03.50 gibi koğuş kalk verildi. o gece ne de olsa komutanlar yarına görev var yok demediği için geç yatmışım. normalde bizim koğuş kalk almamız 07.10'du öyle acemiler gibi 04.00'de koğuş kalk almıyoruz.2 saatlik uykuyla göreve gidiyorum. bi yandan üst ranzada yatan can yoldaşım hasan " olum komutan görev var demedi nereden çıktı bu" söylenmesi gece gece uyandırıp para isteyen huur karılar gibi. çekilmiyor.

komutanlar normalde görev olduğu zaman " yarın görev var şu şu saatte hazırlıklı olun" gibinden ön bilgiler verirdi. uyuyup uykumuzu alalım hazırlıklı olalım diye. fakat ikidir söylemiyor. teskeremi aldığımda komutana sorma gereği duydum o da bir kaç arkadaşınız ailesini aradığı zaman yok yarın gabara göreve gidiyoruz yok bilmem katoya gidiyoruz diyorlarmış. komutanlar bir kaç kez bunu işitmiş. her daim hazırlıklı olmak için sizlere söylemiyoruz. öcüler istihbaratı alabilir gibi şeyler söylemişti...

100 kişilik bir komanda ekibiyiz. görevlere karanlık olduğundan bir birimizin omuzuna çocukların biberonlarına sarıldığı gibi sarılıyor takip ediyoruz.
en ön 3 erde çelik yelek en arkada 1 erde çelik yelek. ben her zaman 5 yahut 6. sıralardayım. göz gözü görmüyor. ensemde hasanın nefesi ile önümdeki süleymanın içini ferahlatıyorum. ommuzlarımızdan tutmuşuz ama ya 3. er uzmanın omzunu bıraktıysa nereye gideriz düşüncesi, ağaçların rüzgarla dansı ve akabinde çıkarttığı ses ulan acaba öcümü geliyor düşücesi bir yana 2 saatlik uykumu nasıl gideririm endişesi beynimi kemiriyor...

Ranzamın yanında Full şarjör Silahım çelik yeleğim ve diğer mühimmatlarım hazırda bekliyor. Allah'ın unuttuğu dağda her an tedbirdeyiz. uyanır uyanmaz mühimmatları giyip önümde azalan sırayı takip ediyorum. koşar adımlarla dışarı çıkıp iştima aldık. komutanın sayım raporu ile dağa göreve gidiyoruz...
Şöyle söyleyeyim Ben büyük şehirde büyüyüp yetiişmiş biriydim oralarda çok yabancılık çekiyorsunuz beyler. dağ hayatı en son 7 yaşında köye gitmiş biri olarak ilk gittiğimde şırnağın havası bile beni hasta etmişti. şehirde her yer ışıklandırma. dağ da ise sadece ağaç dallarının sesi ve etrafta bulunan böceklerin selenatları ile baş başasınız.
hani şehir çocuklarının geceleri etrafında kol gezen ışık modüllerinin yanı sıra fark edemediği ay ışığı varya o ay ışığı çıksın diye tertip süleyman ay ışığı duası bile uydurmuştu. olum hiç bir şey yok bildiğin yorganın altı gibi kap karanlık. kafamı yere eyiyorum ayaklarım görünmüyor. o derece...

beyler bu kadar ilgi duyulacağını sezmediğim için sözlüğe girip kontrol dahi etmemiştim. kusura bakmayın yoksa bu kadar rez almanızı bekklemeden devdıbını getirirdim. bir kez daha özür dileyip yazmaya devam ediyorum. imla hatalarım olursa af ola çünkü yazılmış bir şey yok duygularımı tercüme ediyorum.

