-
51.
+13 -1Okulun açılmasına son 2 hafta kala, bana yabancı bir numaradan biri mesaj attı. Seni çok özledim diye. Aklıma direk Leyla geldi, direk aradım ama telefon hiç açılmadı. Hem okulun kapanmasına 2 hafta kalmıştı hemde Leyla'yı artık görmek istiyordum. Babamın karşısına geçip, baba o kadar çalıştım, şurada 2 hafta tatilim kaldı. Artık bırakmak istiyorum işi dedim. Önce kabul etmese de, anneme biraz acıtasyon yaptım o ikna etmişti babamı. Sonra fabrika da ki amelelik işimden kurtuldum.
işe alışmıştım zevkli de geçiyordu aslında, tatil falan gibimde değildi. Sadece Leyla için bırakmıştım. Artık her gün Leyla'nın mahallesine gidip oralar da geziyordum. Sırf onu görmek için, fazla dikkat çekmemeye özen gösteriyordum en fazla öğle ve akşam 1'er saat mahalleyi turluyordum. Ama nafile hiç Leyla'yı görmedim. Nede evlerin de bir ışık gördüm hiç birşey. Boş geçirdiğim süre boyunca okulun açılmasına az kalmıştı, artık mahallesine gitmemeye başladım. Nede olsa okula gelecek diyip. Bu sefer de okulun açılmasını iple çekiyordum. -
52.
+12Cuma günü olduğunda, Leyla ile Cumartesi için sözleştik, sinemaya gidip, birşeyler yiyecektik. Cuma günü son 2 saatimiz Beden Eğitimi, dersimiz vardı. Sözde beden eğitimi, ama hocanın bi tak gösterdiği yok zaten, genelde tüm beden eğitimi öğretmenleri hep aynıdır. Futbol oynayanlara futbol topu, Basketbol oynayanlara basket topu vs. klagib işte.
Normalde her beden eğitimi dersin de arkadaşla futbol oynardım. Leyla'da voleybol. Bu sefer Leyla gel basketbol oynayalım demişti. Gittik boş bir potanın orada basketbol oynamaya başladık.
Önce öyle paslaşıyorduk, Leyla napıyoruz bayır gülüm dedim? Spor dedi, onu bende biliyorum böyle sıkıcı değil mi? Leyla'ya gel o zaman teke tek basketbol maç yapalım dedim. Oda ben anlamam, dedi. Neyse ikna ettim, başladık basket maçı atmaya.
Bunu aslında eğlencesine bir maç olacağını düşünmüştüm. Ki ben zaten basketboldan falan anlamam, Leyla'da anlamaz. -
-
1.
+2Hocam devam et okuyorum.
-
1.
-
53.
+13 -1Hocaya rüyayı anlatırken, benimle arkadaş olduğunu söylememiş.
Hocası ise gördüğü rüyanın şeytani bir rüya olduğunu, tespih çekerek uyumasını söylemiş. Oda uyumadan önce oda arkadaşlarından telefonu istemiş.
Bana ilk önce seni aramayı düşündüm, ama sadece kur'an kursuna gelen öğrencilerin, telefon getirmesi yasak olduğu için, sesimi duyarlar gecenin bir yarısı diye seni aramadım, onun yerine mesaj attım. Gerçekten özlemiştim, ve kendimi tekrar çok kötü hissetmeye başlamıştım. Tekrar beni aradığında telefonu bilerek açtırmadım.
Sabah olduğunda rüyamı hocaya tekrar çekine çekine anlattım. Bu sefer seni de söyledim. Ve seni sevdiğimi de hocama anlattım. Hoca tekrar aynı şeyi söyledi, şeytani bir rüya olduğunu ve ailemin seni istemeyeceğini söyledi.
Bende sinirlenerek, yahu gibtirsin gitsin altı üstü rüya dedim.
Leyla:
Sen küfürsüz konuşamaz mısın? Diyip kaldığı yerden devam etti. -
54.
+12Daha devam ediyorum
-
-
1.
0Hadi lan bin asıl olaya gel başlıkla alakası yok amk
-
2.
0Aynen kardeşim beklemedeyim
-
3.
+1gibtir et yukardaki binleri iyi gidiyorsun seri yaz yeter
-
4.
+1La olum biraz asosyal ol da seri seri yaz nedir bu sosyalleşme sevdası otur evinde yaz
-
5.
0Yaz artık leylayı gibtimin muallaksi
diğerleri 3 -
1.
-
55.
