-
126.
+10Bir yandan sinir, bir yandan korku. Başıma bi ağrı saplandı sinirden. Atakan'ı aradım yine, oğlum gel artık yanıma allah için, kendimi öldürecem dıbına koyim gel diye kızdım. Oda tamam geliyorum kanka diyip telefonu kapattı. Kapının önünde otururken, Atakan geldi. Napıyon olum burada? diye sordu.
Anlattım olanları ona, tabi Atakan'ın birşey yapacağından değil. Sadece içimi boşaltmam lazımdı. Leyla'yı sevdiğimi bilen bi oydu, ve en yakın arkadaşımda Atakan'dı. Leyla, ile AVM'ye gittik, yemek falan yedik. Son 2 saati astığmızı zaten biliyorsun. Neyse kanka Leyla'nın yol parası yoktu, normalde hep otobüsle giderdi. Bende ona eve kadar eşlik edecekdim, sözde. Daha yarı yolda, beni durdurdu. Çocuğun birine sarılıp öptü, ardından otobüse binip gittiler.
Atakan: Ee ne var olum, akrabası falandır?
-
Ben: Bende öyle düşünüyorum ama emin değilim yinede, amk öpmesi zoruma gitti.
-
Atakan, gel olum takma ya diyip, 2 sokak ötede ki parka gittik. Büfeden Atakan 4 tane tuborg aldı. Ne kadar istemesem de zorla aldı, iddayı tutturdum hayır yapıyorum kanka diyordu. Açıp içmeye başladık.
Oda okulda, 3 senedir sevipte açılamadığı kızdan bahsediyordu. O bana teselli veriyor ben ona teselli verip, dertleşiyorduk. -
127.
+10Hemen doktor geldi, neyin var dedi.
Ben: Hocam kalbim çok hızlı çarpıyor, nefes alamıyorum. Kalbimi ağzımda hissediyorum resmen. Başımın arka tarafı çok ağrıyor, kusacam dedim.
-
Doktor yatırdı beni, steteskopla kalbimi dinliyordu. Hemen ateşimi ölçdürdü, anneme dönerek ateşi uçmuş dedi. Hemen bir personel EKG (ELEKTROKARDiYOGRAFi) alıp, aparatlarını bana taktı. göğsüme, bileklerime, bacaklarıma. Nabızımı grafiğini çıkaran bir cihaz. Doktor onu bekledi, grafiği görür görmez, beni az ileri bir hemşirenin yanına gönderdi. Bana sakın heyecan yapma dedi.
-
Artık dayanamıyordum, bayılacak gibi hissediyordum kendimi. Gözlerim kararıyor, önümden sürekli siyah şeyler geçiyordu. Hemşire mi artık bilmiyorum, ama kadın bir personel. Bana kolumdan damar yolu açtı, kan aldı hemen benden. Doktor bana iğne yapılmasını istedi. Hemşire diazem isimli bir iğneyi vurdu bana.
Sonra beni sedyeye yatırdı. Acilin 2. katına bir personel çıkardı beni. Acil hastalarının müşahede'de tutulduğu yer. Yani gözlem, eğer birşey olursa yine müdahale edilecek. Yukarı çıkarken, personel, anneme ağlama, çocuğu hasta pgibolojisine sokma. dedi. Bana da yukarı asonsörden çıkarırken, hızlı hızlı nefes almayı bırak. Heyecanlanıyorsun, sakinleş dedi.
Bana vurdukları iğne beni resmen uyuşturmuştu, haraket edemiyordum doğru düzgün. Tüm yüzüm vucudum karıncalanıyordu sanki. Kendimi hiç öylesine, aciz hissetmemiştim. Konuşamıyordum bile, ama kalp çarpıntılarım azalmıştı. Yine de normal atışlarına göre hızlıydı, beni de makineye kalp ritmini gösteren bir makineye bağladılar. Ekrandan kendi kalp atış hızımı görüyordum.
Artık uykum geliyordu, kendimi iğrenç hissediyordum. Midem iyice bulanmıştı, ve acayip susamıştım. Doğrulamadığım için, annem bana kapakla su vermişti. -
128.
