-
251.
+7Onlar kendi araların da sohbet ederken, bende telefondan oyun oynuyorum sıkıntıdan. Bir yandan da onları dinliyorum, arada konuşuyorum. Bizim sınıfta ki bir kızdan bahsediyorlardı. Ben önce Aylin ya da Zeynep sandım. Ben de bizim sınıftan bahsediyorsunuz, kim la o kız?
-
Araların da bizim sınıfta ki kızdan bahseden çocuk, ismi Rıfat.
-
Rıfat: Sen o sınıftan mısın?
-
Ben: Hee
-
Rıfat: Babike sen bilirsin o zaman. Sizin sınıfın, orta sıranın en önünde oturan kız.
-
Ben: Leyla?
-
Rıfat: Aynen o kardeş.
-
Ben: ee?
-
Rıfat: Eesi öylesine
-
Ben: Hoşlanıyon mu lan ondan?
-
Rıfat: Manitası var mı yoksa?
-
Ben: Napacan?
-
Rıfat: Hiiç öyle hoşuma gidiyor. Harbi manitası falan var mı?
-
Ben: Ne bileyim dıbına koyim
-
Rıfat: Kardeş öğrenemez misin?
-
Ben: gibtir git lan, pekekente mi benziyorum?
-
Rıfat: Ne dedik lan?
-
Ben: Sus senin ağzını yüzünü giberim yemin ederim.
-
Hiç biri çıt çıkarmadı, okulda o zamanlar çok kavga ettiğimden, bir ismim vardı. Rıfat'a küfür ettikden sonra. Sinirlenip kalkıp gittim sınıfa doğru. Bizimkiler gelmişti, Leyla, yine her zaman ki yerinde. Atakan'la Mustafa'yla tokalışıp yerime geçtim. Hoca bi 15 dakka geç girdi derse, sınıfta hoca yokken kıyamet kopuyor zaten. -
252.
+7Ertesi günde bilerek okula gitmemiştim, az dinlenmekte benim de hakkım diyip vurup kafayı yatmıştım.
-
253.
+3 -4Ben bi yemeğe gidim, gelince yazacam beyler.
-
-
1.
0Hızlı ye lan petekent
-
1.
-
254.
+7Atakan ile pes attıkdan sonra eve geçtim. bin beni yenmişti amk, neyse.
Babamın yanına geçtim oturdum, yine televizyon izliyoruz. Bende tavana doğru, bakıp dalmışım. Kendi kendime gülüyorum. içimde gereksiz bir mutluluk var.
Babam: Neye gülüyon lan ibiş? Kendi kendine gülene nederler biliyorsun.
-
Ben: biliyorum babaa
-
Babam: hadi mal mal güleceğine bana çay kat gel.
-
Ben: emrin olur gomutanım!
-
Babam: hadi lan
Gittim babama çay doldurup getirdim.
Babam: Ne oldu lan sen bu kadar mutlusun?
-
Ben: hiç baba öyle
-
Babam: Karıya falan mı gittin lan zütöş? Prezervatif takmayı unutma, sonra aidsli evlat istemem.
-
Ben: Baba yuhh beee
-
Babam: Anlat lan, karıya gitmesiysen niye mutlusun?
-
Ben: hiç baba seni seviyorum vallaa
-
Babam: olum sen Atakan'la çok takılıyorsun, yoksa siz muallak misiniz lan?
-
Annem: Allah korusun ( 3 kere masaya tık tık tık)
-
Ben: he baba hobi olarak ipnelik yapıyoruz.
-
Babam: (Gülerek) Vay şerefsiz biliyordum zaten.
-
Ben: Yavvvv babaaaaaa yeter.
-
Babam: Babanla yalı malı konuşma lan
Sonra babam ısrar edince anlattım, Leyla'yı biliyordu. Ama hiç görmemişti tabi. Sevgili misiniz? Diye sordu, hayır diyince inanmadı. Sonra sende iş yok oğlum, ben gençliğimde diye ağzını açar açmaz, baba ben yatıyom, iyi geceler diyip odama geçtim. Ders progrdıbına bakıp, yarın ki ders kitaplarımı çantaya koyup, yattım. -
-
1.
+1Öyle babaya gurban be *
-
1.
-
255.
