/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 26.
    +15
    Bende Leyla'nın telefon numarası olmadığından ona ulaşamadım hafta sonu. Sınıftan bazı arkadaşlarımı aradım numarası var mı diye, onlarda da yoktu. Pazartesi oluncaya kadar 9 doğurdum diyebilirim amk, sabah uyandığım da direk elimi yüzümü yıkayıp, kavhaltımı yapmadan giyinip okula gittim. Tek düşüncem Leyla'nın nasıl olduğuydu.
    Okul zaten erkenden gittiğim için bomboş, okulun kapısı önünde 2 arkadaşla sohbet edip sigara içiyoruz. Neyse istiklal marşı okundu, zil çaldı içeri geçtik. Hala bekliyorum Leyla yok, 1 ders 2 ders 3 ders derken, Leyla'nın gelmeyeceğini anladım. Sıramın yanı buz gibi hissediyorum resmen. Neyse rapor almıştır yarın gelir düşüncesi içindeydim. Ertesi günde gelmedi, ondan sonra ki günde gelmedi.
    Sınıfta ki herkese soruyorum, hiç kimsede haber almamış. Betül ile kavgalı ve küs olmama rağmen ona bile sordum. Onda da yokmuş haber, okulda kimse de ne adresi var nede telefon numarası. Kafamın için de bir sürü şey dolaşıyor, üzüntümden yerin dibine girecem neredeyse.
    ···
  2. 27.
    +15
    Arkadaşlar elimden geldiğince seri yazacam, az biraz işlerim vardı. Tek partta bitir diyen panpalarım, malasef tek parta sığımaz yazacaklarım.

    Yazmaya devam ediyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Okuyoruz panpa up up
      ···
  3. 28.
    +16 -1
    Leyla'yı otobüse bindirip yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladım. Eve geldiğim de annem beni azarlamaya başladı. Senin bu saatte okulda olman gerekirken, birde eve kız mı getiriyorsun şerefsiz, bi ton laf saydırdı bana.

    Bak annecim, senin evde olduğunu biliyorum. Bi tak yapacak olsam zaten buraya getirmem. dedim

    Annem hala kızmaya devam ediyordu, çok abartmıştı.

    En sonunda kızdım, ulan sanki görende hergün eve kız getiriyorum sanacak, komşulardan banane anne! Hepsinin dıbına koyim, herkes kendine baksın sanki evi gibtim kerhaneye çevirdim gibi konuşuyorsun, yeter!

    Tabi bunları söyleyince yine birşey değişmedi, kızmaya devam etti. Akşam eve gelince babana söylicem dedi.

    Akşam babam geldiğin de, annem olanı biteni anlattı. Tam babamda ağzıma sıçacak sanıyordum ki, aksine anneme güldü. Olur o kadar altı üstü ders çalışmışlar diyip kahkaha attı. Annemide sakinleştirdi.

    Annem içeriye mutfakta yemek hazırlamaya gitti, babam bu sefer bana sardı.

    Babam: Birşey yaptın mı lan kıza?
    -
    Ben: Hayır baba arkadaşım.
    -
    Babam: gibtir lan arkadaşının burada ne işi var, hadi anlat anlat kızmayacağım.
    -
    Ben: Hayır baba valla olmadı bişey, sadece ders çalıştık.
    -
    Babam: Makine çalışmıyor mu lan yoksa?
    -
    Ben: Baba ne alaka (dıbına koyim içimden)
    -
    Babam: Senden bi tak olmaz, yazık bugünleri de mi görecektim

    diye gülmeye başladı. Sofraya oturduğumuzda anneme, Hanım korkma bizim oğlan o bicim, kızlara zarar veremez diye dalga geçip kahkaha atıyordu. Annemde ciddiye alıp bir sorun mu var oğlum diyip soruyordu.

