sevdiğim işi yapıyorum capssiz anlatıyorum

neyse beyler Kimya dersindeyiz laboratur dersi, benim de gibi tuttuğum derslerden bir tanesi, dinlemem, not almam şart. Fulya yanımda, oda karanlık. Biliyorsunuz o dönem slaytla ders işleme olayı yeni çıktı meydana, her hoca da tek odada slayt şeklinde işliyor dersleri. dedim ya içine kapanık, mal bir adamım ama kevaşe öyle bir giyinmiyor ki etek yok denecek kadar kısa. Bıraktım dersi nasıl cesaret ettim bilmiyorum ama ilk kez bir kızın bacaklarına o sene dokundum * Fulya ses etmedi tabi başladım okşamaya. Ama nasıl heyecanlı anlatamam, hoca görecek de fırçayı yiyeceğiz diye çok korkuyorum ama tatlı da geliyor.

eteği hafif sıyırdım, yanındaki hatun da inceden bizi kesiyor durumun farkında yani her an school kategorisinde yerimizi alabiliriz neyse bu bayağı devam etti dersin bitimine de çok az var en azından alabildiğimi alayım diye geçiriyorum kafamdan. Pat ışıklar yandı, çektim elimi, Fulya hiçbir şey yokmuş gibi davrandı ve kalktı gitti, ben de benim elemanı yukarı kıvırıp oturdum öyle. ikinci ders de var tabi o yüzden yeri kaybetmeyeyim diye hatunu bekliyorum.

ikinci ders hatun yanıma oturmadı beyler, ben bayağı bir utandım, dedim ya mal adamız o dönem binlik yok çok fazla. ikinci ders not falan almadım, on numara deneyim yaşadım diye avutuyorum kendimi. Neyse beyler ikinci sınavlar ne oldu diye soracak olursanız zayıfların hepsini 4 olarak düzelttim ve teşekkür aldım. Bana göre imkansızdı ama bunu yaptı. evdekilerin mutluluğu yeterdi zaten ama öss ile birlikte bu mutluluk pek uzun sürmedi tabi. Peder olsun: seneye yaparsın derken, valide yine umutsuz konuşuyordu. Nasıl olduysa ben bu metin muallaksi ile yeniden bir araya geldim ve yaz döneminde artık biraz takılalım, nasılsa rahatız diye olayı biraz abarttım. Bu kez esrar falan girdi işin içine ve yine eski serseri adam yaratıldı.

@35 diplomayı atarım yazının sonunda kardeşim
@37 tamam kardeşim dikkat ederim

Yaz döneminde keyfimiz yerindeydi ama babam bir süre sonra durumun farkına vardı ve bir kez daha karşısına alıp: uzaklaş artık şu adamlardan, zarar veriyorlar biraz aklını başına al dedi. Adam haklıydı ama o dönem kafa çalışmıyordu işte, öyle şeyler güzel geliyordu. Asıl olay burada kopuyor ve benim hayatımın gerçekten bittiği dönem diyebilirim. Annem babam karar verip öss hazırlık için beni başka bir şehre göndermeye karar vermiş, benim sesim pek çıkmaz onu da kabul ettim ama inanın orada yaşadığım sıkıntıyı ben ömrü hayatımda yaşamadım. Bir tanıdık ve onun oğlu beyler, Afyon Sandıklı'da oturuyor ve orada yeni açılacak bir cemaat yurduna beni de davet ediyorlar, annemle babam da kabul ediyor tabi arkadaş ortamından uzaklaşsın diye.

Afyon zaten taktan bir yer, hele ilçesi daha beter ama yine sesimizi çıkaramadık. Cemaat yurdu, sandıklı, abiler bilmem ne derken hayatımı gibtiler beyler. O dönem msn fazlasıyla popüler ben de hafta sonları(bu arada yurttan izin sadece hafta sonu veriliyor, o da pazar günü) cafe'ye gidip msn'de takılıyorum, bir de chat platformları falan var oralarda takılıyorum. Şaka gelecek ama dedim ya saftık kardeşim, Yozgat'tan bir kız buldum. Müzikle ilgilenen, mizah dergilerini takip eden bir kız, başladık msn üzerinden konuşmaya...

Beyler bu kız sandıklı'nın taktan ortdıbını biraz olsun iyileştiriyor ve beni de mutlu ediyordu, bu arada ilk kız arkadaşımdı ama hiç görmemiştim yani öyle gereksiz bir ilişkiydi işte. Hafta sonları msn üzerinden görüşüyor ve kamera falan açıyorduk işte. sandıklı yurt muhabbetini çok uzatmak istemiyorum çünkü benim için en kötü dönemlerden bir tanesiydi ama en azından bu yozgatlı kevaşenin yanına mal gibi gittiğimi anlatarak aptallığımı bir kez daha ispatlamak istiyorum.

Beyler sandıklı defteri kapandı tabi huur çocuğu zeki adında bir hocadan da bahsetmek istiyorum. Bu hocaya defalarca sordum dedim ki bak hocam fen2 konusunda kötüyüm hiç yapamıyorum, boş geçsem o testi sorun olur mu? yok koçum olmaz dedi. Beyler öyle bir hata yaptım ki öss sınavında fen 2 bölümünü boş bıraktım tabi benim sayısal puanı hesaplanmadı yani o dönem kuraldı en azından 2 net falan o tarz bir şey yapmanız gerekiyordu. Kaldım mal gibi, sayısal2 den tercih yapmam biraz imkansız hale geldi.

yapacak pek bir şey yoktu, saçma sapan bölümler tercih edecek ve sayısal 1 den tercih yapacaktım. 4 senelik üniversiteleri ve bölümleri yazdım ama son tercih boş kaldı. Tercihin son gecesi annem, madem hakkın var onu da yaz neden boş kalsın dedi. Garanti olsun diye saçma sapan bir bölüm ve 2 senelik bir yer tercih ettim ama 4 yıllık üniversitenin geleceğine o kadar eminim ki 2 seneliğe ihtimal bile vermiyorum

Tabi sonuçlar belli olunca yine bir hüsran yaşadık ve garip bir şekilde iki yıllık bölüm gelmişti üstelik ısparta'nın berbat bir ilçesi adı da: Senirkent. ilçeye ilk gidişimde okulun anaokulundan bozma, insanların da bir hayli yobaz olduğunu gördüm ama yapacak bir şey yoktu artık, yedik bir tak ve sonuçlarına katlanmak gerekiyordu.