Bir taciz ateşi açıldı. önden bir ses asker çök. ne çok sesli ne de çok sessiz bağırdı hemen mevzilendik. komutan 1 dakika sonra bu teciz ateşi fakat ses uzaktan geliyor. bizim onları duyup peşlerine gitmemizi istiyorlar... nafile asker marş... dedi ve yürümeye devam ettik. o a ki korkuyu anlatamam size beyler siz hiç yeni taşınan birinin boş evinde el şaklattınız mı? nasıl yankı yapıp kulağı hırpalarcasına ses çıkardığını denediniz mi? bu bir de keleş sesi..
ulan etrafımız boş kayalık arazi, ağaçların yapraklarındna başka ses yok. aramızda konuşmak yasak . yürürken uçurumun kenarından geçiyoruz. yürürken kayaların etrafındaki küçük bir taşı oynattım uçurumdan aşşağı sürüklendi. sanarsın ki 5 aslan kükrüyor. o sessizlikte öyle bir çıkartıyorki hasan ne oluyor deyip silahını taşa doğrulttu. askerlerin pgibolojisi iyi değl..
ses soluk göremeyen öcüler bir taciz ateşi daha açtı tekrar mevzilenip tekrar yürümeye devam ettik. oraya gitmek ölüm demek beyler. adamlar yerlerin alltında yaşıyor tepelerde cirit atıyorlar. biz ana kuzuları hayatımızda dağ gördüğümüzmü var? tamam 7 ay eğitim aldımda Allahın bayburtunda eğitim aldım dağ yok ki gibtimin yerinde. gündüz olsa göz gözü görse tamam tek atarızda gece gece olmuyor.

görevimiz gabar dağını aşıp kato dağını çevreleyen jandarma karakolunu korumak. ama karakolda karakol sağda gabar solda kato önümüzde "Şırnak Görmeç Jandarma Taburu" olarak da adlandırılıyor tam gabar eteklerinde... dağın üst konumlarında mevzilenmiş bir tabur asker birde bizin korunağımız. sanarsın ki kapalı ceza evi kimse gelemiyor...

buraya ilk gelişim usta birliğine ilk gün baskın oldu. bir grup öcü baskın yapıp taciz ateşi açmış bunu gören cobra helikopteri kayalıkların içine mevzilenmiş öcülere tarıyor. ama nafile adamlar sincap gibi huur çocukları dediğim gibi yerin altında yaşıyor cobrnın hareketlendiğini görünce hemen kayalıkların altından sızıp yerin altına giriyor huur çocukları...
öcüler kaçtıktan sonra olayın şokuyla "lan nereye geldik biz. böyle yer mi olur. deyişim ortamı her ne kadar gersede korup huur çocuklarının ekmeklerine yağ sürmemek istiyorum. cobranın geri dönmesi ile birlikte olay yerine gelen usta birlikleri bulunduğu kayalığın oraya giderek yer tespiti yapmak istedi.

tepeye çıkar çıkmaz patlama sesi... sadece 1 patlama tabur sessiz ve korku içinde hani beklemeksizin yanınızda torpil patlatırlarya aynen öyle oldu dağdan bir patlama sesi. huur çocukları kaçarken dağa mayın bırakıp gitmişler. o gün 1 şehit verdik. daha ilk gidişim.. o gece uyuyamadım..

Komutanların bir grup öcünün Tabura saldırı yapacağını istihbar edince bu görevde bizleride layık gördüler. bizler 7 aylık eğitim süreci sonrası görve gelen askerleriz. acemi birliğinde 30 40 her neyse eğitim alıp tunceli karıncaköye düşen torunlar gibi değiliz. askerin sonlarına doğru komutanlarımızdan bize teklif sunuldu ankarada askeri sınava girip uzmanlık rutbesi alarak 5 milyar maaşla görevlere katılabilecektik. hiç birimiz sıcak bakmadı 100 kişilik taburda 2 kişi aday olarak gitti onlarda teskeresine 2 ay kalıp sırf buradan uzaklaşıp ankara yüzü görebilmek sınavı kazanmadan geri gelebilmek içindi.
bazılarınız burada yok vatan haini ben olsam gidedim vatan millet sakarya diyebilirsiniz. ama o anki pgiboloji çok farklı.

