/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +28
    Evet, yıl 2010 Kocaeli 19 Mayis Anadolu Lisesi'nde 11.sınıftım.Özgüvenimin yeni yeni tavan yaptığı zamanlardı. Cuma günü olması lazım ders boştu 5 arkadaşız dedik futbol oynayalım. indik aşağı hunharca futbol oynadık durmuyoruz a.koyim böyle bir oynama yok.Ben diğerleri gibi oynayamıyordum zaten topa gelişine bir koydum moruk Sabri sarıoğlu yanımda b.k yemiş o derece. Okul giriş kapısına gitti top. Kafamı bir kaldırdım, sarışın gözleri masmavi "olum bu kızlarla kimler çıkıyor a*koyim bakmaz bu bana" dediğim tipte bir kız geliyor karşıdan. Topu bize atmaya çalıştı ama top başka tarafa gitti.Bir güldü ama ben nasıl saçmalıyorum aldım topu elime heyecandan ne yapacağımı bilemedim. Sonra yanımızdan geçip gitti okula girdi. Heralde bu okuldan birinin arkadaşı.O 5 arkadaştan en yakınım Gürkan'dı, dedim olum benim bu kızla tanışmam konuşmam lazım yoksa birdaha bulamam. Gürkan dedi bu halde mi konuşcan a.koyim ne biçim terledik dedi. Gittim soyunma odasına bizim sınıfta çantasında parfüm taşıyan bi kız arkadaş vardı. Dedim abi parfüm parfümdür sık gitsin a.koyim. Baştan aşağı boca ettim ter kokusundan iyidir diyerekten. Baktım kız Müdür yardımcısının odasından çıkıyo, hemen "kızlar kendini güldüren erkeklerden hoşlanır" düsturunca o saçmalıkla "çok güzel futbol oynuyosun transfer teklifi geldi mi daha önce" diyerek gittim yanında.Tek kaşını kaldırdı gülümsedi şaşırdı bütün duygularını yansıttı bir anda bana.Ben tabi gitgide kaptırıyorum kendimi. Böyle bi 20 saniye falan bakıştıktan sonra "parfümün iyiymiş markası ne" demesin mi a.koyim ben yerin dibine girdim. Anladı biliyorum ufaktan takılmak istedi belki de ama beni o kadar utandırdı ki.Ben hiçbir şey demeden uzaklaştım hemen oradan...
    ···
  2. 2.
    +14
    Herneyse son iki derse de utanç içinde girdik, bayrak töreni istiklal marşı fasıllarından sonra evlere dağıldık.Ama benim içimde öyle bi yer edindi ki sürekli aklımda. Cumartesi günü sıradan geçti benim için ama tabi gezerken diyorum ki karşıma çıksa keşke... Ama tabi olmadı. Pazar günü akşam yine açtım müziği, ulan müziği bile hatırlıyorum "Elfida'ydı.Tam duygular tavan bir sms. Baktım Gürkan "sana iyi haberlerim var" yazmış. Kızın bizim okula kayıt olma ihtimalini düşünmek istemiyordum uyku uyuyamazdım çünkü. Aradım sordum harbiden bizim okula kayıt yaptırmış. Elim ayağım titredi gece nasıl geçti anlamadım. Sabah oldu ben tabi erkenden kalktım. Yüzümde güller açıyor. Pazartesi kılık kıyafet kontrolü olmasına rağmen risk aldım siyah pantolon falan çektim altıma saçlarımı falan yapıyorum ıslık çalarak iyice havalara girdim. Kahvaltıya koşarak gittim amerikanvari hareketler falan yapıyorum böyle. Gönül isterdi sofradan ayaküstü iki dilim salam a yiyip portakal suyundan bi yudum içip ben geç kalıyorum diye karizmatik bir şekilde çıkmak... insan istiyor... Gittim bi yudum çay içtim iştahımda yoktu zaten neyse neyse. Hemen okula gittim gözüm onu arıyor. Dedim inşallah bizim yaşımızda olur bizim sınıfa gelsin diye dualar ediyorum içimden. Sonra onu gördüm kantinden çıkıyordu elinde çubuk krakerle. Yanında fazla samimi olmadığımız ama konuştuğumuz Dilara diye bir arkadaş vardı. Bunları görünce,ben Dilaraya bu kızdan çok hoşlandım derim şeklinde düşünceler geçti kafamdan, uygulayacaktım bunu. Derse girdik teneffüs zamanı direk Dilara'nın yanında gittim napıyosun falan filan.. en son konuya girdim şu yeni gelen kızdan çok hoşlandım ben tanışmak istiyorum diye. Dilara "kim Ezgi mi?" diyince ismini de öğrenmenin sevincini yaşadım facebook vs. yerlerden bulabilecektim. Evet dedim ama cevap pek iyi olmadı benim için. Onun sevgilisi var 1 buçuk yıldır dedi. (Bu arada kız bizim sınıfa denk gelmemişti.) Tabi ben yine bir şok yaşadım ama nasıl. Geberiyorum a.koyim yerimde duramıyorum...