+10Tenefüs zili çaldı. Tekrar rehberlikcinin odasına doğru inmeye başladım. Kafamı bi çevirdim, Leyla'da benimle birlikte merdivenlerden iniyor. Neyse ben hızlı hızlı Leyla'dan önce indim. Kapının önün de biri bekliyor ama ilk başta çıkartamadım kim olduğunu, kapıyı çaldım. Teyze hoca içerde mi diye sordum. O da yok evladım, bende onu bekliyorum dedi. Sonra Leyla geldi, anne hoca geldi mi diye sordu. içimden koca bir hassssgibtir çektim. Hemen bahçeye çıktım tenefüsdeyken. Bir yandan rehberlikci gelecek mi diye bakıyorum, bir yandan da annem gelecek mi diye. Zil çaldı mecburen sınıfa çıktım, çıkarken de baktım rehber odasına doğru. Leyla ile annesi kapının önün de birşeyler konuşuyordu. Sınıfa doğru çıktım hemen, geçtim sırama. Hoca gelmeden Leyla'da sınıfa geldi, direk yanıma geldi. Çağırdın mı velini? Öyle sorunca kalbim daha da hızlı atmaya başladı.
Ben: evet
-
Leyla: iyi
-
Ben: O annen miydi?
-
Leyla: Evet.
-
Leyla'nın annesini daha önce de görmüştüm, ama kafamın karışıklığından tanıyamamıştım ilk başta.
Leyla'nın konuşurken gözünün içine baktım. Leyla sırasına geçti. Bir de saçlarını örmüş tam kıyamet gibiydi :(
Okul formasının bir kıza yakıştığı nadir kızlardandı. içimden allahım resmen cellatıma aşığım diyordum. Leyla, bembeyaz tenli, simsiyah saçlı, bal rengi gözlere sahip gerçekten çok güzel biriydi. -
-
1.
+2130. Entry ilk kez kizi anlatiyin helal amk sonunda
-
1.
-
129.
+10O resmi ona sen mi yaptın diye direk sormadım. Deftere kendi imzamı attım ders arasında, Leyla sende imza atsana, bakim imzan nasılmış dedim. Hemen gülmeye başladı, imzasını atıp. Keşke resmi bana gösterip seni mi çizdin deseydin, çünkü böyle sorunca daha çok belli ediyorsun dedi. Öyle diyince o an yüzüm kızardı, ne kadar malım amk dedim içimden.
Günler geçtikçe Leyla, yavaş yavaş eski haline dönüyordu. Tabi benim ona olan aşkım körüklenmeye de devam ediyor. -
130.
+10Dersdeyim, hala kalbimin çarpması durmamıştı. Korkum geçmiyordu bir türlü, Leyla ders sırasın da bana bakıyordu, kafasını bana çevirip geri döndürüyordu hemen. Neyse ders boyu taktan dakikalar yaşıyorum. Sonra sınıfın kapısı çaldı dersin ortasında, Leyla'nın annesi hocam müsadenizi istiyorum, Leyla'yla konuşabilir miyim diye. Hoca tabi dedi, Leyla'yı çıkarttı dersten. Ben zaten annesinin sesini duyar duymaz geberdim amk. Beni de çağıracaklar sandım, ama çağırmadılar. Hoca bi 5 dakka sonra sınıfın önünce çıktı, hemen kalktım ayağa çöpe birşeyler atmaya gittim. O sırada kulağımı sınıfın kapısına yasladım. Leyla'nın annesi hocaya kızının dersini soruyordu. Bi 5-10 saniye dinledikten sonra, hemen yerime geçtim.
Hocanın yokluğun da sınıf kaynamıştı. 2-3 dakka sonra Leyla'yla hoca sınıfa girdiler. Leyla'nın bana bakarak pis bir sırıtış attı. Bende ne oldu lan yine diye korkudan geberecem. Kesin beni okuldan postalayacaklar amk diyorum kendi kendime. -
131.
