Kağıdı 4 parçaya kıvırıp, yırtmıştım
Kızın ismi Merve imiş

"-Merve benim acılarım senin yüreğini boğar-"

Diye iç geçirmiştim.

Kendimi harap etmesini iyi biliyordum, ama bir başkasını üzecek gücü kendimde göremiyordum, yapamazdım ulan izin veremezdim kimsenin gönlünü almaya artık
Üstümdeki yükü başka birinin sırtına veremezdim, ben zaten ölmüştüm, bir başkasını öldüremezdim dayanamazdı yüreğim acı çektirmeye

Yakmıştım sigaramı, sigaramdan her içime çekişimde gözlerimden de yaşlar akıyordu, çevremden geçenler canavar görmüşcesine tuhaf tuhaf bakıyorlardı, aldırış etmiyordum, umursamazdım zaten oldum olası insanların tepkilerini

Bilmezlerdi ki onlar sevmeyi, bilirler miydi ki sevdiğinin kaybetmenin ne olduğunu

Onların aşkı yatak ta olurdu benimki ise sadece yürekte...

Gözyaşlarımı silmiştim ellerimle, yığılıp kalmıştım sanki o bank'a saatler geçmiş farkında bile değildim, yurduma doğru gitmiştim acıkmıştım da biraz aslında.

Yemeğimi yedikten sonra, yatağıma geçip takmıştım kulaklığımı
Başlamıştım onunla olan videolarımı izlemeye onlarca vardı, hepsinin anısıda hikayesi de farklıydı gözümde

Bir video da Ayşegül, seni kaçıracağım demişti, her izleyişimde de gülerim hep onu duyunca

Akabinde bende ona ;

Bizim oralarda, kız tarafı hazırlar çeyizini bekler oğlan tarafını
Eğer dersen ki sevdiğim bizimkiler beni sana vermez diye, o zaman işte ben seni kaçırırım, eğer dersen bitanem ben sana kaçmam diye o zaman da ben sana kaçarım...

Videoyu izledikten sonra sanki canlı kanlı karşımdaymış gibi hissetmiştim, keşke o an birileri beni çekseydi de şuan izleyebilseydim, çünkü yüzümdeki tebessümün fazlalığını anlatamam sizlere
Sanki dünyalar benim olcakmış gibi hissederdim, param pulum olmasın
Sokaklarda sürüneyim, aç kalayım da Ayşegülüm geri dönsün, sevdiğimi bana geri verin, ben onsuz yapamıyorum çünkü
Bi 10 dakika da olsa göreyim onu, sarılayım biraz da olsa
Kokusunu ciğerlerime çekeyim, ben unuttum Ayşegülümün kokusunu, hatırlamaya çalışıyorum beceremiyorum
Unuttum ben sevdiğimi, ona ait olan bir şeyi..

Derlerdi ya hep bir yerden yırtıp atacaksın defteri, kalan sayfalar ekgib olurdu öncesinden belki ama en azından boş olurdu diye,
Onu ilk görüşümdeki tutulmamdan mı başlamalıydım koparmaya yoksa çocuklarımızın ismini belirlediğimiz günkü anı mı?
O kadar fazla sayabilirdim ki, ben ona bir kez âşık olmamıştım ki, onunla hiç konuşmadığım ne sesini ne yüzünü görmediğim bir zaman da dahi onu düşünerek âşık oluyordum.

