1. 376.
    0
    dinliyoruz saber devam
    ···
  2. 377.
    0
    tarık - imam önce çığlığın geldiği yeri kestirememiş. küçük ev. oradan mı gelmiş acaba!? kapının aralığından bakmış adam ön bahçede etrafına bakınıyorm..

    mustafa - hop hop hop! lan! ne yapıyon amk!?

    tarık - nasıl yani?

    mustafa - ne bileyim amk!? sanki böyle anlatımın değişti!

    tarık - (sinirlendi) amk defterde nasıl yazıyorsa öyle anlatıyorum işte!

    Ahmet - ya gibtir et o metodu. sen bildiğin gibi anlat ama abartma amk!

    gülüştük.

    Tarık - (sırıtıp devam etti) adamın ön bahçede etrafına bakındığını görmüş kapının aralığından. kapıyı açıp ne istediğini soracakken çığlık tekrar duyulmuş. imam kapıyı açmaktan vazgeçmiş. adam da küçük evin tarafına dönmüş çığlıkla birlikte. oraya doğru koşturup imamın görüşünden çıkmış. imam o gece adamın çığlıklarını da duymuş sonradan. acı içinde uyuyakalmış.

    sabah uyandığında ilk iş küçük eve geçmiş. kapı aralıkmış. içeriye girdiğinde o iğrenç manzarayla karşılaşmış. dün geceki adamın gövdesi evin ortasındaki masanın üzerinde sırt üstü duruyormuş. başı gövdesinden ayrılmış ve yüzü kapıya dönük vaziyette, ağzı açık ve göz yuvaları boşmuş. kolları ve bacakları da kalın urganlarla evin tavan kirişlerinden aşağıya sallandırılmış şekildeymiş.

    Nilay - Yuh amk! Yuh! Defterde aynen böyle mi yazıyor?

    Tarık - Evet!

    Serhat - Adam engizisyon imamıymış amk!

    Gülüşmeler.

    Tarık - Kendisini toparlamaya çalışmış. Başardığında da arkadaşını toparlamış parça parça. Alel acele mezarlığa inip gömmüş rahmetliyi.

    Akşama kadar dualar edip kitabın ilk üç sayfasına bakınıp durmuş. Sayfaların boş olmasının bir sebebi olmalı diye düşünüyormuş. Köyden gelen son ziyaretçisi ile herşey değişmiş o akşam!.. (aniden anlatmayı bırakmıştı. soran gözlerle birbirimize bakındık)

    Mustafa - Kirve!?

    Tarık bir süre daha donuk donuk yere bakıp bize kaldırdı yüzünü. Hepimizin suratlarına baktı sırayla.

    Nilay - Tarık!?

    Yavaşça ağzını açmaya başladı, gözleri de ayrılmıştı iyice.

    Ahmet - (topukları ile kendini zütün zütün geri iteleyerek) tövbe bismillah!

    Hepimiz korkup mesafeyi arttırdık tarık ile aramızdaki.

    Ben - Kirve!? iyi misin lan!?

    Gül - Adam gitti amk! (ağlamaya başladı)

    Ben - Tarıııık!

    Tarık ağzı açık halde dilini dışarı çıkarıp dudaklarını yalamaya başlayınca ilk mustafa çözüldü.

    Mustafa - Senin ben şerefini gibeyim huur çocuğu!

    Geç düşmüştü jetonlar, tarık ın kahkahaları arasında yerlerimize geçerken muhteşem küfürler yardırıyorduk. Ne anası sağ kaldı ne babası.

    Ahmet - Senin amk ben bin! Ödümü gibtin amk!

    Serhat - Lan bir daha böyle bir şey yapma. Yemin ediyorum ölümüne giberim belanı.

    Tarık - (kahkahadan gözleri yaşarmıştı binin) ahahhahahahahaha! yapmasam içimde kalırdı kirveeee ahahahahhahahahahaha!

    Gül - bin!

    Ben - Lan sen nasıl bir mahlukatsın amk!? insan işi değil bu yaptığın.

    Tarık - (durulurken) Tamam kirve tamam. Siz de olsanız en az bir kere yapardınız amk!

    Mustafa - Lan bunun şakası mı olur bin! Başımıza bir iş gelecek senin yüzünden.

    Ahmet - Hakkaten amk. Bilip bilmeden dalga geçiyorsun. Cahil huur çocuğu bizi de yakacan!

    Küfür ve bedduaları dizeledikten sonra birşeyler içmeye de karar verdik. Ahmet "abdest alacam ben içmiyorum amk" deyip çıktı bahçeye. Kalan herkes güldü. Sigaralar yakıldı. Tarık pozisyon aldı tekrar başladı anlatmaya.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 378.
    0
    Tarık - burada amk! (ayağa kalkıp çantasına yürüdü. defteri içerisinden çıkarıp ortamıza attı) Alın işte! Hevesimi kursağımda bıraktınız zaten.

