-
26.
+18Yalan yok, Leyla'nın anlattıklarını dinlerken sıkılmıştım. Anlattıkları saçma geliyordu bana. Leyla anlatmaya devam etti.
Okulların bitmesine son 1 hafta kala teyzemin yanına gittim. Beni teyzem çok sever, sürekli yanına çağırırdı, bende onu kırmamak için gittim onlara.
Bu arada teyzesi farklı bir il'de oturuyor.
Leyla;
Kurstan babam beni almaya gelip, çıkışımı yaptırdı. Babama söyledim teyzemlerde 1 hafta kalıp, tekrar geri dönebilir miyim diye. Ama izin vermedi.
Bende iyi ki baban mantıklı biri dedim gülerek.
Sonrasın da Leyla teyzesin de olanları anlatmaya başladı. -
27.
+17Can kulağı ile Leyla'yı dinliyorum. Mevzunun Betül'ün aylardır aşık olduğu çocuğun, Leyla'ya aşk notu yazmasından kaynaklandığından olduğunu söyledi. Notu okumadan yırttığını anlattı, ama Betül salağı Leyla ile sevdiği çocuğun gizli gizli sevgili olduklarını sanıyormuş, ben bu kadar salak bir insan görmedim amk. Leyla ile hiç bir erkeğin gezdiğini bile görmemiştim. Kendisi söylemese de Betül'ün kıskandığı zaten açık açık belliydi. Bende Betül'ün yanına gidip konuştum, okul çıkışın da kimse buluşmuyacak dedim. Oda tek kelime etmedi. Son ders zilinin çalmasını bekledim, istiklal marşında bile Leyla'nın yanında durdum.
-
28.
+16 -1Leyla'yı otobüse bindirip yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladım. Eve geldiğim de annem beni azarlamaya başladı. Senin bu saatte okulda olman gerekirken, birde eve kız mı getiriyorsun şerefsiz, bi ton laf saydırdı bana.
Bak annecim, senin evde olduğunu biliyorum. Bi tak yapacak olsam zaten buraya getirmem. dedim
Annem hala kızmaya devam ediyordu, çok abartmıştı.
En sonunda kızdım, ulan sanki görende hergün eve kız getiriyorum sanacak, komşulardan banane anne! Hepsinin dıbına koyim, herkes kendine baksın sanki evi gibtim kerhaneye çevirdim gibi konuşuyorsun, yeter!
Tabi bunları söyleyince yine birşey değişmedi, kızmaya devam etti. Akşam eve gelince babana söylicem dedi.
Akşam babam geldiğin de, annem olanı biteni anlattı. Tam babamda ağzıma sıçacak sanıyordum ki, aksine anneme güldü. Olur o kadar altı üstü ders çalışmışlar diyip kahkaha attı. Annemide sakinleştirdi.
Annem içeriye mutfakta yemek hazırlamaya gitti, babam bu sefer bana sardı.
Babam: Birşey yaptın mı lan kıza?
-
Ben: Hayır baba arkadaşım.
-
Babam: gibtir lan arkadaşının burada ne işi var, hadi anlat anlat kızmayacağım.
-
Ben: Hayır baba valla olmadı bişey, sadece ders çalıştık.
-
Babam: Makine çalışmıyor mu lan yoksa?
-
Ben: Baba ne alaka (dıbına koyim içimden)
-
Babam: Senden bi tak olmaz, yazık bugünleri de mi görecektim
diye gülmeye başladı. Sofraya oturduğumuzda anneme, Hanım korkma bizim oğlan o bicim, kızlara zarar veremez diye dalga geçip kahkaha atıyordu. Annemde ciddiye alıp bir sorun mu var oğlum diyip soruyordu.
Moralim bozulmuştu amk, ne enterasan bir ailede yaşıyordum. -
-
1.
+2Çalışmıyor mu lan makine djdnsnısje8e
-
2.
0Pnp şuan kahkaha atıyorum ulan ya makine çalışmıyor mu sgçdfvddfsc
-
1.
