/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 51.
    +14
    Lunaparkta geçirdiğimiz günü hiç unutmuyorum. Korku tüneline girdik, dönme dolap makas dene şey vs. Ama hala ne elinden tutabiliyorum nede ona hala aşkımı itiraf edebiliyorum. Korku tünelin de bana korkup sarılmasını bekledim, ama aksine içerde gülmekten çatlamıştı ruh hastası. Ama en son Gondol'a binmiştik. Gondol nedir hemen hemen hepimiz biliyoruzdur. Gondol demişken, Venedik'de olan aşk gondollarından bahsetmiyorum.
    Bilmiyenler için Lunaparkda ki Gondollar:
    http://www.guneslunapark.com/images/gondol/8a.jpg
    Neyse hiç birinde korkmayan hatun, en sonunda gondol'da korkup bana sıkı sıkıya sarılmasına vesile oldu. Ama keşke ona binmeseydik hala derim, yüzü sap sarı kesilmişti. Kulağıma dayanarak lütfen durdursunlar demişti. Bende hemen bağırarak hocam durdurun dedim tabi ilkin de duymadılar 2-3 bağırışımın sonunda sesimi duyurmayı başardım. indiğimizde başı dönüyordu, bir banka varana kadar tutarak zütürdüm onu düşmesin diye. Oturduk banka, ben ona bakıyorum renki iyice değişmişti. Bi 5-10 saniye eğildi ve kusmaya başladı. Kusması bitince tekrar doğrultup oturttum onu, ağzını silmesi ve çalkalaması için peçeteyle su aldım geldim hemen. Kusuktan bi 3-5 dakka sonra renki düzelmeye başlamıştı. Omzuma kafasını yaslayarak çok özür dilerim Kutsal dedi.
    Bende espirisine çek kafanı şimdi benim üstüme de kusarsın dedim. Öyle diyince iyice utandı, kafasını kaldırarak istiyerek olmadı yaa ama dedi, bende gülmeye başladım hadi yat yat dedim. Bacaklarıma kafasını yaslayıp uzandı orada, resmen kalbim gümleyecek heyecandan amk. istemsizce de olsa malafat kalkıyor o anda, beynimi başka yerlere adepte ettim ki o halimi görmesin diye.
    Neyse yarım saat bi öyle kaldık. Tam kendine gelmişti, istersen eve gidelim, halin yoksa dedim. Oda hayır gitmek istemiyorum dedi.
    ···
  2. 52.
    +14
    Leyla ile yine eski güzel günlere dönmüştüm, çok mutluyduk. Ama Leyla'ya ne zaman sorsam hala o kötü şeyleri yaşıyor musun diye, cevap vermiyordu, konuyu değiştiriyordu her seferinde. Bende üstelmiyorum herzaman ki gibi.

    Leyla ile yine arkada oturuyoruz. Ders boş, sınıf arkadaşları ile doğruluk mu cesaret mi, oynamya başladık. Doğruluk mu? Cesaret mi? oyununu oynamayanınız yoktur veya bilmeyen yoktur. Neyse başladık şişeyi çevirmeye 6 arkadaş oynuyoruz.
    ···
  3. 53.
    +13 -1
    Son ders zilin de dışarıya çıkarken, Leyla yanıma geldi. Hadi tüm gün seni bekledim, anlat bana neler oluyor.
    -
    Ben: Seni durağa bırakırken anlatırım.
    -
    Leyla: Hayır sınıfta anlat, bırak dışarı çıkar onlar zaten.
    -
    Ben: Yahu ha dışar da ha sınıfta ne fark eder?
    -
    Leyla: Boşver, otur şuraya. Adam akıllı anlat.
    -