    ···
  3. 3.
    +13
    O gün direk eve gittim. Odamdan çıkmıyorum.Ölü gibiyim. Annem babam geliyor ama bir şey söylemiyorum tabii. Ertesi gün sabah Gürkanla bahçede otururken Ezgi geldi. Gürkan gitti biz başbaşa kaldık. Napıyosun dedi ben tersliyorum, kısa cevaplar veriyorum.Bu şekilde bir hafta geçti. Yine bir gün napıyosun dedi cevap vermeden yanından geçtim. Kolumdan koştu önümü kesti."Senin sorunun ne bir haftadır bana nasıl davrandığının farkında mısın?" dedi. Bende sorun falan yok diyince, konuşmak istiyorum dedi. Gözleri hafif dolu şekilde bana bakıyodu ben nasıl umursamayayım şimdi... Gittik arka bahçeye bana "şimdi sorun ne söyler misin" diye sordu.Ona onu ilk gördüğüm anda aşık olduğumu konuşmak istediğimi ama sevgilisi olduğunu söyleyince "benim sevgilim falan yok" dedi.Şaşırdım."Nerden çıkardın?" dedi. Dilaranın söylediğini söyledim. Yüzüğü düştü, tamam sonra konuşalım dedikten sonra koşarak yukarı çıktı. Bende neler olduğunu öğrenmek için peşinden gittim.
    ···
  4. 4.
    +8
    Yukarı koşarak çıktı ve Dilara'nın sınıfına girdi. "Yeter artık her seferinde sana güveniyorum yine güvenimi boşa çıkarıyosun" dedi. Dilara hiçbir şey demeden çıktı sınıftan Ezgi yine peşinden gitti tartışarak ilerlediler. Takip etmedim daha sonra numarasını alıp bu konuyu detaylı konuşacaktık, öyle planlamıştım.Son ders zili çaldıktan sonra hemen Ezgi'nin yanına gittim. Belli ağlamıştı, gözlerinden belli oluyordu.Bir kez daha aşık olmuştum ona. Hemen konuya girdim.iyi olup olmadığını sordum ve numaramı verdim."Yazmak istersen yazabilirsin" dedim, hiçbir şey demeden uzaklaştı oradan...
    ···
  5. 5.
    +7
    Sıcak bir akşamdı, insanın içini açacak dereceden... Evdeydim Gürkan ve arkadaşı Metin beni alacaklarını söylediler.Ben de kafamı dağıtmak için kabul ettim. Metin'in babasının durumu iyi olduğu için güzel bir kafeye gittik. Metin'in "Hesaplar benden" sözüyle iyice rahatlayıp istediğimizi söyledik. Saatler ilerledi kahkahalar havada uçuşuyor... Canlı müzik için bir grup geldi,biz biraz daha oturduk.Bir sessizlik, herkes grubu bekliyor... Sonra sağ taraftan Ezgi iki arkadaşıyla kafeye girdi..Tam o anda grup "Biir derdiim varr artık tuutamam içimde" diye bir girdi a.koyim benim tüyler diken diken... Hiçbir filmde göremezsin böyle bi durumu.O da bana baktı, üstünde kırmızı bi elbise, yüzünde beni görünce buruk bir gülümseme... hepsi aklımda. Müzik kolonları inletircesine yükseldi. Direk masadan kalkıp Ezgi'nin yanına gittim, yine birbirimize baktık... Sarıldık sadece.Şarkının ortalarıydı, abartmıyorum bitene kadar sarıldık. Sonra o iki arkadaşını bıraktı, bende bıraktım kafeden çıktık. Sahile kadar yürüdük,ben heyecandan hiçbir şey konuşamadığım için yol boyunca "iyi misin" tarzında konuşmalar geçti aramızdan. Asıl konuya o güzel gecede, deniz karşısında girecektim...
    ···
  6. 6.