pgibolojiniz gibiliyor. 3. göreve gidişimiz yine gece sifiri karanlık ay ışığı yok boynumda gece görüşü bir gün önceden hastalanan en önemli askerimiz! hastalanan en önemli askerimiz diyorum ben ona çünkü omuz omuza tutup zifiri karanlıkta yürürken 100 kişilik görev taburunun en sonda kalan çelik yelekli askerdi o en arkada düşünün herkez bir birinin omzunu tutup gidiyor ilk sıradakini arkadan tutan er. arkası sağlam önüde sağlam çünkü görebiliyor. beşinci, dördüncü askeri tutuyor altıncı askerde beşinci askeri tutuyor hem önü hem arkası sağlam. en arkadaki sadece ön tarıfı tutuyor ama arkada kimse yok. o asker hastalanınca onun yerine ben geçtim. 100 kişinin en sonuncusu zifiri karanlık sıfır sessizlik, sessizliği bozan botlarımın kaya barçaları ile güreşi ağaçların rüzgarla ettiği edalı danslar. arkamdan ağacın yaprak sesleri geliyor o ne amk deyip arkama bakıyorum. pgiboloji kalmadı. göz gözü görmüyor. göz gözü görmediğinden birbirimizin omzundan tutuyoruz önündeki askeri göremiyorsun!! aşırı sisli ulan acaba 50. sıradaki bi önündekini bıraktıda başka yeremi zütürdü bizi diye düşüncelere dalıyorsun. olur mu olur 1 dakikalık dikkatsizlik bizi ölüme sürükler.
benim aklımda arkamdan bir öcü gelip önümdeki askerin omzundan tutup benim boğazımı kesse. sonra önümdeki askerin önündeki askerin omzundan tutup onuda kesse. öyle öyle 50 kişiyi alır anca anlaşılır hatta anlaşılmaz bile...

görevler 15 günlük periyotlar halinde sürüyor. 50 kilo çanta ve kamuflaj 4 adet dolu şarjör çelik yeleğe mevzili. 15 günümüz dağlarda geçiyor. görevimizin 5. günü yarınlar yürümekle ve düşüncelerle geçmiş. hala 10 gün var mantelitesi 5. güne gölge vuruyor fakat biz hala yürümeye devam ediyoruz. kaç kilometre olduğunu tam hafızamda canlandıramıyorum ama o sıcakta o botlarla kat ettiğimiz yol neticesinde ayağım su toplamaya başlamıştı. her gittiğimiz alanda önceki görev tabu arkadaşlarımız tarafından yapılan mevizlerde kalıyoruz. ben gececiyim geceleri nöbet tutardım birde gündüzcüler var. benle hasan gececiyiz. geceleri nöbet tutmak o kadar kolay değil heleki ayağınız su toplamışsa ayakta gezemiyorsun. bir yandan uyku bir yandan düşünceler. sifiri karanlık biri taciz ateşi açıyorum diye kafan vursa hiç bir düşünceye varmayacağım ama hasanı ailemi özledim demesi, ailemi çocuğumun yanına gideceğim değil mi afgan tazısı nidası bu ihtimalleri körertiyor. görevler sırasında ailenizi arama gibi şansınız yok endişelendiler mi, şehit olduğumumu düşünüyorlar, ne yapıorlar nasıl. her şeyi düşünüyorsunuz. görev dönüşü 1 avuç sakal. insan mıyız lan biz? diyor hasan. olum ne insanı insan gece mağarada yatar mı? ciddi ciddi mağarada yatıyoruz. benle hasan bir mağarada. dışarda duran bir asker la hasan içeri örümcek girerken gördüm. demesi ile irkilip ışığı açmaya kalkışınca elini tutup la olum salakmısın ne ışığı ya öcü bizi gözetliyor tam yer tespit etmeye çalışıyorsa... dememle gibtir git olum ya bu örümcek bizi yerse :D ? öyle ama doğunun akrepleri ve örümcekleri meşurdur heleki yabani domuzları. mevzilenirken komutanın çök nidası ile durup yabani domuz çetesine yol verip gitmelerini sağlıyorduk. bize saldırsalar dahi ateş edemşyoruz. öcüler yer tespiti eder diyeç pgibolojimiz bozuk. ölsek bir şey yapamıyoruz.