-
29.
+16Pazartesi olduğun da okula geç kaldım, 1 haftadır Leyla, okula gelmeyince iyice ümidimi kesilmişti. Birde okula geç geldim diye güvenlikle tartıştım. Seni okula alamam geç kaldığın için diyip tartıştık onla da, almazsan alma amk diyip, okulun arka tarafından duvara tırmanıp okulun içine atladım.
Hızlı hızlı sınıfa doğru çıkmaya başladım. Ders Geometriydi, Geometri hocam ile aram iyi olduğundan git geç geldiğine dair rapor al gibi saçma sapan şeylerle uğraştırmamıştı sağolsun.
Bizim okulda geç kalınmaya karşı çok büyük bir tutum vardı, ondan abartılıyordu bu konular.
En arka pencere tarafında oturuyorduk o zaman Leyla ile. Kafayı çevirince Leyla'yı gördüm, içimde sanki kelebekler gibişiyor o derece mutlu oldum. Salak gibi sırıta sırıta hemen sırama geçtim, Leyla gülümsemedi bile. Leyla nasılsın diyorum fısıldayarak, yüzünü bile bana çevirmiyordu. Neredesin çok merak ettim seni diyorum, duymamızlığa veriyor. Bana bir cevap verecek misin dedim en sonunda sesli bir şekilde, hoca sinirlenip, yerimi değiştirdi amk ama o cevap bile vermedi.
Tenefüs olduğun da tüm sınıf Leyla'la konuşuyor herkese gülümsüyor, ne olduğunu anlatıyor.
Bana gelince yüzünü asıp, uzaklaşıyor. Ne yapmaya çalışıyor acaba diyorum içimden, koymaya başlamıştı başkaları ile güleryüzüyle konuşup, beni giblememesi.
Okul çıkışına kadar sesimi çıkarmadım, tenefüste Atakan'a sordum ne olmuş niye 1 hafta gelmemiş? Neden bayılmış? Birşeyi mi var yoksa? bu sorularla kafasını gibmiştim. -
30.
+16Burak bini bizi görür görmez, Usain Bolt, gibi kaçmaya başladı. Okul bahçesin de olduğumuzdan en fazla okulun içine doğru kaçardı. bini Mustafa ile sıkışırdık, yavşağı yakaladığımız halde hala gülüyordu.
Mustafa ile binin kafasını eğip, sırtına 3-5 tane vurduk. Yavşak hala gülüyordu. Tabi bizde zarar vermek istemiyoruz. Hakiki oruspu çocuğu olsa da, o kadar yıllık arkadaşımız diye abartmadık. zütüne tekme attım, hala gülüyordu Burak.
Ulan ne arsız çocuksun dıbına koyim diyip bende gülmeye başladım, sonra yine 3'müz tuvalete gidip sigara içtik amk.
Aramızda küslük falan olmazdı, Burak'ında amacı zaten herkesi ayar etmektir. Daha da uzatmadık mevzuyu.
Zaman geçtikce artık boş derslerimiz de kalmamıştı, hocalar son sene sınav var diye, 1. dönemden sıkmaya başladılar, sınav için. Sürekli ödev, test kitapcıkları aldırıp çözdürmeye başlamışlardı şimdiden. -
31.
+15 -1Leyla aramız hiç olmadığı kadar iyi gidiyordu o sıralar, ve zaman geçtikçe onun da benden hoşlandığını anlıyordum. Ben ona değerini hissetirdikce oda bana değer veriyordu. Artık tenefüsler de bile sadece onunla geziyorum, ama yine de ona açılamıyordum, eğer açılırsam beni ret ederse yüzüme bakmayacağını düşünüyordum. Bana güveni o kadar artmıştı ki evine kadar bile bırakmama izin vermişti, tabi mahallelerine girmemem şartıyla.