    Moralim bozulmuştu amk, ne enterasan bir ailede yaşıyordum.
    ···
    1. 1.
      +2
      Çalışmıyor mu lan makine djdnsnısje8e
      ···
    2. 2.
      0
      Pnp şuan kahkaha atıyorum ulan ya makine çalışmıyor mu sgçdfvddfsc
      ···
  4. 29.
    +16 -2
    Akşam olmak üzereyken eve geldim, yemeğimi falan yedim yattım uzandım kalktım, televizyon izledim boş boş takılıyordum. Sonra masaya geçip o gün ne ders işlediysek bi tekrar yapayım dediydim. Neyse defterlere aldığım notları okuyorum, tekrarlıyorum. Hiç unutmam fizik defterimin içine katlanıp sıkıştırılmış bir Kâğıt vardı, açtım Kâğıtı kara kalem ile bir resim çizilmiş.
    Birde baktım benim karakalemim yapmılmış, çok şaşırmıştım. Çünkü çizilen şey; bir tabut, tabut'un içinde yatan kişi ben birde yanımda saksının içinde çiçek var. Birde altına imza atılmış. Hala o resim bende durmaktadır, ama buraya atmıyacağım ifşa olmamak adına. imzayı tanıyamadım, ama yine de büyük ihtimalle Leyla'dan şüphelendim, çünkü beni bir tabuta çizip, defterime sıkıştıracak başka bir ruh hastası yoktu. Hem gülmüştüm, hemde biraz ürpermiştim. Doğru düzgün uyku tutmamıştı, Leyla mı yaptı acaba diye, ki emindim onun yaptığına.
    Sabah olup okula vardığım da Leyla'nın yanına gittim hemen. Bu sefer dün ki gibi değildi, bana karşı çok daha sıcak ve güler yüzlüydü. Ben sormadan niye 1 hafta okula gemediğini anlatmıştı, beni iyice şaşırtıyordu. Okula gelmeyiş sebebini bana o zaman pek açmamıştı, kadınsal bir rahatsızlık yüzünden gelmediğini söyleyip geçiştirmişti. Burada yalan söylediğini sonradan öğreniyorum bu arada.
    ···
  5. 30.
    +15 -1
    Leyla aramız hiç olmadığı kadar iyi gidiyordu o sıralar, ve zaman geçtikçe onun da benden hoşlandığını anlıyordum. Ben ona değerini hissetirdikce oda bana değer veriyordu. Artık tenefüsler de bile sadece onunla geziyorum, ama yine de ona açılamıyordum, eğer açılırsam beni ret ederse yüzüme bakmayacağını düşünüyordum. Bana güveni o kadar artmıştı ki evine kadar bile bırakmama izin vermişti, tabi mahallelerine girmemem şartıyla.
    Neyse bir tenefüs onunla takılmıyorum ve gidiyorum arkadaşlarımla tuvalette sigara içiyorum, bi sigarayı 50 kişi döndükten sonra, sınıfa doğru çıkıyorum. Leyla sınıfta yok malum tenefüsdeyiz, bende o sırada çantasını defterlerini kurcalamaya başladım, ne var ne yok acaba diye. Sıranın altında elimi attığım da bir mektup geliyor elime, kokulu mokulu, bende diyorum teknoloji çağındayız hala mektup mu yazıyorsunuz amk diye içimden. Açıp okumaya başlıyorum, Leyla'ya bir yazılmış bir aşk mektubu olduğunu anladım okudukca, önce giblemedim ama mektubu ilk başta platonik bir mektup sansam da, bir yavşağın yazmış olduğu bazı şeyler beni kudurtmaya yetti de arttı. Yazan şey sınıfa girerken, elime dokunmanı hiç bir zaman unutamıyorumdu. Ve benim için de yanında ki çocuk kim bilmiyorum ama o sana layık değil, umarım yanlış anlamıyorsundur, Seni seven H.D yazmış..