+7Leyla'nın ağlamasının kesilmesini bekledim.Tümünü Göster
-
Ben: Leyla, senin yüzünden başıma gelmeyen şey kaldı mı? Söylesene bi, sadece bana neden böyle olduğunu anlat? O binle dibime kadar gelip, onu bilerek öptüğünü bilmiyor muyum lan? O zaman okula gelmediğin zaman kaç gün, evine kadar geldim. Kendimi yedim bitirdim lan ben? Atakan'la mahallene kadar gelip, seni sadece 5-10 saniye görmek istedim. Daha o gün balkondan bana bakıp gülümsedin, ne oldu 2 gün de? Ne değişti orada? Sana biri birşey mi yaptı? Telefonu sonradan aradığım da annen çıktı, bana kızımı rahat bırak dedi. Annen beni tanıyor mu ki böyle birşey diyebiliyor? Sonrasın da aradığım da seni, telefon zaten hiç açılmadı. Aha attığım mesajlar hala duruyor lan, gel bak!
-
Leyla: Banane!
-
Sinirimden yine elim ayağım titriyordu, telefonumu alıp yere sertçe çarptım.
-
Leyla: Sakin ol
-
Ben: Ne sakinliği lan!
Üzerimden ceketimi çıkartıp attım. Gömleğimle atletimi de çıkarıp attım. Sırtımı gösterdim, morluk olup da iz kalan yeri. Bağırdım;
Bunu da senin o oruspu çocuğunun arkadaşları yaptı!
-
Leyla ayağa kalkıp, ceketimi yerden aldı;
Napıyorsun gerizekalı? diyip, ceketimi bana giydirdi.
-
Leyla: Bittiyse gidebilir miyiz?
-
Ben: Ne yaparsan yap.
-
Leyla: Gel hadi, beni otobüse bırak.
-
Ben: Kendin git
-
Leyla:
O zaman aç kulaklarını beni dinle Kutsal.
O gün seni yarı yolda bıraktım gittim. O gün beni gören çocuk kuzenimdi.
-
Ben: O nasıl kuzenmiş?
-
Leyla: Susta dinle
Sende arkamızdan gelirken gördün onu. O bizi görmüş birlikte yürürken, kuzenimle yürürken bile peşimizden geldiğini biliyordu. Bana, o kim diye sordu, ilk başta yalan söylemek zorunda kaldım arkadaşım dedim. Ama o anlamıştı, benim hatrıma gidip sana birşey yapmadı. Otobüsden mahalleye geldiğimiz de, yolda bana bi ton kızdı. Kuzenim beni çok sever, bende onu, çocukluğumuzdan beridir gerçek bi kardeşim gibidir. Benim hiç bir zaman zararıma birşey olsun istemedi. Ben orada ona kızdım, karışma bana diye. O da sinirlenip annemin yanına gitti, bende onun arkasından lütfen söyleme diye yalvardım. O da Leyla kusura bakma ama bu konuda, hiç kimseye güvenmem diyip beni savdı. Anneme senle birlikte beni gördüğünü anlattı.
Annem ise benim ağzıma sıçtı zaten, mecburen ona seni anlattım. Çok sinirlendi, yüzüme tokat attı. Sakinleştiğin de, herşey için çok erken, olduğunu ben seni daha üniversiteye gönderecem, diplomamı eline alıp kendi ayaklarımın üstün de durmamı istediğini söyledi, ağladı benim için. Kendisi okuyamamıştı, benim okumamı çok istiyor, evin tek çocuğu olmam zaten cabası. Bende ağlayıp annemden özür diledim. Sen beni aradığın da tekrar sinirlendi, zaten sana söylüyeceğini söyledi. Telefonu kapattıktan sonra bana yine kızmaya başladı. Hattımı kırıp attı. O yüzden zaten bana ulaşamıyordun. Kuzenimi arayıp, eve çağırdı. Artık beni okuldan alıp bırakmasını ve kimseyi yaklaştırma diye ona da kızdı. O da zaten tereddüt bile etmedi, okula gelemediğim zaman ise annem yüzünden gelemedim. Bende, anneme söz verdim. Annemi kırmayı göze alamazdım. Seni hala seviyorum, ama buna ara vermeliyiz. ikimiz için de en iyisi bu lütfen.