    Mustafa - Lan senin kursağını giberim ayarsız! Neden atıyon öyle mal gibi!

    Nilay - Abi gözünüzü seveyim yapmayın böyle. Tanıyamıyorum artık sizi. Kutsal kitap mı lan bu!?

    Ahmet - Ya arapça bişeyler yazıyorsa içinde? (tarığa baktı korkarak) Yazıyo mu lan!?

    Gül - Yuh artık amk!

    Tarık - Yok lan bildiğin türkçe amk! Endişeni gibeyim senin ahmet.

    Ben - (defteri alıverdim hemen) Bir baksak mı lan içine?

    Tarık - (sinirli sinirli gülerek) Aç bak amk. Dikkat et ama kirve: Ben ilk açtığımda içinden yarak çıktı! Çok korktum. (gülmeye başladı)

    Sinirle suratına baktım tarık ın.

    Mustafa - gibtir git tarık. gibtir git başka yerde geç dalganı!

    Tarık - Amk çocuk gibisiniz ha! Adamın biri kafayı yemiş yazmış bir ton saçmalık. Ben de heyecan olsun diye ballandıra ballandıra anlatıyordum size. Olay ettiniz amk!

    Korka korka araladım sayfaları. Çirkin bir el yazısı ile bol imla hatalı cümlelerle muhatap oldum önce. Hızlıca göz gezdirdim. Tarık ın anlattıkları bir çocuğun hayal gücünün sinemaya uyarlanmış hali gibi kaldı okuduklarımın yanında. Hikayenin giriş cümleleri vardı sadece. Kalan kısa ve hatalı cümleleri bizim şerefsiz içine kendi yorumlarını da katarak anlatmıştı bize.

    Ben - (başımı defterden kaldırırken) Defteri nerede buldun kirve?

    Mustafa elimden çekiştirip aldı defteri o sırada. Direnmedim. Diğerleri hemen mustafanın etrafına üşüştüler.

    Tarık - Bu evde kirve. Şuradaki duvardan oyma rafın üstünde duruyordu.

    Ben - Amk korucular geliyor demiştin buraya?

    Tarık - Enteresan olan da o zaten. Defterin üstü toz kaplıydı. Kimse ellememişti yani. Sayfalar nemden birbirine yapışmıştı yer yer. Bizzat şahidim.

    Nilay - Yani onca zaman defter burada, neredeyse göz önünde duruyordu ve kimse açıp bakmamış öyle mi?

    Tarık - Valla görünen o!

    Mustafa - (başını defterden kaldırmadan) Olm senin anlattıklarının bir kısmı yok burada!?

    Tarık - Ne yapaydım amk! Kendi kafamdan birleştirdim kopuk yerleri. Defter konunun özeti sayılır.

    Serhat - Peki kalanını okusak mı lan buradan?

    Tarık - Gerek yok kirve. Ben ezberledim çoktan. Bir haftadır okuyorum ben onu! Kafamda imammışım gibi tasarladım amk herşeyi. Size güzel güzel kanırtayım diye.

    Ahmet - Amk senin ben.

    Gül - tak herif. Bari beraber okusaydık. Bu kadar endişelenmezdim o zaman belkide.

    Tarık - Ya endişelenecek bir şey yok. Zaten bir yerden sonra yazmayı bırakmış adam.

    Mustafa - Nasıl lan!?

    Ben - Lan! Durun o zaman. Tarık sen bire bin katmadan anlatabilir misin kalan kısmı? Sadece defterdeki haliyle mümkünse?

    Tarık - Olur kirve!

    Ben - Tamam o zaman (elimi uzattım) mustafa ver kirve defteri.

    Mustafa uzattı defteri aldım.

    Ben - Bu defter şurada dursun. Tarık kalan kısmını anlatsın hikayenin. Sararsa yan eve bakalım. Sarmazsa veya tedirgin olursak gibtir olup gidelim amk!

    Ahmet - Süper fikir.

    Herkes hem fikirdi. Tarık pek beğenmedi yan eve girmeme kısmını, ben söylerken suratı asıldı biraz. Meraklı bin.

    Tarık - Eyi tamam o zaman amk.

    yere çöküp bir sigara yaktı, biz de yaktık. anlatmaya devam etti.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 379.
    0
    Reserved
    ···
  5. 380.
    0
    reserved
    ···
  6. 381.
    0
    aq anlatsana quantumdan sonra bir daha altıma sıçacam
    ···
  7. 382.
    0
    rezervetullah
    ···
  8. 383.
    0
    reserved
    ···