    Bu yazılanları okuduğum da çıldırmıştım ve
    Bunu yazan oruspu çocuğunu dövmeden içimin rahatlamayacağını biliyordum, Leyla'nın sınıfa gelmesini bekledim.
    ···
  6. 31.
    +14
    Leyla;
    Gördüğüm kabuslar iyice artmaya başladı, hocaya geri gittim annemle. Olanları anlattım. Kızım bu çocuk sana cinleri musallat etmiş, cinlerden kurtulmak o kadar kolay değil. Seni benden daha bilgili bir hocaya gönderecem dedi, bizde mecburen gittik. Bu gittiğimiz hoca, şehir dışın da bir kasaba'da yaşıyordu. Ona da aynı şekil, rüyalarımı ve yaşadıklarımı anlattım. Oda diğer hocanın dediği aynı şeyi söyledi, seninle görüşmeyi tamamen kesmemi söyledi. Bana bir kağıt verdi, kağıtı evin girişine asmamı söyledi. Ve ayrı ayrı 2 tane muska verdi, birde yastığımın altına koymam için, ayrı bir muska verdi.
    Dediklerinin hepsini yaptım, içim huzurluydu. Ama yine de gördüğüm rüyalar, yaşadıklarım geçmiyordu. Hatta daha kötüye gidiyordu. Artık bana canlı hayaller gösteriliyordu.
    -
    Bende, nasıl canlı hayaller diye sordum?
    ···
    1. 1.
      0
      ayraç 45
      ···
  7. 32.
    +14
    Lunaparkta geçirdiğimiz günü hiç unutmuyorum. Korku tüneline girdik, dönme dolap makas dene şey vs. Ama hala ne elinden tutabiliyorum nede ona hala aşkımı itiraf edebiliyorum. Korku tünelin de bana korkup sarılmasını bekledim, ama aksine içerde gülmekten çatlamıştı ruh hastası. Ama en son Gondol'a binmiştik. Gondol nedir hemen hemen hepimiz biliyoruzdur. Gondol demişken, Venedik'de olan aşk gondollarından bahsetmiyorum.
    Bilmiyenler için Lunaparkda ki Gondollar:
    http://www.guneslunapark.com/images/gondol/8a.jpg
    Neyse hiç birinde korkmayan hatun, en sonunda gondol'da korkup bana sıkı sıkıya sarılmasına vesile oldu. Ama keşke ona binmeseydik hala derim, yüzü sap sarı kesilmişti. Kulağıma dayanarak lütfen durdursunlar demişti. Bende hemen bağırarak hocam durdurun dedim tabi ilkin de duymadılar 2-3 bağırışımın sonunda sesimi duyurmayı başardım. indiğimizde başı dönüyordu, bir banka varana kadar tutarak zütürdüm onu düşmesin diye. Oturduk banka, ben ona bakıyorum renki iyice değişmişti. Bi 5-10 saniye eğildi ve kusmaya başladı. Kusması bitince tekrar doğrultup oturttum onu, ağzını silmesi ve çalkalaması için peçeteyle su aldım geldim hemen. Kusuktan bi 3-5 dakka sonra renki düzelmeye başlamıştı. Omzuma kafasını yaslayarak çok özür dilerim Kutsal dedi.
    Bende espirisine çek kafanı şimdi benim üstüme de kusarsın dedim. Öyle diyince iyice utandı, kafasını kaldırarak istiyerek olmadı yaa ama dedi, bende gülmeye başladım hadi yat yat dedim. Bacaklarıma kafasını yaslayıp uzandı orada, resmen kalbim gümleyecek heyecandan amk. istemsizce de olsa malafat kalkıyor o anda, beynimi başka yerlere adepte ettim ki o halimi görmesin diye.
    Neyse yarım saat bi öyle kaldık. Tam kendine gelmişti, istersen eve gidelim, halin yoksa dedim. Oda hayır gitmek istemiyorum dedi.
    ···
  8. 33.
    +14
    Leyla ile yine eski güzel günlere dönmüştüm, çok mutluyduk. Ama Leyla'ya ne zaman sorsam hala o kötü şeyleri yaşıyor musun diye, cevap vermiyordu, konuyu değiştiriyordu her seferinde. Bende üstelmiyorum herzaman ki gibi.

    Leyla ile yine arkada oturuyoruz. Ders boş, sınıf arkadaşları ile doğruluk mu cesaret mi, oynamya başladık. Doğruluk mu? Cesaret mi? oyununu oynamayanınız yoktur veya bilmeyen yoktur. Neyse başladık şişeyi çevirmeye 6 arkadaş oynuyoruz.
    ···
  9. 34.
    +13
    Leyla soruma evet diyerek, anlatmaya devam etti..

    Ben sözünü yarıda kestim, koskaca 3 ay sadece bir kaç kez üfürükçüye giderek mi bitirdin?

    Leyla: Hayır.

    Ben: Şurada 10 saattir senin saçmalıklarını dinliyorum, ne zaman doğruları söyliceksin?

    Leyla: (Sinirlenerek) Yalan sölemiyorum!, sürekli beni sorgulayıp durup bana inanmıcaksan, kalkıp giderim!

    Ben: Taam taaaaaam hadi anlat

    Leyla: Hala dalga mı geçiyorsun?

