1. 28.
    +1
    seviye düşmüş amk
    ···
  2. 27.
    +1
    oç duygulandrdın utanmasam senle tepkimeye girmek istyorum sana karbon bağlamak istyorum dicem
    ···
  3. 26.
    +1
    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
    Lâleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalanalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil.
    ···
  4. 25.
    +1
    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    “O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

    Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
    Senin onu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
    korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları…
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    “O benim.” diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
    olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
    de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
    ···
  5. 24.
    +1
    (bkz: sevgileri yarınlara bıraktınız)

    bu şiiri sol taşakta görünce heyecanlandım amk. Bu şiirin bende özel bi yeri var.
    ···
  6. 23.
    0
    gözlerin gözlerime değince
    felaketim olurdu, ağlardım
    beni sevmiyordun, bilirdim
    bir sevdiğin vardı, duyardım
    çöp gibi bir oğlan, ipince
    hayırsızın biriydi fikrimce
    ne vakit karşımda görsem
    öldüreceğimden korkardım
    felaketim olurdu, ağlardım
    ne vakit maçka'dan geçsem
    limanda hep gemiler olurdu
    ağaçlar kuş gibi gülerdi
    sessizce bir cigara yakardın
    parmaklarımın ucunu yakardın
    kirpiklerini eğerdin, bakardın
    üşürdüm, içim ürperirdi
    felaketim olurdu, ağlardım
    akşamlar bir roman gibi biterdi
    jezabel kan içinde yatardı
    limandan bir gemi giderdi
    sen kalkıp ona giderdin
    benzin mum gibi giderdin
    sabaha kadar kalırdın
    hayırsızın biriydi fikrimce
    güldü mü cenazeye benzerdi
    hele seni kollarına aldı mı
    felaketim olurdu, ağlardım
    ···
  7. 22.
    0
    dağ başını efkâr almış
    gümüş dere durmaz ağlar
    gözyaşından kana kesmiş gözlerim
    ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
    ağlar ağlar cihan ağlar
    mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
    altmış üç ilimiz altmış üç yetim
    yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
    her geçen seni bizden parça parça zütürür
    mustafa'm mustafa kemal'im

    diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
    sakarya'nın suları nâmın söyleşir
    hemşehrim sakarya öksüz sakarya
    ankara'dan uçan kuşlar
    kemal'im der günler günü çağrışır
    kahrolur bulutlara karışır
    gök bulut yaşmak bulut
    uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
    divan durmuş bekleşir
    mustafa'm mustafa kemal'im

    nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
    çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
    sol yüzünde güneş südü sıcaklık
    ellerinden öperim mustafa kemal
    senin dalın yaprağın biz senin fidanların
    biz bunları yapmadık
    sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
    elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
    hani bir vakitler kubilay'i kestiler
    çün buyurdun kesenleri astılar
    sen uyudun asılanlar dirildi
    mustafa'm mustafa kemal'im
    ···
  8. 21.
    0
    boyle bir sevmek

    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bıraksam korkudan gözleri sislenir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    hayır sanmayın ki beni unuttular
    hala ara sıra mektupları gelir
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkı belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    yalnızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gökyüzünde bir buluttular
    nereye kayboldular şimdi kim bilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir
    ···
  9. 20.
    0
    aşk iki kişiliktir

    değişir yönü rüzgarın
    solar ansızın yapraklar;
    şaşırır yolunu denizde gemi
    boşuna bir liman arar;
    gülüşü bir yabancının
    çalmıştır senden sevdiğini;
    içinde biriken zehir
    sadece kendini öldürecektir;
    ölümdür yaşanan tek başına
    aşk iki kişiliktir.

    bir anı bile kalmamıştır
    geceler boyu sevişmelerden;
    binlerce yıl uzaklardadır
    binlerce kez dokunduğun ten;
    yazabileceğin şiirler
    çoktan yazılıp bitmiştir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.

    avutamaz olur artık
    seni bildiğin şarkılar;
    boşanır keder zincirlerinden
    sular tersin tersin akar;
    bir hançer gibi çeksen de sevgini
    onu ancak öldürmeye yarar:
    uçarı kuşu sevdanın
    alıp başını gitmiştir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.

    yitik bir ezgisin sadece,
    tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
    düşlerinde bir çocuk hıçkırır
    gece camlara sürtünürken;
    çünkü hiç bir kelebek
    tek başına yaşayamaz sevdasını,
    severken hiçbir böcek
    hiç bir kuş yalnız değildir;
    ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir.
    ···
  10. 19.
    0
    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin
    ···
  11. 18.
    0
    n güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye

    en güzel günlerimin bu üç mel'un addıbını

    yer yer tırnaklarımla kazıdım

    hatıralarımın cdıbını..

    en güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    biri sensin,

    biri o,

    biri ötekisi..

    düşmanımdır ikisi..

    sana gelince...

    yazıyorsun..

    okuyorum..

    kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,

    insanın

    bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..

    ne yazık!..

    ne kadar

    beraber geçmiş günlerimiz var;

    senin

    ve benim

    en güzel günlerimiz..

    kalbimin kanıyla zütüreceğim

    ebediyete

    ben o günleri..

    sana gelince, sen o günleri -

    kendi oğluyla yatan,

    kızlarının körpe etini satan

    bir ana gibi satıyorsun!.

    satıyorsun:

    günde on kaat,

    bir çift rugan pabuç,

    sıcak bir döşek

    ve üç yüz papellik rahat

    için...

    en güzel günlerimin

    üç mel'un adamı var:

    biri sensin,

    biri o,

    biri ötekisi...

    kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...

    sana gelince...

    ne ben sezarım,

    ne de sen brütüssün...

    ne ben sana kızarım

    ne de zatın zahmet edip bana küssün..

    artık seninle biz,

    düşman bile değiliz..
    ···
  12. 17.
    0
    dörtnala gelip uzak asya'dan
    akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket bizim!
    bilekler kan içinde, dişler kenetli
    ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benzeyen toprak
    bu cehennem, bu cennet bizim!
    kapansın el kapıları bir daha açılmasın
    yok edin insanın insana kulluğunu
    bu davet bizim!

    yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine
    bu hasret bizim!
    ···
  13. 16.
    0
    ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükçe büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    içimi seninle ısıtıyorum

    ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    bu şehir o eski istanbul mudur?
    karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    sokak lambaları birden yanıyor
    kaldırımlarda yağmur kokusu
    ben sana mecburum sen yoksun

    sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    ···
  14. 15.
    0
    ağlasam sesimi duyar misiniz,
    mısralarımda
    dokunabilir misiniz,
    gözyaşlarıma, ellerinizle?
    bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    bu derde düşmeden önce.
    bir yer var biliyorum;
    her şeyi söylemek mümkün;
    epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    anlatamıyorum.
    ···
  15. 14.
    +1
    beni koyup gitme n’olursun
    durduğun yerde dur
    kendini martılarla bir tutma
    senin kanatların yok

    düşersin yorulursun
    beni koyup gitme n’olursun

    bir deniz kıyısında otur
    gemiler sensiz gitsin bırak
    herkes gibi yaşasana sen
    işine gücüne baksana

    evlenirsin, çocuğun olur
    beni koyup gitme n’olursun…
    ···
  16. 13.
    0
    gidişini öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı..
    fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım..
    kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya..
    manzaraysa ayrılığa sıfır..
    işte her şey hazır..
    acılarımla iki lafın belini kırdık..
    yokluğunda bir kuş sütü ekgib..
    yalnızlığım ve ben..
    seni çok bekledik..
    ···
  17. 12.
    0
    biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hic bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar, evler, aramizda duvarlar gibi

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    yalniz seni, yanliz senin gozlerini

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    raslasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri
    ···
  18. 11.
    0
    Ağlamıyorum Artık…

    Akan her damla gözyaşımda
    Tükenip giden benmişim
    Yolcusu olmayan yollarda
    Kaybolan yolcu benmişim

    Hesap sorunca yıllar
    Cevap veremeyen ben
    Her gün biraz daha beyazlaşan saçlar
    Ve her dem sevilen sen….

    Şimdi...
    Sevgini de al git!
    Bundan sora yıllarım bana ait
    Sevgiyi öğrendiğim gibi,
    Sana inat!
    Sensizliği de öğreneceğim elbet…

    Yinede kalırsa senden bana bir şeyler
    Pasıdır onlar geçmişin,
    Saklayacağım...
    Başımda esince hınzırca yeller
    Bak nasıl sensiz de yaşayacağım…
    ···
  19. 10.
    +1
    Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere
    Şimdi dağlarında mor sümbül vardır
    Ormanlar koynunda bir serin dere
    Dikenler içinde sarı gül vardır

    O çay ağır akar, yorgun mu bilmem
    Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem
    Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem
    Yüce dağ başında siyah tül vardır

    Orda geçti benim güzel günlerim
    O demleri anıp bugün inlerim
    Destan-ı ömrümü okur dinlerim
    içimde oralı bir bülbül vardır

    Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok
    Öyle akarsular, öyle hava yok
    Feryadıma karşı aks-i sada yok
    Bu yangın yerinde soğuk kül vardır

    Hey Rıza kederin başından aşkın
    Bitip tükenmiyor elem-i aşkın
    Sende derya gibi daima taşkın
    Daima çalkanır bir gönül vardır
    ···
  20. 9.
    +1
    Ne Sevdan Biter Ne Kavgan

    Cananım;
    Maziye daldım bu gece.
    Şöyle bir baktım,
    Acılarla yoğrulmuş,
    Geçmişimi hatırladım düşününce.
    Neler, neler yaşanmış,
    Ne hain pusular kurulmuş,
    Ne oyunlar oynanmış sinsice...
    insan nelere katlanıyor,
    Cananını yürekten sevince...

    Nice vurgunlar yendi,
    Nice bedeller ödendi,
    Ne zindanlar yol eylendi,
    Bazen;
    Faili belli cinayetler işlendi,
    Sonradan da,
    Adına failli meçhul denildi...
    Bazen;
    Yolumuza tuzaklar döşendi.
    Bazen de;
    Aramıza parmaklıklar,
    Tel örgüler çekildi.
    Ama kar etmedi hiç birisi...

    Yine de,
    Dilden dile şarkılar,
    Dilden dile türküler söylendi...
    Yasaklı kalemlerden,
    Şiirler, destanlar yazıldı,
    Ve
    ismin bir daha silinmemek üzere,
    Kalbimin derinliklerine kazıldı...

    Ben sende bir can,
    Sen bende olmuşsun,
    Gönlüme taht kuran bir canan.
    Sanma ki,
    Yaralar sarılmaz,
    Bulunmaz derdimize derman.
    Böyle gelmiş,
    Böyle gitmez bu devran.
    Olsalarda Sultan Süleyman.
    Verilse de katlime ferman...
    inan, inan ki;
    Ne sevdan biter ne kavgan...
    Böylesine tutkunum sana,
    Ey sevgili canan.
    Cananın kendisi sanki bir parça vatan...
    ···