+12Neyse başladık basketbol maçına, ilk başta güzel eğlenceliydi, yalnız Leyla bir'an da hırslanmaya başladı. Faul yapıyor beni itekliyor, ulan gövdemi kullansam alırdım o maçı, ki maçın Leyla'nın yenip yenmemesi umrumda değil. Bana faul yaptıkca gülüyordum, ama yinede maçı ben önde zütürüyordum.
Maç bittiğin de Leyla'yı yenmiştim, espirisine oynamayı öğren de gel bücür dedim.
Leyla çok sinirlenmişti, napayım elimden geleni yaptım diye bağırdı.
Ben: He he yapmışsındır.
-
Leyla: Sussana gerizekalı, sen kendine bak bir gün sigara yüzünden tıkanıp ölürsün inşallah
-
Ben: Ha? (diyip güldüm)
Bir oyun yüzünden bu kadar sinirlenmesine anlam veremedim, aksine gülmüştüm.
Leyla: gülme yeter!
-
Ben: Yahu abartma, altı üstü bir oyun, diyip gülmeye devam ediyordum.
-
Leyla birden, topu aldı yüzüme doğru fırlattı. Refleks ile elimle yüzümü korudum. Top parmağımı sıyırarak geçti, sanki parmaklarım kopardı yerinden top, birden acıdan bağırmaya başladım. Napıyosun lan ruh hastası? diye. Leyla, ağlama lan hanım evladı diyip sinirli sinirli gitti yanımdan.
Parmaklarımın acısından bağırıyorum amk, resmen anıracam. Direk beden hocasının yanına gittim, hocam parmaklarımı hissetmiyorum kopardılar sanki. Parmaklarıma baktı, birşey yok şimdi geçer dedi. Zaten bi 10 dakka sonra acısı geçmişti. Leyla'yı aradım ne spor salonun da, nede futbol/voleybol sahasın da yoktu. -
56.
+12Zil çaldı, cuma günü olduğundan istiklal marşı için sıraya girdik tüm öğrenciler. Müdür kürsüde yarım saat konuştu amk, aidatlardan bahsediyordu.
Mustafa yanımdaydı, hocam biz çok fakiriz, aidat falan verecek paramız yok' diye bağırdım. Tüm okul gülmeye başladı, müdürde kim o terbiyesiz, hayvan? diye seslendi. Çıtımı çıkarmadım, eğer benim hocam desem, kürsüye çıkartıp rencide ederdi amk. Sonra muhtarlıktan fakirlik belgeni getir diye seslendi. Hala katıla katıla gülüyoruz. Neyse istiklal marşı okundu hepimiz dağılmaya başladık. Leyla'yı otobüse kadar bırakırdım normalde, ama bu sefer umursamadım. Direk Atakan ile, bizim eve doğru gittik. Kıyafetlerimizi değiştirip, dışarıya çıktık.
Atakan ile playstationcıya gidip 1-2 saat pes attık, sonra, ayrıldık.
Eve doğru gidip, duş alıp uzandım bi yarım saat. Kalktığım da telefona baktım 2 cevapsız arama vardı. -
-
1.
+1Rizörvıd
-
1.
-
57.
+13 -1Son ders zilin de dışarıya çıkarken, Leyla yanıma geldi. Hadi tüm gün seni bekledim, anlat bana neler oluyor.
-
Ben: Seni durağa bırakırken anlatırım.
-
Leyla: Hayır sınıfta anlat, bırak dışarı çıkar onlar zaten.
-
Ben: Yahu ha dışar da ha sınıfta ne fark eder?
-
Leyla: Boşver, otur şuraya. Adam akıllı anlat.
-
Leyla'yla oturduk sıralardan birine, herkesin sınıftan dışarıya çıkmasını bekledim. Atakan çıkarken, bana kaş göz yaptı. Ne oluyor manasında, bende sonra görüşürüz kanka dedim. -
58.
+12Kıza açılamama konusunda tecrübeli bir abimin tavsiyesine kulak açtım. Verdiği tavsiye ise, bir tane extra iç, alkol özgüvenini yerine getirir demişti. Birde mentollü sakız çiğne ağzın kokmasın demişti. Evet bu tecrübeli olarak gördüğüm abimin dedikleri bir gibe yaramadı. Tamam alkol belki özgüvenimi yerime getirdi, ama kızın dindar olduğunu unuttum. Oda benim alkol kokumu aldı, eve gitti. Tüm gün açılacağım bir günü düşünmüştüm, ama bir daha sakın yanıma böyle gelme diyip kızarak gitti. Bende mal gibi kalmıştım. Okulda olanlar için ona mesaj atarak özür diledim. Tabi mesaj gelmedi, aradım bakmadı. Bende o gün hiç üstelemedim çünkü yarın karne günüydü. Ve hatamı telafi ederim diye umuyordum.