Böyleydi işte benim sevdam sana belki çocukça gelirdi belki imkânsız gelirdi ben ise bunu heyecanını içimde çılgınlar gibi yaşayıp dururdum…

Birkaç saat sonra Çağatay aramıştı beni, geçen ki günün sonuçlarını merak ediyordu belli ki
Çağatay- Kanka ne yaptın aldın mı kızların numarasını ?
SP- Sadece Fundanınkini aldım, Begümünkini alamadım kardeşim
Çağatay-Tamam kanka o zaman diğer günler için bir buluşma ayarlar mısın o zaman
SP- Tamam o iş bende

Bizimki tutulmuş muydu? Yoksa amacı farklı mıydı, kestirememiştim lakin kardeşim bir şey isterse yapardım. Çünkü zamanında o bana çok yardım etmişti.
Fundaya akabinde hemen mesaj atmıştım;
SP- Merhaba Funda ben sistemin patronu, bugün konser olacak mı?
Funda-Merhaba evet olacak, akşam 10 gibi başlayacak
SP- Anladım teşekkür ederim, ya bizim kimsemiz pek yok 2 kişi de malum sıkılıyoruz, acaba beraber gidebilir miyiz? Geçen ki gibi 4 lü oluruz, gayet güzeldi çünkü öyle
Funda-Bugün maalesef olmaz Begüm ile ders çalışmak zorundayız. Hiç gidesim de yok ama hatta yarın biz baş başa gidelim olur mu ?
SP-Anladım olur fark etmez.

Mesajı attıktan sonra fark etmiştim, Çağatay iş yalan olacaktı hatta beni baş başa davet etmesi ilk okuduğumda bir şeyi çağrıştırmamış olsa da sonra bir ima mı diye düşünmeden kendimi alı koyamamıştım.

Birkaç saniye tepkisiz kalmıştım, o ara Funda beni öpüyordu. Neden bilmiyorum bende o ana ona karşılık vermiştim.
Saat sabahın 4 ü gibiydi etrafta kimse yoktu. Sadece köpek sesleri ve arada caddeden gelen araba sesleri duyulabiliyordu.
Net duyabildiğim ise Fundanın nefes alış verişiydi.15-20 dakika belki de daha fazla dudaklarımız birbirinden ayrılmamıştı, Ellerim Fundanın belindeydi.
Fundanın elleri ise biri ensemde diğeri ise yanağımdaydı.

istediğim bu muydu gerçekten bilmiyorum, ama bildiğim bir şey vardı ki o an aklıma hiçbir şey gelmediğiydi.
Biraz ara geçtikten sonra biraz durulmuştuk, birer sigara yakmıştık, ne Funda dan ne de benden ses çıkıyordu, sadece birbirimize bakarak
sigara içiyorduk. Aptal kızlardan değildi Funda, o an hemen sevgili olmadığımızı anlayacak kapasitesi vardı.
Fakat bu devam ederse, işin sonu oraya gidecekti bununda bi haliyle farkındaydım.

Funda 5-10 saniye kadar gözlerime bakmıştı,o an için pek te anlam verememiştim. Ayrıca düşündüğüm yada planladığım bir şey de yoktu fakat
Neden buradayım ? diye de kendime sormuyordum. Geçen o 10 saniye benim için biraz gergin olmuştu, akabinde ise Funda yanıma gelmişti, bi eliyle bir anda beni yatağa yatırmıştı.
Karşılık vermemiştim, sadece izliyordum ve ne yapacağını bekliyordum, dudaklarını dudaklarıma yakınlaştırmıştı. Yine 10-15 saniye kadar öyle beklemişti.
Belki de kendince emin olmak istiyordu, ardından ise öpmeye daha doğrusu öpüşmeye başlamıştık çünkü bende fazlasıyla karşılık veriyordum.
Bi 20 dakika kadar o posizyon da öylece öpüşmüştük, sonra Funda önce tshirt ünü ardından da pantalonunu çıkarmıştı.

Üstümdeki tshirtü elleriyle yarıya kadar sıyırıp, elleri belime dolanmıştı ardından ise çıkarmaya çalışmıştı, bileğini tutup geri çekmiştim ellerini.

Fundanın yüzüne bakmadan ;

SP- Gitmem gerekiyor

demiştim yarı kısık sesle ...

boşuna demiyolar amk huurluğun cinsiyeti olmaz diye neyse devam panpa dinliyorum ben

Cerenlerden daha sonra kalktığımız halde daha erken dönmüştük masaya, imâlı bakışlar almıştım gerek masadan gerek diğer insanlardan,

Ayıp olmasın diye kaldırmıştım Selini dansa oysa yine de hatalı olduğuma karar vermiştim zira sevgilisi vardı Selinin süren bir ilişkisi..