    Ben: Tamam, ciddiyim. Dinliyorum seni.
    ···
    1. 1.
      +4
      burayı okurken telefon kendi kendine reset attı ananı gibim diye bağırdım babam kalktı gibicek belamı helal et
      ···
      1. 1.
        0
        Geçmiş olsun kardeşim
        ···
  10. 35.
    +13
    Yine vefat etmiş biri gömülüyordu, imam dua falan ediyordu. Ne okuduğunu bilmiyorum, Gözlerim orada Leyla'yı arıyordu, gözlerim yandı Leyla'yı aramaktan. Leyla ndıbına kimse yok tabi. Ağlayanları gördükce, içim tuhaf oluyordu. Biraz cenazeden uzakta duran, cenaze sahiplerinin yanına gittim. Allah rahmet eylesin hocam, başınız sağolsun. Diyerek ellerini sıktım. Abinin birine merak edip sordum, Abi kaç yaşındaydı? Onlarda beni cenazeden sanıyorlardı, defin edilen kişi, 25li yaşlarda genç bir erkekmiş. Söylediklerin de geldiğim cenazenin bu olmadığını anladım, tam mezarlığın girişine gidecektim, eğer yeni cenazeler gelirse göreyim diye. Fatiha okunmaya başladı, bende millet garipsemesin beni diye, fatiha okudum. Cenazenin içlerinden çok garip bir hapşurma sesi geldi, bende dayanamadım güldüm. Millet garip garip bana bakmaya başladı gülüyorum diye. Ulan o'an öyle bir ortamda asla gülünmeyeceğini anladım, insanların acısı var bende salak gibi güldüm. Hemen gözler daha fazla üzerimde olmasın diye, yavaş yavaş kaymaya başladım. Mezarlığın girişin de olan banklardan birinde oturup beklemeye başladım, 2 saat boşu boşuna bekledim. Mal gibi erkenden gittiğim için, aptal gibi de bekledim mecburen.
    ···
  11. 36.
    +13
    Eve geldim. Rulo yaparak züt cebime koyduğum karneyi eve gururla gösterdim, öpücüğün vermiş olduğu hisle hiç birşeyi umursamıyordum amk. Birde neredeydin bu saate kadar diye fırça yedim, karneden dolayı fırça atmadılar çünkü nasıl bir karneyle geleceğimi biliyorlardı. Babam zaten beni gibmeye niyetliydi, ama onun gibme metodu daha farklıydı. Dövmedi sağolsun dövmekten beter etmişti. Yazın beni fabrikaya soktu, fabrikanın ameleliği, ne tak varsa herşeyi bana taşıttırdıkları cinsten.
    Bir pazar günü tatil yapıyorum, geri hep çalışmakla geçiyor vaktim. Bu arada Leyla'nın telefonu ne zaman arasam kapalı, facebook'u, twitterı zaten hak getire, ki yok. 2 haftadır ne telefonuma bakıyor nede bir mesaj yazıyor. Bekliyorum bir mesaj, iş yerinde bile fırsat buldukca telefona bakıyorum sırf o aradı mı mesaj attı mı diye. Ama bir tak yok. Kederimden geberecem..
    ···
  12. 37.
    +13
    Tam 3 ayyyyyy, beni ne aradın sordun. Seni her gün aradım, mesaj attım. Bana bir kez olsun dönmedim. Sadece bir kere bir mesaj atıldı seni çok özledim diye. Onu da sen mi attım onu da bilmiyorum diye sinir sinirli sordum içim de biriken soruları.

    Leyla: Gerçekten haklısın, bu konuda beni affetmeni beklemiyorum, ama neler olduğu hakkında bir fikrin yok. Ön yargılı davranma bana
    -
    Ben: Ne ön yargısı dıbına koyim, bir kere bile arayamadın mı beni? Fizanda dahi olsan bir kez olsun arayabilirdin, bi açıklama yapabilirdin. Ama anasını gibeyim artık sen ne yapıyorsan, umrunda bile değilmişiz. Ancak beni görünce mi, benimle ilgileniyorsun? Çok yapmacıksın!
    -
    Leyla: küfür etme
    -
    Ben: Etmiyorum
    ···
  13. 38.
    +13
    Burak önce bir düşündü, Leyla git Emin'i öp dedi. Emin'de oyunla alakası olmayan bir sınıf arkadaşımız. Bende giberim amk, öptürme yok başka birşey iste dedim.

