+4
Ve inanır mısınız ben çekingen çocuk onun öpücüklerine boğulmuştum, milleti takmıyordum, sarılıp koklaşıp hasret gideriyorduk, onu o kadar çok seviyorum ki beyler, en güzeli ise millet içki içmesine, önüne gelenle sevişen arkadaşları gibi değil, terbiyeli düzgün, harika bir annelik yapabilecek bir kadındı. ingilizcesi çok iyi ve sosyolojiyi çok seviyordu. Hem zeki konuşkan mutlu, güler yüzlü. Onun gülümsemesi herşeye bedeldi. Ben orda ayakta ona sarılıp öpüyordum. Sonra baktım ki mert gitmiş ve bu masayı o aşkım ayırmıştı. Tam o köşe bilen bilir, kız kulesi ve beşiktaş meydanı gören en güzel köşe, biz orda otururken el ele tutuşup birbirimizin gözüne bakıp ne kadar sevdiğimizi söylüyorduk. Sonra yanıma geldi ve güneş batana kadar orda öpüştük, ne çay ne kahve içmiştik. Hayatımı seninle geçirmek istiyorum, benim ol dedim o da bir tek seninim ama sen de bir tek benimsin dedi kabul ettik sonra orda otele gittik yaklaşık beş gün ilişki yaşadık, anneme babama arkadaşlarımla kalcam falan dedim zaten seviniyorlardı, 6. Gün ben onu annemle tanıştırdım, eve geldim, anneme haber vermiştim ama anneme söylemedim ki dünyanın en güzel kızını getirdim diye, annem ingilizcesi eh öğretmen zaten, almanca ve ingilizce öğrenmişti Üniversitede, annem de biz yalnız bırak dedi sonra, ben çıktım aşağıda banka yatarak ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum, hayallere dalmıştım evlenecektim bu kızla, kaçıramazdım kaybedemezdim onu. Sonra maria geldi aşağı, aşkım dedi türkçe yanıma geldi oturdu yanıma, küçüklük fotoğraflarını gördüm dedi ingilizce, ne kadar tatlıymışsın falan dedi ben utanmıştım, zaten utanıyordum falan, o gün biz akşam için florya ya gittik, çimenlikte bankta oturduk. Tabi o zaman dikenli tellerle sarılı değildi sahil, güzelce izliyorduk denizi, geçen uçaklara bakıyorduk. Birbirimize sözler verip sevgi sözcükleri kurmuştuk
panpalar mektubu aramak için eve geldim heryere bakıyorum, bulunca atıcam size söz