O dakikadan sonra Selin de bunun mahcubiyeti içindeydi bana fazla bakmamıştı, kafası karışıktı bu çok net okunabiliyordu ama bu karışıklığın içinde daha fazla olmamam gerektiğinin kararını almıştım o an.

Kara yazımdı bu benim en başından beri düşündüğüm tek şey buydu aslında

Nereden mutluluk gelecekse bi o kadarda hüzün geliyordu
Katlanamazdım artık hiçbir acıya,

ben mutlu olmak istiyorum sadece mutlu olmak...

Ben mutlu etmek istiyorum sadece mutlu etmek...

Neden bu kahpe dünyada zordu mutlu olmak neden hep savaş veriyorduk bunun için
Mutlu olmayacaksak ne diye varız ki bu koyduğumun dünyasında
Daha geçim derdi olmadan daha hayatımız başlarındayken
Çekiyorduk acıları çünkü hayat alıştırıyordu bunlara bizi devamı gelecek dermiş gibi...

Bir gece yatağımda yatmaya hazırlanırken şöyle dua ettiğimi hatırlıyorum ;

Allahım mutluluk istemiyorum yeter ki gözyaşı dökmeyeyim yeter ki icim acımasın zaten biliyorum ki mutluluk haram bana...

Ulan ben burda hikaye yazıp da 1 hafta gelmeyenleri gördüm onlar değerli oldu ben her gün gelip de hastayım dedim diye değersiz oldum nezle grip gibi değil ciddi problem de olabilir, bana burda 15-16 yaşında çocuklar atar yapmasın zira ben iyi biliyorum ki yaşları biraz daha oturmuş arkadaşlar böyle salakça şeyler yazmaz okumayan gibtir olur gider hasta hasta da yazacak değilim az insan geçmiş olsun der itlik yapmayın

Ömerin dershanesi olduğu için gece 3 sularına doğru yatağında sızmıştı.

Ben her 1 saat de bir sigara molasına çıkıyordum, yasak olunca nedense daha zevkli geliyordu genelde de sabaha doğru yatardım okulum akşam başladığı için

Ömeri uyandırmamak adına ışıkları kapatmıştım daha ilk gündü biraz daha hâl ve hareketlerime dikkat ediyordum, sonuçta gelip düzen bozmuştum orada.

Sigaramı söndürüp yatağıma geçerken Ömerin kafasına basmıştım, balkon kapısı yatak yüzünden açılmıyordu bu yüzden pencereden girip çıkıyorduk.

Ömerin bağırışıyla 1-2 dakika içinde tüm ev ahalisi paldır küldür odaya dalmıştı,

Noldu demeden ilk dedikleri şey ;

Ev ahalisi- Ne bu sigara kokusu

Olmuştu ilk günden evi yeterince bozmuştum, o an atarlar diye düşünmüştüm bunun akabinde en azından kavga edeyim karşımda Eda varmışcasına diye de iç geçirmiştim..

Ömer gerizekalısının sesi kesilmişti, sigarasından çektiği anda öksürmeye başlamıştı. Korkmuştu sanırım biraz belkide yaptığı mallığın farkına varmıştı söylediklerim sayesinde.

Birkaç saniyenin ardından ;

Ömer- Haklısın sistemin patronu özür dilerim daha dikkatli olacağım artık, biliyorsun kötü bir niyetim yok

Sistemin patronu- Biliyorum kardeşim kötü niyetinin olmadığını öyle düşünsem zaten konuşmazdım zaten seninle
Ben burda kalıcı değilim 1 hafta daha ya kalırım ya kalmam, biraz daha dikkatli ol sonra ne tak yersen ye

Demiştim

Akabinde yatağıma geçtim, alkolünde verdiği etkiyle uykuma yenik düşmüştüm.