    Burak'da yavşak yavşak gülerek kanka oyun bu yeaaa, banane dediğimi yapmak zorunda dedi.

    Leyla tam kalkıyordu, kolundan tutup, sıraya oturdum. Yok lan başka birşey iste giberim belanı dedim Burak'a. Oda beni ilgilendirmez, ben söyleceğimi söyledim ya yapar yada cezasını çeker dedi.

    Leyla kızdı ya bıraksana, sanane istediğimi yaparım. Ben sana karıştım mı? diye tepki gösterdi.

    Ben: yok lan öyle bir dünya, Burak başka birşey iste yoksa seni döverim
    -
    Leyla: Allaahhh allahh
    -

    Burak bini fikrini değiştirmedi, kıl oruspu çocuğu. Ben öperim amk kimi öpeceksek dedim, onuda kabul etmediler. Oyunun kuralı belli biri denileni yapmazsa, oyunda herkes ona bir tane tokat atar. Grupta ki herkes sanane bırak yapsın diyordu. Yine de izin vermedim.

    Yaptırmıyorum lan, tüm tokatlarınıza kabulum dedim. Mızıkcılık yaptığımı söyleseler de giblemedim. Hepsi de hayvana vurur gibi tokat attı, Leyla vurmaz diye düşündüm, ama o hiç acımadı oda sağlam bir tokat patladı, dişlerimi kırmıştı oruspu çocukları sanki, tokatları yedikten sonra, oyun moyun yok amk kalkın burada oynamayın dedim. Leyla'da yediğim tokatlardan dolayı gülüyordu bana.

    binleri kaldırdım, Burak muallaksini tehtit ettim, tenefüs'de dıbına koyacaktım. Leyla'da kimseye birşey yapmayacağımı söyleyip duruyordu, mızıkcılık yapan sensin, al yedin tokatını otur oturduğun yerde dedi.

    Ben:, sende elalemi öpmeye çok bir heveslisin Leyla! dedim
    -
    Leyla: Belli kimin kimi öpmeye hevesli olduğu diyerek gönderme yaptı. Aylin'i öpüşümden hala rahatsızdı.

    Sonra Mustafa ile konuştum, zil çaldığın da Burağı bahçede yakalayıp, dıbına koyacaktık. Zil çaldığın da Mustafa'ya işaret çaktım, Burak'ın bahçeye çıkmasını bekleyip, bizde ardından aşağı indik.
    ···
  14. 39.
    +14 -1
    Sözünü tutmadığını düşünüp, sinirlenmiştim. Biraz etrafı turlamaya başladım, o gelesiye. Telefon çaldı, arayan Leyla'ydı. Yoldayım, 10 dakikaya oradayım dedi. Tam kızacaktım, telefonu kapattı. Tekrar beklemeye başladım, bi 15 dakka sonra gelebildi ancak.

    Ben hiç birşey demeden sendeen çook ama çoook özür dilerim. Bende aradan kaç saat geçti, yine ne oldu da geç geldin. Anlatırım hadi gel gidelim dedi.

