Üstedit1: Yazdığım aşk mektubunu rezleyen panpalar olursa atıyorum
Üstedit2: Arka sokaklar trend yapmışlar, hala çözemedim bu sözlüğü
Selam panpalarım, evet ölen sevgilimin babası rus mafyasıymış, geç öğrendim Allah belamı verdi, ben bu bilgiyi hikayemin ortasında açıklamak isterdim ama liseliler dinlemiyor baştan. Sevgilim rus idi... babası Roman Abromaviç(Chelsea ve Gazprom sahibi, putinin kankisi) in alt kollarından, Petersburg da gazprom dağıtımıyla ilgilenen Dimitri Lazareva, isterseniz bakabilirsiniz, hertürlü bilgiyi vericem herkese anlatıyorum, anlattıkça acılarım azalıyor, canımdan çok sevdiğim ve hep seveceğim kız ise maria lazareva... umarım hikaye başa gelir de bütün dostlarım dinler ve hayatımın en mutlu ve hüzünlü günlerini benimle paylaşırsınız
Kardeşlerim ne kadar çok beğenir ve yorum atarsınız o kadar kişi okur, lütfen, duvara anlatıp eski anılarımı hatırlamak istemiyorum

Edit1: fotodaki ölen sevgilim değil fotoğrafı da paylaşamam, üzgünüm, benim hikayem, sırf anlatmak için kaydoldum, bütün olayları detaylıca anlatçam

Ben bu kızla konuştukça bildiğin aşık olmuştum. Hayatımda böyle bir his yaşamadım. Akşamları onun fotoğraflarına bakıyordum ve ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. O benim için mükemmel biriydi, yaklaşık 3 ay konuştuktan sonra ben onun anaokulundan beri birini sevdiğini öğrendim ve o çocuk bunu biz konuşmaya başladığımız ay çok incitmiş. Ben o gün onunla konuşunca ve teselli edince aramız baya iyi oldu ve beni en iyi arkadaşım diye hitap ediyordu. Ve martda ben babasının istanbula geleceğini söyledi ve o da yanında zütürmesi için babasından izin aldığını ve birlikte geleceğini söyledi. Ben havalara uçtum, çok geçmeden bir hafta sonra bombayı patlatıp aşık olduğumu söyledim. Bu ama en iyi arkadaşız fln yaptı ve bana geri dönmedi, inanmadı, görmeden aşık olunmazdı ona göre ama ben buna hergün şiirler yazdım, doğum gününde en iyi arkadaşından aşk mektubu yolladım
+1 den 10 a kadar kaç verirsin
- 11
+ Deliler gibi seviyorum seni
- (:
Konuşmamız bu şekildeydi ama olsun sevmese de olur ben hep seveceğim

Çatala 1 rus olmasına 2 gözlere 3 toplamda 6 posta attım helal et

Eve zütürdüm, balkona, temmuz, ramazan bitmiş, havalar sıcak ben de balkona kurmuştum, mumları yakmıştım, ortam baya güzeldi o zaten o kadar güzel gülümsemişti ki görünce... Gözünden yaş gelmişti, belki beni seviyordu, aynen böyle düşünmüştüm, yanağına bir öpücük kondurup sandelyeyi oturması için çekmiştim. Kırmızı elbisedi mavi elmas rengi gözünü daha ön plana çıkarmıştı. Yemek yedik, tatlıyı yedik ve bana "bunları benim için hazırladığına inanamıyorum" demişti, hayatımın en güzel günüydü o gün, 22.07, herşey güzel işte yemeği yedik, içeri geçtik film açtım ben buna yanıma oturdu ama ben elini bile tutamıyorken bu anladı ve başını omzuma koydu, belki de buydu benim kaderim, sevgilim olmadan yıllarca bekleyip en iyisini bulmak ve sonra da onu kaybetmek... Şimdi bile gözümden yaşlar geliyor bugünü de uyuyamadan geçircez galiba, filmi ikimiz de önceden izlemiitik, Titanik di, ama tekrar izlerim senle demişti, bana mısır patlatmıştı ve film bitti, mutfağa tabağı zütürüyordu, ben de bi tabağı unutmuş diye gittim mutfağa ve arkası dönüktü sonra bana dönüp iki eliyle suratımı tutup beni öpmüştü
Türkçe seni seviyorum dedi
Sonra ingilizce ben bunu gelmeden önce sana gelince söylemek için o kadar çok telafuz etmeye çalıştım ki dedi
Benim için uğramıştı, ben onu hiç haketmedim beyler