+10Zil çaldı hızlı hızlı tekrar rehberlikcinin odasına indim. Kapıyı çalıp, içeriye girebilir miyim diye sordum. Gel dedi. Ardından kapı tekrar çaldı, Leyla girdi içeriye. Rehberlikci artık aranızda ki mevzuyu kapatın. Velilerinizle de konuştum, Kutsal senin sınıfını değiştiricem bi kaç güne bu arada.
Ulan yine bizim başımızda patlatı, annem ne ara geldi amk dedim içimden.
Rehber Öğretmen (R)
Ben: Hocam ne olur yapmayın.
-
R: Kusura bakma canım
-
Ben: Hocam Lütfeeen.
-
Leyla yanımda diye hocaya yalvarmadım, sonra ki tenefüslerde yalvaracaktım ama. Maksat karizmayı çizdirmemek. Leyla'da pis pis gülümsüyor. Rehberlikçi biraz daha nutuk çektikden sonra bizi çıkarttı odadan.
Orrrrrrrrrussssssssssspuuuuuuu çocuğuuuuuu dedim sessizce rehberlikçinin kapısında.
Leyla: Az bile sana.
-
Ben: Keyfin yerine geldi mi lan mal insan
-
Leyla: Aynen aynen
-
Tüm gün boyu tuvallete bir sigara bile içememiştim, her dersin tenefüsünde rehberlikcinin kıçından ayrılmıyordum. Hocayı da sınıfımı değiştirmemesi konusunda zar zor ikna ettim. Oda tek bir şartla bakarız dedi, bir daha benden tek bir şikayet daha gelmemesi şartıyla. Zaten bir daha kavga edersem, beni okuldan postalıyacaklardı. -
132.
+9 -1Akşama doğru eve geçtim, birde babamdan fırça yedik. Niye kaçıp gittin diye, bende sen varsın diye baba dedim. Yine de kızdı amk. Biraz evde dolandıktan sonra, Bilgisayarın başına geçtim. Atakan'ı aradım, skype girde C.S atalım dedim. Oda 5-10 dakka sonra beni aradı skypedan girdik bir servera mic basıp millete sövüyoruz. Tabi böyle yapınca her serverdan ban yiyoruz amk.
Ban yemekten sıkılıp çıktım oyundan, Atakan'a da yarın görüşürüz kanka diyip skype'ı kapattım. Can sıkıntısından Google'a Leyla'yı aratıyorum, orada bi tak yok. Kızın sosyal medya hesapları da zaten hiç yoktu. Hala sıkıntım geçmiyordu, sıkıntıdan satanist ayinler diye aratıyorum mal mal onlarıın videolarını izliyorum. Onlarda bi gib yapmıyordu amk, satanist dediğin bakire kurban eder, bunlar kendi dualarını okuyup şevke geliyor. Sonra bir forum sitesin de dolaşırken Aleister Crowley, diye ölmüş bir Okültist'in biyografisini okudum. ilk başta bana ruh hastası bir ciksopat gibi geldi, ama yinede ilginç bir hayatı vardı. Bilgisayarı kapatıp, salona geçtim.
Hala Leyla hakkında kara kara düşünüyorum, napacam ben diye. Ama aklıma bi tak gelmiyor. Televizyon izlerkene uya kalmışım. Sabahın köründe de uyandım. Kalktığımda ezan okunuyordu, sabahleyin ezan sesini duyduğum da hep irkilirdim. -
133.
+10Leyla: boşver.
Ben: Anlat hadi, herşeyi boşverip duruyorsun!
Biraz daha ısrar ettikden sonra başladı anlatmaya.
Leyla;
Seninle en son telefonla görüştükden sonra, namaz kılmaya gittim. Az uzanayım diyip geçtim yatağa yattım. Uyuya kalmışım, ve bir rüya gördüm.
-
Ben: ilginçç
-
Leyla, işte sen herşeyle dalga geçiyorsun diye anlatmak istemiyorum!
Ben: Dalga geçmiyorum, Leylam, devam et.
