olay sansur yürüyüşünde meydana geldi.
o gün beni görenler bilir mavi saçlarım vardı.
sabahakadarmokoko giberoglif bide ben birlikte takıldık bütün gün zaten yanımıza gelen çok yazar oldu bilenler bilir.
neyse yürüyüş sonrası istiklal caddesinin arka sokaklarından birinde bulunan pause kafe adında bir mekanda toplanılacağı haberi geldi elimize.
uzun zamandır görmediğim
hamdi sopayı getir(avare yi yeni kurmuş),
datura ile iki lafın belini kırmak kafenin yolunu tuttum.
girdiğimde bi iki laf atmadan sonra hemen liselilerin giremediği teras katına çıktım.
hiç ummadığım yazarlar ordaydı tanışık olduklarıma sarılıp tanımadıklarımla tanışıp yerime oturdum.
hamdi hıyarı taktığı enterasan gözlük ile ortamı neşelendirirken serkan incinin hafiften beni kestiğini farkettim.
daha önceden sözlükte inboxtan yürüdüğümüz msnde cam açtığımız serkan inci sanki ilk defa görüyormuş gibi yiyecekmiş gibi bana bakıyordu.
naber serkan falan diye laf attıysamda pek oralı olmayıp istifini bozmadı.
benimde hoşuma gitmişti hani sonuçta ortamın ilgi odağı bendim her gelen bişeyler söylüyordu sohbet kurmaya çalışıyordu falan.
her genç kızın zütünü kaldıracak şeyler haliyle benimde zütümüü biraz havalandırmıştı.
datura kelinin ortama gelmesi ile serkan inci dikkatini benim üzerimden bi nebze kopardı.
bunun sebebini daturanın kel kafasından parlayan güneş ışınları olduğunu düşündüm hep ama bilemedim şimdi.
günün ilerleyen saatleride doğru hava karardı.
yavaştan insanlar haraketlenmmeye mekanı terk edip evlerinin yolunu tutmaya başladı.
sırayla herkesin arabayla eve bırakma teklifini reddedip kendi arabamla geldiğimi söyledim.
en son serkan inci ve ben kalmıştım (serkanın kuzeni vardı yanında adını nickini unuttum şimdi)
madem kimse seni eve bırakamıyor sen beni eve bırakk dedi serkan inci.
bekllenen atak sonunda gelmiştir kuzenini gibtir ettikten sonra birlikte arabanın yollunu tuttuk.
serkan yoldayken sürekli sözlükteyken bu kadar güzel olduğumun farkına varamadığını hep daha cirkin hayal ettiğini falan anlattı bana.
neyse beyler biraz özet geçeyim.
bindik arabaya lak lak ede ede gittik bunun evine kahve ısmarlamayı teklif etti eve çıktık 3ü1arada yaptı bana itoğlu it sonra
yavaştan bacaklarıma ellemeye başladı.
bende buna gibini sıvazlıyarak karşıllık verdim.
sonrasında kulağına sadece sevişebiliriz daha ileriye bugun gidemeyiz dedim.
nefes nefese kafasını sallayıp gögüslerimi gömleğin üzerinden ısırrmaya başladı.
bi eliyle kendi fermuarını açarken diğğer elini benim şortumun içine sokmaya çalışıyordu.
baktım beceremiyor mal ellerimi serkanın gibinden çekip kendi çortumun düğmesini açtım.
dar olduğu için don izi belli olmasın diye tanga giymiştim bunu gören serkan daha bi tahrik ooldu göğüslerimde yalaya yalaya göbek deliğime orada biraz oyalanıp yalova şeftalisi gibi sulanmış amcığımı dillemeye başladı.
ard arda gelen soğuk dil darbeleri amımın üstündeki 5 10 tane ayva tüğünü bile dim dik yapmıştı.
serkanın kafasını son bi kez amcığıma bastırıp sonra dizlerim üzerine çöktüm.
ileri sakso teknikleri ile serkanın etli kavalını bi güzel öttürdüm.
artık serkan kendinde değildi beni tutup kucagına aldı tek eliyle diğer eliylede dimdik yannanını amcığımın giriş kapısına dayadı.
dur yapma serkan dediysemde dinlemedi beni lap diye sapladı buz gibi yannanını en derinlerime.
kendimi kurtarmaya çalıştım ama adeta gözü dönmüştü hayatı buna bağlıymış gibi kanırta kanırta gibiyordu beni.
eviriyor çeviriyor bi ters bi düz bi misyoner bi dogy gibiyordu beni.
ben artık kendimden geçmiştim pgibolojik olarak kendimi tecavuze uğruyor gibi hissediyordum.
kurtulmak için çabalayacak taakatim kalmamıştı.
zevk bile alamıyordum tek düşündüğüm tecavüze uğradığımdı.
yaklaşık 20dakika aralıksız beni gibtikten sonra yarrrağını içimden çıkarıp suratıma boşaldı.
sonrada yanıma uzanıp uyumaya başladı.
yüzümdeki dölü peçete ile silip üstümü giyindim hiç ses çıkarmadan kalktım eve gittim.
6ay pgibolojik tedavi gördüm.
entrylerimi kontrol ederseniz sansür yürüyüşünden sonra 8ay entry girmediğimi görürsünüz