Bu taktan ilçede 2 sene okudum ama dedim ya benim kafa farklı şeylere çalışıyordu yani mizah olsun müzik olsun biraz daha yatkındım o taraflara. Üniversitenin müzik grubunda çalmaya başladım ama dinleyen bile yoktu yani o kadar uzaktı öğrenciler. Üniversite ortamı deseniz zaten yok, insanlar kapalı vs vs... 2. yılımda 9 tane dersten kaldım yani okulun bitmesi çok uzak ihtimaldi, bir de okuduğum bölümde, yaşadığım ilçeden gram zevk almıyordum

2. sene yine başarısızlık baş gösterdi ve annemi arayıp: Ben yapamıyorum burada, sevemedim bir türlü, bırakıcam dedim. Üzüldü kadın haklı olarak ama beklentisi yoktu tabi çok da şaşırmadı sanırım. Sen en iyisini bilirsin dedi artık, bezmiş belli ki. Biraz ısrar etti dedi istersen bir daha dene, zorla. Yok ama olmuyordu hedeflediğim yer burası değildi, istediğim iş bu değildi olmadı yani. Yine başarısızlık ve bıraktım okulu...

Eve döndüm, suratlar yine asık tabi haklı olarak ama artık alıştılar başarısızlığa ve pek ses etmediler. Bir süre sonra işler farklı bir boyut kazandı ve artık yaptığım her şey onlara batmaya başlamıştı. Babam oğlanı üniversiteye gönderdik diye dükkanı devretmişti emekli maaşı ile idare ediyordu ama ben geri dönünce dengeler değişti tabi. Elde meslek yok, Makine mühendisi bir babadan işsiz bir adam pek de uygun düşmüyordu aslında.

Yine bi gaza gelip sizin istediğinizi yapıcam ama bırakın kendi evimde, kendi şehrimde hazırlanayım, bir de beni son kez dershaneye gönderin başka bir şey istemiyorum dedim. Bilirsiniz işte ceketimi satar okuturum muhabbeti, babam da öyle yaptı, tamam dedi.

dershaneye başlamadan önce yine annemle bir anlaşma yaptım, dedim benimle çok fazla muhattap olma, sıkıntılarını dile getirme, bana güven. Kabul etti canını yediğim ama içten içe halime çok üzülüyordu. Bu arada ben mizah dergilerine yazılar gönderiyor ve müzik yapmaya da devam ediyordum.

Final dergisi dershaneleri, o dönem orayı tercih ettim giberim cemaatini artık yeter. Bu arada az önce pm geldi Yozgatlı kız muhabbetini unutmuşum anlatayım. sandıklı olayı bittikten sonra ben bu kızı görmeye yozgata gittim, otobüsle. 12-13 saatti yanlış hatırlamıyorsam. Kız huurnun önde gideniymiş, beni de sokakta bırakmıştı orada, paramı da yemişti bir güzel ama biz seviyorduk işte akılsızlık. Çamlık diye bir yer var yozgatta orta seviştik hatunla, bir de kız zütürdü beni oraya ayrıldıktan sonra öğrendim hatun yozgatta bayağı meşhurmuş ama tabi biz aptal olduğumuz için fark edemedik. Memlekete döndüğümüzde zaten kız benden ayrıldı, yine de üzülmüştüm o dönem ilk olduğu için.

dershane dönemine geçiyorum. Yine lise yıllarındaki gibi ön sıralarda yerimi aldım ve kimseyle muhabbet etmemeye özen gösteriyorum. işte hocalara soru sormalar, özel dersler, bilmem neler derken yine kendimi toparlamaya başladım ve anneme verdiğim söz de kendi memleketimde sınıf öğretmenliği okumaktı. dedim ki merak etme öğretmen olucam ama ben bu mesleği de yapmak istemiyordum.

dershane döneminde de her zaman olduğu gibi asosyaldim ama mutluydum en azından bizimkilerin mutlu olduğunun farkındaydım. Beni tek düşündüren öğretmen olmak istemediğim ancak ailem mutlu olsun diye buna karar vermiştim ve mecburmuşum gibi hissediyordum.

Hocalar tarafından yine çok seviliyordum ama arkadaşlık ilişkileri konusunda pek iyi değildim çünkü benim yaşım bir hayli ilerlemiş, sınıftakiler ise henüz ilk seneleri olan öğrencilerdi. Gel zaman git zaman sınavlardaki başarım ailemin de dikkatini çekmiş ve biraz olsun rahatlamışlardı.

Evet beyler hedeflediğim yine oldu ve kendi şehrimde sınıf öğretmenliği bölümünü kazandım. Hani mutluyum desem yalan olur çünkü benim istediğim en azından müzisyenlik, ya da bir yerlerde bir şeyler karalamaktı ama olmadı işte. Sınıf öğretmenliği bölümüne sınıfımda birinci sıradan giriş yapmıştım ve bu arada penguen, uykusuz, leman dergilerine yazılar göndermeye devam ediyor ama hep amatör köşelerinden öteye gidemiyordum.