hava, tavada pişirilen sucuğun yağı kadar sıcak, bir o kadar da nemliydi.
yapacak bir şey de yoktu, açıkcası olup olmaması pek de umurumda değildi, ona rağmen pek iyi olmasa da zaman geçirecek bir şeyler bulup kendimizi oyalamasını bilirdik. Çoğu zaman sessizliğin, acıyla karışık bir mutluluğa büründüğüne şahitlik eder, muazzam bir ahenkle ötüşen martıların sesine kulak verirdim...
O sıralar meşhur olan bir yer vardı benim kalbimde, ne zaman kafam atsa, oraya gider...

Hikaye +25'dir beyler, kendine güvenmeyen, pgibolojisinin bozulacağını düşünenler bundan sonrasını okumasınlar lütfen.
Gece kabus görmek ve olmayan varlıklara inanmak istemiyorsanız lütfen okumayın, çünkü bu yaşanmış, ve gerçek bir hikayedir...

Cüzdanıma veya üzerimde bulunan herhangi bir eşyaya dokunmamış olmalarıydı... Gerçi üzerimde cüzdanımda duran 20'lik hariç bir şey yoktu o gün, orası ayrı bir mevzu. Fakat yinede bir insanın ürpermesi... " Acaba içmesem mi lan, bir şey gelmesin başıma " diye bir tereddüt etmesi, fena olmuyor değil... Ara sıra eve giderken garip sesler duyuyorum, sarhoşluğun etkisine verdiğim için fazla takılmıyorum, zaten çoğu olayı, kendi içinde halleden ( dışa yansıtmayan ) bir yapıya sahip olduğum için hemen olaylar patlak vermiyor, Ama ta ki şu 3 gün önce gördüğüm rüyaya kadar...
içmişim heralde o gece de bilmiyorum, rüyamda içtiğim yerdeyim, uyanıyorum, yerde ki taşlar kırmızı, bazıları siyah, havanın rengi simsiyah, fakat güneş ve ay aynı şeritte, güneşin yaydığı ışık, yani aya yansıttığı ışık kendi saçtığından az, sanki bütün enerjisini aya veriyormuş, kendisinde hiç bir ışık barındırmıyormuş gibi bir halde...

Aldığım biraları orada tek başıma, gece, gündüz fark etmeksizin kurumuş ağzımla kafama diker, güneşin verdiği baygınlığı, gece rüzgarına bıraktığım vakit kendimi gevşemiş olarak hissettikten sonra hayallere dalardım, bir çok hayal gördüm, çoğunun gerçek olmadığını bilsem de aklımda bir yer edindi, bazıları sadece uçak seyahatinde yanımda oturan kişi gibiydi, o an görüp, sadece " şunu da bir gün görmüştüm " diye adlandırdığım kalıplara sokuyordum. Ara sıra uyandığım zaman üzerimde hafif ağrılar hissedip, " bunlar nasıl oldu dıbına koyayım " gibi garip bir ifadeyle kendimi sorguya çekiyordum. Bilmiyorum, belki ara sıra başka " ayyaşlar " gelip, beni darp etmiş olabilirler, fakat dikkat ettiğim konu, o kadar dövüp, beni kemiklerim ağrıyana kadar dövdükten sonra...

Ardından kendimi uyanmış bir şekilde evde buluyorum, nasıl geldiğim, neden geldiğim konusunda hiçbir fikrim yok, balkonda uyanıyorum, başımda kedi miyavlıyor, gözleri siyah, kalktığımı görünce kaçıyor, yer ıslak, belki işemiş olma ihtimalim de vardır, orasını karıştırmıyorum, balkona neden yattığım konusunda da hiçbir fikrim yok, aslına bakarsanız insanın kendi evine geldiğinde " neden geldim ? " sorusunu sorması hiç iç acıcı değil, onu bir kere size söyleyeyim sonra " ne diyor bu deli yhaa " tripleri görmeyeyim sizden. Her neyse, ben bu ay ile güneş mevzusunu biraz kafaya taktım, biraz derken internette aramadığım, ismini yazmadığım rüya tabircisi kalmadı, hatta ve hatta bir ara telefonuma bile uygulama indirme denemesi bile yaptım, malesef iyi bir sonuç aldığım söylenemez...

bu ne lan yugioh gibi

Beyler şuna 2-3 şuku atın da şukulananlardan bulayım sonra

Rezervatullah

Rezarvasyon

Rezervasyon

DEVAM ET huur, KORKU/ciks OLMAYAN HiKAYE SONUNDA AMK

Okurum bı ara

Rez rez rez

Devam et

Rezervasyon

Rezerved

Rezerved

Rez hadi bakayım

Rezzzźz

rezerve

Yalan ama güzel hikaye ye benziyor devam et panpa