1. 26.
    0
    Atmaaa ziyaa
    ···
  2. 27.
    0
    hey gidi euro 96 çıkartmalarım vardı benim. taşınınca hepsi kayboldu gitti tabii.
    ···
  3. 28.
    0
    ya da bi mevzu daha anlatayım da öyle gideyim.

    ne tüfekmiş lan. başımıza gelmeyen kalmadı. neyse tüfeksiz bu sefer.

    yan komşunun bahçesine eşek girmiş. evin önü tarla ya.
    ···
  4. 29.
    0
    özet geç bin
    ···
  5. 30.
    0
    geldim la yemekten.
    ···
  6. 31.
    0
    neyse, arkadaş var rıfat. dedim ki rıfatçım bu eşek çiçekleri yiyo, şimdi bunu çıkartacağız bahçeden.

    ben önden itecem, sen arkadan yön ver, geri geri çıkartalım. çünkü eşşoolueşşeen dönecek yeri yok bahçede.

    neyse ben iterken elimi ısırmaya çalıştı, reflekslerim yay gibi, eli kaptırmadım. fakaaat. bi baktım yere doğru yaylandı hayvanat. çifte atacak. rıfaaaaaaaaaaaaaaaaaaat diye bağırmamla beraber, eşek 2 kere üstüste çifte attı, arka ayakları yerden kesildi ibinenin.

    rıfat bağırmamdan anladı kaçtı zamanında da kurtuldu. neyse böyle böyle okşadık kafasını sevdik falan çıktı yavşak bahçeden.
    ···
  7. 32.
    0
    tabi bizim evin de bahçesi var ama, çit var beton çitlerden, öyle inek eşek giremez.

    ama ne girer? kaplumbağa.
    ···
  8. 33.
    0
    annem diyor ki "anasını gibtiim kaplumbaasını kazmayla parçalıcam şimdi!"

    zor kurtarıyorum anamın elinden kaplumbağayı. gidip 500 metre öteye tarlanın teee öbür tarafına bırakıyorum.

    bu gibtimin kaplumbağası ertesi sabah bizim bahçede. dedim ki, nasıl yürüyecek o kadar yolu. başka kaplumbağadır. aldım yine aynı 500-600 metre ötede yokuşa bıraktım ki çıkamasın yokuşu.
    ···
  9. 34.
    0
    Reserved
    ···
  10. 35.
    0
    seninki daha o akşam bahçede! anasını gibtiim ne dadandın ulan. dedim herhalde yine başka kaplumbağadır. ama bu sefer gittim evden beyaz boyayla çarpıladım. işaretledim muallakyi.

    bu sefer, elimde kaplumbağa, bir de kıvranıyor puşt. taşımak olay yani, gittim taaa köpeği saldırdığı yokuşun karşısındaki yoldaki tarla kenarına bıraktım. yani tarlada çiçek bol. yolda bi sürü bahçeli villa var, oralara girer olmadı.

    sabah kalktım, bahçede bişeyler oynuyo. benim çarpılı kaplumbağa. annem elinde kazmayla yaklaştı, çat çat kabuğunu kıra kıra öldürdü. sonra gitti kürekle çöpe attı geldi, benim de çocukluğumu gibti.
    ···
  11. 36.
    0
    şimdi insanın küçükken havalı tüfeği olunca, habire canım sıkıldıkça sağa sola ateş ediyorum. aldım bi öys çalışma kitabı, onu vuruyorum. bi şişeye su doldurup yukarıdan aşağıya ateş ediyorum.

    nihayetinde sniper gibi oldum, uçan kaçan kaçmıyo. silahın ayarı tam. nokta atışlar yapıyorum. mesela uzaktaki bi su bidonuna ateş ediyorum. az yukarı nişan alıyorum. kurşun gidiyoooo, depoya çarpıyo, çınnn sesi geri gelecek daha. arada 2 saniye gecikme oluyo, geberiyom zevkten.
    ···
  12. 37.
    0
    içi toprak dolu bi taharet su borusu geçiyo elime tarlada. offfff. bunu namlunun ucuna koyup ateş edince, saçma içinden geçicek borunun ve boruyu temizlemiş olucam. saçma toprağı itip borudan çıkaracak, plan bu.

    aldım tüfeği, havaya diktim, ucuna boruyu elimle tutuyorum. tetiği çekmemle avucumun içinden borunun mermiyle beraber havalanması bir oldu.

    boruyu tutmuştum! avucumu bi açtım, 3 tane kırmızı iz, elimin içi yanmış a dostlar!

    o hızla havalanan boru elimi yakmış.
    ···
  13. 38.
    0
    yine bi gün terastayız. yaz. babam antenin yükselticisini tamir etmeye çalışıyor. anam cazgıra bağlamış. adam köstürüyor tamir edicem diye. ben de önceden kurcalayıp bozduğumdan biliyorum, elektrik çarpıyor o yükseltici. bizimki eliyle tutuyor falan.

    dedim baba çarpılmıyon mu? yooo dedi eşekgiben.

    sırtı çıplak ya muallaknin. bi dokundum. beraber çarpıldık. meğer topraklanmadığı için adam çarpılmıyomuş. ben çingen çocuğu gibi gezdiğim için tabi, adamla beraber kendimi de topraklamış oldum ve çarpıldık.
    ···
  14. 39.
    0
    giblenmedim elveda
    ···