Sabah kalktığımda birkaç mesaj ver çağrı vardı telefonumda
ilk mesaj Müslüm dendi

"Napıyon lan pekekent özledik seni"

Yazmıştı, yeni kalkmanın sersemliğiyle ve diğer mesajları merak etmem yüzünden yanıtsız bırakmıştım mesajı

ikinci mesaj Erdinç dendi

"Oğlum napıyorsun lan ses seda yok senden hiç durumlar iyi mi"

Yazmıştı, bunuda cevapsız bırakmıştım işim bittiğinde arayacaktım onları, bende özlemiştim yurttaki hayatımı onları ama haberleri yoktu hiçbir şeyden

Üçüncü mesaj ise Eda dandı

"Ya sistemin patronu yüzüme bakmaz oldun beni görüyorsun görmemezlikten geliyorsun sorun nedir, ben kimseyle problem istemiyorum"

Yazmıştı şeytan huursu yüzsüz bir şekilde,
Buseye vakti zamanında nasıl sıkıştırdıysam ona da öyle yapmak istemiştim o an ama benim daha büyük planlarım vardı daha can acıtacak olanlar...

Yaklaşık 2 saat sürmüştü konser, gerçekten müzikal anlamda çok keyif almıştım. Onun dışında Funda ile hep konuşmuştuk neredeyse bir an bile duraklamamıştık. Ortam çok gürültülü olduğu için birbirimize olmasından gerekenden daha yakındık, onun bunu sorun etmediğini gördüğüm için pek aldırış etmemiştim. Ondan önce biralarımı bitirmiştim, hatta onun birasını da içmiştim, aramızda sonlara doğru bununla alakalı birçok espri dönmüştü.
Konser bittiğinde tekrar otostop çekmişti Funda, hatta arabalar durmayınca;

Funda-Ya biraz sende el kaldırsana, sevmez misin?
SP-Hiç tarzım değil canım ben almayayım sağ ol

Demiştim ve sinirlenmesi gereken yerde çok normal karşılamıştı durumu. Duygularını ve anlık tepkilerini çok iyi kontrol edebilen bir kızdı.
Kampüs girişine geldiğimizde daha önceden plandığımız gibi, kampüsün hemen yanındaki parkta birer bira içip sohbet edecektik.

Konserden gece 12 gibi çıkmıştık, 12:30 gibi park ta biramız eşliğinde sohbet ediyor halde bulmuştuk kendimizi. Yaklaşık 3-4 saat konuşmuştuk sanki birbirini yıllardır tanıya iki insan gibi. Sohbet hiç duraksamamıştı, sırtım ağaca yaslanmış vaziyetteydi Funda ise saatlerdi dik duruyordu,
Birden yanıma gelmişti, anlamadığım bir şekilde bir anda başını omzuma koymuştu.
Kaskatı kesilmiştim o an ve dakikalarca sessiz bir şekilde öyle kalmıştık. En son kafamı sola çevirdiğim anda Funda nın gözleriyle karşılamıştım.
Ne olduğunu anlamadan Fundanın dudakları dudaklarımdaydı, belki bir an geri çekmek istemiştim ama sadece bir an….

Melis'in amacı çok netti, beni mahvetmek
Nedenini bir türlü anlamadım
Onu sevmediğim başkasını sevdiğim için mi?
Bu yüzden mi suçluydum Melis?

Ezgi de birçok şeyin farkındaydı aslında, belkide başkası olsa seni kimse sevmiyor bende kimseyi karşıma almak istemiyorum deyip arkadaşlığımızı bitirebilirdi ama yapmadı daha çok kenetlendik hatta, belkide şu itirafı yapmam gerekiyor onu kız kardeşim olarak görüyorum artık...

Bana sorunlarını anlatıyordu, yurttaki, ailevi.. Artık kardeş gibi görüyorduk birbirimizi her zaman birlikteydik.

Ama hala ona Buse yi sevdiğimi söylemedim..