    AVM'nin terasına çıkıp, pizza yedik. Yemeğimizi bitirdikden sonra, ben bi sigara yaktım. Sigarayı ağzımdan alıp söndürdü. Anlat hadi, nerelerdeydin?
    ···
  15. 40.
    +14 -1
    Atakan'ın dediğine göre, tansiyonu düşmüş ondan bayılmış. Tansiyonu düşen insan bayılırda 1 haftada da dinlenmez, çünkü annem de tansiyon hastası, az çok bilgiliyim bu konularda. Cevabı beni tatmin etmemişti. Son ders zili çaldı, Leyla'nın sınıftan çıkmadığını, pencereden dışarıyı izlediğini gördüm. Herkes evine giderken, neyi bekliyor lan bu bende beklerim o zaman amk, diyip. Yüzünü çevirip bana baktı, gülümseyerek sen hala burada mısın Kutsal? dedi.
    Çok tuhaf olmuştum gülüşünü anlamsızdı, ve en anlamsızı herkes evine giderken, onun orada dışarıyı izlemesiydi.
    Ben: Neyi bekliyorsun?
    -
    Leyla: Hiiiçç, öyle gökyüzünü izliyorum.
    -
    Ben: Git evinde izlesene?
    -
    Leyla: sanane lan senin tapulu malın mı burası?
    -
    Ben: Ha?
    Ondan öyle bir tepki beklemiyordum afallamıştım.
    Ben: Cidden iyi misin sen?
    -
    Leyla: evet iyyim, sen nasılsın arkadaşım?
    -
    Ben: Hahahaha
    -
    Leyla: Beyinsiz espiri mi yaptım da gülüyorsun?
    Hiç konuşmadığı gibi konuşuyor, farklı haraketler yapıyordu, haklıydı gülünecek bir espiri yoktu. Ama Konuşması haraketleri çok tuhaftı. Çok ciddi konuşuyordu, sonrasında Leyla; ben gidiyorum, mümkün olduğunca benimle muhattap olma, diyip gitti sınıftan.
    Peşinden gitmedim bile, şaşırmıştım onun bu konuşmalarına. Ve alışkındım da benimle muhattap olmamasına. Çünkü sürekli aynı şeyi tekrarlayıp duruyorduk.
    ···
  16. 41.
    +13
    Bu sefer saçma sapan şeyler istemeyin amk dedim. Yine herkes mal mal şeyler söyleyip yaptırıyordu. Zeynep'e denk getirdiğim de hep doğruluk diyordu, kıcık almıştım oruspuya orada amk.

    Zil çaldı, bizde oyunu yarıda kestik. Bende şişe çevirmece oynadığım Furkan'ın ensesine tokat şaplatmamı söyleyen, bin arkadaşım Mustafa ile tuvalette sigara içmeye gittim. Oğlum saçma sapan şeyler yaptırma, gibecem belanı diyip duruyordum. O muallakde sürekli gülüp duruyordu. Bak senin dıbına koyacam birdaha öyle şeyler yaptırırsan diye, takılıyorduk birbirimize.

    Tekrar zil çaldı, Mustafa ile sınıfa doğru gitmeye başladık. Diğer ders de boş olduğundan oyuna devam ettik. Zaten aynı dersin hocasıydı, dolayısıyla boştu.

    Tekrardan başladık oynamaya, bu sefer oyuna bir sınıf arkadaşımız dahil olmuştu. 8 Kişi olmuştuk. Ki sonradan oyuna dahil olan sınıf arkadaşımızın adı Burak'dır. Kendisi katmerli oruspu çocuğudur. Hala hatırladıkça binin suratına tüküresim gelir amk.

    Oyun yine normal akışın da devam ediyor, cesaret yine fazla çıkmıyor. Herkes doğruluk diyor. Şişe bu sefer Leyla'ya döndü, soran kişi de Burak isimli hakiki oruspu çççoocudur.

    Neyse Burak, dorğuluk mu cesaret mi? diye sordu Leyla'ya.

    Leyla'da Cesaret dedi.
    ···
    1. 1.
      +2
      Hasssgibtir
      ···
  17. 42.
    +13
    Arayan Leyla, Ne oldu da, aradı acaba diye düşündüm. Geri arayacaktım yaptıkları aklıma geldi, vazgeçtim. Ararsa açarım dedim.

    Telefonu sessizden çıkardım, mutfağa gidip biraz tıkındım. Dolaptan kola katıp birde yanlışıkla yere düşürdüm. Birde annemle uğraştım, bana yerleri sildirdi.

    Neyse televizyonun başına geçtim, açtım bir belgesel kanalı, yine bir aslanla-sırtlanların kavgası izliyorum. Telefon tekrar çaldı, arayan Leyla'ydı.

    Açtım telefonu

    Ben: Alo kimle görüşüyorum?
    -
    Leyla: Babanla
    -
    Ben: Alo efendim baba?
    -
    Leyla: (Gülme sesi geliyordu) offff Ben Leyla.
    -
    Ben: Yapma ya hiç anlamamıştım dıbına koyim.
    -
    Leyla: Küfüür etme!
    -
    Ben: Ne oldu Leyla? Beni yanında kovmaktan beter ettin. Niye arayasın tuttu?
    -
    Leyla: Yarın öğlen 1'e doğru buluşalım diyecektim. Yemekleri ben ısmarlarım.
    -
    Ben: Bunun için mi aradın?
    -
    Leyla: Evet
    -
    Ben: Yahu işine bak! Ulan insan bir özür diler, ama sende ne arar o haysiyet. Gelmiyorum dıbına koyim, her çağırdığın da geleceğin köpeğin miyim ben?
    -
    Leyla: SANAA KÜFÜR ETME DiYORUM!
    -
    Ben: Ederim lan ederim sanane, diyip yüzüne kapadım telefonu.

