serotonin an unexpected journey

en fazla ekmek almaya gitmişsindir lan

çarşamba günü öğleden sonra arkadaşım motorla bodruma gidelim mi dediğinde başlamıştı her şey

bayram için herhangi bir planım yoktu çeşitli planlar içersinde. ama bu teklif karşısında içim kıpır kıpır etmişti.

para olayını çözmeliydim. ve arkadasa her şey tamam ama benim için kredi çekmen lazım param yok dedim ve 23 temmuz çarşamba günü öğlen 3 - 4 sularında bankaya kredi için başvurdu.

ben de bu arada bodrumda kalacağımız yeri ayarlamalıydım. bu nedenle her sene gittiğimizde kaldığımız pansiyona bookingten baktığımda son 1 odasının kaldığını gördüm ve rezervasyon yaptım. her şey tatile gitmemiz için uygundu. sadece benim cumartesi günü için iş yerinden izin almam gerekmekteydi.

çarşamba geç saatte kredi başvurusunda bulunduğumuz için o gün cevap gelmesi imkansızdı o yüzden bizde yarını beklemeye karar verdik. ben de izin için önce bi parayı ayarlayalım daha sonra izin kolay diye düşünmüştüm

24 temmuz perşembe günü öğlene kadar kredi sonuçlanmayınca işlemleri hızlandırmak için arkadaşım bankaya gitti.

1 saat geçtikten sonra arkadaşım beni aradı ve kredi onaylanmıştı.. ki zaten onaylanmama gibi bi durum olmayacaktı. şimdi sıra benim cumartesi günü için izin almama ve akşama alışveriş ve çantayı hazırlamaya kalmıştı

para hazır, alışverişler yapılmış motorun bakımları tamam yeni lastikler takılmış ama benim izin konusunda son dakika pürüz çıktı ve cumartesi çalışmam gerekecekti.

her şey hazırdı. paralar çekilmiş, alışverişler yapılmış cuma akşamı runner 200st model gilera marka motorla yola cıkmamız lazımdı. ama maalesef iş yerinden izin alamamıştım. elimizde 6000 lira para, çantamız ve düş kırıklarımız vardı. halbuki 700 km yol ve bodrumda yaşanacak maceralar vardı

cuma günü sabah tekrar izin istedim ama vermediler bende tam gün ofiste tamamen sessizce oturuodum hiç bir muhabbete girmiodm. arkadasım arıodu sürekli hadi izin iste bi daha iste falan die ben de cocukla tartıstım amk dedim krediyi parayı bana ver faiziyle birlikte ben öderim hesabı.

patron da bu konusmaları duyunca sordu ben de söyledim her şeyin parasını verdik vs vs diye. ve böylece param bosuna yanmasın diye izin verdi.

zütüm atıodu resmen motorla gidicektik esyalarımız vardı nasıl olacaktı vs derken. arkadasım yenı lastik aldı. motorun bakımlarını yaptırdı ve akşam vaktini beklemeye başladık.

akşam 19:00 da ofisten cıktım eve geçtim çantamı aldım ve beşiktaşa geri döndüm bütün herkes ordaydı hem takılmak hem de bizi ugurlamak için.
zaman yaklaştıkca aklımıza gelen şeyler. yolda lastik patlarsa başımıza bişi gelirse ne yarram yicez diye birbirimize soruoduk. sonra anı yaşayalım amk deidk lastik patlarsa, motor bozulursa o an çaresine bakarız.

25 temmuz akşamı gece 00:45 te beşiktaştan bodruma doğru runnerle yola çıkmıştık.

rezerved okurum bi ara

ufacık motorda benim çantam sırtımda arkadaşın cantası önünde beşiktaştan eskihisar feribota dogru yol almaya başladık. bayram trafigini istanbullu panpalarm bilir.

yollar felaket kalabalık ama bizim gibimizde bile değil çünkü motorla olduğumuzdan dolayı trafikten aman aman etkilenmioduk aralardan derelerden yaklaşık 1 saat kadar bir sürede eskihisar feribota varmıştık. feribot kuyrugu saatlerce beklemelik olmasına rağmen yine biz anında feribota binmiştik. ve yolovaya dogru feribot hareket etti.