Neden mi?

Diye soracak olursan

Buse benim için bitmişti aslında tamamen, öldürmüştüm onu yüreğimde, yasını da epey tutmuştum hatırlamak beni üzerdi sadece...

Ezgi artık beni yurttan arkadaşlarıyla tanıştırmaya başladı, sınıfta arkadaş sayısı azdı ama okul da tanıyordu baya insanı belkide bu yüzden dimdik durdu öyle gözüktü öncelerde gözüme

Ceren le tanıştım izmir'in ilçelerinden birinde oturan çok iyi ve düzgün bir kız fiziksel olarak da beyaz tenli siyah saçlı 165 boylarında hanım bir kız.

Ben onu çok sevdim, eminim ki o da beni sevmiştir aramız iyi duruyor..

Engin var Ceren'in sınıf arkadaşı, iyi çocuk denizli den geliyor, maddi sıkıntılar yaşıyor fazlasıyla ama 7/24 okul dışında kalan zamanında da çalışıyor harbi harbi delikanlı..

Dilan var bide pıtır bi kız Gaziantep den geliyor oda iyi bir kız Ceren gibi hanım hanım..

Onlarla tanışınca derin bir nefes almıştım, çünkü düzgün insanlarla bir arada olmayalı çok oluyordu

Bakalım bu 5 li bir arada kalabilecek miydi her şey güzeldi ilk zamanlar

Ya diğer zamanlar?

Beyler burda mısınız 4 part attım ses seda yok

iyi ki varsınız , kardeşim gördüm hepiniz paylaşmak istedim yaşadıklarımı, duygularımı

anlatmaya devam ediyorum ...

Sabaha kadar hastanedeydi, kendine yeni gelmişti belli ki telofona sarılıp anca mesaj atabilmişti bana

Her şey güzel giderken, Nerden çıkmıştı bu belalar yeniden

Her mutluluğumda yaşamak zorunda mıydım üzüntüleri..

Hemen mesajı görür görmez Ayşegül'ü aradım, hangi hastanede olduğunu öğrenip en hızlı şekilde manisaya gitmeyi kafama koymuştum
Lakin Ayşegül önemli bir şey olmadığını söyleyerek ve binbir türlü ısrarıma rağmen hastanenin ismini dahi vermemişti bana, kalakaldım yatağımın üzerinde

O halini görmemi istemediğini düşündüm bi an
Onu öyle görmem beni üzeceğinden dolayı gelmememi istemişti

Hasta yatağında dahi hala beni düşünüyordu, Nasıl bir kalbi vardı onun bu kadar kusursuz ve ince düşünen
ve ben ona tam kavuşmuşken çektiğim acılar bir sınav mıydı ?

Kahvaltımı yapıp, havanın soğuk olmasına aldırış etmeden 'inciraltı' sahiline gitmiştim beni en iyi orası anlıyordu aslında
Oturdum bir kayalığa yaktım sigaramı düşünmeye başladım...

Sadece Neden ? dedim neden ...

Olamaz mıydım mutlu, koyamazmıydım başıma huzurlu bir şekilde yastığıma ..

Bu cefalar karşısında yılmayacaktım ama onun da asla yılmasına izin veremezdim

Teslim olamazdık, birbirimizi bu kadar yeni bulmuşken ...

Ayşegül'ü tekrar aramıştım, taburcu olduğunu söyledi derin bir oh çekmiştim neyseki şuan kötü bir durum yoktu

O gün durumu Ezgiyle paylaşmak istedim, kardeşim olarak gördüğüm birinin bunu bilmeye hakkı vardı, onun yanımda olmasına
ihtiyacım vardı..

Ezgiyi aradım ;

Sistemin Patronu- Ezgii şey biraz ...

cümlemi bitemeden Ezgi atladı ,

Ezgi - Buluşalım hemen nerdesin

demişti..