    +8
    En sonunda vardık, oturduk... Bir kaç saniye denize baktım. Yüzüne bakmadan söyledim.."seni seviyorum" sonra ona döndüm.O da denize bakıyordu."bende seviyorum... çok" dedi. Kalbim saniyede kaç kez atıyor ama... Bugün Dilara... der demez sözümü kesti."Dilara seni seviyormuş, halbuki ben okula senin için geldiğimi söylemiştim ona" diyince... Usta kuran çarpsın bayılacak gibi oldum.Bu kadar duygu karmaşasını daha önce sünnet olurken yaşamıştım en son."Ben kimim ki lan,ne sevap işledim de karşıma böyle bir insan çıktı" soruları kafamın içinde dönüp duruyordu."Nasıl yani?" dedim.O güzel ses tonuyla tüm olan biteni anlatmaya başladı...
    ···
  7. 7.
    +6
    "Seni Dilara'yla seni geçen seneki okul etkinliğinde çektiğiniz fotoğraflarda gördüm, birkaç kez de geldim aslında" ... bu sözlerinden sonra iyice şok oldum sadece bakıyordum hiçbir şey diyemiyordum. Elimi tuttu ve "benim bu okula gelme sebebim sensin" dedi.O gece son 2 saat içerisinde her türlü duyguyu yaşamıştım.El ele sahil boyunca yürüdük işte kalp kalbe karşıymış falan filan. Konuşmamız öyle bi hal aldı ki sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuş gibiydik. Gırgır şamata artık ikimizde açılmıştık.O güzel gecenin tek bir soruyla tabiri caizse a.koydum. "annen baban meraklanmıştır"... yüzündeki gülümseme bir anda buruk bir gülümseme halini aldı."Yanlış bir şey mi yaptım?" dedim... "Hayır.. yani sadece... derin bir nefes aldı,ilk defa bir insanın nefes alışına aşık olmuştum.2006 senesinde annesi, babası,abisi ve kız kardeşi ile birlikte memleketleri Samsun'a giderken trafik kazası geçirmişler.O kazadan sadece Ezgi ve kız kardeşi kurtulabilmiş.Ve artık amcalarında kalıyorlarmış. Bunları öğrendiğimde çok üzüldüm. Evine bıraktım onu...
    ···
  8. 8.
    +4
    Beyler biraz şuku... devam edicem amacım kaç kişi okuyor, bakıyor onu görmek.
    ···
  9. 9.
    +3
    Okul zamanı geldi, Direk Ezgi'nin yanına gittim. Durumu iyiydi.Ben hiçbir şey demeden "dün söylediklerin için kendini suçlu hissetme sakın" dedi. Dilara'yla da konuşma dedi.. gülümsedi.Aşık olduğum kız tarafından sahiplenmenin sevinciyle gittim sınıfa.O enerjiyle neredeyse bütün dersleri kaynattım. Okul çıkışında Ezgi'yle yürüdük,onu eve bırakacaktım. Yolda arkadaşıyla karşılaştı bir süre konuştuktan sonra "tanıştırayım, sevgilim" dedi.Önceki gece içimdeki duygunun aynısını yine yaşıyordum."Biz şimdi neyiz" gibi saçma bir soruyu sormaktan kurtulmuştum. Evine bıraktım,her şey tıpkı filmlerdeki gibiydi. Haftalar aylar geçti bu şekilde...
    ···
  10. 10.
    +1
    Artık aşkımızı okulda herkes biliyordu.En popüler çifttik biz. Hani Aleyna Tilki midir nedir diyodu ya parmakla gösteriyorlardı diye... O zamanlar da bizi gösteriyolardı. Hocalar bile bizi yanyana görünce mutlu oluyorlardı. Yine bi gün bankta oturuyoruz ikimiz, arkadaşlar etrafımıza toplanmış eğleniyor. Kızlar "aaaay ne yakışıyorlar yaa" gibisinden bize bakıp gülümsüyorlar. Erkekler kendi ilişkilerini tekrar düşünmeye başlıyorlar falan öyle bi ortam. Moruk kız bir anda banka çıktı. Bağırdı "ben bu çocuğu çok seviyoruum" diye. Ulan o kadar hoşuma gitti ki benim. Tekrar tekrar aşık olmak ne demek orda öğrendim işte. Klişe sevgililer gibi sadece sevgisini paylaşmadı benimle. Yeri geldi kendine aldığı tostu böldü ikiye beraber yedik yeri geldi okul turnuvalarında bana su yetiştirdi susamıştır diye. Yani kısacası hayatımın tam merkezinde artık sadece o vardı.