Ben kızla internetten tanışmıştım, tamamen harika bir kızdı, çekingendim ve o güne kadar hiç sevgilim olmamıştı, mesaj attım ve cevap yazmıştı, ben çok sevinmiştim. Sohbet etmeye başladım, kızın ingilizcesi baya iyiydi. Benim de iyi ama benden çok daha iyiydi ve ben kıza hayran olmuştum. Kız önceden modellik ve dansçıymış. Vücuttan belli demiştim, güldü. Bana WhatsApp ını verdi, ve konuşmaya başladık, konuştukça ısınmaya başlanmıştım. Babası önceden taksörmüş ve donanmada askermiş. Şimdi ne iş yapıyor dedim bilmiyorum dedi, mafyadır dedim tabi ki hayır dedi ve gülme attı. Keşke espri gerçek olmasaydı...

cCc Babalara gelmek cCc

Panpalar mektubu yarın akşam atıcam, yaktım çünkü mektubu olaylardan sonra, fotoğrafı var arkadaşımda, ondan atarım
Bu dudağıma yapıştı ve bu benim hayatımda ilk öpüşmemdi, sonra kendini geri çekti ve gözlerinin içine bakmıştım, seni çok seviyorum dedi yanağını elimin tersiyle biraz okşadım sonra yavaşça yaklaşıp öptüm, bu öpüşmem ise bir dakka fln sürmüştü, hala tadını hatırlıyorum o güzel kan kırmızısı dudaklarının, sonra ben öpüşürken bunun burnuna çarptım bu güldü, amatörlükten dedi, ben de hiç aşık olmamaktan dedim, hoşuna gitmiş olsa gerek beni ayakta tekrar öptü bu sefer dudağımı ısırmıştı, şerefsizim her seferinde bu en güzel günümü kardeşim dediğim adama anlatmaktan ezberledim, ben bunun belinden tutup tezgaha kaldırdım ve orda öpüştük, bu benim tişörtümün altını elliyordu, sonra kendisi çıkardı, ben de bunun elbisesini biraz aşağı indirdim, ( bu günden bir gün önce gene kankam mert bana demişti ki, ulan benim 6 ayda sevgilimle yaptığım şeylerden daha fazlasını 1 günde yaparsan yemin ediyorum ağlarım) o da istekliydi, seni istiyorum falan deyince baya tahrik olmuştum, (ben de dinsiz biri değilim namaz kılmam ama kıza bakarım yani, o gün kızın bakireliğini alacağımı bilmiyordum), sonra bana dedi ki yatak odasına gidelim, annemin ve babamın odasına gittik sonra bu yatağa uzanıp saçını yaydı, ben de bu halinin fotoğrafını çekmek istiyorum dedim, hayır dedi, önce biraz beni mutlu et dedi, ve yataktan çıktı eğildi pantalonumu çıkardı, ben dur demek istiyorum, çekiniyordum ama bildiğin donumu çıkarınca şaha kalktığını anladım, ve öyle bir tutuşu vardı ki bin kız zütünü sallasa değişmem

