1. 1.
    +2
    3.sayfada ki resimdeyse bir kapi resmi varmis... Sonsuzluga acilan bir kapi. Kızı köye baglayan bir seyler varmis bu yüzden köyden ayrilamiyormus. Bu kapiysa o kızdan kurtulmanın tek yoluymus. Ve resimin altındaki yazidaysa bu kapiyi acan her kim olursa ona hediyelerimi sunacagim yaziyormus. Aslinda kiz imamla son oyununu oynamak üzereymis. Imam bu kapinin kücük evde ki kapi oldugunu anlamis. Besmele cekip iceri girdiginde ortalik zifiri karanlikmis ve karsisinda iki alev alev yanan göz belirmis. Ve o da ne saniyeler icinde o alev sanki zütünde yanmaya baslamis. Ve o kizin sesi ,seni gibmeden bu köyden ayrilacagimi dusunmuyordun herhalde, demis.
    ···
  2. 2.
    +2
    yaz artık sülalesini gibtimin kolpacısı ayrıca taktan taktan espirilerinizi okutma bize olayı anlat gibicem kevaşe gülü de köylü mustafayı da adamı dinden imandan cıkarıcan komik değilsiniz ne sen ne arkadaşların olayı anlat ya da gibtirol git amk
    ···
  3. 3.
    +2
    Kapının eşiğindeyim, adım atacam atamıyorum amk! Mantığım çık diyor, hayalgücüm gibtir çekiyor. Son bir bakındım içeriye. Ele avuca gelecek bir şey yoktu. Teybi fark ettim yerde, eşyaların arasında. ince uzun gibindirik bir yumatu. "Hiç yoktan iyidir amk" deyip sarıldım sapına. Kapının eşiğine döndüm.

    Son bir kez kafamı çıkardım armut gibi. Hala orada yatıyor biri. Evin kapısından çıkıp sağımı duvara vererek ilerledim iki adım.

    Yine acı çeken bir ses. Mustafa değildi bu!

    iki adım daha..

    Büyük evin köşesine yaklaşınca küçük evin girişini görebildim. Kapısı açıktı. içeride ışık vardı. Sarı. Gaz lambası olmalıydı. Dışarı süzülen ışık evin kapısının eşiğinde ufak bir alanı aydınlatıyordu. Aydınlığın bittiği yerde de birisi yatıyordu. Kıyafetlerini seçmeye çalıştım.

    Ahmet ti bu!

    Sesimi kısarak seslendim: "ahmet!"

    Kıpırdamadı bile. Başucu evin kapısına doğru dümdüz yatıyordu öylece.

    "ahmet!" dememle başucundaki aydınlığa bir gölgenin düştüğünü farkettim. Hemen bir adım attım geriye doğru. Durduğum yerden sadece ahmet i görebiliyordum artık. Kapı kör noktada kalmıştı.

    Aniden sallandı vücudu. iyice dikkat kesildim. Bir el uzanıp bana doğru bakan sol kolunu çekti başucuna doğru önce. Sonra sağ kolunu. Kolları yerden yavaşça havalandı önce. Biraz durdu öyle. Sonra birisinin kollarından tutup çektiğini anladım ahmet i. Görüşümden önce kafası, sonra gövdesi sonra da bacakları çıktı yavaşça. Evin içine çekildiğini anladım.
    ···
  4. 4.
    +2
    ben doğdum dıbına koduklarım heyecan yapmayın
    ···
  5. 5.
    +1
    nüfus sayımı bittiğinde gül baygın herkes ayakta idi. serhat hem korkarak hem de üzüntüyle süzüyordu yerde yatan celladını.

    tarık - az önce ne oldu amk!?

    mustafa - uyansın anlarız amk! serhat sen iyi misin?

    serhat - iyiyim kirve. sağol.

    ben - arkadaş az önce kurt uluması duyan var mı?

    ahmet - yok amk! ciddi misin lan!?

    ben - yemin edebilirim. gerçi ... bilmiyorum amk!

    nilay - ne oldu içeride?

    serhat - kankan boğazımı kesecekti az kalsın!

    nilay - (başını önüne eğdi) keşke gelmeseydi.

    tarık - he amk! keşke hiç biriniz gelmeseydiniz!

    mustafa - bizi sen davet ettin züt!

    tarık - bileydim etmezdim gib!

    ahmet - lan başlarım ergen atışmanıza amk!. kitabı ne yaptınız?

    tarık - (eliyle içeriyi gösterdi) nah orada!

    ahmet - onca şey yaşadık ve daha kitabı açamadık bile öyle mi?

    mustafa - acaba bu bir mesaj mı amk!? acaba gibtir olup gitsek mi artık?

    ben - o kitabın da, imdıbının da, defterinin de...

    serhat - lan yeter be yeter! ölümden döndüm amk! ben görmek istiyorum hacı!

    mustafa - ha bu yetmedi mümkünse dört beş posta daha alayım diyorsun yani!

    serhat - (eve doğru yürürken) neyse ne amk! ben o kitabı görecem!

    ben - şimdi içeri girermiş.. geri gelmezmiş.. biz de seslenirmişiz önce.. cevap gelmeyince hep beraber..

    mustafa - (sözümü keserek) "zütüne koyayım serhat ın hadi eve" deyip gidermişiz buralardan.

    ben - yok lan ben korku filmi klişesi yapacaktım ama.

    tarık - deneyelim hacı! (bağırarak) serhaaat!