hasan. lan afgan beni siseler yatmam ben burda demesi ile dışarı çıkıp yatalım dedi. çıkıp yattık. ama dışarısı daha beter. omzumda yürüyen fareler akreplerin ayak seslerini duyuyuroum... kalkıp hasan o örümcek zütümden girip ağzımdan çıksada ben içeri gidiyorum dedim.

kayaya çarpan mermi dumanları arasında gülen öcüler kayıpalra karışıyor. artık yerimiz tespit edildi. komutan yerimiz tespit edildi tastiklendi. artık tek yapmamız gereken olabildiğince yerimizi değiştirip mevzilere sığınıp gelmelerini beklmek. ki öylede yaptık bir kaç saatlik yürüme ile gideceğimiz alana varığ mevzilendik. bulunduğumuz ortam mağaralarla çevrili bir kaç mevzi alanı olan bir yer. mağaralar arası geçiş ve 2 kestirmeden birisi akar suya çıkan bir cehennemin içindeyiz. karanlıktan mı şüphelensem 2 çıkış yolundan gelecek aparkatlaramı düşünme içerisindeyiz. hasan olum bir şeyin yok değil mi? bana bakıp kafa sallıyor biraz ses yükseltiyorum. hasan oğlum bir şeyin varmı? yok aga sadece kulağım biraz zarar gördü. huur çocukları bunlardan rahat yok bize!!! kardeşim yapacak bir şey yok sen rahat etmezsin belki ama senin burda oluşun ailen ve diğer türk vatandaşlarının rahatını sağlıyor.. ne dedin? lan olum diyerek sövüp tekrarlıyorum mümkün mertebe bağırarak. askerde arkadaşlık hat salfada yaşanılan bir yer çünkü annen baban, karın kız arkadaşların en son ne zaman su içtiğini bile bilirler. çünkü onun canı sana emanet. kayalara sıçmaya giden hasan 1 saat ortalıktan kaybolunca komutan silahın dipçiğini ısıtıp zütüme sokacaktı gibtir git hasanı bul bulmadan da gelme. eğer ölmüş ise seninde ölünü görmek istiyorum. ulan hasan nerdesin nidaları ile ararken kayaya sıçarken uyuya kalmış takun üzerine düşmüş. tak hep zütğne yapışmış. kaldırıp bir kaç tokatladım sonra zütünü temizlemeye yardım ettim askerde ayıp yok. dediğim gibi annesi babası sensin. bir birimizi çok severdik...

içeri gidip yatma gereksiniminde bulundum 2 dakika sonra içine şüphe düşen hasanda ne züt adamsın demekki bizim esir alsalar bırakıp kaçacan dedi ya olum yat sktirme şimdi esirini falan dedim. mağara hem soğuk hem karanlık dediğim gibi ışık açmak yok. bir yandan hasanın la olum sırtım kaşınıyor kesin altımızda demesine mi inanayım matarımın sebebsizce ses çıkarışının haberciliğine mi şaşırıyorum. mataram ayağımın altında . su toplaya ayağıma mataramı koydum ki serinletsin. o da hasanın fikri. sağ ayağım su toplamış sol ayağımda bot var her ne kadar ayağımı açma gereksinimi duysamda bir ayağım tetikte öteki ayaımada akrep falan sokmasın. bir anda ayağımın etrafında hissettiğim birşeye sol ayağımda hamle yapıp ezdim. çıt diye bir ses geldi. aha dedim hasan vurdum olum. :D o ara uyumuşuz o anın rahatlığı ile. sabah kalkıp ilk işim bastığım şeyin ne olduğuna bakmak oldu. bakın beyler abartmıyorum avucum kadar örümcek amk hasan "olum bu bizi gibermiş gibmekle kalmaz 1 senelik yemek ihtiyacını karşılardı" diyor nitekim doğru bu türler et yemeleri ile meşhur 1 köyllüyü yediklerini söylemşti komutan bilmiyorum artık gerçek mi yoksa korkutmak adına yalan mı söyledi...