Neyse bir tenefüs onunla takılmıyorum ve gidiyorum arkadaşlarımla tuvalette sigara içiyorum, bi sigarayı 50 kişi döndükten sonra, sınıfa doğru çıkıyorum. Leyla sınıfta yok malum tenefüsdeyiz, bende o sırada çantasını defterlerini kurcalamaya başladım, ne var ne yok acaba diye. Sıranın altında elimi attığım da bir mektup geliyor elime, kokulu mokulu, bende diyorum teknoloji çağındayız hala mektup mu yazıyorsunuz amk diye içimden. Açıp okumaya başlıyorum, Leyla'ya bir yazılmış bir aşk mektubu olduğunu anladım okudukca, önce giblemedim ama mektubu ilk başta platonik bir mektup sansam da, bir yavşağın yazmış olduğu bazı şeyler beni kudurtmaya yetti de arttı. Yazan şey sınıfa girerken, elime dokunmanı hiç bir zaman unutamıyorumdu. Ve benim için de yanında ki çocuk kim bilmiyorum ama o sana layık değil, umarım yanlış anlamıyorsundur, Seni seven H.D yazmış..
Bu yazılanları okuduğum da çıldırmıştım ve
Bunu yazan oruspu çocuğunu dövmeden içimin rahatlamayacağını biliyordum, Leyla'nın sınıfa gelmesini bekledim. -
32.
+16En sonun da müdür yardımcısının yanına çıktım. iyi günler hocam, birşeyi merak ediyorum Leyla kaç gündür yok ne olduğunu biliyor musunuz?
Müdür Yardımcısı: Ne yapacaksın oğlum sanane?
-
Ben: Hocam o gün piknikte bayılınca merak ettim, birşey oldu mu diye endişe ediyorum.
-
Müdür Yardımcısı: Raporlu ondan gelmiyor.
-
Ben: Hocam ne olmuşta rapor aldı?
-
Müdür Yardımcısı: Hadi oğlum çık odadan fazla soru sorma
diyip kovdu odasından beni. içimden ananı gibeyim desem de birşey diyemedim yinede.
Acaba öldü mü? Hastanede mi yatıyor diye düşüne düşüne beynim yanmıştı artık. Mahalleden hastanede stajyer bir arkadaşım vardı, ona Leyla'nın adını soyadını vererek hastanede öyle yatan biri var mı diye rica etmiştim. Malasef bana öyle yatışta olan öyle bir hasta olmadığını söyledi. Cuma gününe kadar hep gelir diye bekledim, ama gelmemişti. Haftasonu bile mezarlığa gittim, yeni defnedilen var mı diye mezarlığın güvenliğine sordum, ad soyad vererek. Kafayı yemiştim salak gibi kısaca. -
-
1.
+10huur çocu müdür yar.
-
-
1.
+1
-
1.
-
1.
-
33.
+15Bende Leyla'nın telefon numarası olmadığından ona ulaşamadım hafta sonu. Sınıftan bazı arkadaşlarımı aradım numarası var mı diye, onlarda da yoktu. Pazartesi oluncaya kadar 9 doğurdum diyebilirim amk, sabah uyandığım da direk elimi yüzümü yıkayıp, kavhaltımı yapmadan giyinip okula gittim. Tek düşüncem Leyla'nın nasıl olduğuydu.
Okul zaten erkenden gittiğim için bomboş, okulun kapısı önünde 2 arkadaşla sohbet edip sigara içiyoruz. Neyse istiklal marşı okundu, zil çaldı içeri geçtik. Hala bekliyorum Leyla yok, 1 ders 2 ders 3 ders derken, Leyla'nın gelmeyeceğini anladım. Sıramın yanı buz gibi hissediyorum resmen. Neyse rapor almıştır yarın gelir düşüncesi içindeydim. Ertesi günde gelmedi, ondan sonra ki günde gelmedi.
Sınıfta ki herkese soruyorum, hiç kimsede haber almamış. Betül ile kavgalı ve küs olmama rağmen ona bile sordum. Onda da yokmuş haber, okulda kimse de ne adresi var nede telefon numarası. Kafamın için de bir sürü şey dolaşıyor, üzüntümden yerin dibine girecem neredeyse. -
34.