gece 02:40 ta yalovaya geldik tekrar motoro bindik. ve yalovadan; bursa, balıkesir, manisa, izmir, aydın, mugla ve bodrum yolu bizi bekliyordu yaklasık 650 km lik bir yol.

topçulardan, bursa - balıkesir yoluna devam etmeye basladık yaz olmasına ragmen hava serindi bu bizim için iyiydi motor cok fazla yorulmuyodu. bursa yoluna doğru gitmeye başladık ama tepe değil bildigin dağa cıkıoz sanki o nasıl bir yol tırlar, şehirler arası otobüsler yanımızdan vızır vızır geçiolar amk motor sallanıo bizim zütümüz atmaya basladı daha yeni başlamıstık yola.

ilk hedefimiz susurluga varıp orda bişiler yiyip 1 saat dinlenip yola devem etmekti.

ıssız yolda benzinsiz kalmayalım diye belli km lerle benzinlik gördüğümüzde durup benzin dolduruodk.

benden söylemesi yalova - bursa arası bi yerlerde sanırım tak yetiştiriolar. saglı sollu fabrikalar, hayvan çiftlikleri ve büyük ihtimalle tak çiftliği vardı. düşün bi kokuyü göremezsin dimi ama öle böle deil resmen koku sis gibi gözüküodu, sıcak tak kokusu.

yolda arada bir arkadaşıma sesleniodum neme lazım bi anlık gozunu bile kırpsa parçalarımızı kimse bulamaz. bursayı geçp balıkesire geldik. balıkesir üzerinden susurluk manisa izmir yoluna girdik.

susurluğa vardığımızda saat 5 falandı. güzel bir kahvaltı ettik. uykusuzluk ve yolda motorda uyuyamama nedeniyle o çok sevdiğim susurluk ayranından ise içememiştim. yemeklerimizi yiyip 1 saat kadar dinlendikten sonra hava aydınlanmaya başlamıştı. tam 1 sene önce yine bir bayramda 3 arkadaş bodruma giderken aynı dinlenme tesislerinde sigara içtimiz yere geçip bi sigara sardık kendimize. sigaramızı içtik. kafamız 5 ş li taşşak gibi olmuştu. yola çıkmadan önce 2 şer adet redbull ve bir adet soguk nescafe çakıp yola koyulduk.

1,5 saatlik dinlenme ve redbullar bizi kendimize getirmişti. manisa izmir aydın yolundan devam ediyorduk. etrafı kayalarla çevrili şehirler arası bir yola girdik. yol da kafamız kadar güzeldi. yol nasıl güzel olabilir ki diyecek olanlarınız için; nascar yarış oyunlarını bilenler, dönemeçler böyle hafif eğimli olur aynı o şekilde yol bir sağa bir sola doğru eğimli bir şekilde kıvrıla kıvrıla ilerliyordu ve biz kafamız güzel yolda aaa ne güzel yol ooo çok iyi diye deli gibi bağıra bağıra gitmeye devam ettik.

yolda bi ara, bi anda trafik oluştu. biz acaba jandarma çevirme mi yapıo diye düşünürken jandarmayı görmüştüm. arkadaşa dikkat et dedim. motorun bakımları evraklar her şey tamam ama biz yüklüydük.

o arada farkettik ki kaza olmuş inanılmaz bir görüntüydü. bi arabanın önü diğer arabanın arkaası komple kırılmıştı amk.

susurluktan çıktıktan sonra hiç durmadan manisayı bitirip izmir üstünden aydın sökeye vardığımızda öğlen 11:45 - 12:00 civarıydı. yolu nerdeyse bitirmiştik ama bizde bitmiş durumdaydık. yorgunluk uykusuzluk motor üstünde saatlerce rahatsız oturma neeniyle zütümüz kopmştu. artı bir de üstüne 35 derece sıcaklık eklenince durumumuz hiç iyi değildi.

söke de benzin alıp bir şeyler atıstırıp 40 45 dk dinlenip yola devam ettik.

muğla vodrum yolundaydık artık ama yol kısaldıkça uzamaya başladı. artı birde bayram olduğundan dolayı şehir içine girince bayram trafiği de her ne kadar motorlu olsak da bizi de etkilemişti. hızımız yarı yarıya düştü ve öğlen 13:20 de bodrumda pansyionumuza vardık.