    Leyla'yla oturduk sıralardan birine, herkesin sınıftan dışarıya çıkmasını bekledim. Atakan çıkarken, bana kaş göz yaptı. Ne oluyor manasında, bende sonra görüşürüz kanka dedim.
    ···
  4. 54.
    +13 -1
    Kendi kendime ergence bir plan yapmıştım. Bu arada Leyla ile aramız iyi konuşuyoruz hala daha. 20 dakikalık tenefüste çocuğu okul tuvaletin de sokturmayı başarttım, arkaşmları da plana dahil etmiştim ama sadece, kapıyı tutsunlar diye. Tuvalet çok kalabalık ve sigara içenden geçilmediği için fazla tutamayacağımı biliyordum. Önce hayırdır lan benim kıza mektup yazmışsın dedim? Kime yazmışım sen kimsin? diye cevap verdi.
    Bende bak oğlum Leyla benim sevgilim, sırf bunu bilmediğin için sana birşey yapmıcam. Direk bana bağırmaya başladı, gibtir git lan kızın dibine yapmışsın sülük gibi ayrılmıyorsun, bana maval okuma, o bin bağırınca tuvallete ki herkes etrafımıza dolandı o sırada. Kimse ayırmadan bu bini haşat etmeyi düşündüm, direk bir yumruğu yüzüne doğru salladım, ikinci yumruğu neresine salladım bilmiyorum, üçüncü yurmuğu zaten kimse bırakmadı, direk araya 10 kişi ayırdılar hemen. Baktım binin dudağı kanıyor, anırarak sen göreceksin olum aannanı gibecem diye hönkürüüyor eşşek, tekrar üstüne atlayacaktım bu sefer onu dışarı çıkardılar. Sinirimden duvarı yumrukladım, zil çaldı direk sınıfa doğru çıktım. Leyla hoca gelesiye kadar bana bağırıp durdu. Kavga ettiğim çocuk her bi taku anlatmış.
    Bana kızıp bağırıyordu yine, ben senin sevgilin bile değilim niye böyle kavga ediyorsun, bıktım senden ve bir sürü daha tak püsür saydırdı da saydırdı. Hiç birşey demedim, sözümü tutmadığım için. Tabi kendisi her zaman olduğu gibi yine küsmüştü, ama bu sefer sırasını değiştirmemişti.
    ···
    1. 1.
      -1
      Gerçekse sen suçlusun amk. Ne dövüyon da çocuğu picligine yavşasa anlarım da oda değil
      ···
      1. 1.
        0
        Seviyorum napayım? Çocuğa anlatıyorum, anlamıyor.
        ···
    2. 2.
      +2
      Ne suçlusu aq en doğrusunu yapmiş
      ···
  5. 55.
    +11 -2
    Durağa doğru yüremeye devam ediyoruz. Leyla sana söylemek istediğim birşey var dedim, Neymiş? dedi, Seni çok seviyorum dedim. Bende seni seviyorum dedi. Ama ben öyle bir sevgiden bahsetmiyorum Leyla, ben sana aşığım dedim. Kafasını çevirdi ve yürümeye devam etti, durağa kadar hiç birşey demedi. Durakta bekliyoruz, ikimizde birşey demedik birbirmize.
    Otobüs binmeden önce, sadece yanağımdan öptü. Görüşürüz dedi.
    O'an beni öptüğün de çok mutlu olmuştum, havalara uçucaktım belki.. Sonra olanlar hevesimi kursağımda bıracaktı orası ayrı tabi.
    ···
  6. 56.
    +13
    Tam 3 ayyyyyy, beni ne aradın sordun. Seni her gün aradım, mesaj attım. Bana bir kez olsun dönmedim. Sadece bir kere bir mesaj atıldı seni çok özledim diye. Onu da sen mi attım onu da bilmiyorum diye sinir sinirli sordum içim de biriken soruları.

    Leyla: Gerçekten haklısın, bu konuda beni affetmeni beklemiyorum, ama neler olduğu hakkında bir fikrin yok. Ön yargılı davranma bana
    -
    Ben: Ne ön yargısı dıbına koyim, bir kere bile arayamadın mı beni? Fizanda dahi olsan bir kez olsun arayabilirdin, bi açıklama yapabilirdin. Ama anasını gibeyim artık sen ne yapıyorsan, umrunda bile değilmişiz. Ancak beni görünce mi, benimle ilgileniyorsun? Çok yapmacıksın!
    -
    Leyla: küfür etme
    -
    Ben: Etmiyorum
    ···
  7. 57.
    +13
    Bu sefer saçma sapan şeyler istemeyin amk dedim. Yine herkes mal mal şeyler söyleyip yaptırıyordu. Zeynep'e denk getirdiğim de hep doğruluk diyordu, kıcık almıştım oruspuya orada amk.

    Zil çaldı, bizde oyunu yarıda kestik. Bende şişe çevirmece oynadığım Furkan'ın ensesine tokat şaplatmamı söyleyen, bin arkadaşım Mustafa ile tuvalette sigara içmeye gittim. Oğlum saçma sapan şeyler yaptırma, gibecem belanı diyip duruyordum. O muallakde sürekli gülüp duruyordu. Bak senin dıbına koyacam birdaha öyle şeyler yaptırırsan diye, takılıyorduk birbirimize.