+15Arkadaşlar elimden geldiğince seri yazacam, az biraz işlerim vardı. Tek partta bitir diyen panpalarım, malasef tek parta sığımaz yazacaklarım.
Yazmaya devam ediyorum. -
-
1.
+1Okuyoruz panpa up up
-
1.
-
35.
+14 -1Sözünü tutmadığını düşünüp, sinirlenmiştim. Biraz etrafı turlamaya başladım, o gelesiye. Telefon çaldı, arayan Leyla'ydı. Yoldayım, 10 dakikaya oradayım dedi. Tam kızacaktım, telefonu kapattı. Tekrar beklemeye başladım, bi 15 dakka sonra gelebildi ancak.
Ben hiç birşey demeden sendeen çook ama çoook özür dilerim. Bende aradan kaç saat geçti, yine ne oldu da geç geldin. Anlatırım hadi gel gidelim dedi.
AVM'nin terasına çıkıp, pizza yedik. Yemeğimizi bitirdikden sonra, ben bi sigara yaktım. Sigarayı ağzımdan alıp söndürdü. Anlat hadi, nerelerdeydin? -
36.
+14 -1Atakan'ın dediğine göre, tansiyonu düşmüş ondan bayılmış. Tansiyonu düşen insan bayılırda 1 haftada da dinlenmez, çünkü annem de tansiyon hastası, az çok bilgiliyim bu konularda. Cevabı beni tatmin etmemişti. Son ders zili çaldı, Leyla'nın sınıftan çıkmadığını, pencereden dışarıyı izlediğini gördüm. Herkes evine giderken, neyi bekliyor lan bu bende beklerim o zaman amk, diyip. Yüzünü çevirip bana baktı, gülümseyerek sen hala burada mısın Kutsal? dedi.
Çok tuhaf olmuştum gülüşünü anlamsızdı, ve en anlamsızı herkes evine giderken, onun orada dışarıyı izlemesiydi.
Ben: Neyi bekliyorsun?
-
Leyla: Hiiiçç, öyle gökyüzünü izliyorum.
-
Ben: Git evinde izlesene?
-
Leyla: sanane lan senin tapulu malın mı burası?
-
Ben: Ha?
Ondan öyle bir tepki beklemiyordum afallamıştım.
Ben: Cidden iyi misin sen?
-
Leyla: evet iyyim, sen nasılsın arkadaşım?
-
Ben: Hahahaha
-
Leyla: Beyinsiz espiri mi yaptım da gülüyorsun?
Hiç konuşmadığı gibi konuşuyor, farklı haraketler yapıyordu, haklıydı gülünecek bir espiri yoktu. Ama Konuşması haraketleri çok tuhaftı. Çok ciddi konuşuyordu, sonrasında Leyla; ben gidiyorum, mümkün olduğunca benimle muhattap olma, diyip gitti sınıftan.
Peşinden gitmedim bile, şaşırmıştım onun bu konuşmalarına. Ve alışkındım da benimle muhattap olmamasına. Çünkü sürekli aynı şeyi tekrarlayıp duruyorduk. -
37.
+14 -1istiklal marşı bitti tüm okul dağılırken, bende Leyla'yı takip ediyorum. Kızlardan biri geldi kulağına birşey fısıldadı, okulun yanında ki parka doğru oda ilerlemeye başladı. Bende arkasından yanımda bir arkadaşımla takip ediyorum çaktırmadan. Biraz uzaktan bunları izliyorum, önce tartışıyorlardı. Orada ki kızlardan 3ü ve Betül Leyla'ya saldırmaya başladı. Hemen gidip ayırdım, sinirden gözlerim karardı. Leyla'ya tırnaklarını geçirmişler, orada Betül'e bir tane tokat atıp. Ulan ananızı avradınızı giberim, kaşar oruspu çocukları diye bağırıp küfür ettim. Betül'de bana gücün kıza mı yetiyor lan şerefsiz, bekle abimi arayım aynısını yapabilecek misin, gibtir git abini de senide giberim diyip üzerine tükürdüm. Hemen yürümüye başladılar.