-
59.
+13 -1Kendi kendime ergence bir plan yapmıştım. Bu arada Leyla ile aramız iyi konuşuyoruz hala daha. 20 dakikalık tenefüste çocuğu okul tuvaletin de sokturmayı başarttım, arkaşmları da plana dahil etmiştim ama sadece, kapıyı tutsunlar diye. Tuvalet çok kalabalık ve sigara içenden geçilmediği için fazla tutamayacağımı biliyordum. Önce hayırdır lan benim kıza mektup yazmışsın dedim? Kime yazmışım sen kimsin? diye cevap verdi.
Bende bak oğlum Leyla benim sevgilim, sırf bunu bilmediğin için sana birşey yapmıcam. Direk bana bağırmaya başladı, gibtir git lan kızın dibine yapmışsın sülük gibi ayrılmıyorsun, bana maval okuma, o bin bağırınca tuvallete ki herkes etrafımıza dolandı o sırada. Kimse ayırmadan bu bini haşat etmeyi düşündüm, direk bir yumruğu yüzüne doğru salladım, ikinci yumruğu neresine salladım bilmiyorum, üçüncü yurmuğu zaten kimse bırakmadı, direk araya 10 kişi ayırdılar hemen. Baktım binin dudağı kanıyor, anırarak sen göreceksin olum aannanı gibecem diye hönkürüüyor eşşek, tekrar üstüne atlayacaktım bu sefer onu dışarı çıkardılar. Sinirimden duvarı yumrukladım, zil çaldı direk sınıfa doğru çıktım. Leyla hoca gelesiye kadar bana bağırıp durdu. Kavga ettiğim çocuk her bi taku anlatmış.
Bana kızıp bağırıyordu yine, ben senin sevgilin bile değilim niye böyle kavga ediyorsun, bıktım senden ve bir sürü daha tak püsür saydırdı da saydırdı. Hiç birşey demedim, sözümü tutmadığım için. Tabi kendisi her zaman olduğu gibi yine küsmüştü, ama bu sefer sırasını değiştirmemişti. -
-
1.
-1Gerçekse sen suçlusun amk. Ne dövüyon da çocuğu picligine yavşasa anlarım da oda değil
-
-
1.
0Seviyorum napayım? Çocuğa anlatıyorum, anlamıyor.
-
1.
-
2.
+2Ne suçlusu aq en doğrusunu yapmiş
-
1.
-
60.
+12Yavşağın pestilini çıkardım, hala ayağa kalkıp, bana küfür ediyordu. Bende ona küfür ediyordum. Ama bin anırıyor resmen, hala yavşak sağa sola kemer savuruyor. O kemer savurup bana ve tüm okula küfür ediyordu. Okulunuzu yakacam lan oruspu çocukları diye bağırıyordu herkese. Ulan hala sinirimden çatlıyorum, etrafımda bir sürü kişi var bırakmıyorda.
O herkese küfür edip kemer sallarken, en sonunda bizim okuldan tanımadığım kişiler bile bini dövmeye başladı. Resmen okulun lincine uğramıştı amk. Bu sefer benim başımdan gittiler, onu dövenleri ayırmaya. iyice şamaroğlanına dönmüştü muallak. Ama tebrik ettim içimden sağlam oruspu çocuğu, o kadar dayak yedi hala bağırıyordu. Kendini deli ayağına yatırıyor yavşak, ama kimse giblememişti. kolay mı lan milletin anasına bacısına sövmek dışardayken. Hani o gözüm karardı mı hiç birşeyi tanımam diyen yavşaklar var ya, oda bunlardandı. Dayak üstüne dayak yiyince, herkesi tanımaya başladı. Ama içim param parça olmuştu, Leyla o kadar perişan bir haldeydi ki, ağlıyordu. Vuranları ayırmaya çalışıyordu.
Her ne kadar Leyla'ya çok üzülmüş olsamda, hakettiğini düşündüm.
Bizim dayak yiyen şamaroğlanı, az ilerde telefondan birini aradı. Yine bağırıyordu;
DAYIIIIIIIII YiĞENiNi DÖVÜYORLAR DAYIIIIIIIIIII GEEEEEEEEELLLLLLLLLLLLLL, NE BiÇiM DAYISIN GEEEEEEELLLLLLLL
diyordu.
Ulan bi yandan gülüyorum, bir yandan dayı mayı diyince tırstım amk. Üzerimize kurşun yağdırmasınlar amk diyordum içimden. Leyla'da Allah belanızı versin hepinizin diye beddua ediyordu. -
61.