    Televizyon izlemeye devam etti. Beni tekrar arıyordu, ama bu sefer açmadım telefonu. Sonra babam işten eve geldi, kalk lan bana su getir.

    Ben: Valla kalkamıcam baba, son ders bedendi hala bacaklarım ağrıyor dedim.

    Babam, canına mı susadın lan, yemişim bedenini kalk getir. Bende mutfağa geçip suyu getirdim. Odama geçtim, Leyla babamla konuşurken 4 kez daha aramış. Arayıp aramamakta kararsız kaldım, sonra insan kalbine yenik düşüyor. Tekrar aradım Leyla'yı.

    Aradım bu sefer o bakmadı, herhalde 10 kez aradım o açmayınca. En sonunda açtı telefonu.

    Leyla: Niye açmıyorsun telefonunu?
    -
    Ben: Babamla işim vardı
    -
    Leyla: tamam

    Bir müddet sessizlikten sonra. Leyla'dan küfür ettiğim için özür diledim. Ama Leyla benden özür dilememişti. Canının sıkkın olduğunu, bazı yaptığı şeyler için, kusura bakma dedi sadece. Yavaş yavaş yine o kötü rüyaları, kötü şeyler yaşadığını anlayabiliyordum. Ses tonunda ki değişikliklerden ele veriyordu kendisi, anlatmasa da neler olduğunu. Leyla ile saat 1'de buluşmak için anlaştık. Yemek yiyip, sinemaya gidecektik. Tabi Leyla'nın bir şey ısmarlamasına izin vermezdim, direk banka olarak gördüğüm babamın yanına gittim. Mutfaktan o söylemeden ona yanarlı dönerli bir meyve tabağı hazırladım. Anlamıştı tabağı görür görmez birşey istiyeceğimi. Ne oldu lan, karadeniz de gemilerin mi battı? Yok baba seni bugünlerde çok yorgun görüyorum, içimden geldi. Elimden tabağı aldı, para mara yok dedi, Türk filmi oynuyordu televizyonda. Aha geç otur da izle, ecnebilere özenme dedi. Baba herşey para mı bu devirde? dedim, gülmeye başladı. Onu neşelendirmezsem para falan çıkmayacağını biliyordum.

    Babamla yarı arkadaş gibiyizdir, ama tabi bi sınırı var. Saygısızlık etmem, sınırımı bilirim. Oda zaten müsade etmez bir yerden sonrasına.

    Annemde bizi dinliyor, Babam dayanamadı sordu, ne için lazım para dedi?

    Ben: Okul aidat paralarını istiyor baba.
    -
    Babam: Ne kadar?
    -
    Ben: 30 lira
    -
    Babam: iyi veririz daha var.
    -
    Ben: Baba birde bana özel, birşeyler ateşlesene.
    -
    Babam: Sana özel ney ateşliyim olum, kalk gibtir git
    -
    Ben: Baba yarın arkadaşla buluşup yemek-sinema yapacaz.
    -
    Babam: Ne arkadaşı oğlum sen değişik misin de, arkadaşınla sinemaya gidiyorsun?
    -
    Ben: Baba ne alaka.
    -
    Babam: kimle gidiyorsun söyle verecem.
    -
    Ben: Okuldan arakdaş ile
    -
    Babam: Tama lan arkadaşın adı ne?

    Bende anlattım okuldan Leyla dedim, o gün buraya gelen kız. Babam bir ooo çekti. Aferim değişik değilmişsin, bu sefer annem lafa girdi. Bu çocuğa ne oluyor Allah aşkına, yeni yeni huylar çıkarıyor başıma. Sen karıya kıza yedir, bir güne bir gün. Beni yemeğe çıkardın mı oğlum? diye kızdı. Haklısın annecim söz bir gün senle de çıkacam dedim. Babam oradan gülüyor. Annem yine devam etti kızmaya, yahu anne sende sanki evi kızın üzerine yapmışım gibi konuşuyorsun, birşeyi de abartma bi ya! Annem tabi yine daha da çok kızmaya başladı, ben babamdan biraz 150 kağıt aldım, ki babam bana para vermeyi hiç sevmez. Onu aldığıma şükür ettim. Geçtim odaya uyudum.

