sevgilim karım ve bir manken bir bebek

sen gibtir et senaryo diyenleri sen yaz amk. ben okuyorum.

açtım şarkıyı yazıyorum efkarlandırdın it.

***

kendimle vicdan muhasebelerini çok sık yapıyordum.

geceleri bilhassa.

düşündükçe yaptıklarımı kendimden, hayatımdan, yaşanmışlıklarımdan tiksiniyordum.

bir yandan aklıma ecrin'i getiriyordum bir yandan cemre'yi.

cemre'ye yaptıklarımı bir başkası ecrin'e yapmaya kalksaydı?

yemin olsun ki alsancakta sallandırırdım onu çükünden asardım.

cemre'nin vebalini nasıl atacaktım üzerimden?

o 2 çocuk benimle ne zaman yüzleşecekti?

ölünce mi?

yorulduysan yazma panpa. zorla güzellik olmaz.

http://fizy.com/#s/1ajgec

bergen reyizi tanır mısın ?

***

yaşım 25 iken yediğim taklar çeyrek asra değil bir asra sığmazdı.

onun bunun karısına kızına ettiğim sululuklar..

---

şirkete yeni aldığımız mimar aslı ile karşılaştık kafeteryada.

-kahve ister misin?
-olabilir kerem bey.
-3'ü bir arada?
-tabi.

-ee nasıl buldun ortamımızı, alışabildin mi?
-elbette, çok sıcak bir ortdıbınız var sizden yana da herkes çok memnun, bir sorunla karşılaşacağımızı sanmıyorum.
-iş ortamından çok aile ortamı yaratmaya çalışıyoruz, ne derece başarılıyız bu konuda bilemem ama bu sözlerini beni onurlandırdı. memnun oldum aslı hanım.
-ben de kerem bey, rica ederim bu arada iltifat olsun diye demedim. gerçekleri yansıtmak istedim nacizane.
-bak ben ukala adamım şimdi böyle şımartacak laflar etme bana, alışırım hep isterim.
-zevkle kerem bey.

gözlerini çok sık kaçırıyordu benden.
bir şeyler hissettiği ortadaydı.
en azından etkilediğimden emindim, diğer kadınlar gibi.

rakı soframın konuklarından biridir hocu bergen reyiz.

dinlerim.

reserved

***

oltamın ucundaki yem bu sefer şirketteki pozisyonumdu.

merih nolmuştu?

merih'i gibleyen kim.

cemre nolmuştu?

ıssız yatağımda vicdan muhasebelerimin konuğuydu o..

aslı nolmuştu?

aslı ile çok şey olacaktı, bunun sinyallerini kafeteryada almıştık.

---

bir de çok yakınım diyebileceğim bir dostum vardı, bu binle çocukluktan beri arkadaştık. ailelerimiz de tanışır aile dostu idik. biz de aile dostlarına çok değer verilir beyler.
dostlarımız seçilmiş kardeşlerimizdir.

meriç idi bu binin adı.
benden kalır yanı yoktu meriç'in de.
aklı gibiş sokuşa çalışır bir de babasının emlak şirketinde züt büyütürdü.

@252 aşkı ben kendi ellerimle gibtim attım hocu.

cemre malum. dur daha o hatun uğruna neleri gibip attım ben.

am gibmek rutinleşmişti sağ el yerine karıları kullanıyoduk.

***

http://fizy.com/#s/1kdq2g

meriç sık sık benim ofise uğrar çay, kahve içer kızlara takılır bir iki sonra gibtirip giderdi.

birlikte akardık ortamlara, birlikte giberdik hatunları, birlikte ağlardık dertlerimize.

meriç evin tek çocuğuydu, tek erkek torundu üstelik.

kıymetliydi anlayacağınız benim gibi bin edilmemişti evde.

abim gibi doktor olamadık, abim kadar "adam" olamadık hiçbir zaman.

---

meriçle birlikte bizim hatunları alıp bodruma gitmeye karar vermiştik o cuma gün. haftasonu kalıp pazar gün dönecektik. arabalarla değil de ikimizin de ortak tutkusu olan motorlarımızla gidecektik.

karanlıkta motor kullanmaya bayılırdım. yalnız başımayken ayrı bir keyif alırdım.

karanlıkta önünü görmüyorsun, ileriyi planlamıyorsun, anlık manevralarla hareket ediyorsun.

aynı benim yaşam felsefem gibi...

anlık yaşıyordun.

carpe diem!

prezerved

***

onun takıldığı hatunlardan biriydi arzu.

arzu, merih, ben ve meriç atladık motorlara gece yarısı bodrumdaydık.

müptelası olduğum rakı sofralarından birini daha donatmıştık yine.

insan sarhoş olunca bilinç altında sakladığı ne varsa ortaya döker.

aslında sarhoşluktan dolayı değildir, perdemiz hazır ya.