Hayatım da bir kıza vurmayan ben, sinirlerimin hoplaması sonucu ilk kez bir kıza vurmuştum. Kim olsa sevdiği insanın canı yandığın da aynısını yapardı, ki umrumda bile olmadı.
Arkadaşımı gönderip, Leyla'yı otobüse kadar zütürdüm. Kızın kolunu çizmemişlerdi resmen yarmışlardı. Onu bir banka oturtup, bi bakkala gidip, Kolanya ile soğuk su aldım. Kolanyayı, yara olan koluna sürmek için almıştım, mikrop kapmasın diye. Kolanyayı kendisi döktü, içim el vermedi benim. Ama onun cesaretine hayran kalmıştım, tabi biraz sızlasa da.
Artık ağlama, çok sulu göz oldun diyip, eve de geç kalmasın diye otobüse bindirdim. Gitmeden önce herşeye atlama bunların hiç biri seni ilgilendirmiyor dedi, iyi o zaman kusura bakma dedim. Yüzüme bakmadan otobüse binip gitti. -
38.
+12 -2Okumayın sevgilimin içine cin girip babama kendini gibtirdi
-
39.
+13 -13 gün benimle konuşmamıştı. Tabi yine onsuz takılıyorum, kavga ettiğim çocuğa dikkat etmeye çalışıyordum. Her'an saldırabilir diye, hazırlıklı bekliyordum. Ki beklediğim oldu, okulun koridorundan aşşağı doğru tam inecekken bin üzerime atlayıp yere düşürdü, karnına tekme atıp bende onu düşürdüm. Burada karizmayı çizdirmemek için yalan söylediğimi düşenebilirsin ama gerçekten olanları anlatıyorum, zaten inanıp inanmak size kalmış. Onu yere düşürdükten sonra ayağa kaldırmadım gerisi allah ne verdiyse daldım. Bunun arkadaşlarından biri gelip, kollarımdan tuttunca sağlam bir yumruk yedim burnuma, yumruğu yiyince başım döndü burnum kırıldı sanmıştım amk, kafamı kaldıramadım bi 30 saniye yere kapaklandım. Gözümü açtığım da o binte bende yerdeydim.Tümünü Göster
Sonrası zaten yine kuru kalabalık, sınıfa girdim gömleğim kan olmuş. Burnum hala kanıyordu. Beni o halde gören Leyla korkup ağlamaya başladı. Bu yediğim yumruk işime çok yaramıştı, hala allah razı olsun o yumruktan, hayatımın en iyi yumruğuydu hep derim. Çünkü Leyla'nın şefkatli kollarına sarılmıştım resmen. Kim yaptı sana bunu onu öldürecem diyip bana sarılıp ağlıyordu, bana aşık olduğunu orada anladım. Fakat bu duygu dolu dakikalar müdür yardımcısının gelmesiyle bitti. Yavşak müdür yardımcısı bir de o halimle kulağımdan tutup, odasına kadar zütürdü.
Bu arada resmen kan yutuyormuş gibi hissediyordum. Müdür yardımcısı Velimi aradı, benide kavga ettiğim çocuğuda ingilizce öğretmenim acile zütürdü. Burnum kırıldı sanıyordum, direk bi kafa röntgeni çekip. Kanamayı durdurdular, burnumun kırılmadığını öğrenince bi ohh çekmiştim.
işin içine poliste girmişti. Acile girdiğimiz için, neredeyse tutanak tutacaklardı. Bizim yalvarmamız sonucun da vazgeçirdik, kavga ettiğim çocuklada polisler zorla barıştırdı. Bir de babamın acile gelmesi işin tuzu biberi oldu. Beni görür görmez sağlam bir tokat yapıştırdı ki hala kulağım da çınlamasını hissederim. Babam ingilizce hocama çok teşekkür ederek gönderdi. Babam benide kavga ettiğim çocuğu da yemeğe zütürdü. Sonradan Hasan'ın annesinin olmadığını öğrenince içim parçalanmıştı ve babamın bir kez daha kötü bakışlarına maruz kalmama sebep oldu. Ama kavganın neyden çıktığını biliyordum ve kimin de suçlu olduğunu bildiğim için vicdanımı rahatlattım sonradan. Ama yine de arada kaynayan ben olmuştum. Hasan yavşağını da bir iki kez dışın da okulda görmedim bir daha da.