o günün akşamı bizim için hiç rahat olmamıştı bir kaç saat öncesi taciz ateşi yer tespitleri canımızı oldukça sıktı. ha şimdi gelecekler. ha sonra diyerek kendimizi tetikliyoruz. bazı tertiplerin ellerinin titremelerini sezebiliyorum. belki 1 saat belki 10 dakika sonra başına isabet eden bir mermi ile öleceksin. hiç bir şeyin garantisi yok. mağaranın içinde bu düşüncelerin geçerken dışarıdan gelen sese irkilip silahıma davranıyorum. kulağım mağaradan çıkarken komutanın ellerin havadan bana doğru yaklaşın demesi ile meşgul çıkıyorum. 10 kişilik bir grup görseniz öcü dersiniz. öcüden hiç bir farkı yok. konuşmaları giyinişleri kamuflajları. komutan alinin selam durması ile ne oluyor komutanım demem bir oldu.
komutanım sizmiydiniz! gelenler özel hareket beyler vallaha billahi ilk gördüğümde öcü sandım ama biraz farklı hayvan gibi bir şeyler. fazla konuşmayı sevmezler. ali komutanlar bir kaç bir şey konuştular. konuşmadan anladığım bir terörist grubu güzergahımıza pusu atacağı üzerindeydi. bunun adına bizi uyarım kelle avına çıkacaklardı. arkadaşlar karakolda bir kaçına rastladım adamların görevi dağa çıkıp 10 gün takılıp geri gelmek. geri gelirkende illa ya kelle alırlardı ya da şehit verirlerdi ama adamlar bizden dahada hayvanlardı adamların görevi dağda yaşamak. böyle bir şey görmedim beyler ben. admlar ölüm makinası.

görevin 8. günündeyiz artık doğadaki hayvanlar bize yaklaşmıyor. 8 gündür banyo yüzü görmemişiz. hasan böyle durumlara alışık pekekent mühimmatına şampuan ve ıslak medili koyup dinlenme molalarında çıkarıp bedenini temizleyebiliyor. bense sadece ayağımın derdine düşmüşüm. ayağım mos mor olmuş. gündüz saati bir taci eteşi... komutan mevzi alın... !!!

tek ayağım çıplak yere basamıyor hasan desen apış arasını silerken mevzileniş. lan olum benim silah nerede??? heyecan beyler öyle bir şey yok. bir anda pusu yedik. silah sesleri kulaklarıımı parçalarcasına geçiyor. komutan koordinat veriyor saat 13 yönüne afgantazisi koru bizi emredersiniz komutanım demeden onama vermeyen ali komutan susmuş sakin ol asker!! mühimmatını tasarruflu kullan. o günler şimdiki gibi değil. 1 dünya savaşından kalmış silahları kullanıyoruz. rus alman yapmı. tutukluk yapmasını mı söyleyeyim heyecandan şarjör yuvasından düşen mermi kovanlarından mı bahsedeyim.

13 yönünde bir öcü kafasını dışarı çıkarmış bizi gözetliyor. taciz ateşi açıyorum kayadan seken mermilerin toz bulutu arkasına gizlenen huur çocukları gülercesine üzerimize mermi yağdırıyor. bu 2. öcü görüşüm. ilk gördüğümde uzman çavuşumu şehit etmişlerdi...

ilk görevlerimden bir tanesi yine aynı güzergah alanında ilerliyoruz. çelik yeleğini giyen uzman çavuş arkaya doğru nida veriyor askerler dikkatli olun bu gün içimde bir sıkıntı var!!! adam kahin gibiydi. 2 gün önce daha şakalaşmıştık. en sevdiğim uzmanlrdan biriydi. her seferinde emekli olunca bir iddia bayi açacağını söylerdi... kır saçlı geniş omuzlu boğuk sesili yerine göre dik yerine göre komik çavuşların başını çekiyordu..
elinde mayın dedektörü sallaya sallaya giderken bir mayına bastı. 1 dakikalık boş verişlik bir uzman çavuşun haytını 2 erinde bacağının komasına neden oldu. beinmse sadece kulaklarım duymuyordu. geçici...

