+1
-2
"yalnızca tek çubuğu yanan bir elektrik sobasının karşısında içerek bir şeyler olmasını bekledim günlerce. içkim bitti, hiçbir şey olmadı. kalkıp yaşamaya devam ettim sonra. şimdi bazı günler durup kendime baktığımda, acaba o sobanın başında mı bekliyorum hala diye düşündüğüm oluyor arada.
çıkıp dolaşıyorum bazen, yağmur yağıyor, çok yağıyor. 4 ay kurumaz diyorum bu şehir. 4 ay boyunca yıkanır gidenlerin izleri. uzaktaki bir dostumu özlüyorum. hiçbir zaman karışık olmazdı onunla hayat. dostluk güzel şey, aşk berbat.
oturup karalıyorum birkaç satır. sesim çıksın istiyorum, yazmak bir tür konuşma çabası hep. kendini bağıramayanların dili. kalabalığın ortasında üzerindeki bombayı ateşlemek gibi, ne kadar çok insanı yapıştırabiliyorsan kendinle birlikte duvarlara, vitrin camlarına o kadar başarmış hissediyorsun. kan ve et ne kadar kalırsa sıvadaki çatlaklarda o kadar iyi. yoksa her birimiz defter köşelerinde ölüyor olurduk, gidip efendi efendi kendi mezarına yatan insanlar gibi.
bildiğim her şeyi yazıyorum sonra, hiçkimse patlamıyor.
konuşuyoruz bazen, anlayamıyorum seni. oysa ben hiç sevmem anlayamamayı. cümle başına oysa yazmayı bile anladıklarımdan öğrendim oysa. senin bilmediğin gecelerde vuruyorum ben yumruğumu masaya. masa hiç kırılmıyor, masa hep aynı masa, yumruğum aynı değil, yorgun o da.
bir bardak daha yuvarlıyorum ucuz viskimden. kolaylaşıyor gibi her şey, seni seven kalbimin her bir atomunu gibeyim diyorum. seni seven kalbimi seviyorum sonra."
-ekşisözlük'teki kızıl sakal nickli elemandan alıntıdır.-
her ne kadar ekşisözlük falan da olsa dıbına koyayım adam yazmış işte.