+12Sabaha kalktığımda heryerim ağrıyordu. Kavhaltımı yapıp, hemen okula doğru yola koyuldum. Bu arada babam suratıma bakmıyordu amk, okula vardığımda istiklal marşı okunmuş millet içeri giriyordu. Yavşak müdür bizi kapının önünde ceza olsun diye bekletti, birde nasihat veriyordu. Müdür bizi saldı hemen sınıfa doğru hızlı hızlı çıktım. Leyla'mın yanına bir tane yavşak geçmiş, oturuyordu. Gittim bini kaldırdım hemen, Leyla'ya bu muallaknin yanında ne işi var dedim. Sanane dedi. illa beni ayar etmeden birşeye cevap vermeyeceğini biliyorum. Tekrar sordum, ödevi yapmamış onu dileniyordu benden dedi.
Ben: Ödev mi vardı?
-
Leyla: hee varmış.
-
Ben: Versene, hemen geçireyim deftere.
-
Leyla: Bende yapmadım.
-
Ben: aa doğru unutmuşum.
Sonra Leyla direk konuya girip bana kızmaya başladı.
Leyla: Ne işin vardı senin orada?
-
Ben: Sana gelecem demiştim.
-
Leyla: Ben senin şaka yaptığını sanmıştım.
-
Ben: ciddiydim.
-
Leyla: Ya Kutsal madem geliyorsun, niye dibimizdesin!? Birde bana bakıyorsun cenazede, bizimkiler anlayacak diye ödüm koptu.
-
Ben: Yapma ya, sen sanki bana bakmıyordun?
-
Leyla: Evet bakıyordum salaklığına
-
Ben: iyi bakmaya devam et Leyla.
-
Leyla: Sen niye ağlıyordun? Sanki Şerife teyze annen.
-
Ben: Şerife teyzeye ağlamıyordum, seni öyle görünce dayanamadım..
-
Leyla, birden duygusallaşıp yanağımdan öptü. Sınıfta beni öpmesini beklemiyordum, öyle diyince etkilendiğini anladım. Beni öptükten sonra konuşmayı yine kesti, onun beni öpmesini, sarılmasını sevsemde. Bende onun gibi utanıyordum. -
-
1.
0Çabuk ol pls
-
2.
0Pmp sevgilileriyle ilgili bi ton başlığın var bunlar aynı kız deil dimi * ?
-
3.
0yazıyorum panpalarım
diğerleri 1 -
1.
-
62.
+12Zil çalıp Leyla geldiğin de mektubu ona verdim, al oku diye. Okulun son ders zilinin çalmasına son 1 ders vardı, bende oda hiçbirşey konuşmadık. Derste de konuşamyacağımız için malum, son ders zilinin çalması ile, hemen konuşmaya başladım.
Bu kim lan, eline dokunmuşsun? Kim bu oruspu çocuğu diye, kızmaya başladım..
Leyla: Yahu aptalın biri, eline dokunduğum bile yok. Sadece kapının önün de öküz gibi durduğu için çarpmıştım, o abartmış.
-
Ben: Orada öyle yazmıyor ama?
-
Leyla: ona mı inanıyorsun bana mı? Hem Sana ne oluyor da bana özel yazılmış birşeyi okuyabiliyorsun. Ne cesaret?
-
Ben: Ne cesaret mi? Sanane lan istediğimi okurum, sen o binin adını ve sınıfını söyle?
-
Leyla: Hayır.
-
Ben: Söyle yoksa gitmene izin vermem!
-
Leyla: iyice aptallaştın sen
-
Ben: Ciddiyim ben.
-
Çocuğun adını onunla kavga etmemem şartıyla aldım, kimseyle kavga etmemi istemiyordu. Eğer kavga edersem, bir daha yüzüme dahi bakmayacağını söyledi. Bende o an sırf kim olduğunu öğrenmek için söz vermiştim.
Kim olduğunu öğrenmiştim, daha önceden 2-3 kere görmüşüm ya da görmemişimdir. Onunla kavga etmemek için kendimi zor tutsam da, ulu orta dövmemek zorundaydım yoksa, Leyla'nın benimle küsceğini biliyordum. Çocuğunun giriş çıkış saatlerine kadar ezberlemiştim, ilk önce okul çıkışı dövmeyi düşünsemde, o muallak eve servisle gidiyordu. Bu yüzden okul çıkışı kavga işi yatmıştı. -
63.
