1. 1.
    +13 -1
    evet seni.
    ···
  2. 2.
    +6 -2
    karşılığı alınmadığında, hep beklenip hiç gelmediğinde, inci konseptine uyup tüm küfürler edilir sevdiceğe. bol mariachi'li sessiz ve katotonik gecelerde, inci gibi bir sözlükte bile duygu yaptırır cümlenin nesnesi, titrek harfler sıralatır ciksomanyak bir mekanda insana.

    dozu önemlidir hep içselleştirilmiş kişinin yaşattığı hislerin. seni lise kitaplarımda kripton ksenon radon gibi soygazları ezberlerken bile düşünürdüm hep, aklımdan her geçişinde, bir çakmak taşı gibi sürterti yüreğim ordan oraya. Evimin köşesinde uyuyan yavru köpeğim kadar masum ve soğuğa, sana duyarlı sevdim seni, içimi hep ısıttı rüyalarıma giren fikrin, gözlerin, donmaktan korudu patilerimi

    diyebilmektir.
    ···
  3. 3.
    +6
    çoluğa çocuğa uyup, am gib züt muhabbetleriyle biraz olsun kafamın içine edip seni unutmak bu sıralar tek derdim. çok uğraşsam da, sözlüğün 'bugün' butonu geri getirmiyor ki seni, benim dünüm de yarınım da senken. dünyadaki bütün kumlardan inci yazarlarının bahsettikleri gibleri uzunluğunca kaleler inşa etsem, emeklerim geri getirir mi seni. sensiz iyilerim, kötülerim, hep birbirlerine karışıyor, kalbimin ventriküllerinde onlarca septal defekt sensiz. bünyemin insomniak hali gözlerinin ninnisi olmadan nasıl geçer. nasıl da sevmiştim seni

    demek de olabilir, olmayabilir de.
    ···
  4. 4.
    +4 -1
    şu saatten sonra bir kişiye kullanırsam bu sözü, allah benim belamı versin. zaten verdi vereceği kadar, iyice versin.
    ···
    1. 1.
      0
      aşıksın aşıksıııın sen aşıksın arkadaş
      ···
    2. 2.
      +2 -1
      aşk meselesi değil olm, arkadaşım bile olsa kime söylersem bu lafı ters tepiyor.
      ···
  5. 5.
    +4
    iyi ki varsın ..
    ···
  6. 6.
    +3
    fikirlerim varlığının etrafında dönüyor biteviye, yarattığın merkezkaç beni senden uzaklaştırmaya çalışsa da, sana yönelebilmek, yakınlaşabilmek, bitimsiz olabilmek için tüm dualarım. tao'dan, siddhartha'dan, buddha'dan, bilinen bilinmeyen tüm tanrılardan hep seni diledim, algı sınırlarımın içindeki herşeyi eledim, sadece seni duyumsamak, seni özümseyebilmek için. gözlerindi herşeye sebep, herşeyden sen'i hatırlatan. ellerimi yıkamak için avuçlarıma döktüğüm iki damla sıvı sabun'un yeşilinde, kafamı kaldırdığımda gözlerimin içinde buldum hep seni. kendimden kaçtım sonra, senden, gelecekteki sensizlik ihtimalinin beni içine sürükleyebileceği ajite ve dekompanse ruh hallerinden. tüm sigaralar 70 tl olsa, hiç birini alamasam, ama bir tek sen, yanımda olsan

    diyebilmektir bazen de.
    ···
  7. 7.
    +2 -1
    seviyorum herşeyim sensin
    vazgeçemem beni sen bilirsin
    seviyorum neden mi dersin
    senden başka sevilecek biri mi var
    ···
  8. 8.
    +2 -1
    ya uzun yazma anaını gibicem ha. *
    ···
  9. 9.
    +1 -1
    üzerinde adının yazılı olduğu ucubucu belli olmayan bir gemide, dönüşü olmayan transatlantik bir cruise'du hep hayal ettiğim. mütemadiyen kendimi kandırırcasına uydurduğum randomize nedenlerim, gidişinin sebeplerini açıklamadıkça, içimdeki cern deneyi hep yarım kalacak, bilimsizlikten ve sensizlikten öleceğim. yüreğimi lav ettiğin için de kızmıyorum sana, alüvyonlarımı ve tüflerimi çocukların birbirlerine tüftüf borularıyla fırlatmaları da yakmıyor içimi. yahşi batı değil beni ağlatan, izlerken öndeki çiftin birbirlerine mısır yedirmeleri. ben sensiz, curise'suz, cern'siz ve mısırsızım, anla artık, dön ne olur.