    Tekrar zil çaldı, Mustafa ile sınıfa doğru gitmeye başladık. Diğer ders de boş olduğundan oyuna devam ettik. Zaten aynı dersin hocasıydı, dolayısıyla boştu.

    Tekrardan başladık oynamaya, bu sefer oyuna bir sınıf arkadaşımız dahil olmuştu. 8 Kişi olmuştuk. Ki sonradan oyuna dahil olan sınıf arkadaşımızın adı Burak'dır. Kendisi katmerli oruspu çocuğudur. Hala hatırladıkça binin suratına tüküresim gelir amk.

    Oyun yine normal akışın da devam ediyor, cesaret yine fazla çıkmıyor. Herkes doğruluk diyor. Şişe bu sefer Leyla'ya döndü, soran kişi de Burak isimli hakiki oruspu çççoocudur.

    Neyse Burak, dorğuluk mu cesaret mi? diye sordu Leyla'ya.

    Leyla'da Cesaret dedi.
    ···
    1. 1.
      +2
      Hasssgibtir
      ···
  8. 58.
    +4 -9
    Akşam kaldığım yerden devam edecem panpalarım, rez alın
    ···
    1. 1.
      0
      züt herif
      ···
    2. 2.
      0
      Oc herif
      ···
    3. 3.
      0
      Hadi amk salağı
      ···
    4. 4.
      0
      Hızlı ol lan tipini gibtigim
      ···
    5. 5.
      0
      gavat günde 1 partmı atacan
      ···
    6. 6.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    7. 7.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    8. 8.
      0
      Yazsana lan katır gotu
      ···
    9. 9.
      0
      Hadi yazsana donumdaki tak lekesi
      ···
    10. 10.
      0
      Hadi lan
      ···
    11. 11.
      0
      Vay huur çocuğu hala yazmadı
      ···
    12. 12.
      0
      Aksam bitti zür
      ···
    13. diğerleri 10
  9. 59.
    +12 -1
    Ertesi gün okula girer girmez müdür yardımcısı benle Mustafa'yı çevirdi. Hadi gelin delikanlılar, sıra taşıyacağız diye bi 3-5 kişiyi daha cağırdı.

    Bizi ressim atolyesinde ki sıraları, okulun deposuna taşıtmak için çağırtmıştı. Yeni kocaman toplantı masası gibi, masa koyacaklarmış oraya. Hızlı depoya attık sıraları. Sınıfa çıktık hemen. Leyla, o gün okula gelmiş. Ama sürekli cam kenarında ki birlikte oturduğumuz sırada oturmuyordu. En öne geçmiş, en önde oturan, Halil salağını arkaya göndermiş. Sırama doğru geçerken, tip tip baktım ona, dersteyken bir şey diyemedim. Halil kalk lan cam kenarı benim diyip, orta sıraya doğru kaydırdım onu.

    Halil, ne oldu lan niye geldin buraya?

    Halil: Bende gelmeye çok meraklı değilim amk, Leyla ısrar etti, orada oturacam diye, kafamı gibti.
    -
    Ben: Düzgün konuş lan yarram
    -
    Halil: Ne dedik amk?
    -
    Ben: Olum diğer ders yerine geç, kaldırt Leyla'yı oradan
    -
    Halil: Okeyyyyy

    Daha geçen beni gördüğünde gülümsüyordu, şimdi ne oldu yine bana tavır aldı diye düşünüyorum.
    ···
  10. 60.
    +13
    Eve geldim. Rulo yaparak züt cebime koyduğum karneyi eve gururla gösterdim, öpücüğün vermiş olduğu hisle hiç birşeyi umursamıyordum amk. Birde neredeydin bu saate kadar diye fırça yedim, karneden dolayı fırça atmadılar çünkü nasıl bir karneyle geleceğimi biliyorlardı. Babam zaten beni gibmeye niyetliydi, ama onun gibme metodu daha farklıydı. Dövmedi sağolsun dövmekten beter etmişti. Yazın beni fabrikaya soktu, fabrikanın ameleliği, ne tak varsa herşeyi bana taşıttırdıkları cinsten.
    Bir pazar günü tatil yapıyorum, geri hep çalışmakla geçiyor vaktim. Bu arada Leyla'nın telefonu ne zaman arasam kapalı, facebook'u, twitterı zaten hak getire, ki yok. 2 haftadır ne telefonuma bakıyor nede bir mesaj yazıyor. Bekliyorum bir mesaj, iş yerinde bile fırsat buldukca telefona bakıyorum sırf o aradı mı mesaj attı mı diye. Ama bir tak yok. Kederimden geberecem..
    ···
  11. 61.
    +13
    Leyla soruma evet diyerek, anlatmaya devam etti..