+12Telefonu açtığımda, annem ağlıyordu. Annemin ağlamasından anlamıştım, Şerife teyzenin vefat ettiğini. Bende babamı kaldırdım. Şerife teyze bir gece de 4 kez kalp krizi geçirmiş, Şerife teyzenin ölümüne ağlamadım, sadece şaşkınlıktan ağlıyordum. Çünkü onu rüyamda gördüğüm gün, öldü. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi, sabah namazımı kılıp saat 8 gibi annem geldikten sonra uyudum.
Ben: Vayyyy bee, sadece sabahladım deseydin yeterdi be Leyla, ne güzel hikaye.
Leyla: Yalan sölemiyorum Kutsal, çocukları yolda. Normalde bugün defin edilecekti. Yarına pazar gününe ertelediler. Arayıp onlar gelmeden defin edilmesini istemedi, çocukları.
-
Ben: Hala inanmıyorum
-
Leyla: Yarın cenazeye gel
-
Ben: Tamam gelecem lan
Ne zaman Leyla ile dışarı çıksak güzel vakit geçirirdik, yüzünden düşen bin parçaydı, pizzanın hepsini neredeyse ben yemiştim. Sinemada da fazla durmadık, filimin yarısına gelmeden, çıkmak istedi. Sahile gittik, deniz havası almaya. Ağzından cımbızla laf alıyordum sanki, en sonunda dayanamadım. Yeter artık Leyla, yaşayan ölü gibisin! Ölmüşse ölmüş, hangimiz ölmeyecez birgün diye bağırdım. Onunda bana kızmasını bekledim, ama mecali yoktu belliydi, sadece Tamam Kutsal dedi. Sonra telefonu çaldı, arayan annesiydi yine. Biz sinemadayken de aramıştı. Annesi Leyla'ya kızıyordu, eve gel diye. Bende o sırada kafam dalgın, Leyla hadi gel kafeye gidip, Türk kavhesi içelim, kendine gelirsin dedim. Annesi öyle dediğimi duydu, Leyla'ya daha çok kızdı, neredesin yanında ki kim? Babanı şimdi yanına gönderecem diye, Leyla'yı azarlamaya başladı. Normalde Leyla, test kitabı alacam diye evden çıkmışdı. Leyla zar zor annesine yanında kimsenin olmadığına dair ikna etti. Bu seferde Leyla, beni azarladı. Sen salak mısın annemle konuştuğumu bilmiyor musun? Bilerek mi yapıyorsun, diye 2 saat çekişti. Bende özür diledim mecburen sussun diye, kafeyede gelmedi, test kitapı almaya gittik, sonra otobüse binip gitti. -
64.
+13 -1Bende mal gibi ortada kaldım. Güzel bir gün hayali ile hazırlanmışken, aksine tak gibi bir gün geçirdim. Otobüse falan da binmedim. Yavaş yavaş yürüye yürüye eve gittim. Kuzenlerimi çağırdım, evde onlarla takıldım.
Akşama doğru tabi yine anam babam başrolde, babam naptın lan diye sordu. Bende iyi geçti baba, sağolasın diyip geçiştirdim. Bizimkilere kişisel meselelerimi gibseler anlatmam. Odama geçip Leyla'yı aradım. Hemen açtı telefonu.
Ben: Alooo
-
Leyla: Ne var Kutsal?
-
Ben: insan önce bi merhaba der, dağdan mı indin yavrum?
-
Leyla: Fazla uzatma, cenaze evindeyiz.
-
Ben: Napıyon orada?
-
Leyla: Sence napabilirim?
-
Ben: Tam taaam, bana helva ayır pazartesi okulda yerim
-
Leyla: offf ne diyeceksen de!
-
Ben: Ha yarın meftayı nereye gömüyorsunuz? Saat kaçta?
-
Leyla: Ölünün arkasından düzgün konuş.
-
Ben: Ne dedim ki?
-
Leyla, söyledi cenazenin hangi mezarlığa defin edileceğini. Asıl amacım cenaze değildi, Leyla'yı görmekti. Bende onunla konuşduktan 1-2 saat sonra uyudum. -
65.