Alper'de sana ister istemez sinir oluyordu. Senin zaten öyle tip tip bize bakışın, kıvılcımı ateşlemeye yetti. Seninle kavga etmemesi için yalvardım, ama sen hiç rahat durmadın. O da yediremedi kendine. Zaten annem rehberlik odasına gelip, hem rehberlikciyle hemde senin annenle konuştukdan sonra kuzenimi göndermemeye başladı, Ben halletim diye.
-
Leyla'ya söylediklerimin niye zoruna gittiğini anlamıştım. Hala beni sevdiğini anlamıştım, Leyla'ya sordum;
-
Peki Alper senin kuzenindi, peki şimdi ki o gezdiğin sana Leyla'cık diyen bin oğlu bin kim!?
-
Leyla: O da bizim mahalleden biri, arada sırada denk geliyordum. Okul da muhabbet ediyoruz, ondan başka kimseye dertlerimi anlatamıyorum. Hergün otobüste gelirken, dertleşiyorduk önceden. Seni de biliyor zaten. Okul da pek görüşmüyorduk, şu aralar okul da ben onunla konuşmak istiyordum. Sen zaten yine hemen yanlış anladın. O zaten seni sevdiğimi biliyor, onu da kardeşim gibi görüyorum.
-
Ben: Kardeş ayağı yaş ayak.
-
Leyla: Kutsal cidden neler yaşadığımı bilmiyorsun, hayatım okulla sınırlı değil. Ev ayrı, sen ayrı, gördüklerim ayrı. Bari sen yapma artık.
-
Ben: Ne görüyorsun?
-
Leyla: Boşver, annemin güvenini yeni yeni kazanmışken, lütfen sen de üzerime gelme.
-
Gözlerim doldu, ağlamaya başladım. Boğuk bir sesle, Leyla, sen benim herşeyimsin. Seni seviyorum. Ben sana asla zarar vermem. Annen beni ne sanmış böyle?
-
Leyla: Biliyorum beni sevdiğini Kutsal, ben de seni seviyorum. Ama ne olursun, bekle. Herşeyin bir zamanı var. Sadece sabırlı ol, yalvarırım.
-
Leyla'da sustu, bende sustum. O da ağlıyordu, bende. Bi yarım saat hiç oturduğumuz yerden kalkmadık ve hiç birşey konuşmadık. Leyla'nın yüzüne bakamıyorum, ağlıyorum sadece.
-
Bi süre sonra Leyla;
Hadi gel beni otobüse kadar bırak, dedi. Leyla'yı otobüs durağına kadar eşlik ettim. Gözümü ovcalıyarak gidiyorum. Leyla'yla durağa geldiğimiz de, bana sarıldı. Hadi eve git, ben otobüse biner giderim.
Ben: Leyla, senden herşey için tekrar özür dilerim. Bir daha asla sana karışmayacam, gerçekten karışmayacam. Sana bunları yaşatmak istemezdim.
-
Leyla: Önemli değil, ben de özür dilerim. Beni affetmeni istiyorum.
-
Ben: Sana hiç küsmedim ki..
Bana bir kez daha sarıldı, hadi git dedi.
-
Bende yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladım. Vicdanım, kalbim sızlıyordu. Kendi içim de vicdan muhasebesi yapıyordum. Eve gelmeden, bir arabanın aynasına baktım. Gözlerim kıp kırmızıydı. Kızarıklıklar geçene kadar, dışarda dolaştım. O halde eve gitsem, annemin soru yağmuruna tutulmak istemiyordum.
Biraz daha dolaştıkdan sonra, eve girdim. Odama geçip, yatağıma uzandım. içim kararmıştı. -
-
1.
+1Adam hakli mk 2 saatte 1 yazmak ne
-
2.
0Ya olm aglatican lan bizi p
-
1.
-
256.
+6 -1Neyse zil çaldı, Leyla sınıfa geç geldi biraz. Nerede kaldın dedim. Müdür yardımcısına aidatı vermiş. Dersler sıkıcı geliyordu, tüm gün deftere tahtakileri yaz başka bi tak yapmıyorduk derslerde. Son 2 ders kala Leyla'ya gel okuldan kaçalım dedim. Önce kabul etmedi, ama salak gibi orada ısrar ettim.
Okuldan kaçmayı kabul etti. -
257.