Leyla;
Rüyamda mahallemizde, komşumuz olan Şerife teyzeyi gördüm.
Ben: o kim ki?
-
Leyla: Komşumuz dedim ya.
Kendimi onun evinin içinde görüyorum. Yatakta yatıyor makinelere bağlı bir şekilde yatıyor. Ama şişman olan Şerife teyze gitmiş, zayıf, çökmuş biri olarak gördüm. Onu uyandırmaya çalışıyorum, uyanmıyordu. Sonra gökyüzüne doğru bakıyorum, hava kapanmaya başlıyordu. Sonra senin sesini duyuyorum, ama seni göremiyorum. Birden ev sallanmaya başlıyor, deprem oluyordu. Deprem bittiğinde hastane de gözümü açıyorum, sen gelip beni kaldırıyorsun. Üzerine beyaz bir önlük giyip, şerife teyzenin yanına gidiyorsun. Bi bakıyorum, Şerife teyzenin bebeklerde ki gibi bir kordonu var. Ama bu kordon, tavana bağlı çok uzundu. Benden makas istiyorsun, bende sana masanın üzerinden alıp veriyorum makası, sende kordonu makasla kesiyorsun. Şerife teyze, birden ayağa kalkıp, gözlerini fal taşı gibi açıp bize bakıyor. Birşeyler söylemeye çalışıyor ama duyamıyorum, sen tekrar yanına gidip. Onu yatağına yatırıyorsun. Sonra dışarı doğru ikimizda yavaş yavaş çıkıyoruz. Arkamı döndüğümde Şerife teyze çürüyüp kurtlanmıştı. Korkuyordum, sende yanımdan gidiyordun.
Ben: 5 Saniyede bu kadar çok şeyi nasıl gördün be Leyla?
Leyla, anlatmaya devam etti -
-
1.
+1Leyla senin agnostiş olmanı kendisine yediremiyo bence. Hikaye gerçek mi bilmiuyrum ama insanları cinlerle perilerle meleklerle korkutmamak lazım.
-
2.
+1Sardı devam
- 3.
diğerleri 1 -
1.
-
134.
+10Leyla;
Babam ne kadar dindar biri olsada önce beni göndermek istemedi. Gideceğim yeri bilmediği için güvenmiyordu ilk başlarda. Baba annem sen birlikte gideriz, nasıl bir yer diye bakarsınız. Lütfen gitmek istiyorum diye ısrar ettim. Babam Kur'an kursuna gitmeme karşı değildi, oda camii'de ki kursa gitmemi istiyordu. Ama ben yatılı kursun, daha iyi öğretciğini düşünmüştüm. Ama sonunda ikna edebilmiştim babamı.
Pazar günü olduğun da annem ben Fatma teyze, babam Kur'an kursuna doğru arabayla gittik. Pazar günü olduğundan 3-5 öğrenciden başka kimse yoktu. Babam ve annem orayı gezdi, müdürüyle konuştu. içlerine sinmişti, bir cemaat'e ait yatılı kur'an kursu, ama hocalarla falan konuştuğum da çok iyilerdi. Babam beni kaydettirdi, ertesi güne kıyafetlerimi toplayıp babam tekrardan bıraktı beni yatılı Kur'an kursuna. Odama yerleştim, oda arkadaşlarımla tanıştım, hepsi birbirinden iyiydi, yeni olduğum için kuralları ve ne yapacağımı falan hepsini anlattılar. Sabah namazına kalkıyorduk, zaten beş vakit namazımızı kılıyorduk orada. ilk günler, abdesti, namazı, arapça harfleri gösteriyorlardı.
Zaman geçtikçe hepsini tam olarak öğrendim zaten. Ve artık o rüyaları hiç görmüyordum, nede canlı hayalleri görüyordum. içim huzurla doluydu, -
135.
+9 -1Arkadaşlar çağırdı gelsene lan adam ekgib diye, oynamıyacam beyler belim ağrıyor diyip başımdan savdım.
Leyla'nın peşinden gittim, okulun arka bahçesine doğru gidip bir ağaca yaslanıp oturdu. Bende geçtim yanına oturdum.
iyi misin Leyla? diye sordum.