+13 -13 gün benimle konuşmamıştı. Tabi yine onsuz takılıyorum, kavga ettiğim çocuğa dikkat etmeye çalışıyordum. Her'an saldırabilir diye, hazırlıklı bekliyordum. Ki beklediğim oldu, okulun koridorundan aşşağı doğru tam inecekken bin üzerime atlayıp yere düşürdü, karnına tekme atıp bende onu düşürdüm. Burada karizmayı çizdirmemek için yalan söylediğimi düşenebilirsin ama gerçekten olanları anlatıyorum, zaten inanıp inanmak size kalmış. Onu yere düşürdükten sonra ayağa kaldırmadım gerisi allah ne verdiyse daldım. Bunun arkadaşlarından biri gelip, kollarımdan tuttunca sağlam bir yumruk yedim burnuma, yumruğu yiyince başım döndü burnum kırıldı sanmıştım amk, kafamı kaldıramadım bi 30 saniye yere kapaklandım. Gözümü açtığım da o binte bende yerdeydim.Tümünü Göster
Sonrası zaten yine kuru kalabalık, sınıfa girdim gömleğim kan olmuş. Burnum hala kanıyordu. Beni o halde gören Leyla korkup ağlamaya başladı. Bu yediğim yumruk işime çok yaramıştı, hala allah razı olsun o yumruktan, hayatımın en iyi yumruğuydu hep derim. Çünkü Leyla'nın şefkatli kollarına sarılmıştım resmen. Kim yaptı sana bunu onu öldürecem diyip bana sarılıp ağlıyordu, bana aşık olduğunu orada anladım. Fakat bu duygu dolu dakikalar müdür yardımcısının gelmesiyle bitti. Yavşak müdür yardımcısı bir de o halimle kulağımdan tutup, odasına kadar zütürdü.
Bu arada resmen kan yutuyormuş gibi hissediyordum. Müdür yardımcısı Velimi aradı, benide kavga ettiğim çocuğuda ingilizce öğretmenim acile zütürdü. Burnum kırıldı sanıyordum, direk bi kafa röntgeni çekip. Kanamayı durdurdular, burnumun kırılmadığını öğrenince bi ohh çekmiştim.
işin içine poliste girmişti. Acile girdiğimiz için, neredeyse tutanak tutacaklardı. Bizim yalvarmamız sonucun da vazgeçirdik, kavga ettiğim çocuklada polisler zorla barıştırdı. Bir de babamın acile gelmesi işin tuzu biberi oldu. Beni görür görmez sağlam bir tokat yapıştırdı ki hala kulağım da çınlamasını hissederim. Babam ingilizce hocama çok teşekkür ederek gönderdi. Babam benide kavga ettiğim çocuğu da yemeğe zütürdü. Sonradan Hasan'ın annesinin olmadığını öğrenince içim parçalanmıştı ve babamın bir kez daha kötü bakışlarına maruz kalmama sebep oldu. Ama kavganın neyden çıktığını biliyordum ve kimin de suçlu olduğunu bildiğim için vicdanımı rahatlattım sonradan. Ama yine de arada kaynayan ben olmuştum. Hasan yavşağını da bir iki kez dışın da okulda görmedim bir daha da.
Müdür disiplin kurulunu toplayıp beni başka okula göndermekte niyetliydi, babamın araya girip dil dökmesi ile bu sorunu halletmiş olmuştuk. Fakat bu olanlar gözleri benden başkayı kimseyi görmemelerine sebep olacaktı. Eve geldiğim de zaten ne azar işittiğimi buraya yazmama gerek yok, az çok tahmin etmişsinizdir. -
66.
+11ilk başlarda, saçma sapan sorular doğruluk diye cevap verene, cesaret mi diyene işte git ona yumruk at, şuna tükür bilmem ne.Tümünü Göster
Oyun ilerledikce işler taka sarmaya başlıyor tabi. Leyla, yanımda oturduğundan dolayı şişeyi ona bi türlü soru soracak şekilde denk getiremiyordum amk. Neyse bin bi arkadaşım şişeyi çevirdi, sordu, doğruluk mu cesaret mi? Bende cesaret dedim, dedi git, Furkan'ın ensesine yapıştır gel dedi. Furkan'da sınıf arkadaşımız, oyunla alakası yok tabi. Herkesin ortamı farklı olur. Çocukda saf salağın teki, ama aşırı gevezedir. Üzüldüğümden vurmak istemedim, başka birşey söyle dedim. Kabul etmediler, eğer dediklerini yapmazsam hepsiden tokat yiyecem amk, kalktım mecburen Furkan'ın ensesine bir tane şaplattım, çocukta saf saf bana baktı, ne yapıyor bu diye?
Suçsuz günahsız çocuğa vurdum diye içim parçalandı amk, bende Furkan'a kardeşim çok özür dilerim, doğruluk mu cesaret mi oynuyoruz, bu yavşakta böyle dedi. Mecburen yapmak zorunda kaldım, öpüp gönlünü aldım. Normalde böyle şeyleri pek takmam ama onun saf oluşu, benim de salakca bir oyun yüzünden öyle birşey yapmam ona zoruma gitmişti. Fırsat buldukca ona kantinden çay falan ısmarlıyordum sonradan, sırf içimi rahatlamak için. Takıntılı birisiyim.