    ···
  11. 11.
    +2
    Bu kız böyle bi kızdı beyler. Senelerim geçti mezun olduk.Üniversite'ye gitmedim,o da gitmedi. Yıl oldu 2014 Sevdiğimi söylediğim sahilde yaklaşık on yedi kişi güzel şeyler hazırladık, evlenme teklifi ettim.Ve yıllarca hayalimi kurduğum cevap geldi. Aileme söyledim çok mutlu oldular haliyle,o da ailesi bildiği amcalarına söyledi. istemeye gittik her şey tam istediğim gibi oldu... tıpkı hayal ettiğim şekilde. Babamın elektronik üzerine iki dükkanı vardı. Birinin başına beni geçirdi. Durumumuz iyiydi Allah'a şükür. Babamın bu güzel hareketiyle artık kazancım da iyi olacaktı.
    ···
  12. 12.
    +2
    Nişanlandık. Evliliğimize daha vardı ama "nişanlım" demek kadar güzel bir şey yok usta."Evlilik hayalleri kuran tek erkeksin a.koyim" diyen arkadaşlar mı dersin "daha erkendi olum çok gençsiniz lan" diyen arkadaşlar mı dersin... Gençliğimin baharında hayatımın aşkıyla tanışmış olmam... beyler tarif edilemez bir duygu, yazamıyorum yani olmuyor.
    ···
  13. 13.
    +2
    2014'ün Temmuz ayları... Ezgi arkadaşları ile tüm mezunların toplandığı bir yemeğe gideceklerdi. Bende gidecektim tabii ama işler o aralar çok yoğun olduğu için gidemedim. Onlar gittiler. Elimde şu uydu alıcılarından var, onları yerleştiriyorum.Bir telefon geldi. Baktım "Ezgim Arıyor... " açtım...

    Arkadan gelen telsiz, siren sesleri, öksüren insanlar... ve sonra bir ses geldi. "Alo"
    Normaldi bunu demesi,ama diyen kişi Ezgi değildi. "-- beyle mi görüşüyorum?" e... evet. Konuşamıyordum ellerim titriyor, kalp atışımı ve nefes alışımı tarif edebilmem mümkün değil..Ve devam etti o adam. "Ezgi hanım Derince yolunda trafik kazası geçirdi, hastaneye kaldırılıyor şu anda... " Parmak uçlarıma kadar karıncalandı her yerim. "bir şeyi var mı" derken o kadar zorlandım ki.O anda o kadar çok dua ediyorum ki... Allah'ım nolur bir şeyi olmasın nolur... "kendisi ağır yaralı, sakin olun panik yapmayın... " ayakta duracak halim kalmadı ama arabaya nasıl bindim ne ara hastaneye vardım hatırlamıyorum bile.Ve hastaneye girmiştim artık.O koridorlar o kadar uzadı ki gözümde. Milletin bana garip garip bakışları, benim nefes nefese kalmış halim... Dün gibi hatırlıyorum...
    ···
  14. 14.
    +2 -1
    Buldum yoğun bakım ünitesini... Doktor geldi yüzüme baktı... Elini omzuma koydu. "çok üzgünüm... " iki kelimeden oluşan bir söz bi insanın canını bu kadar mı yakar. Mavi gözlüm güzel sarışınım... öldü lan. Hala gözlerim doluyor acısı bende hep taze kalacak. Doktor "sen nesi oluyosun." dedi nişanlısıyım dedim.En son sözü "babam kadar sevdim onu... " olmuş. Benim hakkımda konuşmuşlar bir kaç dakika önce. Deniz diye sayıklamış bir kaç kere. Doktor sormuş deniz kim diye. Hayatta tutmak için konuşması gerekiyormuş... ismini Deniz koyacaktık demiş,son kez gülümsemiş ve gözlerini kapatmış. Beyler bu basit bi söz değil.Bir kız hayatı boyunca en çok babasını sever.ilk aşkı o'dur herkesten önce.O durumda o haldeyken söylediği cümle o olmuş. Beni saatlerce ağlatmaya yetti o cümle. Yıl oldu 2017.3 yıl geçti aradan. Hala hiç unutamayacak gibi hissediyorum. Hikayemi anlatmak istediğim yerler arıyordum. Inci sözlük başta saçma geldi ama böyle ciddi konuların da anlatıldığını görünce ben de yazmak istedim. Hepinize saygılar, sevgiler...
    ···