Panpalar burda olanlar belli etsin ve şukulayın, duvara anlatmak istemiyorum

Temmuz geldi çattı ve onun geleceği tarihte ben ailecek Çınarcığa yazlığa gidiyorduk. Ben tak arkadaşlarımı özledim diye gitçektim, Zaten annem babam da biraz başbaşa vakit geçirir diye düşündüm. Neyse aradaki vakitleri atlıyorum, kız geleceği günden önce feribotla istanbul Yenikapı da indim, yıl 2012, ben lisedeyim zaten, eve geldim. Bu arada ben kızı eve davet etmiştim oWhatsApp dan, o da tamam demişti. Ben de hazır mantı yapmayı öğrendim, dışardan da tatlı alcaktım. Neyse o gün panpalar, ben sbs günü mışıl mışıl uyumuşken o gün uyuyamadım. Ertesi gün oldu öğlen, ben havalimanına gidip karşıladım, bildiğin koşarak sarılmıştık. Babasından çekinmedim bile o kdar çok seviyordum ki bırakmak istemedim. Sonra babasıyla tanıştım ingilizce bilmiyormuş, o çevirdi. Sonra ben bunlara otele kadar eşlik ettim ve durmadan onun gözlerine bakıyordum. Fotoğraflardan bin kat daha güzeldi. Sonra babasından izin aldı, birlikte dolaştık, kız kulesi, rumeli hisarı, kadıköy, haliç, üç gün sonra yemek için tekrar davet ettim, tamam dedi. Ama ben onun tek gülüşüne mariam ben benim içimde kıpırtılar oluyordu, of of, ne güzel günlerdi keşke hiç bitmeseydi, neyse panpalar ben bunu almaya otele gittim ve yemin ediyorum, kırmızı elbise giymişti hala asansörün kapısının açıldığını hatırlıyorum lobide beklerken onu, donmuştum, yemin ediyorum onla yaşlanma hayallerim film şeridi gibi önümden geçti, bir tatlı melih deyişi vardı bi de şiveli, kalbimin tek sahibi

Çalıntı değil ben yazdım onu da, yanlışlıkla hikaye değil başıma geldi kategorisine atmışım, buraya kadar yazmıştım zaten, önüncü nesilim, bu benim tek hikayem ve moda mesaj attım yayınlayın hikayemi fln diye kimse takmadı ben de burdan kendim yazıyorum

Rusya'da öğrendiğime göre doğum günleri çok önemliymiş, partiler düzenlenirmiş, benim alışık olmadığım tarzda alkollü, kulüpte falan herkes çakırkeyif olup baya filmlerde gördüğümüz gibi oluyormuş. Herkes gelip teker teker doğum günü için konuşma yapar falan, ben de düşünüyorumdum ve hayal etmesi bile güzeldi, millet teker teker konuşma yaparken ben aradan çıksam ben de konuşsam süpriz yapıp işte olmuyor çünkü yurt dışına 18 olmadan çıkamıyordum. Ben onun doğum gününü kaçırdım ya, hayat o güne kadar bu kadar koymamıştı. O günümü hatırlıyorum, evde kalıp gitmemiştim hiçbir yere, sadece onun fotoğraflarına bakıyordum. Neyse, o gün bana sarhoş olmayacağına söz vermişti. Doğrusu ikimiz birbirimize birlikte olmadığımız sürece içki içmiycez dedi. Ben de tamam demiştim halbuki ben hayatımda hiç içmemiştim ama ben aşk sarhoşuydum, daha beterdi alkolden. O gün sade giyinmişti bana fotoğrafını atmıştı, akşam olunca arkadaşları benimle konuşuyor diye baskı yapmış bırak telefonu partinin tadını çıkar falan diye, o da özür dileyerek söyledi ben de sorun değil dedim. O mesajları atınca tek tik oluyor ya, o da koyuyor be. Ben yaklaşık 40 mesaj attım, şiirler yazdım birkaç tane, birkaç tane türk şiirini yazmıştım benim diye ama aşk napalım şimdiyse pişmanım o şiirler benim dedim diye. Ertesi gün konuşabildik sonra bu mesajları okuyunca ağlamış benim aşkım, annesi gelmiş yanına konuşmuş falan. Moralini düzeltmiş. Doğum günü geçti, ekim oldu kasım oldu yaklaşık 2 yıl birbirimizi görmemiştik. Sonra aralık 1 benim doğum günüm yaş 18 oluyor. Doğum günümü biliyor musunuz o gün unuttum normalde hiç unutmam, akşam evde ailecektik 30 kasımda, ben yattım fln gece 12 olmadan. Sonra sabah kalktım knkm mert beni dışarı çağırdı. Beşiktaş da barbaros cafeye gittik bilen bilir boğaz manzaralı. En köşe masa boştu. Oturduk oraya görevli geldi orası bi bayan tarafından rezervasyonlu dedi. Öyle mi fln yaptım, tam kalkıyordum ki işte aşk sınır tanımıyormuş maria geldi bana doğru koştu ve sarıldı

Neden anlatıyosun kızı gibişini?
Gavatmısın birader ölmüş kızın arkasından ne anlatıyosun çugu