    Ben sözünü yarıda kestim, koskaca 3 ay sadece bir kaç kez üfürükçüye giderek mi bitirdin?

    Leyla: Hayır.

    Ben: Şurada 10 saattir senin saçmalıklarını dinliyorum, ne zaman doğruları söyliceksin?

    Leyla: (Sinirlenerek) Yalan sölemiyorum!, sürekli beni sorgulayıp durup bana inanmıcaksan, kalkıp giderim!

    Ben: Taam taaaaaam hadi anlat

    Leyla: Hala dalga mı geçiyorsun?

    Ben: Tamam, ciddiyim. Dinliyorum seni.
    ···
    1. 1.
      +4
      burayı okurken telefon kendi kendine reset attı ananı gibim diye bağırdım babam kalktı gibicek belamı helal et
      ···
      1. 1.
        0
        Geçmiş olsun kardeşim
        ···
  12. 62.
    +12 -1
    Şerife teyzeyi gömdüler, dua falan okundu. Agnostik olmama rağmen, adet yerini bulsun diyerekten bende dualara eşlik ediyordum. Leyla'nın ağlaması geçmişti biraz. Orada Leyla ile hiç konuşamadık. Herşey bittikden sonra, ailesiyle arabaya binip gittiler. Orada zaten bir tak olacağını beklemiyordum, maksadım Leyla'yı görmek. Aşk işte her taku yaptırır.

    Onlar gidince bene otobüse atlayıp eve gittim.
    ···
    1. 1.
      +1
      musadenle şuraya parkedeyim hocam.
      ···
  13. 63.
    +12 -1
    Leyla;

    Artık gördüğüm kötü rüyalar kesilmedi, aksine daha da şiddetlendi. Annemin zütürdüğü hocaların bi faydası dokunmadı zaten, bende imanımından şüphelenmeye başladım.

    Ben: nasıl yani?

    Leyla: Dinimi sorgulamadım senin gibi, imanım da boşluklar var diye, Kur'an kursuna gitmeye karar verdim. Herşeyi dört dörtlük öğrenirsem, bunlardan kurtulabilirim diye düşündüm. Daha doğrusu, bu yaşıma kadar Allah için hiç birşey yapmadığımı, Rabbimin de bana yol gösterdiğini düşündüm. Mahalleden bir teyzemiz vardı, Fatma teyze annemin arkadaşıydı, kendisi imanı kuvvetli inançı sağlam bir kadındı. Kur'an-ı Kerim'i hatim etmiş bir kadındı. Önce ondan kurs alıp Kur'an-ı ve bildiği şeyleri öğretmesini istedim. Onun da 4 çocuğu vardı, günahını almak gibi olmasın, beni başından savmıştı sanki. Buna vaktinin olmadığını ve beni bildiği bir Yatılı Kur'an Kız kursuna beni yazdırabileceğini söyledi.

    Hiç düşünmeden kabul ettim. Oda senin kabul etmen önemli değil, önce ailenden izin almalısın dedi. Hemen eve gitti, annemle konuştum oda Kur'an-ı Kerim öğreneceğim için çok sevinmişti, birde babamın izin vermesi gerekirdi, akşama kadar babamı bekledim, babam geldiğin de annemle ikimiz konuşmaya başladık babamla.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rizörvıd
      ···
  14. 64.
    +12 -1
    Zil çaldı, yanına gidip arkasından dürttüm. Dokunma bana SALAK!, bende önüne geçtim. Daha kimin dürtüğünü bilmeden, nasıl Salak diyebiliyorsun Leyla?

    Leyla: Senden başka hiç bi salak gelip, bana böyle dokunamaz. Ondandır belki.
    -
    Ben: Hoooppp
    -
    Leyla: Ne hoppu?
    -
    Ben: Leyla, ne oldu sana 3 günde?
    -
    Leyla: sanane bana sürekli soru sorup durma, hatta hiç sorma. Artık yanımada yaklaşma!
    -
    Ben: Beni sinirlendirme.