"içtim sarhoşum aga kusura bakma her lafı edebilirim" kılıfı var ya bundan ötürü tüm cesaretimiz.

---

otelde kalacağız 2 oda ayırtmışız. sakin bir yerde otel küçük ama lüks bir mekan. sade ve ıssız ama kaliteli mekanları severdi merih. onun zevkine uygun yerden ayırtmıştık odaları.

gece ilerledikçe bizim kızlar kendilerinden geçtiler malum metabolizmaları bizim kadar hızlı değil alkolü kaldıramıyorlar. neyse bunları odaya çıkardık kahvelerini de söyledik odaya. meriç ile biraz dertleşme ihtiyacı hissettim. merih'in konusunu açabilirdim belki ona ama yok en iyisi hiç bahsetmemekti.

***

sahilde yürüyelim biraz dedik.

-birader olmuyor..
+olmayan ne hocu?
-yürütemiyorum, tam her şey yoluna giriyor ilişki stabil bir hal alıyor o noktada bir taş yolumuzu tıkıyor. ben o taşı ötelemekten çekiniyorum. çekinmek değil de işime gelmiyor. aslında o taşı çekebilecek kuvvet de var.
+o taşın ardından geleceklerden korktuğun içindir hocam, aşk böyle değildir oysa ardından ne gelecek diye düşünmezsin. o an ne hissediyorsan onu yaparsın. aşk varsa eğer inlersin hocam. küçük bir taştan dolayı çekip gidemezsin. onsuzluk giber, eritir kocaman herifi ağlamaktan yataklara düşürür hocu... sen aşık değilsin.

meriç'in bu sözleri merih konusunda bir şeyleri bitirmem gerektiğini bana özetlemişti.

-peki ya merih, birader bi hatun bu kadar gururluyken yediğim tüm binlikleri neden ört bas eder ki?
+ seviyordur kanka.

---

bir kadın ne kadar aşık olsa bile gururunu bu denli incitmez beyler, ayık olun.

o zaman böyle düşünüp merih'in masumluğuna beni koşulsuzca sevişine üzülmüştüm bile.

kendime kızmıştım hatta ne bin ne muallak bir herifim ben böyle diye.

***

otel odasına çıktığımda merih ile birlikte olmak istemedim.

biraz soğukluk vardı, sarhoşluktan çükümü kaldırıp işeyecek halimde yoktu ya neyse.

deniz, kum, güneş derken eğlenip döndük izmir'e.

pazartesi günü yine ofis yolunu tuttuk.

meriç'in ofise uğrama sıklığında bir artış vardı.

günde 1-2 kez uğrar olmuştu.

bunun sebebi neydi?

benim kıllı döşümü görmeye gelmiyordu heralde.

***

yine kafeteryada..

aslı elinde kahvesi ama bu kez yalnız değil meriç ile oturuyorlardı.

yanlarına gittim ben de oturduk derken aslı müsade isteyip gidince meriç'in ağzını aramaya başladım.

yoktu öylesine bir kız gözü ile bakıyordu.

dedim hay kafamı gibeyim.

daha merih bile yok aslı'yı en yakın arkadaşından kıskanıyorsun.

liseli olma oğlum, biraz medeniyet.

beyler yemeğe geçiyorum yazarım 10 dakikaya gelirim, masa hazır. natalie hanım neler pişirdi görücez bakalım .

reserved

rizörv

***

aslı'nın "gösterip ama vermeyişi" kibarca nazlanışı cezbediciydi.

hanımefendi bir kızdı, benim bin deyimimle "kaşar" değildi.

aslı ile sık sık diyaloga girmek istiyordum.

hani olur ya elini tutup bir ömür öyle yapışık kalmak istersin ama tutamazsın, bir şeyler engeldir.

gözlerini gördüğünde içinde bir şeyler kıpır kıpır eder, koşup sarılasın gelir ama sarılamazsın, bir şeyler engeldir.

aslı ile böyle bir durumumuz vardı.

hem merih hem iş etiği engeldi bize.

gözlerimizin çekimine...

bir yandan da için için cemre'yi özlüyordum, gece sarıldığım yastıkta cemre'yi hayal eder olmuştum.

hayallerimde merih'e yer yoktu.

peki ya bir hayali 2 kadın paylaşırdı da bir yüreği 2 kadın paylaşabilir miydi?

dinliyonuz mu lan?

çay mı kahve mi içersiniz ne koyayım size?