Ses tonumdan anlamıştı, bu yüzden çok değerliydi benim için bu yüzden kardeşim gibi görüyordum
çünkü beni anlıyordu, gözlerime baktığı zaman içimi görebiliyordu..

Apar topar hazırlanıp okulun olduğu semte doğru yola çıktım, Ezgi nin yurdu okula bi kaç dakika mesafedeydi sadece

Bi kahve söylemiş kendine beni bekliyordu cafe de ..

Beni görünce ayağa kalktı Ezgi aramızdaki bi kaç adım mesafeyi sarılarak son vermiştim.
tutamamıştım kendimi, ihtiyacım vardı birilerine sarılmaya ihtiyacım vardı beni anlayan bir insanın
yanında gözlerimi kapatmaya ...

Durumu baştan aşağı anlatmıştım Ezgiye,ilk dakikada ezginin de benim de gözlerim buğunlanmıştı..

Sarılmamdan anlamıştı olayların akıbetini aslında,

O gün bana akıl vermemişti ezgi, sadece bana beni hatırlatmıştı;

Güçlü ol,
Pes etme
ikiniz de kalkıcaksınız bunun altında

demişti ..

ihtiyacım vardı belkide bunları duymaya ...

Silmiştim hemen gözyaşlarımı oradan 30 lu yaşlardan bi beyefendi hemen yanıma gelmişti

Beyefendi - Kardeşim sıkıntı nedir? Yardımcı olayım

Demişti

Sistemin patronu - Sağolasın abi çözebileceğin bi şey değil..

Dayanmaya çalıştım ineceğim durağa gelene kadar, dayanmıştım da aslında

Metrodan çıktığımda Ayşegül'ü aramıştım hıçkıra hıçkıra elim titriyor du o ara yağmur başlamıştı izmir de, çömelmiştim yere daha fazla taakatim yoktu zira

Ayşegül telefonu açmıştı buğuk bir sesle..

Sistemin patronu - Bana şaka yaptığını söyle sevgilim,
Bana pes etmediğini söyle sevgilim
Bana bunları hissetmediğini böyle demek istemediğini söyle lütfen söyle..

Demiştim hıçkıra hıçkıra mantıklı düşünemiyor bi o kadar da saçmalıyordum belkide

Ayşegül'ün sesi incelmişti kedi gibi miyavladı

Ayşegül - Her şey doğru bitanem, sen bana söz ver eğer bana bi şey olursa arkana bakmayacaksın devam edeceksin hayatına

Demişti, mesajda yazdığını teyit etmek istemişti

Ben de daha fazla onu üzmek istemediğim için ;

Sistemin patronu - Söz sevgilim, ama pes etmek yok her şeyin üstesinden geleceğiz biliyorum

Deyip kapatmıştım

..

Bi kaç gün sonra Ayşegül kemoterapiye başlamıştı, bu en azından tedavilerin tam anlamıyla başladığının göstergesiydi
Evet belki artık daha fazla acı cekecektik ama hepsini gün gelince geri de bırakacaktık

Umutluydum her şey biliyorum bu sevda kolay bulunmazdı, gencecik bir kız bu kadar kolay pes edemezdi, bizim yaşayacağımız daha neler vardı neler, daha bi şey yaşamamıştık bile
Bi sınavdı sadece bizim için bizde hakkıyla verecektik bu sınavı

Bi kaç gün sonra Ayşegül aramıştı beni ve paylaşıyorum yine

Ayşegül - Sistemin patronu ben ayrılmak istiyorum, acıma ortak olmanı istemiyorum, sana bunları yaşatmak istemiyorum, biliyorum bi gün benden daha fazla seveceksin birini, bir gün unutacaksın bunları,ama sen bu en güzel zamanlarında bunları yaşamak zorunda değilsin, sen mutlu olmak zorundasın ikimiz için, yüzün hep gülmesi gerekiyor unutma bunu

Demişti ve birden kapatmıştı Ayşegül telefonu

Hemen aradım kapalıydı telefonu saatlerce aradım mesaj attım ama bi yanıt bi cevap yoktu

Kafayı yiyecek durumdaydım
Nasıl olurda bu savaştan beni çıkartırdı?