2 yıl boyunca gabarda görev yaptım, 1997-99 seneleri arası, koğuş falan yok sallama büyük konteynırlarda kalırdık. Koğuşu bulsan öp başına koy. Dağ zifiri karanlık ayağımı göremiyorum demişsin, gabardaki ışıklandırma hiç bir dağda yok. 97 yılında bile biz operasyona çıktığımızda her şey gün gibi görünürdü. Dağın etrafı hep ışıklandırma yalanını gibeyim. Ah aslanım sen buraya gelmiş gabarda görev yaptım diye sallıyorsun, ben belki senin doğdugun sene orada kelle alıyordum. Taciz ateşi açılacak da komutan "asker çök" diyecek. Peh. Gabara gitmene gerek yok doğuda görev yapan en az bir kere operasyona çıkmış kime söylesen bu cümleyi adama zütüyle gülerler.

özel harekatında teşrifi üzerine bizim tabur iyice işkillendi. dualar ağıtlar bir biri arasına kesilmeksizin hasanın tek düşüncesi olan çocukları gözerinin önüme geliyor. ya bu adam şehit olursa? o an başka bir şey düşünmüyorsunuz. aileniz ve tertiinizin ailesi! belki hayaızda görmediğiniz insanlar için üzülmeye başlıyorsunuz. komutan sakin olun böyle şeyler yapıp kendinizi küçük duruma düşürüyorsunuz sizler 7 aylık süreç içerisinde başarılı olup buraya gelme gereksiniminde bulunmuş insanlarsınız sizin eğitimlerinizi geçen olmadı. sizler bu vatan uğruna buradasınız. ağlamayın. Ananaız babanız sizinle gurur duyacaktır. diye konuşması her türk gibi içimizi kıpırdatıyor.

o gece uyku yüzü göremedim hasanla konuşmaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktu. konuşmalar arasında bir silah sesi duyuldu. bu silah sesini tanıyorum. keleş sesi. hemen mevzilenip dışarıy çıktık. komutanın seslenmesi ile herkes bir kayaya mevzilendi. gece görüşü takan bir tertip koordinat düzlemi üzerinde onadığı öcüleri ortaya bırakıyor. bizlerde onamaya sessizce eşlik ediyoruz. hiç bir şey görünmüyor. ama koordinat düzlemi üzerinden gelen sesler ve ateş görüntülerine ateş ediyoruz. uzun sürece çatışmaya girdik. hasanın bağırışları ali komutanın sakin olun ve düüzgün ateş edin demelerinin ardı arkası kesilmiyor.

yaralı askerlerin tedavisi bitmek bilmiyor. Allah'ın unuttuğu soğuğu her nefes alışında hissettiğin dağın ortasında yaralı askeerlerin bedeninden kurşun çıkartan bile var. bu namussuz dağın öğlenleri sıcak akşamları dondurucu soğuğu var. bu anasını gibtimin yerine bir tek öcülerler değil bir yandan dağın görülmeyen yüzü ve hava durumu ile uğraşmak oldukça beter. bir yandan ayağımda toplanan su tomurcuğunun acısı. her an öcülerin gelebilme pgibolojisi beni benden alıyor. hasan gelip sırtıma dokunuor. afgan sen iyimisin. hasana dönüp lan olum gibtir git gibmeyeyim şimdi seni görmüyon mu dıbına koyim ortalığı kan gövdeyi zütürüyor diye serzenişte bulunuyorum. ama çocukta haklı annesi babası olarak gördğü beni koruyacak. bende onu korumam gerek fakat önemli olan yaralılar ve şehit tertiplerim. hasanın ağlayışları olum başına bir şey geldi sandım deyip sarılıyor bana. lan olum dur deyip sirkeleyip gel yardım etde içeri zütürelim dememle eratı kucaklayan hasan bir yandan gözlerini siliyor.