Müdür disiplin kurulunu toplayıp beni başka okula göndermekte niyetliydi, babamın araya girip dil dökmesi ile bu sorunu halletmiş olmuştuk. Fakat bu olanlar gözleri benden başkayı kimseyi görmemelerine sebep olacaktı. Eve geldiğim de zaten ne azar işittiğimi buraya yazmama gerek yok, az çok tahmin etmişsinizdir. -
40.
+13 -1Zil çaldı Leyla hanım ortalıkta yoktu, son ders yine beden eğitim olduğundan hoca yoklama alıyordu. Yoklamanın sonuna doğru geldi, geçti sıraya. Baktım yine ağlamış, gözlerininin ıslaklığından farkettim.
Hoca yoklama aldı, yine herkes dağılmaya başladı. Leyla'nın yanına gittim hemen. Neredeydin dedim? Tuvaletteydim. Bende, Neler oluyor sana Leyla? diye sordum. -
41.
+13 -1Okulun açılmasına son 2 hafta kala, bana yabancı bir numaradan biri mesaj attı. Seni çok özledim diye. Aklıma direk Leyla geldi, direk aradım ama telefon hiç açılmadı. Hem okulun kapanmasına 2 hafta kalmıştı hemde Leyla'yı artık görmek istiyordum. Babamın karşısına geçip, baba o kadar çalıştım, şurada 2 hafta tatilim kaldı. Artık bırakmak istiyorum işi dedim. Önce kabul etmese de, anneme biraz acıtasyon yaptım o ikna etmişti babamı. Sonra fabrika da ki amelelik işimden kurtuldum.
işe alışmıştım zevkli de geçiyordu aslında, tatil falan gibimde değildi. Sadece Leyla için bırakmıştım. Artık her gün Leyla'nın mahallesine gidip oralar da geziyordum. Sırf onu görmek için, fazla dikkat çekmemeye özen gösteriyordum en fazla öğle ve akşam 1'er saat mahalleyi turluyordum. Ama nafile hiç Leyla'yı görmedim. Nede evlerin de bir ışık gördüm hiç birşey. Boş geçirdiğim süre boyunca okulun açılmasına az kalmıştı, artık mahallesine gitmemeye başladım. Nede olsa okula gelecek diyip. Bu sefer de okulun açılmasını iple çekiyordum. -
42.
+14Leyla;
Gördüğüm kabuslar iyice artmaya başladı, hocaya geri gittim annemle. Olanları anlattım. Kızım bu çocuk sana cinleri musallat etmiş, cinlerden kurtulmak o kadar kolay değil. Seni benden daha bilgili bir hocaya gönderecem dedi, bizde mecburen gittik. Bu gittiğimiz hoca, şehir dışın da bir kasaba'da yaşıyordu. Ona da aynı şekil, rüyalarımı ve yaşadıklarımı anlattım. Oda diğer hocanın dediği aynı şeyi söyledi, seninle görüşmeyi tamamen kesmemi söyledi. Bana bir kağıt verdi, kağıtı evin girişine asmamı söyledi. Ve ayrı ayrı 2 tane muska verdi, birde yastığımın altına koymam için, ayrı bir muska verdi.
Dediklerinin hepsini yaptım, içim huzurluydu. Ama yine de gördüğüm rüyalar, yaşadıklarım geçmiyordu. Hatta daha kötüye gidiyordu. Artık bana canlı hayaller gösteriliyordu.