+5 -1Geliyorum rez alın lan, daha bitmesine var. Paranormallik bekleyen arkadaşlarım sabretsin
-
-
1.
0Panpa olaylar cok karma karigib oldu birazdaha yardirsan kac gundur okuyoruz
-
2.
0Hadi amk ya
-
3.
0Bizimi yiğiyorsun anlamiyorum ki
-
4.
0Bizimi yiğiyorsun anlamiyorum ki
-
5.
0Kim kimi yiğor kendi başlığının amina koyayım
diğerleri 3 -
1.
-
258.
+4 -2Geliyorum yemek yiyim.
-
-
1.
+3Bi doymadın bin kurusu
-
1.
-
259.
+6Leyla, zil çaldığın da tekrar aynı çocukla sınıfa doğru çıktı. Bende arkalarındayım, çocukla ayrıldılar koridor da Leyla, bizim sınıfa girdi. Geçti sırasına oturdu. Ben de yanından geçerken, hayırlı olsun kanka dedim.
-
Leyla: Sağol
-
Ben de iyice dellenip sövüyorum içimden. O bini de dövmeyi düşündüm ders boyunca, ama vazgeçtim. Bu sefer öyle bir hataya düşmemem lazımdı. Hiç birşey demedim sonrasın da Leyla'ya zaten son ders olduğundan, direk eve gittim. Leyla'yı da otobüse kadar falan da takip etmedim. -
260.
+6Ders bittiğin de Leyla hemen yanıma geldi;
Leyla: iyi misin?
-
Ben: iyyim.
-
Leyla: Niye öyle geçip gittin?
-
Ben: Dalmışım, sadece.
-
Leyla: Neye daldın?
-
Ben: Bilmiyorum ki kafamdan bir ton şey geçiyor.
-
Leyla: Anlat o zaman.
-
Ben: Boşver gitsin.
-
Leyla: Kutsal bilmiyorum ne yaşıyorsun ama, bende çok kötü şeyler yaşıyorum. Anlat bana için açılsın.
-
Ben: Sonra Leyla, sonra.
-
Leyla: Ama anlat bak.
-
Tüm gün her tenefüs tuvalette sigara içiyordum, tek Leyla değil, kimseyle konuşasım gelmiyordu. -
261.
+63. dersin tenefüsünde, Dilek'in yanına gittim. Lan olum konuşacaksan konuş artık, konuşmayacaksan da söyle, boşuna beni oyalama!
-
Dilek: Ya sen salak mısın? Konuştum ben Leyla'la.
-
Ben: Ne dedi?
-
Dilek: Beni tersleyip hakaret etti, üzüm üzüme baka baka kararır. Oda senin gibi mallaşmış
-
Ben: Hiç birşey demedi mi yani?
-
Dilek: Hayırrrrrrrrrrr
-
Ben: Sağol Dilek'cim, hakkın ödenemez
-
Dilek: Birşey değil gerizekalı.
-
Anlaşılan Leyla'nın kimseye birşey söylemeye niyeti yoktu. Tek Dilek'de değildi, terslediği. Biri yanlışıkla çarpsa bile onu da azarlıyordu. Tavırları sinirli olduğunu ele veriyordu. -
262.
+6yukarı yukarı yukarı
-
263.
-6Leyla hocaya sakso çekmişti evde de yalnız olduğumuz için tutamadım kendimi kafasını hızlıca tutup yannanıma bastırdım ve ağzına aldım sonra hızlı hızlı koklayarak gibmeye başladım son
-
- 1.
-
2.
0Ulan dalmisim sasırdım bi an nerden nereye .dd
-
264.
+6Sabah annem beni erkenden kaldırdı, babam hasteneye bıraktı bizi. Kordiyolog'dan randevu aldık. Randevu aldıktan sonra doktorun yanına girmeden önce bir daha EKG çekileceğimi söylediler, girdim orada stajyer bir kız EKG'mi çekti. Grafiği alıp sırayı bekledik, hastane yine kalabalıktı. Sıra geldiğin de girdik içeriye, doktora kalp grafiklerini verdim. Bir bugün ki birde dün ki acil de çektirlen grafiği ikisine de baktı.