    Sınıfın içinde daha hoca sınıfı terketmemişti bile, Leyla bana bağırarak;

    Ne ya? Ne? Sen benim sevgilim misin? Kocam mısın? Konuşmak istemiyorum işte, neyini uzatıyorsun? Asalak gibisin, seninle ne zaman konuşmasam dibimden ayrılmıyorsun. Birde noldu, noldu diye sorup duruyorsun. Sanane lan sananeeeee. Birde mahalleme geliyorsun, kendin gibi salak arkadaşınla. Allahh için gibtir git başımdan, katlanamıyorum! Soytarıdan farkın yok.
    -
    Sınıfta o'an kim varsa, herkes bana bakıyor. Yüzüm yanıyordu, kalbim sıkıştı resmen.

    Oruspu çocuğunun tekisin Leyla, diyip sınıfı terkettim.

    Herkesin içinde rezil oluşum umrumda değildi, bunu başka birisi dese bu kadar ağrıma, bu kadar zoruma gitmezdi. Yürürken gözlerim doldu, okulun bahçesinde ki çeşmelerin oraya gidip. Elimi yüzümü yıkadım, okuldan kaçmayı düşündüm sonra vazgeçtim. Atakan ile Mustafa yanıma geldi, kardeşim ne oldu öyle ya? Takma kafana diye moralimi düzeltmeye çalışdılar. Zil çaldı, sınıfa çıktık.
    ···
  15. 65.
    +13
    Buradaysanız devam edeyim, ses verin muallakler.
    ···
    1. 1.
      +1
      ALLAHA ŞÜKÜRLER OLSUN SONUNDA DIBINA KOYAYIM NERDESIN LAN SEN NEYSE DEVAM REZ
      ···
    2. 2.
      +1
      Çaylak atmıştı baskıcı moderasyon..
      ···
    3. 3.
      +1
      Tamam panpa başla hadi meraktan kafayı sıyırcam
      ···
    4. 4.
      0
      Tamam panpa başla hadi meraktan kafayı sıyırcam
      ···
    5. 5.
      0
      Hadi amkk
      ···
    6. 6.
      0
      Başla hadi
      ···
    7. 7.
      0
      Rezarlok
      ···
    8. 8.
      0
      hadi panpa başla artık
      ···
    9. 9.
      0
      Birader sen bizle taşşak mı geçiyon
      ···
    10. 10.
      0
      Basla birader basla
      ···
    11. 11.
      0
      Yazsana dıbını gibtiğim
      ···
    12. 12.
      0
      Yaz lan emuğa goduum
      ···
    13. 13.
      0
      Yazsana dıbına koduğum
      ···
    14. diğerleri 11
  16. 66.
    +11 -2
    Kafamda yine soru işaretleri vardı. Artık Leyla ile büyük bir tartışma yaşadığımızdan da konuşamazdık. Kafam sürekli o bine takılıyor, Leyla'nın ya kuzeni falan değilse diye. Ama sonra boşveriyordum. Leyla'nın da dediği gibi, sevgilisi falan değildim. Her ne kadar onu seviyor olsamda, değildim işte. Kendi kendime gelin güvey olma diyordum artık. Ne yaparsa yapsın havasına giriyordum.

    Akşama doğru mobiletiyle elektirikli mobiletiyle Mustafa ile Atakan bizim eve geldi. Adını tam bilmiyorum elektirikli bigiblet mi, elektirikli motor mu her ne gibimse işte. Ben Mobilet diyordum. Motorlu şeylere ilgim yoktur, fazla da anlamam.

    Neyse kapı çaldı, açtım kapıyı gelen Mustafa ile Atakan'dı. Geleceklerini bilmediğim için şaşırmıştım. Hemen içeri aldım, mutfakğa doğru gittik oturduk. Hoşgeliniz faslı bittikten sonra, ben hayırdır la siz ikiniz birden böyle gelmezdiniz? Ne oldu?

    Mustafa: Hiç öyle kanka, sen iyi misin diye bakmaya geldik.
    -
    Atakan: Kusura bakma kanka birden haber vermeden geldik. Bize dolaptan bi su verde hadi dışalım çıkarı.
    -
    Ben: Yok olum salak mısınız, ne kusuru. Başımın üstünde yeriniz var amk. Birşey oldu sandım.
    -
    Dolaptan su çıkardım verdim. Birde kola vardı, kola doldurdum.
    -
    Ben: Açsanız yemek de var la?
    -
    Yok kanka biz tokuz, hadi dışarı çıkalım
    -
    Ben: günahı sizin boynunuza amk, aç olupda yemiyorsanız.