Neyse geri yerime döndüm, Şişe döndü tekrar bana döndü, bu sefer kızlardan birinin doğruluk mu? Cesaret mi? sorusuna cesaret dedim, ki hiç doğruluk demedim. Leyla hakkında bana soru sormalarını istemiyordun çekiniyordum. Neyse Zeynep, bi huurluk yaparak, en ön sırada, sınıfımızın ineği olan, Aylin'i öpmemi istedi, Leyla bana tip tip baktı, Leyla, Zeynep'e kızdı, abartma Zeynep diye, Zeynep'de niye mahsuru mu var Leyla? dedi. Leyla, beni cimcikledi, yapmıyacaksın dedi, Leyla'nın kıskanması çok hoşuma gitmişti. Bende, ee Leyla'cım, hayat bu her'an ne olacağu belli olmuyor işte, diye güldüm. Zaten arkadaşlar da gaz verdi, bende kalktım Aylin'in arkasından sinsi sinsi yaklaştım, birden tam eğilip hızlıca yanağından öpüp geri çekilecektim ki, Aylin korkarak kafasını hızla çevirdi, yanlışıkla dudağından öptüm. Gerçekten de dudağından öpmek gibi bir niyetim yoktu.
Sınıfta resmen kıyamet koptu, herkes oooooooooooooooooooooooooooooooooo diye hep bir ağızdan bağırıp iyice ortamı körüklediler. Ben bittim diyordum içimden, Aylin ayağa kalkıp napıyorsun sen ya? Sapık mısın oğlum?? diyerek bağırmaya başladı. Sınıfta ki binler hala ooooooooooo diye zütlerini yırtıyordu. Aylin onların gazıyla iyice sinirlendi bana, şimdi müdüre gidiyorum. Görürsün sen dedi. Ona anlattım doğruluk mu cesaret mi oynadığımızı, ama hiç giblemedi direk müdürün odasına doğru hızla gidiyordu. Bende arkasından koştum, Aylin Özür dilerimmmm, allah belamı versin sadece yanağından öpecektim.
Benim gibi Agnostik bir adamı, imana getirmişti orada. Eğer müdüre veya başka bir hocaya söylerse, yannanı yemiştim.
Tuttum artık bacaklarına kapanacaktım, gidip söylemesin diye. Ne istersen yaparım diyordum Aylin'e. -
67.
+11Telefonu açtım, sınıfa doğru gel dedi. Ve pencereden el sallamaya başladı. Hemen sınıfa doğru çıktım, napıyorsun burada dedim, gülümseyerek bu sıcakta birde o güneşin altında mı bekleseydim dedi. Bende kızarak, bizde biliyoruz güneşin altında beklememeyi, seni aradım durdum hanımefendi.
Leyla: Özür dilerim ama seni sağa sola dolanarak beni araman hoşuma gitti, kusura bakma lütfen
-
Ben: Bugünün hatrına birşey demiyorum hadi öyle olsun
-
Leyla: Hadi gel gidelim.
Sınıftan çıktık ve bir lunapark'a gittik. O gün aşırı güzeldi, kırmızı bir elbise giymiş , beyaz teniyle. Kırmızı-Beyaz en büyük Türkiye demek geliyordu içimden resmen:( -
68.
+11Birden sanki mezarlığa doğru bir ordu girdi, cenaze aracı siren miren çalıyor. Bir sürü arabalar marabalar, otobüsler. Bende ulan ne oluyor lan başbakan mı geldi dedim amk. Bir sürü insan vardı, bende bir duvarın üstüne çıktım. Leyla'yı gözlerimle aramaya başladı. Bu o cenaze diye mi, o kadar kişinin içinde Leyla'yı göremedim. Ama hala duvarın üstünden arıyorum onu. Sonlara doğru onları gördüm, arabadan 5 kişi indiler. Mahalleden birilerini de almışlar galiba yanlarına. Kafasına eşarp örtmüş cenaze için, beni ilk başta görmedi.