doğu bölgesinde yapan kardeşlerim iyi bilir ki doğuda görev yapan askerlerin pgibolojileri bozuktur. çatışma esnasında bile bu tespiti yapmak mümkün. ölmemek için öldürme güdüsü benimsenmiş. akabinde saldıran öcülere Allah Allah nidaları ile ateş atan tertipim bile vardı. ölüm korkusunu hiç bir şeyle örtüştremiyorum. kolay mı bir insanın doğup büyümesi. 20 yaşında ölüm kokusu almak kolay değil arkadaşlar. şimdiki nesile bakıyorum hepsi olmasada bir amaç güdmeksizin saçma sapan değerler uğruna yapmadığı salaklıklar mı dersiniz namussuzluklar mı diz boyu. bedelli askerlik yapan insanların yanı sıra sırf askerden kurtulmak adına 30 yaşına gelmiş hala açık öğretim sınavlarına katılma güdüsü duyan şahsiyetlerin orada olmalarını çok isterdim. gencecik daha neyin ne olduğunu kavrama çağına gelmiş insanlar sırf rahat edin diye nöbet bekleyip çatışmalara giriyoruz.

bunları düşününce insanın pgiboloji bir radde daha bozuluyor. o gün bir çok öcü kellesi aldık fakat akabinde bir çok şehitde vermek zorunda kaldık. tam sayısını ortalık sakinleşince öğrendik 10 asker şehit 3ü ağır 2 si hafif yaralı. şehit. beyler koskocaman dağ ardı arkası kesilmeksizin zirvesi görünmeyen bir uçurum. bir yanında elleri tireyen askerler, bir yanda şehit kanı temizleyen sıhhiye bozuntuları. yaralılara yardım etmekte uğraşan tertiplerim. o anı hatırlamamak mümkün değil. sadece bir noktaya bakıp dalmışım hayatım film şeridi gibi geçti falan demeyecem bunlar çok saçma şeyler. o an annen baban bile gelmiyor aklına sadece ya bende şehit olsaydım? an kanın vücudunda hareketini hisseder gibi oluyorsun. ama o anı bozan bir sıhhiye omzuna dokunup yardım et de yarayı dikelim demesi beni benden alıyor. beni kan tutuyor beyler ama o an yapacak bir şey yok o an kan falanda görmüyorsun şimdi olsa bakamam bile. ben sıhhiyeye baktım o da bana sıhhiye eğitimi almış sıhhiyeler "her türlü ilacı tanır, diikiş diker, ilk yardım v.s uzmanlardır" o an merinin sıyırması ile kolda açılan yarayı dikmek için benim yardımımı isteyen sıhhiye bunu tek başıma yapamam bana yardım edeceksin dedi. tamamda ben anlamam olum nasıl yardım edeyi dememle ben çengeli geçireceğim sen yukarı doğru çekeceksin dedi ki haklı bir yandan yarayı tutuyor bir yandan çengeli batırıyor. tamam deyip başladık dikmeye...

normal şartlar altında askerler görevde kalmaya devam ediyoruz dendiğinde kendi aralarında söylenip çekiştirme yaparlardı. ama bu sefer durum farklı yemin bile ederim o an 30 gün daha görev var dese komutan itiraz edilmez. ulan tertipini gözünün önünde vurmuşlar. şehit ulan bu şehit kolay mı yetişiyor 1 mehmetçik huur çocuğu 20 yaşına kadar zorluklarla büyütülmüş en güzel çağında askere gelmiş nur yüzlü kardeşlerinizi şehit ediyorlar. huur çocukları. arkadaşlarım Allaha dua ediyorlardı Allahım benim karşıma çıkart da geberteyim gibisinden herkes yatarken öcü görmeyi hayal ediyor. böyle bir şey olmaz. günümüzden örnek vermem gerekirse hangi kafadaki insan (özel harekat) kos koca biksiyi tek elle tutup uluyarak havaya ateş açar?? videolarda gördünüz. askerlerin pgibolojisi bozuk. hangi insan merminin üzerine yürür olum. her operasyon ev baskınında kalkanla kapıyı açıp içeri giriyorlar ya bomba düzeneiğini kapıya bağlasalar si kapıyı açtığınızda bomba patlasa? yok beyler bunlar akılla verilen komut değil bir an önce yüzleşme güdüü bunlar. süleymanın öcünün üzerine zıplayıp kafasını deliş deşik etmesi gibi. istemizce yapılan şeyler..

o gün uyumadan geçti benim iin neyseki gün ağırdı etrafımızdaki böceklerin selenatları kulaklarımızın buğlarını alıyor o günün anısına sabah kalkıp şehitler adına namaza duruyoruz...