    Onlarda güldüler, ne ara imana geldin lan diye. Bende yok ne imanı amk, yiyin diye söylüyorum.
    ···
  17. 67.
    +13
    Yine vefat etmiş biri gömülüyordu, imam dua falan ediyordu. Ne okuduğunu bilmiyorum, Gözlerim orada Leyla'yı arıyordu, gözlerim yandı Leyla'yı aramaktan. Leyla ndıbına kimse yok tabi. Ağlayanları gördükce, içim tuhaf oluyordu. Biraz cenazeden uzakta duran, cenaze sahiplerinin yanına gittim. Allah rahmet eylesin hocam, başınız sağolsun. Diyerek ellerini sıktım. Abinin birine merak edip sordum, Abi kaç yaşındaydı? Onlarda beni cenazeden sanıyorlardı, defin edilen kişi, 25li yaşlarda genç bir erkekmiş. Söylediklerin de geldiğim cenazenin bu olmadığını anladım, tam mezarlığın girişine gidecektim, eğer yeni cenazeler gelirse göreyim diye. Fatiha okunmaya başladı, bende millet garipsemesin beni diye, fatiha okudum. Cenazenin içlerinden çok garip bir hapşurma sesi geldi, bende dayanamadım güldüm. Millet garip garip bana bakmaya başladı gülüyorum diye. Ulan o'an öyle bir ortamda asla gülünmeyeceğini anladım, insanların acısı var bende salak gibi güldüm. Hemen gözler daha fazla üzerimde olmasın diye, yavaş yavaş kaymaya başladım. Mezarlığın girişin de olan banklardan birinde oturup beklemeye başladım, 2 saat boşu boşuna bekledim. Mal gibi erkenden gittiğim için, aptal gibi de bekledim mecburen.
    ···
  18. 68.
    +13
    Arayan Leyla, Ne oldu da, aradı acaba diye düşündüm. Geri arayacaktım yaptıkları aklıma geldi, vazgeçtim. Ararsa açarım dedim.

    Telefonu sessizden çıkardım, mutfağa gidip biraz tıkındım. Dolaptan kola katıp birde yanlışıkla yere düşürdüm. Birde annemle uğraştım, bana yerleri sildirdi.

    Neyse televizyonun başına geçtim, açtım bir belgesel kanalı, yine bir aslanla-sırtlanların kavgası izliyorum. Telefon tekrar çaldı, arayan Leyla'ydı.

    Açtım telefonu

    Ben: Alo kimle görüşüyorum?
    -
    Leyla: Babanla
    -
    Ben: Alo efendim baba?
    -
    Leyla: (Gülme sesi geliyordu) offff Ben Leyla.
    -
    Ben: Yapma ya hiç anlamamıştım dıbına koyim.
    -
    Leyla: Küfüür etme!
    -
    Ben: Ne oldu Leyla? Beni yanında kovmaktan beter ettin. Niye arayasın tuttu?
    -
    Leyla: Yarın öğlen 1'e doğru buluşalım diyecektim. Yemekleri ben ısmarlarım.
    -
    Ben: Bunun için mi aradın?
    -
    Leyla: Evet
    -
    Ben: Yahu işine bak! Ulan insan bir özür diler, ama sende ne arar o haysiyet. Gelmiyorum dıbına koyim, her çağırdığın da geleceğin köpeğin miyim ben?
    -
    Leyla: SANAA KÜFÜR ETME DiYORUM!
    -
    Ben: Ederim lan ederim sanane, diyip yüzüne kapadım telefonu.

    Televizyon izlemeye devam etti. Beni tekrar arıyordu, ama bu sefer açmadım telefonu. Sonra babam işten eve geldi, kalk lan bana su getir.

    Ben: Valla kalkamıcam baba, son ders bedendi hala bacaklarım ağrıyor dedim.

    Babam, canına mı susadın lan, yemişim bedenini kalk getir. Bende mutfağa geçip suyu getirdim. Odama geçtim, Leyla babamla konuşurken 4 kez daha aramış. Arayıp aramamakta kararsız kaldım, sonra insan kalbine yenik düşüyor. Tekrar aradım Leyla'yı.