Nasıl olurda onu bırakacağımı düşünebilir di

Nasıl nasıl??

Bu yaşadıkları anlık gelişen her şey onu pgibolojisini bozmuştu emindin bundan, biraz süre vermek istedim ona, oda isteyecekti yanında beni biliyordum

Hemen arkadaşı Elif'i aramıştım, her şey den haberdar olmak isteğimi eğer hastanelik bir durum olursa hemen haber vermesini rica ettim...

1 hafta kafamın dağılması adına okula gitmemiştim, zira bu kısa süreli uzaklaşma bana çok iyi gelmişti.
Pazar gününün akşdıbına doğru Ezgi den bir mesaj gelmişti;

Ezgi- Yarın seni bekliyorum sistemin patronu özlettin kendini

Mesajı görünce hemen Ezgi yi aramıştım zira onun sesini duymak bana çok iyi gelecekti,

Sistemin patronu - Geliyorum canım merak etme, bende seni çok özledim
Ezgi- Tamam o zaman yeter hem sana bu kadar tatil, paşa gibi okula gelmemek te nedir
Sistemin patronu - haklısın canım ama iyi geldi tavsiye ediyorum

Konuşmamızın son dakikaları kahkahalarla geçmişti, alışıla gelmişin aksine moralim yerindeydi kendimi daha iyi hissediyorum, çünkü artık bazı şeylerin değerini fazlasıyla görmüştüm

Erdinç dostluğu
Ezgi nin kardeşliği

Gibi sıraladandırabilirdim aslında

Akabinde Ezgi ile konuşmuştuk, kızlarla yurdun bahçesinde laflıyorlarmış, pek rahat konuşamamıştık bu yüzden konuşmayı kısa tutmuştum.

O gün sakindim sabah yeterince gözyaşı dökmüştüm ve üzülmüştüm. Okul çıkışı Ceren(Ezginin yurttan arkadaşı) yanıma gelip pub gideceklerini söylemişti, Ezgi ye dönüp baktığımda
Gitmeyelim gibi kaş göz yapmıştı, Ceren e bugün alkol almak istemediğimi söylemiştim
Taa ki Selin in geldiğini öğrenene kadar, Ezgi de vazgeçmişti oda gelecekti bende akabinde geleceğimi söylemiştim.

Taksiye 5 kız 2 erkek binip gitmiştik, zaten epey yakında bir yerdeydi.

Canlı müziğin hemen önündeki yerde kendimize bir masa bulmuştuk, ortam öğrenciden geçilmiyordu saat akşam 11 civarındaydı ve herkes çakırkeyif olmuş vaziyette eğleniyordu.

ilk biralarımız bittiğinde bizim kızlar mala bağlamıştı, oyun havası çaldığında hepsi sahnede oynamaya başlamıştı Selin hariç,
Yaklaşık 1 saattir Selinin gözü hep üzerimdeydi ve bunu azaltması adına hiç oralı olmamıştım. Buna rağmen bakışlarına ısrarlı bir şekilde devam etmişti.

Ceren iyice çakırkeyif durumdaydı, mendile istek parça yazıp solist e verecek kadar uçmuştu.

Durumdan epey sıkkındım zira her an bir olay olabilirdi, yanımda ki erkek çok pasif bir çocuktu kızları koruyan kollayan modda tek ben vardım.

Orkestra hareketli parçayı bırakıp, slow a yönelmişti inceden inceye ruhumuzu işliyordu.

O ara pasif çocuk Erdem Ceren i dansa kaldırmıştı yaklaşık 30 saniye sonra kadar Selin birden ;

Selin - Sistemin patronu ne bekliyorsun kaldırsana beni dansa demişti

Bunları duyunca ya sabır çekmiştim içimden Ezgi ye dönüp baktım kafasını sallamıştı, iyi madem deyip ayaklandım bende...