+7
Leyla'nın ağlamasının kesilmesini bekledim.
-
Ben: Leyla, senin yüzünden başıma gelmeyen şey kaldı mı? Söylesene bi, sadece bana neden böyle olduğunu anlat? O binle dibime kadar gelip, onu bilerek öptüğünü bilmiyor muyum lan? O zaman okula gelmediğin zaman kaç gün, evine kadar geldim. Kendimi yedim bitirdim lan ben? Atakan'la mahallene kadar gelip, seni sadece 5-10 saniye görmek istedim. Daha o gün balkondan bana bakıp gülümsedin, ne oldu 2 gün de? Ne değişti orada? Sana biri birşey mi yaptı? Telefonu sonradan aradığım da annen çıktı, bana kızımı rahat bırak dedi. Annen beni tanıyor mu ki böyle birşey diyebiliyor? Sonrasın da aradığım da seni, telefon zaten hiç açılmadı. Aha attığım mesajlar hala duruyor lan, gel bak!
-
Leyla: Banane!
-
Sinirimden yine elim ayağım titriyordu, telefonumu alıp yere sertçe çarptım.
-
Leyla: Sakin ol
-
Ben: Ne sakinliği lan!
Üzerimden ceketimi çıkartıp attım. Gömleğimle atletimi de çıkarıp attım. Sırtımı gösterdim, morluk olup da iz kalan yeri. Bağırdım;
Bunu da senin o oruspu çocuğunun arkadaşları yaptı!
-
Leyla ayağa kalkıp, ceketimi yerden aldı;
Napıyorsun gerizekalı? diyip, ceketimi bana giydirdi.
-
Leyla: Bittiyse gidebilir miyiz?
-
Ben: Ne yaparsan yap.
-
Leyla: Gel hadi, beni otobüse bırak.
-
Ben: Kendin git
-
Leyla:
O zaman aç kulaklarını beni dinle Kutsal.
O gün seni yarı yolda bıraktım gittim. O gün beni gören çocuk kuzenimdi.
-
Ben: O nasıl kuzenmiş?
-
Leyla: Susta dinle
Sende arkamızdan gelirken gördün onu. O bizi görmüş birlikte yürürken, kuzenimle yürürken bile peşimizden geldiğini biliyordu. Bana, o kim diye sordu, ilk başta yalan söylemek zorunda kaldım arkadaşım dedim. Ama o anlamıştı, benim hatrıma gidip sana birşey yapmadı. Otobüsden mahalleye geldiğimiz de, yolda bana bi ton kızdı. Kuzenim beni çok sever, bende onu, çocukluğumuzdan beridir gerçek bi kardeşim gibidir. Benim hiç bir zaman zararıma birşey olsun istemedi. Ben orada ona kızdım, karışma bana diye. O da sinirlenip annemin yanına gitti, bende onun arkasından lütfen söyleme diye yalvardım. O da Leyla kusura bakma ama bu konuda, hiç kimseye güvenmem diyip beni savdı. Anneme senle birlikte beni gördüğünü anlattı.
Annem ise benim ağzıma sıçtı zaten, mecburen ona seni anlattım. Çok sinirlendi, yüzüme tokat attı. Sakinleştiğin de, herşey için çok erken, olduğunu ben seni daha üniversiteye gönderecem, diplomamı eline alıp kendi ayaklarımın üstün de durmamı istediğini söyledi, ağladı benim için. Kendisi okuyamamıştı, benim okumamı çok istiyor, evin tek çocuğu olmam zaten cabası. Bende ağlayıp annemden özür diledim. Sen beni aradığın da tekrar sinirlendi, zaten sana söylüyeceğini söyledi. Telefonu kapattıktan sonra bana yine kızmaya başladı. Hattımı kırıp attı. O yüzden zaten bana ulaşamıyordun. Kuzenimi arayıp, eve çağırdı. Artık beni okuldan alıp bırakmasını ve kimseyi yaklaştırma diye ona da kızdı. O da zaten tereddüt bile etmedi, okula gelemediğim zaman ise annem yüzünden gelemedim. Bende, anneme söz verdim. Annemi kırmayı göze alamazdım. Seni hala seviyorum, ama buna ara vermeliyiz. ikimiz için de en iyisi bu lütfen.