    demektir.
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    insanlar birilerini bulur, sevişir, isimleri kendinden menkul yan faaliyetlerle ruhlar tüketilir. hazlar, hisler, ihtiraslar yaşanır, geçmişte kalır. yaşanmamış, yaşanma ihtimali olan ya da insanların umutlarında büyüttüğü ve yeniden kısa sürede harcanacak sevgiler uğruna ne küfürler edilir, ne diller dökülür, ne geyiklerle gülünür. çok gülme başına gelir, adını çok zikret belki tanrı verir felsefeli onlarca pipili zikreder sevmediceklerinin cinsel uzuvlarını, karıştırırlar her sohbetin içine iki üç çorba kaşığı. gün gelir, yaşanmış yaşanmamış tüm bunlar da geçmişte kalır. yaşanmışlardan kalbimizde bir şeyler birikmiyorsa, yaşanacaklar da bir gün yaşanmış ve geçmiş olacaksa, tüm bunların ne anlamı var

    diye içten içe kızmaktır.
    ···
  11. 11.
    +1 -1
    kutsal kitaplarda yazmıyor yokluğunun reçetesi, kaç rekat gerekir ki yüzünden yansıyan ışıklara gözlerimle bir kez daha şahitlik etmek için. mumlar yakıp tütsülerle adaklarla diledim seni, güneşi selamladım, ferrarimi sattım, transandantal uçurum kenarlarında seni diledim, ama yok, nafile. haftalarca su verilmemiş, çarmıhlara gerilmiş, tırnakları sökülmüş, gözleri dağlanmış haldeyim sensiz. evimin üzerine balonlar bağlayıp çok uzaklara gidebilmek için bile gücüm yok sensiz. deniz kenarlarında milyonlarca çakıl taşı var, biliyorum. içlerinde yeşilleri de yok değil. yere bir zümrüt düşse, nasıl ayırt edip bulursun ki onu orada. tenimde sevginden kalma son ışıltılarla, kimselerin geçmediği bir sahilde büyük patili kaplumbağalara yem olmak üzereyim, neolur dön, farket, bul beni.

    diyebilmek
    ···
  12. 12.
    +1 -1
    dudaklarının kıvrımları değil tek özlediğim, yunus balıklarını andıran yüzün, o kadınsı gülüşün, o hipnotize edici kaşların, görülmeden yaratımdaki ayrıntıların bukadar ileri gidebileceği tahmin bile edilemeyecek gözlerin, saçlarının yüzünün yanlarından birer tutam düşüşü. seni sevdiğini idda eden hangi ölümlü teninin epidermisinden daha derine invaze olabilir ki. tensel temastan psişik komplekse kim geçebilir seninle, benim gibi. bedenine dokunduğum ilk saniyelerin ömrümün son saniyeleri olmasını isterdim, bir şey varsa yanıma kalacak bu düzenden, bu dünyadan, bir resimle gideceksem tek hücreli şuursuz hafızamda, o sen ol isterdim.