Dün olanları sordu, acilde ki doktorla aynı şeyi. Heyecanlanmışsın, bir sorunun yok sadece çarpıntı dedi. Hocam nefes dahi alamadım, bayılacaktım dedim. Oda çarpıntı bunları yapar, kafeinli şeyler tüketme. Birşeyin yok sağlıklısın, ama yine de beni kalbime bir cihazdan baktı. Ekrandan kalbimi gördüm, çok şaşırdım amk. Doktor dedi yine birşey yok, dediklerimi yap dedi. Ulan halbu ki kalbim çarpmadan önce ne bir ağır iş yaptım, ne de korkmuştum.
Ben: Hocam ilaç falan yazmıyacak mısınız?
-
Doktor: Hayır gerek yok diyip beni gönderdi.
Çok şakındım, dün sanki kalp krizi geçiriyordum. Ama hiç birşeyim yoktu. Gün boyunca evde yattım dinledim. Ertesi gün annem okula göndermek istemse de ben gitmek istedim. Çünkü evde sıkılıyordum, kendimdeydim de. Babam akşama doğru doktorun ne dediğini sordum ona anlattım. Çok korkuttun bizi oğlum, dikkat et kendine diyip öptü beni. Babamın şevkatli ender durumlarından biriydi. Neyse sabaha biraz geç uynadım, annem beni uyandırmamıştı. Okula gitme diye, bir gün daha dinlen diyordu. O gün de okula gitmedim, yine evde geçtim yattım. Anne bir takum yok sağlamım diyorum, yine de endişe ediyordu. evhamlı kadındı. -
-
1.
0Bira cabuk ol
-
2.
-1Bira cabuk ol
-
3.
0La hadi lan
diğerleri 1 -
1.
-
265.
+6Atakan direk dün olanları sordu, kanka seni öyle bırakıp kaçtığım için özür dilerim. Babanın dayağından bende nasiplenmek istemedim valla.
Ben: Yok kanka ne olacak, ben zaten gitmeni istedim.
-
Atakan: ee ne oldu?
-
Ben: Birşey olmadı 2-3 tokat yedim, birde dünkü bize taş atan yavuşaktan özür diledim.
-
Atakan: Kanka o bini yakalayıp ağzını burnunu kıralım.
-
Ben: Yok kanka yeter amk, babamla bir daha kavga etmek istemiyorum da.
-
Atakan: Leyla aradı mı?
-
Ben: Yok kanka, ama mesaj atmış
Mesajı gösterdim ona, bi yorum yapmadı oda. Giderken bakkaldan bir sigara alıp, okulun tuvaletinde içtik zil çalmadan. -
266.
+6Bizde hocanın yokluğundan, çıktık dışarı Mustafa'yla dolanıyoruz. Leyla'yla takılan çocuğun da beden eğitimi dersleri vardı. Onu kantinin orada gördüm. Mustafa'yla bizde kantine doğru gittik, kantinden su aldık. O binte, orada sınıfından kızlarla çene yapıyor, birbirlerine su fırlatıyorlar. Mustafa'yla suyu alıp sınıfa doğru çıkacaktık. Tam kantinin oradan çıkarken, Mustafa çocuğa dikkat et lan, su üstümüze gelecek. O da kusura bakma dedi. Bende Mustafa'yı çektim, gel kanka gel dedim. Sınıfa doğru çıkartıyorum.
-
Mustafa: Bırak da gibeyim onu olum. Sen karışma amk ben dövecem
-
Ben: Ya dur kanka, gibeyim onu gel gibtir et.
-
Sınıfa çıktığımız da, daha hoca gelmemişti. Hoca derse girdikten sonra, herşey yine eski düzen devam ettik. Leyla'yı kesmeyi de ihmal etmiyorum.
- -
267.
+6Okul çıkışına kadar yine herşey olağan geçti. Leyla'ya gidip niye anlattın rehberlikçiye de demedim. Oda bana birşey söylemedi. Son ders zili çaldı, okuldan dağılmaya başladık yine. Atakan'la Mustafa, okuldan çıkıyoruz birlikte. Yine baktım o Alper bini, yanında 2 kişi daha var. Tip tip baktım ona, oda bana. Daha Leyla gelmemişti. Erdoğan falan da yanıma gelip, bu binin burada ne işi var dedi. Biz ona gözümüzü diktik bakıyoruz, oda bize bakıyor. O sırada Leyla geliyor, direkt gidiyorlar. Erdoğan gidip dalacaktı yine, onu tuttum. Sakın kardeşim dedim.