    Aradım bu sefer o bakmadı, herhalde 10 kez aradım o açmayınca. En sonunda açtı telefonu.

    Leyla: Niye açmıyorsun telefonunu?
    -
    Ben: Babamla işim vardı
    -
    Leyla: tamam

    Bir müddet sessizlikten sonra. Leyla'dan küfür ettiğim için özür diledim. Ama Leyla benden özür dilememişti. Canının sıkkın olduğunu, bazı yaptığı şeyler için, kusura bakma dedi sadece. Yavaş yavaş yine o kötü rüyaları, kötü şeyler yaşadığını anlayabiliyordum. Ses tonunda ki değişikliklerden ele veriyordu kendisi, anlatmasa da neler olduğunu. Leyla ile saat 1'de buluşmak için anlaştık. Yemek yiyip, sinemaya gidecektik. Tabi Leyla'nın bir şey ısmarlamasına izin vermezdim, direk banka olarak gördüğüm babamın yanına gittim. Mutfaktan o söylemeden ona yanarlı dönerli bir meyve tabağı hazırladım. Anlamıştı tabağı görür görmez birşey istiyeceğimi. Ne oldu lan, karadeniz de gemilerin mi battı? Yok baba seni bugünlerde çok yorgun görüyorum, içimden geldi. Elimden tabağı aldı, para mara yok dedi, Türk filmi oynuyordu televizyonda. Aha geç otur da izle, ecnebilere özenme dedi. Baba herşey para mı bu devirde? dedim, gülmeye başladı. Onu neşelendirmezsem para falan çıkmayacağını biliyordum.

    Babamla yarı arkadaş gibiyizdir, ama tabi bi sınırı var. Saygısızlık etmem, sınırımı bilirim. Oda zaten müsade etmez bir yerden sonrasına.

    Annemde bizi dinliyor, Babam dayanamadı sordu, ne için lazım para dedi?

    Ben: Okul aidat paralarını istiyor baba.
    -
    Babam: Ne kadar?
    -
    Ben: 30 lira
    -
    Babam: iyi veririz daha var.
    -
    Ben: Baba birde bana özel, birşeyler ateşlesene.
    -
    Babam: Sana özel ney ateşliyim olum, kalk gibtir git
    -
    Ben: Baba yarın arkadaşla buluşup yemek-sinema yapacaz.
    -
    Babam: Ne arkadaşı oğlum sen değişik misin de, arkadaşınla sinemaya gidiyorsun?
    -
    Ben: Baba ne alaka.
    -
    Babam: kimle gidiyorsun söyle verecem.
    -
    Ben: Okuldan arakdaş ile
    -
    Babam: Tama lan arkadaşın adı ne?

    Bende anlattım okuldan Leyla dedim, o gün buraya gelen kız. Babam bir ooo çekti. Aferim değişik değilmişsin, bu sefer annem lafa girdi. Bu çocuğa ne oluyor Allah aşkına, yeni yeni huylar çıkarıyor başıma. Sen karıya kıza yedir, bir güne bir gün. Beni yemeğe çıkardın mı oğlum? diye kızdı. Haklısın annecim söz bir gün senle de çıkacam dedim. Babam oradan gülüyor. Annem yine devam etti kızmaya, yahu anne sende sanki evi kızın üzerine yapmışım gibi konuşuyorsun, birşeyi de abartma bi ya! Annem tabi yine daha da çok kızmaya başladı, ben babamdan biraz 150 kağıt aldım, ki babam bana para vermeyi hiç sevmez. Onu aldığıma şükür ettim. Geçtim odaya uyudum.

    Sabaha doğru uyandım, öğelene kadar oyalandım, sonra evden dışarı çıktım. Buluşacağımız yere doğru gittim, oturup Leyla'yı beklemeye başladım. Neredeyse 1 saat oldu, gelen giden yok. Telefonunu arıyorum açan da yok.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    +13
    Burak önce bir düşündü, Leyla git Emin'i öp dedi. Emin'de oyunla alakası olmayan bir sınıf arkadaşımız. Bende giberim amk, öptürme yok başka birşey iste dedim.

    Burak'da yavşak yavşak gülerek kanka oyun bu yeaaa, banane dediğimi yapmak zorunda dedi.