Leyla: Hayır değilim.
-
Ben: O zaman anlat bana, neyin var?
-
Leyla: boşver!
-
Ben: Bıktım dengesizliklerinden senin, ben gidiyorum'dedim.
-
Leyla: Git o zaman!
-
Ben: Duran yok gidiyorum zaten
-
Kal otur demesini bekledim, ama nedense hala sinirliydi. Çok sinirlenmiştim, suçlu olmasına rağmen arsızlık yapıyordu. Geçtim tuvallete zil çalıncaya kadar çıkmadım, tek başıma sigara yakıp bekledim. -
136.
+10Parkta 12 kişi var, bizle birlikte. Onların yanına oturmadık, az ilerde ben Atakan, Mustafa oturuyoruz kendi aramızda konuşuyoruz. Bu dayak yiyen binin, zütü toplayıp okula adam yığacağı belliydi. Ki bende dayak yesem öyle birşey yapardım.
Onların hepsi birden yanımıza geldi, hepsiyle el sıkıştık. Sonra sordular kardeş siz niye kavga ettiniz?
Ben: Kim baktı davası, diyip olanları anlattım.
Konuştuğum kişinin adı da Erdoğan'dı
Erdoğan: iyi yapmışsın kardeş, eline sağlık.
-
Ben: Siz niye girmediniz derse?
-
Erdoğan'ın yanında ki çocuk oda kavgadaydı, ismi Batuhan.
Batuhan: Bizi tehdit etti muallak, bizde bekliyok getirsin kimi getiriyorsa.
Amk bunlarda faça adamız ayağına yatıyordu, ama ittifak kurdum onlarla bizde bekliyoz kimi getirirse dıbına koyim dedim. Sonra hep birlikte oturduk parkta, sigara içip bekliyoruz. Sağda solda, sopa arıyoruz. Ki geldiklerinde boş olmayalım diye. Neyse emanetleri dizdik, hala oturmuş orada onları bekliyoruz. Aramızda konuşuyoruz.
- -
137.
+10Sabah erken kalktım, dolaptan bi kaç şey atıştırıp dışarı çıkacaktım. Pazar günü olduğu için babam evdeydi, sabahın köründen başlamış, Western filmleri izlemeye.
Babamı mecburen görmek zorundaydım, o evdeyken ondan izinsiz bi yere gitsem, ağzıma sıçar genelde. Geçtim salona,
Ben: Baba ne yaptın yaa?
-
Babam: Yağlı mağlı konuşma lan, dövmeyeyim seni sabah sabah.
-
Ben: Moruk yaşlanıyorsun artık, zamane gençliğe senin de ayak uydurman lazıımm.
Kafama bi tokat çekti,
Babam: gibtir lan sabah sabah seni eşşek sudan gelinceye kadar döverim.
-
Ben: Tamam baba özür dilerim (gülerek)
-
Babam: Hayırdır sabah sabah pantolon falan giymişsin?
-
Ben: Baba Atakan'la az dolaşıp, pes falan atacaz.
-
Babam: pes ne lan?
-
Ben: playstation'dan maç yapıyoz ya baba o işte.
-
Babam: gibtir lan, yerim pesini posonu geç otur oturduğun yerde. Bugün benle evdesin.
-
Ben: Babaaaaa vallaaaahaaa kaç gün önceden anlaştık Atakan'la
-
Babam: Beni ilgilendirmez ara, ben gelmicem de.
-
Ben: Babaaaaaaaaaaaaaaağğğğğğğğ allah için yaa
-
Babam: Kes sesini lan, bak kuvbuyları izle
-
Ben: kuvbuy ne ya allah için hahahahahahaha
-
Bi 10 dakika dil döktükden sonra gitmeme izin verdi. Hemen ayakkabılarımı giydim, hızlı hızlı çıktım evden. Saat 10'a geliyordu. Mezarlık da olduğumuz yerden uzaktadır, neredeyse şehir dışında biryer de dağın tepesin de amk. Normalde 2 tane mezarlık var, biri şehrin içinde, diğeri merkezden uzakta. Hemen otobüse binip gittim. Mezarlığa vardım, mezarlığın içinde turluyorum. Bir yerde kalabalık gördüm, oraya doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. -
138.