    Sabaha doğru uyandım, öğelene kadar oyalandım, sonra evden dışarı çıktım. Buluşacağımız yere doğru gittim, oturup Leyla'yı beklemeye başladım. Neredeyse 1 saat oldu, gelen giden yok. Telefonunu arıyorum açan da yok.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    +13
    Buradaysanız devam edeyim, ses verin muallakler.
    ···
    1. 1.
      +1
      ALLAHA ŞÜKÜRLER OLSUN SONUNDA DIBINA KOYAYIM NERDESIN LAN SEN NEYSE DEVAM REZ
      ···
    2. 2.
      +1
      Çaylak atmıştı baskıcı moderasyon..
      ···
    3. 3.
      +1
      Tamam panpa başla hadi meraktan kafayı sıyırcam
      ···
    4. 4.
      0
      Tamam panpa başla hadi meraktan kafayı sıyırcam
      ···
    5. 5.
      0
      Hadi amkk
      ···
    6. 6.
      0
      Başla hadi
      ···
    7. 7.
      0
      Rezarlok
      ···
    8. 8.
      0
      hadi panpa başla artık
      ···
    9. 9.
      0
      Birader sen bizle taşşak mı geçiyon
      ···
    10. 10.
      0
      Basla birader basla
      ···
    11. 11.
      0
      Yazsana dıbını gibtiğim
      ···
    12. 12.
      0
      Yaz lan emuğa goduum
      ···
    13. 13.
      0
      Yazsana dıbına koduğum
      ···
    14. diğerleri 11
  19. 44.
    +14 -1
    istiklal marşı bitti tüm okul dağılırken, bende Leyla'yı takip ediyorum. Kızlardan biri geldi kulağına birşey fısıldadı, okulun yanında ki parka doğru oda ilerlemeye başladı. Bende arkasından yanımda bir arkadaşımla takip ediyorum çaktırmadan. Biraz uzaktan bunları izliyorum, önce tartışıyorlardı. Orada ki kızlardan 3ü ve Betül Leyla'ya saldırmaya başladı. Hemen gidip ayırdım, sinirden gözlerim karardı. Leyla'ya tırnaklarını geçirmişler, orada Betül'e bir tane tokat atıp. Ulan ananızı avradınızı giberim, kaşar oruspu çocukları diye bağırıp küfür ettim. Betül'de bana gücün kıza mı yetiyor lan şerefsiz, bekle abimi arayım aynısını yapabilecek misin, gibtir git abini de senide giberim diyip üzerine tükürdüm. Hemen yürümüye başladılar.
    Hayatım da bir kıza vurmayan ben, sinirlerimin hoplaması sonucu ilk kez bir kıza vurmuştum. Kim olsa sevdiği insanın canı yandığın da aynısını yapardı, ki umrumda bile olmadı.
    Arkadaşımı gönderip, Leyla'yı otobüse kadar zütürdüm. Kızın kolunu çizmemişlerdi resmen yarmışlardı. Onu bir banka oturtup, bi bakkala gidip, Kolanya ile soğuk su aldım. Kolanyayı, yara olan koluna sürmek için almıştım, mikrop kapmasın diye. Kolanyayı kendisi döktü, içim el vermedi benim. Ama onun cesaretine hayran kalmıştım, tabi biraz sızlasa da.
    Artık ağlama, çok sulu göz oldun diyip, eve de geç kalmasın diye otobüse bindirdim. Gitmeden önce herşeye atlama bunların hiç biri seni ilgilendirmiyor dedi, iyi o zaman kusura bakma dedim. Yüzüme bakmadan otobüse binip gitti.
    ···
  20. 45.
    +13 -1
    Zil çaldı Leyla hanım ortalıkta yoktu, son ders yine beden eğitim olduğundan hoca yoklama alıyordu. Yoklamanın sonuna doğru geldi, geçti sıraya. Baktım yine ağlamış, gözlerininin ıslaklığından farkettim.

    Hoca yoklama aldı, yine herkes dağılmaya başladı. Leyla'nın yanına gittim hemen. Neredeydin dedim? Tuvaletteydim. Bende, Neler oluyor sana Leyla? diye sordum.
    ···