1. 2.
    0
    ah tanilli ah

    ah server tanilli ah, niçin bu işlerle uğraştın? kapitalizmmiş, sosyalizmmiş, sömürüymüş, bağımsız türkiye'ymiş sana neydi? bak bir kısım <<hocalar>> böyle mi yapıyorlar? çok uluslu şirketlere mali müşavir olsaydın, holdinglere danışmanlık yapsaydın ya da <<bana ne bunlardan>> deyip, sırtüstü yatsaydın...

    böyle yapsaydın, katların, yazlıkların, kışlıkların olurdu, çocuklarına deniz motorları da alırdın. sana ne yahu bu işlerden sana ne?

    cilt cilt hukuk kitapları niçin okudun? seminerler, doktora kurları, doçentlik, profesörlük tezleri bunun için miydi? su çevrene bir baksana: hiç kendini paralayan oluyor mu?

    hani <<gençliktir>> arada devrimci sözler söyleyip yazılar yazmışsan, hemen çark edip bir yerlerde yüksek ücretli hukuk müşavirleri bulamaz mıydın? ah tanilli ah... <<yazdıklarım yanlıştı, düşüncelerim yanlıştı>> deyiverseydin aylığın şimdi yirmi bin mi, otuz bin mi, ne istersen işte istediğin kadar olurdu, mor binliklerin, beş yüzlerin, çeklerin içinde yüzerdin. ah tanilli ah. hep senin hatan bunlar...

    sosyalizm, komünizm, sömürü, bağımsızlık, sana ne yahu, sana ne? bu düzen böyle gelmiş böyle gider. sen mi kaldın bu işleri düzeltecek? bazı <<hocalar>> öyle mi bak: sırtlarını kürsülerine siper edip günlerini gün ediyorlar. sen ise göğsünü faşist kurşunlara açıyorsun. biz de biliyoruz sömürü var, biz de biliyoruz ülkemiz bağımsız değil, ama sen mi kurtaracaksın bu memleketi? sana mı kalmıştı? ah tanilli ah...

    bilirsin sana dokunmayan yılan bin yıl yaşar. bırak yılanlar bin yıl yaşasın. yalanlar yılanlarla, yılanlar yalanlarla beslensin. sana ne be kardeşim? sana ne? ne karışıyorsun bu işlere?
    gecen gündüzün bu konularda geçerdi. bilim adamıydın. bilim adamı olmanın hakkını vermeye çalışıyorsun. ama olur mu be kardeşim? olur mu? kapitalizm, sosyalizm, sömürü... sana ne be kardeşim, sana ne?

    yazlıklar, kışlıklar, deniz motorları, yat sefaları, dört sayfalık raporlara kırk bin lira paralar, aylığına otuz bin, kırk bin liralık müşavirler, oh işte böyle, yaşar gidersin, arkadaşların gibi, hocaların gibi... ah tanilli ah...

    bir öğrencin ihbar etti. devlet güvenlik mahkemelerinde süründün. seni üniversiteden atmak için türlü dolaplar çevrildi. bunlar sana niçin ders olmadı? niçin hep dik kafalılık ettin?

    karışmasaydın, biraz kenarda dursaydın, seçimden seçime gidip oyunu atsaydın, kim ne derdi senin profesörlüğüne? kim ne derdi? işte doçent olmuştun, yarın profesör de olurdun, sonra ver elini amerika, ingiltere. <<görgü ve bilgi arttırma>> diyerek oralarda sırt üstü yatardın. yurda dönünce de bir yerlerin mukaveleli avukatlığını alırdın, ya da bazı şirketlerin müşavirliklerini... ah tanilli ah...

    hep senin suçun bunlar. haydi şimdiye kadar yazdın konuştun, hiç olmazsa şu cinayetler başlayınca sussaydın. biliyordun, biliyordun bu kurşunların sana da gelip saplanacağını... ah tanilli ah...

    uğur mumcu, 10 nisan 1978
    Tümünü Göster
    ···
  2. 1.
    0
    devlet ve demokrasi kitabını okuyan varmı aranızda ve bu adam hakkında bilgisi olanlar yazsın
    ···