Ama ben ağladığını görebiliyordum, Leyla diye bağırmayı düşündüm. Hemen vazgeçtim, 2. cenaze ben olurdum yoksa. Neyse Leyla dibimden geçti, hala görmedi beni. Ben tabi ailesi yanında olduğundan çıtımı çıkartamadım. Araya biraz takip mesafesi koyarak, arkalarından bende yürümeye başladım. Bende buradayım diyebilmenin bir yolunu arıyordum. Yaklaşamıyordum da, seslenemiyordum da. Bilerek sesli bir şekilde öksürdüm, biraz da abarttım balgam çıkarır gibi. Sadece Leyla baksın diye ummuştum, ama babası da dahil, hepsi arkasına baktı. Leyla beni arkasında birden görünce ağzı açık kaldı, fakat birşey diyemedi tabi. Definedilecek yere vardığımız da sanki bende mahalleden biriymişim gibisine aralarına daldım, Leyla'nın yanına fazla yaklaşmasam da, görüş mesafemi ayarladım. Leyla bana barak ağlıyor, benim de içim parçalanıyor o ağladıkca. -
69.
+11Aylin'in zoruna gitmişti, kız çok haklıydı. Böyle birşey yapmak tam bir yavşaklıktı ama, o'an ki eğlenceye kaptırıyorsun kendini. Sınıfta ki binlerin ooo çekmesi körüklemesi, Aylin'inin esas zoruna giden şeydi. Aylin orada ağlamaya başladı. O öyle ağlayınca, benimde gözlerim doldu. Aylin lütfen affet beni diyip duruyordum, benimde zoruma gitti öyle ağlaması. Kendimi sapık gibi hissediyordum. Aylin, tamam Kutsal git yaaaa diyip duruyordu, bende hala özür diliyordum. Oda hala ağlamaya devam ediyordu, tamam Kutsaaal git kimseye birşey demicem. Seni görmek istemiyorum dedi, Kız tüm duygu patlamasını bende yaşamıştı amk, gitmedim. Biraz uzağına gidip volta atmaya başladım. Ağlamasının geçmesini bekledim. Hadi Aylin sınıfa gidelim dedim. Ulan kendimi şerefsiz, ırz düşmanı gibi hissettim ilk defa. Aylin'i sonunda biraz da olsa affetirebilmiştim.
Aylin'e dönerek;
Ağlama artık Aylin, yemin ederim ağlayacağım bende. Hadi gel sınıfa gidelim, sınıfta hiç kimseye tek bir söz ettirmem dedim.
Aylin'i kaldırıp sınıfa doğru zütürdüm, Aylin'in ağladığını gördüklerin de zaten kimse olayı abartmadı. Bende arkadaşlar bunla ilgili lütfen tek bir saçma sapan espiri yapmayın, bu kadar yıllık hepimiz arkadaşız. Aramız kötü olmasın dedim.
Aylin'i de arkaya şişe çevirmece oynadığımız yere zütürdüm, biraz moralini düzelttik, güldürdük. Bu sefer Aylin'i de oyuna dahil ederek, oynamaya mal gibi devam ettik. Leyla orada birşey söylemedi bana ama suskunluğundan, sınıfa girdiğin de bana sert bakmasından anlamıştım kızgın olduğunu.
Neyse oynamaya hala devam ediyoruz -
70.
+11Yine okulun karşı kaldırımın da o muallak vardı. Leyla'nın gelmesini bekliyordu yine. Mustafa'yı gördük, yanımıza çıktı oda. Bu sefer oda bizimle millete laf atıyordu. Atakan'a dönerek kanka bu bin yine burada, dedim.
Atakan: Gördüm kanka gibtir et artık.
-
Mustafa: Kim lan? Habire birinden bahsediyorsunuz amk, banada söyleyin.
-
Ben: Salla kanka
-
Mustafa: Olum söylemezseniz sizle konuşmayacam valla bir daha.
-
Ben: Bak karşı kaldırıma, transitin yanında mavi çeketli oruspu evladı. Ondan bahsediyoruz.
-
Mustafa: Bu bin kim la?
Tam anlatırken, Leyla sonunda okulun kapısından çıkabilmişti. Çıkarken kafasını çevirdi beni gördü, sonra tekrar önüne doğru baktı. Yine direk o çocuğun yanına doğru gidiyordu.
Onu öpüp koluna girdi. Durağa doğru yürümeye başladılar yine.
Atakan: Lan bunlar nasıl kuzen?
-
Ben: Bende bilmiyorum.
-
Mustafa: Laaan bu kimm?
-
Mustafa'ya anlattım olanı biteni. O da bana, Kanka dövelim bini, hastanelik edelim dedi.
-
Atakan: Gaz verme lan Musti
-
Mustafa: yok olum gerekirse ben tek dalarım.
-
Ben: yok kanka dur herşeyin zamanı var
-
Leyla ile o çocuk gözden kaybolduktan sonra, tekrar okulun sahasına girip maç yaptık. Top oynayanlar ile.