+10Ezan bitisiye kadar yataktan çıkmadım. Bittiğin de kalktım yattığım yerden, mutfağa doğru su içeyim diye. Sürahiyi çıkarıp direk diktim kafaya, sanki tuz yutup da öyle uyumuşum. Çok susamıştım. Sürahiyi tezgaha koyup, tuvalete gittim. Dışarıdan bir çığlık sesi duydum, normal bir çığlık sesi değildi. 7 mahallenin duyacağı bir türden çığlık. Ulan işerken yarıda kestim çişimi, hemen koştura koştura balkona çıkacakken. Paaat diye yere yapıştım, yere birden yapışınca anırdım acıdan amk.
Bizimkiler hemen geldi, ne oluyor diye.
Ben: Koşayım derken düştüm
-
Babam: Olum sen gerizekalı mısın da evin içinde koşuyorsun?
-
Ben 1-2 dakka acıdan ses veremedim,
Ben: Baba çığlık sesi duydum dışardan, ne oluyor diye balkona doğru çıkacaktım.
-
Babam: Sanane lan dışarda ne olduğundan. Geç yat beni deli etme, uykumdan ettin beni.
-
Ben: Baba siz duymadınız mı?
-
Babam: Nereden duyalım lan salak uyuyorduk, senin sesine kalktık.
- -
139.
+10Tam o sırada kapı çaprtı, yerimden hopladım amk. Leyla korktun mu diye güldü, gelende annemdi. Karnınız aç mı diye, sordu. Leyla ben aç değilim teyzecim çok teşekkür ederim. sonra Leyla ile yerden kalktık, Leyla'ya lütfen gitme anlatmaya devam et dedim. Sonra anlatırım, şimdi boşver dedi. Ben ısrarla sordum tekrar hala yaşıyor musun bunları? Oda evet diyip geçiştirdi, annem evde diye anlatmayı kesmişti.
Gidecem diye tutturunca ona çay yaptığımı içmeden göndermeyeceğimi söyledim, adet yerini bulsun diye. Salona geçtik televizyonu açıp izlemeye başladık. Ben mal mal ekrana kitlenmiştim, annemde içeri de bulaşıkları yıkıyordu. Birden bana sarılıp iyi ki varsın dedi. Beş dakika öyle sarılıp kafasını yasladı. O sarılmaya devam ettikce, kalp krizi geçiriyorum sanki, annem içeri geldi sonra dibimize oturdu. Leyla ile sohbet etmeye başladı, bi yarım saat daha sohbet ettikden sonra Leyla'yı durağa kadar bıraktım. Otobüs gelesiye kadar biraz konuştuk.
Ben: Hala benden nefret falan ediyor musun? Çünkü yarın bir gün yine benimle konuşmamazlık yaparsan eğer çıldırırım!
-
Leyla: Hayır, seni üzmek istemiyorum artık.
-
Ben: Leyla bu yaşadıkların pgibolojik bence, kafana takma böyle şeyleri. Başka şeyler düşün, güzel şeyler düşün, kendini sıkma.
-
Leyla: Bu kadar emin konuşma lütfen.
Bende üstelemedim orada, otobüs gelmeden önce cesaretimi toplayıp Leyla'yı alnından öptüm, sarıldım. Yarın görüşürüz dedim. Oda biraz afalladı, benden böyle birşey beklemiyordu. Çünkü ilk defa hiç bir tak olmadan, onu ilk kez öpmüştüm. -
140.
+10Merdivenlerden yavaş yavaş iniyorum, annem acele etmeye çalışıyor. Babam bana acele ettirmiyor. Kalbim çok hızlı çarpıyordu hala. Arabaya bindirdi babam beni.
-
Ben: Baba pencereyi aç.