-
Bende, nasıl canlı hayaller diye sordum? -
-
1.
0ayraç 45
-
1.
-
43.
+13 -1Hocaya rüyayı anlatırken, benimle arkadaş olduğunu söylememiş.
Hocası ise gördüğü rüyanın şeytani bir rüya olduğunu, tespih çekerek uyumasını söylemiş. Oda uyumadan önce oda arkadaşlarından telefonu istemiş.
Bana ilk önce seni aramayı düşündüm, ama sadece kur'an kursuna gelen öğrencilerin, telefon getirmesi yasak olduğu için, sesimi duyarlar gecenin bir yarısı diye seni aramadım, onun yerine mesaj attım. Gerçekten özlemiştim, ve kendimi tekrar çok kötü hissetmeye başlamıştım. Tekrar beni aradığında telefonu bilerek açtırmadım.
Sabah olduğunda rüyamı hocaya tekrar çekine çekine anlattım. Bu sefer seni de söyledim. Ve seni sevdiğimi de hocama anlattım. Hoca tekrar aynı şeyi söyledi, şeytani bir rüya olduğunu ve ailemin seni istemeyeceğini söyledi.
Bende sinirlenerek, yahu gibtirsin gitsin altı üstü rüya dedim.
Leyla:
Sen küfürsüz konuşamaz mısın? Diyip kaldığı yerden devam etti. -
44.
+13 -1Bende mal gibi ortada kaldım. Güzel bir gün hayali ile hazırlanmışken, aksine tak gibi bir gün geçirdim. Otobüse falan da binmedim. Yavaş yavaş yürüye yürüye eve gittim. Kuzenlerimi çağırdım, evde onlarla takıldım.
Akşama doğru tabi yine anam babam başrolde, babam naptın lan diye sordu. Bende iyi geçti baba, sağolasın diyip geçiştirdim. Bizimkilere kişisel meselelerimi gibseler anlatmam. Odama geçip Leyla'yı aradım. Hemen açtı telefonu.
Ben: Alooo
-
Leyla: Ne var Kutsal?
-
Ben: insan önce bi merhaba der, dağdan mı indin yavrum?
-
Leyla: Fazla uzatma, cenaze evindeyiz.
-
Ben: Napıyon orada?
-
Leyla: Sence napabilirim?
-
Ben: Tam taaam, bana helva ayır pazartesi okulda yerim
-
Leyla: offf ne diyeceksen de!
-
Ben: Ha yarın meftayı nereye gömüyorsunuz? Saat kaçta?
-
Leyla: Ölünün arkasından düzgün konuş.
-
Ben: Ne dedim ki?
-
Leyla, söyledi cenazenin hangi mezarlığa defin edileceğini. Asıl amacım cenaze değildi, Leyla'yı görmekti. Bende onunla konuşduktan 1-2 saat sonra uyudum. -
45.
+12 -2Yarın son gün karne günü olduğundan ve artık Leyla'ya olan sevgimi itiraf edeceğimden, aşırı bir heyecan içindeydim. Sabah olduğunda güzelce giyinip kavhaltımı yapmıştım. Ve ardından direk okula doğru gittim. Okula vardığımda öğlene kadar boş boş bizi bekletmişlerdi. dıbına koduklarım güneş beynimizi yakıyordu ama kimsenin gibinde değildi bu tabi. Leyla'yı saatlerce görememiştim, gözüm sürekli okulun kapısındaydı. Ama ne gelen vardı ne giden. Karneler dağıltılmaya başladı ve hala Leyla ortalıkta yoktu. Benim karne direk gibtirname olduğundan, rulo yapıp kıç cebime koydum. Sağda solda Leyla'yı arayıp sormaya başladım. Kime sorsam görmedim diyordu.
Geçtim okul bahçesine oturdum, belki gelir diye 1 saate yakın bekledim. En sonunda mesaj attım, nerelerdesin diye. Aradan bi 3-5 dakka geçti arayan oydu. -
-
1.
0ayraç rezz
-
1.