Alper'de sana ister istemez sinir oluyordu. Senin zaten öyle tip tip bize bakışın, kıvılcımı ateşlemeye yetti. Seninle kavga etmemesi için yalvardım, ama sen hiç rahat durmadın. O da yediremedi kendine. Zaten annem rehberlik odasına gelip, hem rehberlikciyle hemde senin annenle konuştukdan sonra kuzenimi göndermemeye başladı, Ben halletim diye.
-
Leyla'ya söylediklerimin niye zoruna gittiğini anlamıştım. Hala beni sevdiğini anlamıştım, Leyla'ya sordum;
-
Peki Alper senin kuzenindi, peki şimdi ki o gezdiğin sana Leyla'cık diyen bin oğlu bin kim!?
-
Leyla: O da bizim mahalleden biri, arada sırada denk geliyordum. Okul da muhabbet ediyoruz, ondan başka kimseye dertlerimi anlatamıyorum. Hergün otobüste gelirken, dertleşiyorduk önceden. Seni de biliyor zaten. Okul da pek görüşmüyorduk, şu aralar okul da ben onunla konuşmak istiyordum. Sen zaten yine hemen yanlış anladın. O zaten seni sevdiğimi biliyor, onu da kardeşim gibi görüyorum.
-
Ben: Kardeş ayağı yaş ayak.
-
Leyla: Kutsal cidden neler yaşadığımı bilmiyorsun, hayatım okulla sınırlı değil. Ev ayrı, sen ayrı, gördüklerim ayrı. Bari sen yapma artık.
-
Ben: Ne görüyorsun?
-
Leyla: Boşver, annemin güvenini yeni yeni kazanmışken, lütfen sen de üzerime gelme.
-
Gözlerim doldu, ağlamaya başladım. Boğuk bir sesle, Leyla, sen benim herşeyimsin. Seni seviyorum. Ben sana asla zarar vermem. Annen beni ne sanmış böyle?
-
Leyla: Biliyorum beni sevdiğini Kutsal, ben de seni seviyorum. Ama ne olursun, bekle. Herşeyin bir zamanı var. Sadece sabırlı ol, yalvarırım.
-
Leyla'da sustu, bende sustum. O da ağlıyordu, bende. Bi yarım saat hiç oturduğumuz yerden kalkmadık ve hiç birşey konuşmadık. Leyla'nın yüzüne bakamıyorum, ağlıyorum sadece.
-
Bi süre sonra Leyla;
Hadi gel beni otobüse kadar bırak, dedi. Leyla'yı otobüs durağına kadar eşlik ettim. Gözümü ovcalıyarak gidiyorum. Leyla'yla durağa geldiğimiz de, bana sarıldı. Hadi eve git, ben otobüse biner giderim.
Ben: Leyla, senden herşey için tekrar özür dilerim. Bir daha asla sana karışmayacam, gerçekten karışmayacam. Sana bunları yaşatmak istemezdim.
-
Leyla: Önemli değil, ben de özür dilerim. Beni affetmeni istiyorum.
-
Ben: Sana hiç küsmedim ki..
Bana bir kez daha sarıldı, hadi git dedi.
-
Bende yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladım. Vicdanım, kalbim sızlıyordu. Kendi içim de vicdan muhasebesi yapıyordum. Eve gelmeden, bir arabanın aynasına baktım. Gözlerim kıp kırmızıydı. Kızarıklıklar geçene kadar, dışarda dolaştım. O halde eve gitsem, annemin soru yağmuruna tutulmak istemiyordum.
Biraz daha dolaştıkdan sonra, eve girdim. Odama geçip, yatağıma uzandım. içim kararmıştı.
Tümünü Göster