uyuşturma falan yok kanlı canlı yarayı uyuşturucusuz dikiyoruz Allah belamı versin çocuğun bir bağırışı var "dikmeyin oğlu bırakın öleyim daha iyi " demesiile irkilip çengelli iğneyi takan sıhhiye'nin düzgün dur oğlum bitecek şimdi demesini dinliyor kulaklarım ama nafile yaranın kapanması için en az 9 dikiş atmamız gerek amcık gibi açılmış yara. sıhhiye çengelli iğineyi sokuyr ben çekiyorum, o sokuyor ben çekiyorum. sanki deri mont dikermiş gibi arada tomurcuklaşmış kanı elimle siliyorum. terleyen sıhhiyenin alnını siliyor bir yandan çengelli iğineyi çekiyorum. ulan gibtin beamızı deyip yerde yatan yaralı askerin alnını okşuyor oğlum dayan 2 3 dakika bitecek diyorum.

etrafımı kesiyor. yardım bekleyenlere destek iletileri belirtiyorum. cehennem gibi. tıpa tıp mahşer alanı ağlayan sızlayan deliren şarkı söyleyen ne ararsan var. beni kan tutuyor normalde bayılmam lazım ama ayaktayım kan tomurcuklarını siliyorum. ne oluyor olum burada neredeyiz biz...

nöbet sonralarında mevzilerimizde yatıyor. bir hareketlenme olmasını bekliyorduk. komando için mağalarada, mevzilerde yatmak olmazsa olmazlardandır. mavzilerde yatmak o sıcacık yataklarda yatmak gibi değil kaç tane yılan öldürdüğümüzü, taşla kovaladığımızın haddi hesabın yok. onlarda yetmezmiş gibi, zehirli akrepler, büyük örümcekler,, fareler her saniye tereddütdesiniz. kuran çarpsın tertipin birine akrep soktu 3 kademe ona ne diyorlardı tam hatırlayamıyorum boğum muydu öyle bir şey. 3 kademeli zehir salgılamış ulan 10 adet ilacı karıştırıp çocuğun ateşini zar zor düşürdüler. ya 5 6 kademeli zehir salgılasa hiç şansı yok. çocuk ölüyordu ama..

mağaralarda en yakın arkadaşlarınız bazen fareler olabiliyor. mevzide yatıyorum bel kemiğim ile alt taraf arasında kalan boşluktan sırtıma sürten farenin soluma geçip kumanyalarıma dadandığını hissediyorum. ama o da açtır deyip karışmıyorum ne yaparsa yapsın :D bazen sabah kalktığmda ekmeğin yarısını kemirmiş halde bile buluyordum.

komutan etrafı kolaçan edin demesiyle giden tertiplerimin yerlerini arkadan gelen tertiplerim dolduruyor. bir kaç adım atıp kayaların altına iniyor huur çocuklarını kontrol ediyorum. hasanda keleş bende g3 kadirde g41 v.s siahlar var komandolar göreve gör silahlar kullanabiliyor akabinde roket atat v.s her şeyin eğitimini alıyoruz. bir öcü aldığı mermiyle öyle bir hasar almış ki bir çok organı dışarıya çıkmış. kesin hasan senindir lan bu diyorum. keleş mermisi anasını gibiyim öyle bir silah görmedim. huur çocuğu silah karda kışta yağmurda çamurda atıyor. tek kötü tarafı 1 şarjör 200 metre ileri atıyorsa 2. şarjörde ısınan namlu yüzünden 150 metre 3. 100 metre diye düşüş yaşıyor. tam metresini hatırlamıyorum af ola.
indiğim kayalarda botlarımın bastığı yerden vıcık vıcık sesler geliyor ayağımı kaldırıp bakıyorum bağırsaklar. kusasım geliyor ama içimden gelmiyor huur çocuklarının yüzünden. basar basmaz kayar gibi oluyorum süleyman yakalaıyor olum rahat dur şimdi başımıza bela almayalım. deyip gülümsüyor. ilerden gelen tertiplerim 1 öcü ölüsü getiriyor komutan ne olmuş ona aser diyor. askerde komutanım intihar etti...