    Leyla tam kalkıyordu, kolundan tutup, sıraya oturdum. Yok lan başka birşey iste giberim belanı dedim Burak'a. Oda beni ilgilendirmez, ben söyleceğimi söyledim ya yapar yada cezasını çeker dedi.

    Leyla kızdı ya bıraksana, sanane istediğimi yaparım. Ben sana karıştım mı? diye tepki gösterdi.

    Ben: yok lan öyle bir dünya, Burak başka birşey iste yoksa seni döverim
    -
    Leyla: Allaahhh allahh
    -

    Burak bini fikrini değiştirmedi, kıl oruspu çocuğu. Ben öperim amk kimi öpeceksek dedim, onuda kabul etmediler. Oyunun kuralı belli biri denileni yapmazsa, oyunda herkes ona bir tane tokat atar. Grupta ki herkes sanane bırak yapsın diyordu. Yine de izin vermedim.

    Yaptırmıyorum lan, tüm tokatlarınıza kabulum dedim. Mızıkcılık yaptığımı söyleseler de giblemedim. Hepsi de hayvana vurur gibi tokat attı, Leyla vurmaz diye düşündüm, ama o hiç acımadı oda sağlam bir tokat patladı, dişlerimi kırmıştı oruspu çocukları sanki, tokatları yedikten sonra, oyun moyun yok amk kalkın burada oynamayın dedim. Leyla'da yediğim tokatlardan dolayı gülüyordu bana.

    binleri kaldırdım, Burak muallaksini tehtit ettim, tenefüs'de dıbına koyacaktım. Leyla'da kimseye birşey yapmayacağımı söyleyip duruyordu, mızıkcılık yapan sensin, al yedin tokatını otur oturduğun yerde dedi.

    Ben:, sende elalemi öpmeye çok bir heveslisin Leyla! dedim
    -
    Leyla: Belli kimin kimi öpmeye hevesli olduğu diyerek gönderme yaptı. Aylin'i öpüşümden hala rahatsızdı.

    Sonra Mustafa ile konuştum, zil çaldığın da Burağı bahçede yakalayıp, dıbına koyacaktık. Zil çaldığın da Mustafa'ya işaret çaktım, Burak'ın bahçeye çıkmasını bekleyip, bizde ardından aşağı indik.
    ···
  20. 70.
    +12
    Yavşağın pestilini çıkardım, hala ayağa kalkıp, bana küfür ediyordu. Bende ona küfür ediyordum. Ama bin anırıyor resmen, hala yavşak sağa sola kemer savuruyor. O kemer savurup bana ve tüm okula küfür ediyordu. Okulunuzu yakacam lan oruspu çocukları diye bağırıyordu herkese. Ulan hala sinirimden çatlıyorum, etrafımda bir sürü kişi var bırakmıyorda.

    O herkese küfür edip kemer sallarken, en sonunda bizim okuldan tanımadığım kişiler bile bini dövmeye başladı. Resmen okulun lincine uğramıştı amk. Bu sefer benim başımdan gittiler, onu dövenleri ayırmaya. iyice şamaroğlanına dönmüştü muallak. Ama tebrik ettim içimden sağlam oruspu çocuğu, o kadar dayak yedi hala bağırıyordu. Kendini deli ayağına yatırıyor yavşak, ama kimse giblememişti. kolay mı lan milletin anasına bacısına sövmek dışardayken. Hani o gözüm karardı mı hiç birşeyi tanımam diyen yavşaklar var ya, oda bunlardandı. Dayak üstüne dayak yiyince, herkesi tanımaya başladı. Ama içim param parça olmuştu, Leyla o kadar perişan bir haldeydi ki, ağlıyordu. Vuranları ayırmaya çalışıyordu.

    Her ne kadar Leyla'ya çok üzülmüş olsamda, hakettiğini düşündüm.

    Bizim dayak yiyen şamaroğlanı, az ilerde telefondan birini aradı. Yine bağırıyordu;

    DAYIIIIIIIII YiĞENiNi DÖVÜYORLAR DAYIIIIIIIIIII GEEEEEEEEELLLLLLLLLLLLLL, NE BiÇiM DAYISIN GEEEEEEELLLLLLLL

    diyordu.

    Ulan bi yandan gülüyorum, bir yandan dayı mayı diyince tırstım amk. Üzerimize kurşun yağdırmasınlar amk diyordum içimden. Leyla'da Allah belanızı versin hepinizin diye beddua ediyordu.
    ···