O da niye diye sordu. Anlattım olanları, zaten yarın yan basacam dedim. Daha da büyütmeyelim işi diyerek ikna ettim. Bizimkilerle vedalaştıkdan sonra eve hızlı hızlı gitmeye başladım. -
268.
+6Meryem kimmiş bu Leyla'nın sevgilisi?
-
Meryem: Bilmiyorum
Yalan söylediğinin farkındaydım, Atakan çoğu şeyi Meryem'e anlatmıştı. O da bana bilerek söylemiyordu, ama biraz direttim Meryem'e.
Meryem: Bilmiyorum adını falan,(çocuğu tarif etti)
-
Ben: Bu kim?
-
Meryem: Tanımıyorrummm.
-
Ben: Nereden vardın bu kanıya?
-
Meryem: Ya şey, kantin de Leyla ile o çocuk 2 gündür oturuyor.
-
Ben: Yani, birşey yaparlarken gördün mü?
-
Meryem: Hayır ama baş başalar.
-
Ben: Sadece 2 gündür mü?
-
Meryem: Evet. Ama günahını almayayım, sevgili olmayabilirler de.
-
Meryem'in dediklerinden nem kaptım, Atakan'la ikisine; Leyla, tenefüse bile doğru dürüst çıkmaz ki? dedim.
Atakan: bilemiyorum artık kanka, ama olurda görürsen sakın birşey yapma. Bırak ne hali varsa görsün.
-
ilk önce kendimi yok yok bunlar sevgili değildir diye avutsam da, Leyla'yı tenefüsler de uzaktan uzağa takip etmeye karar verdim. -
269.
+6Arka sokaklar gibi sardı birakamiyorum suraya parkedeyimde gene
-
270.
+6Eve vardım, direk annemle konuşmaya başladım. Annem de heyecanlı heyecanlı beni dinliyor. Ona son günlerde ne olduysa hepsini anlattım. Leyla ile aramızın çok açıldığını, onu bırakan çocukla kavga ettiğimi. Kavganın daha da büyüp meydan savaşına döndüğüne kadar her taku anlattım. Oda şaşkın şaşkın beni dinliyor.
-
Aynı rehber hocası gibi konuştu
-
Annem: Serseri misin oğlum sen? Allah belanı vermesin, şerefsiz adi köpek diyip bitane yapıştırdı bana.
Sen bunları gelip bana kendi kendine anlatmazsın, çıkar ağzında ki baklayı.
Ulan artık vurmayın diyorum içimden.
-
Ben: Anne Rehber hocası velimi çağırttı, Allah rızası için babama birşey söyleme. Beni gebertir, öldürür yemin ederim.
-
Annem: Sen öyle san, akşam babana hepsini tek tek söylücem şerefsiz. Sen haddini çoktan aşmışsın, senle baş edemem artık ben. Senin hakkından baban gelir.
-
Ben anneme yalvarmaya devam ettim, neredeyse 2 saat ayağına kapandım söylemesin diye. En sonun da ikna edebilmiştim onu.
Yarın annem gelecekti okula, babam değil. Neyse babam geldi, salonda oturuyoruz. Bende yanlarındayım, annemin babama birşey dememsi için hazır da yalvarmak için bekliyorum anneme. Gidip çaylarını ben dolduruyorum, masayı ben kaldırıyorum. Her bir taku ben yapıyorum. Annemin gözüne girmek için elimden geleni yapıyorum. Bir dediğini iki etmiyordum. Babamın ilgisini çekti böyle yapmam.
Babam: Hayırdır lan pekekent, başına taş mı yağdı?
-
Ben: Ne gibi babacım?
-
Babam: Babacım mı? (anneme dönerek) ne halt yedi yine bu puşt diye sordu.
-
Annem: Vallahi bende bilmiyorum, artık düzenli biri olacam diyordu bana.
-
Babam: Aferim lan, nasıl başardın bunu? Annen ben yokken seni dövdü mü yoksa oğlum, diyerekten güldü.
Gece saat 11'e kadar bizimkilerle televizyon izleyip yattım. Annemin babama birşey söylememesi içimi rahatlatmıştı.