Ve inanır mısınız ben çekingen çocuk onun öpücüklerine boğulmuştum, milleti takmıyordum, sarılıp koklaşıp hasret gideriyorduk, onu o kadar çok seviyorum ki beyler, en güzeli ise millet içki içmesine, önüne gelenle sevişen arkadaşları gibi değil, terbiyeli düzgün, harika bir annelik yapabilecek bir kadındı. ingilizcesi çok iyi ve sosyolojiyi çok seviyordu. Hem zeki konuşkan mutlu, güler yüzlü. Onun gülümsemesi herşeye bedeldi. Ben orda ayakta ona sarılıp öpüyordum. Sonra baktım ki mert gitmiş ve bu masayı o aşkım ayırmıştı. Tam o köşe bilen bilir, kız kulesi ve beşiktaş meydanı gören en güzel köşe, biz orda otururken el ele tutuşup birbirimizin gözüne bakıp ne kadar sevdiğimizi söylüyorduk. Sonra yanıma geldi ve güneş batana kadar orda öpüştük, ne çay ne kahve içmiştik. Hayatımı seninle geçirmek istiyorum, benim ol dedim o da bir tek seninim ama sen de bir tek benimsin dedi kabul ettik sonra orda otele gittik yaklaşık beş gün ilişki yaşadık, anneme babama arkadaşlarımla kalcam falan dedim zaten seviniyorlardı, 6. Gün ben onu annemle tanıştırdım, eve geldim, anneme haber vermiştim ama anneme söylemedim ki dünyanın en güzel kızını getirdim diye, annem ingilizcesi eh öğretmen zaten, almanca ve ingilizce öğrenmişti Üniversitede, annem de biz yalnız bırak dedi sonra, ben çıktım aşağıda banka yatarak ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum, hayallere dalmıştım evlenecektim bu kızla, kaçıramazdım kaybedemezdim onu. Sonra maria geldi aşağı, aşkım dedi türkçe yanıma geldi oturdu yanıma, küçüklük fotoğraflarını gördüm dedi ingilizce, ne kadar tatlıymışsın falan dedi ben utanmıştım, zaten utanıyordum falan, o gün biz akşam için florya ya gittik, çimenlikte bankta oturduk. Tabi o zaman dikenli tellerle sarılı değildi sahil, güzelce izliyorduk denizi, geçen uçaklara bakıyorduk. Birbirimize sözler verip sevgi sözcükleri kurmuştuk
panpalar mektubu aramak için eve geldim heryere bakıyorum, bulunca atıcam size söz

Onu çok öpmüştüm ama doymuyordum. uçakla istanbula döndüm. Sonra nisan 17 sinde bana hamile olduğunu söyledi. Ben havalara uçtum ve saçna sapan içimde kötü bir his olmuştu burayı kısa geçicem. Babası kızı evden kovduğu için bunun hasımları için büyük bir fırsat. Bir kişi gelip kızı öldürmüş kıymış canımdan çok sevdiğim kıza ve çocuğuma. Bu işte. Duyduğuma göre babası hasmını teker teker öldürmüş. Gebersin hepsi. Canımdan çok sevdiğim kızın ölümünü ise bir ay boyunca kimse mesajıma dönmeyince en son annesi anlattı, ben yaklaşık 1 yıldır okmeydanı hastanesinde pgiboloğa gidiyorum. Gitmeyi bıraktım birkaç aydır. Sıkıldım bu hayattan, koydu geçti bana. Onun cenazesine gidememek koydu. Mezarına gidememek koydu. Bu da benim hikayem panpalarım, bütün mektuplarımızı yaktım, annesiyle arada konuşuyorum, alkole başlayıp, Ukrayna'ya gidip kör kütük sarhoş olduğum günleri hatırlıyorum
Tek yakmadığım mektup ise ona doğum gününde gönderdiğim mektup, bulunca size atıcam bulamazsam mertden fotosunu alıcam bir şekilde atıcam panpalarım, selametle kalın sevdiğiniz kıza doyun yoksa hayat alıp gider birgün siz de bakakalırsınız öylece

Tamam panpalar itiraf ediyorum fotodaki o kız değil, gerçek olan sonda eklediğim kız başka fotoları da var, ekliycem bundan sonra, üzgünüm göstermek istemedim kızı

