Çaylarımızı içtikten sonra çocukları eve yollamıştım, ilkte mırın kırın etmişlerdi sevmişlerdi beni fazlasıyla, benim de onlara kanım ısınmıştı aslında

Çocuklar otobüse binerken
Sefa yanıma gelip ;

Sefa- Abi ne zaman göreceğiz seni,biz her gün geleceğiz seni görmeye seni çok sevdik abi, öz abim gibi oldun

Demişti, duygulanmıştım bunları ondan duyunca, yanağına hafif vurup söylediklerini yanıtsız bıraktım, Erdinç ve Müslüm e mesaj atmıştım akabinde

"Kanka önemli işim var buluşma iptal"

Diye yazıp yollamıştım

Alsancakdan direkt otogara geçmiştim yaklaşık 40 dakikanın ardından oradaydım, Manisa otobüslerinin olduğu perona doğru gitmiştim 18:00 otobüsünün parasını muavine vermiştim, zira kısa yol olduğu için bilet vb şeyler yoktu bu otogarda.

Otobüsün hemen 2 metre arkasındaki çay ocağı tarzında bir yerden çay söylemiştim kendime,
Çayım geldiğinde sigara yakıp zamanın gelmesini bekliyordum.

Otobüsün kalkma zamanı gelmişti çoktan, yaklaşık 1-1.5 saatlik yolculuğumun ardından Manisadaydım,ilk defa geliyordum bu şehre ilk intiba olarak da pek beğenmemiştim aslında ama geliş amacım tatil değildi.

istanbul dan yakın arkadaşım, Caner i aradım iner inmez Celal Bayar üniversitesinde okuyordu o da, uzun zamandır görmüyordum şerefsizi bu kadar yakın olsak ta birbirimize

Manisa da olduğumu duyunca çok şaşırdı, ardından tarif ettiğim yere arabasıyla 10 dakika içinde gelmişti,
Caner'in evine gidene kadar havadan sudan konuşup durmuştuk, izmir de olduğum için hayıflanmıştı hatta biraz da

Evde tek kalıyordu krallar gibi, küçük şirin bir öğrenci vardı. Yemek yemiştik sağolsun hemen bir sofra hazırlamıştı bana ardından ;

Caner- Oğlum sen habersiz iş yapmazsın hayırdır? Sıkıntı mı var

Demişti,

E haliyle tanıyordu beni yıllarca yan yanaydık ama ona yaşadıklarımı anlatmak istememiştim, belki biraz zor geldiği için belki de biraz özelim olarak kalsın istemiştim.

SP- Kanka yok hiçbir sıkıntı, ama senden bir iyilik isteyeceğim sen beni, Akhisara bırakacaksın gece 2-3 gibi gelip alacaksın, yapar mısın bunu kardeşin için?

Caner-Kardeşim benim lafı bile olmaz da ne yapacaksın orada

SP- Uzun hikaye caner, sen bana bir battaniye birde sandalye tarzı bir şey ver yeter

Caner- Şimdi onlar ne alaka diyeceğim sen yine gibik gibik uzun hikaye diyeceksin o yüzden sormayacağım

Caner halden anlardı iyi adamdı, Olayların dikine dikine gitmezdi, gitmek istese bile
Anlayışlıydı benim dostum.

Saat 21:00 gibi gideceğim yerin 1-2 sokak gerisinde geldik demiştim Caner'e, pek sorgulamamıştı
neresi bura tarzından.

Akabinde plajlarda sıkça gördüğümüz katlanabilir sandalyeyi ve donmamak adına aldığım battaniyeyi bagajdan çıkarmıştım.

En sonunda Caner'e

SP- Benden haber gelmezse, beni aramaya gelme

Demiştim, Neden diye sormadan Caner gitmişti, fazlasıyla iyi biliyordu beni çünkü.

Yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra mezarlığa gelmiştim, bekçi dolaşıyordu oralarda beni görünce ;

Bekçi- Hayırdır kardeşim?

SP- Yakınıma ziyarete geldim abi

Demiştim

Gayet anlayışlı bir şekilde kafa sallayıp geçmeme izin vermişti, biraz da mezarlığın içinde yürümüştüm.

içimden de "Ayşegül bitanem ben geldim"

Diyordum..