    deyip susmak
    ···
  13. 13.
    +1 -1
    ne namertler, ne şerefsizler var şu dünyada, kafası ezilesi. sevda nedemek, yürek nedemek, maneviyat nedemek bilmeyen çok nefes alan dinine yandığım hayvanzede. gittiğin günden beri onlardan birine denk gelme ihtimalin hançerliyor boğazımı. sanıyormusun ki binliğin dibine vurmadık, alemin günahına herkesten daha kral girmedik. sığdı mı meşrebimize. insan yapımı içkiyi de denedik, biri için, kahrolası, unutulası. imanda da kaybettik bedenimizi, benliğimizi. tutturamadık, otutturamadık. ne aşşağı aldığımız adamlar, ne altımıza aldığımız kadınlar unutturdu. ne bin paralık küfrün bini, ne kendini akıllı sananların yedi ceddi. yazık ettin yıllara, harcadın. içimde çok büyütmüşüm seni, anladım. delikanlı adam gangren olduğunda kendi kolunu kendi keser dedik kırmızıya bulandık. sevilenler böyle kahpe böyle insanii, nefsii harcamalarda bulundukça, dünyanın gibinin ucunda döndüğünü sanıp rotasını gibi yönünde belirleyen amsalaklar da oldukça, bu devran, bu düzen böyle gider, bir gün biter. ortalıkta karı gibi adamlar kol gezer, erkekten arsız kadınlar sinkafı hak eder. benden alaa cümle kuran, farkındalığı benden daha yüksek olan, senin benden daha farkında olan biriyleysen, varsın son nefes yamacımıza gelsin. gençliğimizi, içimizdeki çocuk tarafı kaybetsek de, öldüremediğimiz lanet adamlık kırıntılarıyla yıkanıp kefenleniriz.

    gibi anlamlara da gelebilir.
    ···
  14. 14.
    +2
    gibişirken ki en büyük yalan
    ···
  15. 15.
    +2
    bile diyemedim.
    ···
  16. 16.
    +2
    zencefil, hurma ağacı, misk, fesleğen, çilek ve biraz da toz şeker kokularının karışımıydı adımı zikrederkenki sesinin tonu. herhangi bir resmindeki o pürüssüz, pembe ve beyazın karışımı ayaklarını görmek yeterdi gözlerimin dolmasına. bir mc donald's daki çocuk menüsünün oyuncakları mutlu etmişti bukadar beni, bir de büyüyüp gözlerimdeki kornea iris pupil, lens ve optik sinir sıralı geçişle ışık hüzmelerini algılamaya başladıktan sonra seçebildiğim ve bana yeryüzünde güzel gelen tek şey, yüzün. şimdiyse bu taktan sözlükte, her yanım hüzün

    desek de olur bazen.
    ···
  17. 17.
    +2
    evet seni
    hem de çok
    nedense vazgeçemiyorum senden
    olmuyo
    ···
  18. 18.
    +1 -1
    uzun uzun yazmayın ulan huur cocukları
    ···
  19. 19.
    +2
    ekşiden gelmediğini, çünkü orada hiç olamadığını, belki sevileni biryerlere kazımak için mekanın hiç de önemi olmadığını anlatmaya çalıştım hep. istediğin kişiyle olmadan, istediğin sözlükte olmadan, istediğin zamanda ve istediğin yerde olamadan, gecenin bir saati yalnızlık tandanslı yazılar yazarken acıkıldığında, söylenen kokoreçin yanında bir de ayran olmadan, neye yarar ki sonsuzluk. özledim gözlerini, dön artık, sonsuza kadar entry girmeye mecbur etme beni, ayransız da yaşarım ben, ama sensiz tuz buz, en deli zemherilerde bu beden

    gibi bir cevap olabilir
    ···
  20. 20.
    +1 -1
    sensizlik kaldırımlarında yürürken sallanmaktayım, zıtlıklar denizinde birer dalgayım, ne yaktığım bir sigara kesiyor aklımda uçuşan nevrotik kelebekleri, ne süte batırdığım bir bebe bisküvisi. derdim sensin derdim, yanımda olsan, şimdi ise lustral kutusundaki gülen yüze anlatıyorum derdimi. hiç başını koymadığın yastıklar bile sen koktukça bana, seni bensiz kimlerin soluduğunu düşünmek, küçük bir çocuğun doğumgünü pastasından haşarı bir veledin bir parmak alıp pis pis gülmesi gibi geliyor. ömür nereye gidiyor, hücrelerim sensiz ne diye bölünüyor bir anlasam. avuçlarımın içi sensiz paramparça, yokluğunun nitrik asitlerinden çıkmıyorlarmışcasına.

    demektir bazı gecelerde.
    ···