Sonra bana babasının aslında kim olduğunu anlattı. Gazprom dağıtım şirketi ama öyle böyle müdür değilmiş. Baya adam Roman Abromovich adına çalışıyor, bildiğin mafya babasıymış. Bana bunu anlattıktan sonra ben tabi şok oldum. Dedim aq ben bu adamla ne cesaretle çıktım kızınızı seviyorum dedim. Neyse 3 gün geçti, en feci dayak yediğim gün. Hatta hayatımdaki ilk dayak yediğim gün. Kapı çaldı. Evler böyle müstakil. Dağ evi gibi. Babası kapıda yanında 2 tane bildiğin iri yarı adam, tırstım. Ama öyle böyle değil. Koştım kızın elinden tuttum kaç benle dedim, olmaz, o benim babam nereye giderim dedim. Adamların yanında emanet de vardı. zütü tutuşmak deyimini orda gerçeğini yaşadım zütüm o gün tutuştu. Camdan baktım. Araba durmuş 2 tane de adam orda. Kaçış yok kaçsam ateş de eder. Şahadet getirdim. Neyse olanlar oldu adamlar kapıyı kırdı. Ve tekme tokat dinlemeden daldılar. Bi adam onu yanına aldı. Ben gitmesine izin vermemeye çalışçam ama imkanı yom yere yatırmışlardı dövüyorlardı. Kız hüngür hüngür ağlıyordu. Kaç saat dövdüklerini hatırlamıyorum, hastanede uyandım zaten uyandığımda maria değil olga yanımdaydı. Beni zaten sevmiyordu. Bana dedi ki o kızı bırak, babası deli, ona hiçbir faydan yok, daha fazla incitme. Keşke önceden bıraksaydım biliyor musunuz, hayatta kalırdı belki de. Babası bunu evden kovmuş. Ben taburcu olmadan önce Maria'nın annesi geldi, beni görünce gülümsedi, demek bu kadar aşıksın dedi. Annesi bana bir mektup verdi. Ondan gelmişti. Benimle günlerce konuştu. Babasının dedesi de askermiş. Azerbeycan 'da bir türk dostu tarafından savaş ve bağımsızlık çıkınca öldürülmüş. O günden beri Türklerden nefret ediyormuş. Annesi sağolsun 2 hafta boyunca hergün geldi. Beni yalnız bırakmadı. Annesiyle kaynaşmıştım. Ona hergün annesinden mektup yolluyordum, kokluyordum. Annesine önceden hep benden bahsediyormuş falan. Neyse en son beni havaalına kadar bıraktı. O arada mariam geldi benim suratımı görünce ağladı. Ben ona sarıldım heryerim ağrıyor tabi

Anlatmadım kızı gibişimi bin herif, anlatmıycam da

550.000 abazanın oldugu yere atma bari amk acın acımızdırda boyle pustların oldugu yere atma pampa basın sagolsun. iyi geceler.

Neyse foto o ya da değil, fotoyu burda paylaşçak değilim ama hikayemi herkesle paylaşırım, neyse ben o gün kız bana bakire olduğunu söylemişti ve ben tekrar aşık olmuştum kıza, hala hatırlıyorum bana bakışlarını, o gün birbirimize sarılarak uyuduk ve o bana hiç ayrılmıycaz dimi demişti ben de bizi ölüm bile ayıramaz dedim ayırdı, ertesi sabah biz tekrar dolaştık, babasıyla tanışmamı istedi, yani daha düzgün bir yere gidip, babası karizma adamdı, gömlek ve kot pantolon ile dolaşıyordu, geldi, tanıştım sonra işler iyi gidiyordu sonra bişi dedi kız bu sinirledi babası bana kaşlarını çattı falan, kalktı gitti kıza bişiler dedi, noldu dedim "seni sevdiğimi söyledim, o da hani arkadaştınız diye kızdı ve otele gelmemi söylüyor ben gelicem dedi" gidiş o gidiş, ne teline ulaştım ne bişeyine o gün uçakla rusyaya dönmüşler, arkadaşından öğrendim babası teline müsaade etmemiş ve uçak boyunca ağlamış

Resimdeki gerçekmi