-
Babam pencereyi açtı, sakin ol oğlum. Sakın heyecanlanma.
-
Ben: Anne kendimi çok kötü hissediyorum, başımın arka tarafına doğru bir ağrı saplandı.
-
Annem: Oğlum birşeyin yok, şimdi acile gidecez.
-
Bu sefer bir yandan kafamın arkasını tutuyorum, bir yandan da kalbimi. Artık daha hızlı nefes alıp veriyordum.
-
Ben: Anne birşey olacak mı bana? Anne korkuyorum.
-
Annem ağlamaya başladı, babam da arabayı çok hızlı sürmeye başladı.
-
Acile doğru hızlı hızlı girdik, kapı da hemşire olması büyük ihtimal. Neyi var diye sordu. Bizimkiler de kalbi hızlı hızlı çarpıyor dedi. Oturttu beni hemşire tansiyonumu ölçtü, Tansiyonun çok yüksek değil, biraz bekleyebilir misin? dedi.
Ben de beklerim dedim ilk başta. Ama kalp çarpıntım daha da şiddetlenmeye başladı, artık göğüsüme bir ağrı girdi. Gözlerim kararmaya başlıyordu, hemşireye söyledim. Ben bekleyemiyeceğim galiba, çok kötüyüm.
Hemşire hemen güvenliği çekti, içeri soktu beni. Annem de sinirlendi artık, çok yavaşsınız diye kızdı. -
141.
+104.dersin tenefüsün de, Leyla dışarı çıkmadı. Ben de tuvalete sigara içmeye gittim, bizimkilerin sigarasından 2 duman alıp, çıktım sınıfa. O çocuk Leyla'nın yanına gelmiş sırasın da oturup sohbet ediyorlar. Leyla'ya telefondan birşeyler gösteriyordu. Benim elim ayağım titredi, ama kimse omuzuna el falan atmamış, nizami oturuyorlardı. Ama yinede kıskançlık seviyem max'da. Hemen yanlarına gittim.
-
Ben: Kardeşim, sınıfımızdan çıkabilir misin? Yabancılar girmesi yasak.
-
Leyla'ya bakarak, öyle bir kural mı var Leyla?
-
Leyla: Kutsal yürü git.
-
Ben: (çocuğa doğru dönerek) Kardeşim, sınıfımız da geçen hırsızlık oldu. O yüzden başka sınıflardan birini almıyoruz. Lütfen çıkar mısın?
-
O da, Tamam çıkarız kardeş sıkıntı yok, görüşürüz Leyla, dedi. Leyla, bana sinirli sinirli bakıyor. Bende gözlerimi kısarak ona baktım, sırama geçtim. Leyla birşey söylemedi, ama delirdiğini anlamıştım. -
142.
+9 -12 saat kadar acil de müşahede altında tutuldum. Yanım da yaşlı bir amca vardı, o da benim gibi yatışdaydı ailesi falan yanında. O da böbreklerle ilgili bir sıkıntı çekiyordu. Bizimkiler onlarla konuşuyordu. Hemşire geldi, kendini nasıl hissediyorsun diye sordu. Bende biraz daha iyiydim. Ama çok fena uykum vardı, hala vucudum uyuşuyordu iğneden dolayı. Artık sıkılmıştım yatmakdan, bana takılan şeyleri göğsümden çıkardım. Hemşire de gitmeden önce doktorla bir daha görüşün dedi. Bizimkilerle aşağıya doğru indim. Ağır ağır yürüyorum, hala uyuşuk vucudum.
Aşağı indik doktor, oturuyordu. Yanına gittim,
Babam: Hocam gidebilir miyiz?
-
Hoca elinde ki kağıtlara baktı benimle ilgiliydi, EKG'den çıkan grafiğe bir daha baktı. Bana sordu,
Doktor: Hiç şu aralar ağır bir işte çalıştın mı?
-
Ben: Hayır hocam
-
Doktor: Peki, kötü birşey yaşadın mı? Birşeyden falan korktun mu? Ve ya çok mu heyecanladın?
