+7
sene 2004 yaşım 23 falan
2 araba gidiyoruz memlekete. annem, kardeşim, babam, eşim, büyük dayım ve yengem.
izinler alınmış, zaten kurban bayramı tatili de var güle oynaya kocaeli'den çıktık yola
bayram erken geldi bize yani yolda bi dayımlar geçiyor bizi bi biz onları habire yemek molası veriyoruz falan.
o zaman tabii arabaya flash bellek takmak yok yapmışım bir sürü cd bağıra bağıra şarkı söyleyerek
ritim tutarak alkışlarla aynı şarkıyı 5 defa dinlemelerle falan bitirdik yolculuğumuzu.
evleneli 6 ay olmuş, eşimle iyice kaynaşmış artık ailem. eşim büyük dayıma hayran zaten, benden daha çok onunla konuşuyor 2 çenebaz durmaksızın sohbet ediyor.
küçük dayımı ise hiç sevmiyorum. sülalenin pgibopatı delisi gibi bir şey. örneğin kim sorsa ünyeliyim der lakin ünyeye bir kere dahi gitmemiş, hatta ünyenin nerede olduğunu bile bilmez mal. eşimi de bu dayımdan uzak tutmaya çalışıyorum kendimce. değişik değişik konuşur da tepemi arttırır yine elektrikli süpürgeyle kovalamak istemiyorum onu. (16 yaşımda yaptım böyle bir çılgınlık)
neyse kurbanın ilk günü ziyaretlere gidiyoruz bulduğumuz eli öpüyoruz falan. akşama doğruda misafirler gelecek ben o ara 1-2 saatlik boşluk buldum eski arkadaşlarımla konuşayım dedim. yarım saat oldu olmadı telefon geldi koşarak gittim eve. mutfakta büyük dayım küçüğe bağırıyor babam sukünetini koruyor annem yukarıda eşime sarılıyor. noldu diyorum ağlıyor sarılıyor bana. tekrar soruyorum ne annemden ne ondan ses yok. bağırıyorum noldu amk! noldu! gidelim diyor sessizce. aşşağı iniyorum bağıra bağıra mutfaktakilere bağırıyorum babam falan tanımadan. biri bana bu soktuğumun evinde neler olduğunu söylesin? küfür falan ediyorum babam beni sakinleştirmeye çalışıyor bir şey yok bir şey yok oğlum otur hele falan diyo. daha da çıldırıyorum eşim kolumdan tutuyor zütür beni diyo. saçmalama diyorum büyük dayım küçük dayımı azarlıyor. tam tahmin ettiğim gibi şerefsiz küçük dayım yaptı bir şeyler. kesin ya başka bir ihtimal yok. üstüne yürüyorum söyle ne yaptım pekekent falan diye avazım çıktığı kadar bağırarak. elime ne geçerse fırlatıyorum holden mutfağa doğru. büyük dayım mutfağın kapısını kapatıyor babam beni tutuyor o da sinirleniyor bu sefer. napıyon napıyon oğlum o senin dayın eşkiya mısın! falan diye bağırıyor. eşim üstüne annemin hırkasını almış hadi gidelim diyor ağlayarak çekiştiriyor. annem hadi oğlum siz gidin daha da rezil olmadan millete diyo. çıkıyoruz öyle alıyoruz arabayı. eşim arka koltuğa geçiyor uzanırım falan diyerek dönüyoruz memlekete. yol boyu sigara içiyorum tek bir soru sormadan. bolunun üst girişindeyiz. 40. km falan bir tesisvari yer var. giriyorum oraya tuvaletimi yapıp sigarayı tazeliyorum. tesisten çıktıktan 200m gibi bir mesafe sonra trafik ışığı var yakalanmışız bekliyoruz. önümde ve sağımda birer brodway var. bir ses duyuluyor o ara ilk bi fren sesi fazlaca devamında taak diye kısa süreli daha baskın bir ses ve metalin yere sürtünme sesiyle karışık devam fren sesi. 5-6 saniye falan sürdü tüm bunları duymam. 3. saniyenin sonuna doğru falan kırmızı ışık yandığı halde hareket eden muallak brodwaylerden anladım bize doğru gelen bir şey var. tek farı patlamış bir şey geliyor üstümüze doğru. manevra yapacak ne sürem oldu ne de refleksim. sol arka tekere 60-65 derecelik bir açıyla çarptı şerefsiz adi çocuğu. sürükledi arabayı 2-3 metre falan.
eşim vefat etti iç kanamadan. hastaneye gelene kadar hayata tutunmaya çabalamış meleğim kalbim herşeyim.
gasilhanede seni seviyorum deyip son kez tutuğumda elini, yüzünde gülümseme olduğunu anlatamadım kimseye. anlamazlar zaten.
gömüldükten bir hafta sonra atlattım üzerimdeki şoku. öldüğünü bir hafta sonra fark ettim. artık olmayacağını, elini tutamayacağımı.
kaza anında teyipte üzerine asitat kalemiyle 'karma-mix' yazdığım bir cd vardı 9. track Aklım şaştı parçasıydı. bu çalıyordu. bu şarkıyla uğurladım can tanemi
o cd'lerin hepsini saklıyorum hala. bir kere bile açıp dinlemedim. son iki senedir doğum gününde youtube dan açıp dinliyorum.
bu müzik hala alıp zütürüyor beni o kaza anına, kafamı direksiyondan kaldıramıyorum. emniyet kemeri boğmakta beni, arkada 2 kapı arasında sıkışmış eşim teyipte çalan müzik
davalar açıldı hepsi kazanıldı ama o adi huur çocuğu şoför aramızda. devletin adalet sistemi çok farklı çalışıyor anlamak mümkün değil amk :(
tutamadım kendimi anlatayım dedim kusura bakmayın.
ciğeri beş para etmez adi küçük dayımın eşimle tartışmasının nedenini söylemek istemiyorum. saklı kalsın, bende kalsın. her şey kader farkındayım. kaçılmıyor kaderden biliyorum biliyorum çok iyi biliyorum
Uzun süredir takip ediyorum bu siteyi . Baktım herkes bir şeyler anlatıyor bende anlatmak için kayıt oldum herkese iyi geceler diliyorum
Tümünü Göster