···