-
Ben: Hayır hocam
-
Babam: Önemli birşeyi var mı? diye sordu doktara.
-
Doktor: Yok dedi, herşeyi normal genç adam, ama yarın bir kardiyoloğa kesin gitsin, garantiye alsın.
-
Ben: Hocam ben kalp krizi mi geçirdim yoksa?
-
Doktor güldü, birşeyin yok sadece aşırı heyecanlanmışsın, pgibolojik de olur böyle şeyler. Yine de git yarın kardiyoloğa.
-
Babamla annemin uykuusu kaçmıştı zaten, acilden çıkıp civarın da bir yere gittik. Kafe de, çay falan içtik. Bende eve gidelim çok uykum var dedim. Neyse eve gitiğim de tekrar yatağıma geçtim uyudum hemen zaten. Ama yatarken korkuyordum yine aynı şey olacak mı diye, uykusuzluktan hemen uyudum. Sabah annemle kardiyoloğa gidecektim birde. -
143.
+9 -1Leyla;
Yüzün yanmış, derinin yüzülmüş halini görüyordum sürekli.
Bende amma abarttın ha Leyla dedim.
Leyla:
Hayır abartmıyorum, artık sürekli namaz kılıyordum. Ama olanlar devam ediyordu yine de. En sonun da, banyo yaparken birisi beni itti yere düştüm. En son olan şeyden sonra, hıçkıra hıçkıra ağladım, takaatim kalmamıştı. Artık yemek, yemek bile istemiyordum.
Ben anlattıklarına inanmadım ve dedim ki,
Senin sorunun cinler değil, hem cin ne amk? pgibolojin bozulmuş, niye bir uzman yardımı almadın?
Leyla: Aldım ilaç dahi kullandım ama hiç faydası olmadı.
Ben de sordum, Hala yaşıyor musun bunları? -
144.
+8 -1Tüm günüm yannan gibi geçmişti, birde evde annemden yiyeceğim fırçalar için kendimi hazırlıyordum. Atakan'la birlikte okuldan çıktık. Yine o Alper denen bin, Leyla'yı alıp zütürmüştü. Bende eve doğru gittim, Annem bana güzel bir karşılama şöleni hazırlamıştı. Ki kapıyı açılır açılmaz, ilk terliği yüzümde hissetim.
-
-
1.
+3dıbınakoyim ben senin gavat 1 saatte 2 part senimi beklicez huur herkesin işi gücü var bitir öyle okucam dıbınakoydugum sosyali
-
1.
-
145.
+9Sabah yine erkenden kalktım, uyku tutmadı. Saat 4 gibiydi. Bizimkiler uyuyorken balkona çıkıp sigara yaktım. Hala ne yapacağımı düşünüyorum. zütüm dondu balkon da, sigarayı dona dona bitirdim. Geçtim Mutfak'da saçma sapan şeyler yapıyorum. Annem sese uyanıp, niye yatmadın? dedi. Ben de uyudum anne, ama uykum bölündü. Geç yat, uykusuz gitme okula.
Ben: Yok anne uyumuyacam, uykum yok.
-
Annem: iyi ses yapma.
-
Ben: He tamam
-
Ben de girdim o saat de banyo yaptım, kurulandıktan sonra, ayna karşısına geçip saçıma mal mal şekil vermeye çalışıyorum. Sonra giberim amk diyip, saçımı yine klagib tarayışımı yaptım. Neyse, sonra bizimkiler uyandığın da onlarla kavhaltı yapıp tekrar okula gittim.
Yine erkenden gitmiştim okula, bahçe de gözlerim Leyla'yı aradı, belki o da erkenden gelmiştir diye düşündüm. Yoktu, bende biraz daha okul da dolanıp sınıfa çantamı bıraktım. Tekrar dışarıya çıkıp, okulun yanında ki parka gittim. Orada da bizim okuldan öğrenciler vardı 3-4 kişi, oturup onlarla konuşup sigara içiyorum. -
-
1.
0kavhaltı değil kahvaltı kurban olayım böyle yaz olaya odaklanamıyorum
-
1.