    ...
    ···
  6. 6.
    +1
    korkunç bir baş ağrısı ile gözlerimi açtım. yüzüm ıslaktı. gözlerim odaklanmıyordu amk! her şeyi bulanık görüyordum. büyük evdeydim o kesin. sessizliği bir kurt uluması bozdu! korkuyla kalktım aniden, başım döndü o an. gözlerimi kırpıştırdım bir süre görüşüm arada netleştikçe etrafıma bakındım.

    darma incintı yer. eşyalarımızın hepsi yerlerde. içkiler dökülmüş, yiyecekler ortalığa saçılmıştı. kapı ardına kadar açıktı. kimseyi yok gibiydi evde. bakınırken aklıma mustafanın fırlattığı kitap geldi. o odaya baktım. kitap yerde duruyordu.

    dışarıdan birisi bağırdı, acı çekiyormuş gibi. ses ağlaktı ama mustafa olmalıydı. onun sesine benziyordu.

    "mustafaa!"

    ağır ağır kapıya seyirttim. evin önü boştu. sola, köy tarafına doğru eğilerek baktım kapıdan. kimse yok.

    gül! kafama vurmuştu sopayla, hatırladım. sinirlenince aniden başımın zonklaması arttı. derin nefes alıp vererek bekledim bir süre. başım dönüyordu biraz. kapıdan tam çıkmadan sola, küçük evin olduğu tarafa eğildim.

    yerde birisi yatıyordu sırt üstü. başka kimse yoktu.

    geri çektim kendimi, bir an korku sardı içimi.
    ···
  7. 7.
    +1
    "amk! kim o yatan!?"

    mustafanın olduğunu düşündüğüm ses geldi yine. acı içerisinde çığlıklar atıyordu.

    iyice tırsmıştım amk! herkes neredeydi!? yalnız kalmanın verdiği korku artarken içine bir de hikayenin serpişmesi eklenince.. "lan kendine gel amk!"

    senaryo gibi akıyordu beynimde defterini gibtiğimin imamı ve hikayesi. paniklemeye başlamıştım.
    ···
  8. 8.
    +1
    Aklımı kaçıracam. Kimdi o? Aklımda bin türlü soru. Bir o kadar da kıyamet senaryosu. Kafam allak bullak oldu. Paniklememeye çalışıyorum bir yandan da.

    1-2 dakika gözlerimi kapattım. Düşünmem lazımdı. Ne yapacaktım ki amk!

    Gerçekçi olmak lazım diyorum içimden ama kafamdaki zemberek kurmuş kendini kitaba, büyüye, ele geçirilemeye ve diğer bin türlü zırvaya.

    Durduk yere aklıma geldi adı "o"nun.

    Mekir!

    Gecenin karanlığında sanki yankılandı düşündüğüm isim. Başladım sureleri dizdirmeye korkudan. Amk korkmasak hatırlamayız tek kelime. Ezberden ayetel kürsü okuyorum, züt korkusu işte.

    Kafamı toparlayıp düşünmeye çalıştım:

    Tamam! Hızlıca gözden geçirelim.

    iki seçenek var.

    bir - bu dıbına koduğumun çocukları şakanın takunu çıkardılar, bir yada bir kaçı anlaştı kalanımıza oyun çekiyorlar. tarık elebaşı! mümkün mü? aklımı gibeyim. böyle şaka mı olur amk!

    iki - bu tövbe yarabbi tövbe cin bize dadandı. iflahımızı gibmek için de bizi ele geçiriyor tek tek. veya ona benzer bir şeyler. mümkün mü? olmasa bile başka seçenek mi var amk!?

    ne olabilir? Korucu! Korucu geldi, evin ırzına geçtiğimizi gördü. kafayı yeyip bizi gibiyor... lan gibtir git amk! neden yapsın?

    köylü!? ortada yoklar amk! kaç gecedir tek ışık yanmıyor o taraftan. birileri kafayı yemiş geldiler bizi gibiyorlar?.. gül ne olacak!? gül de mi köylü. kafana sopayı o giydirdi mal!

    "eeeeeh! yeter lan!" dedim ama dememle kendi ağzımı kapatıverdim elimle. bağırmıştım bir an.

    tırsa tırsa küçük evin girişine baktım. gölge! geri çektim hemen kafamı. bekledim biraz. bir daha kaçamak bakıverdim. gölge! hareket ediyor ama içeride. dışarıya çıkmıyor. kim bilir ne yapıyor amk!
    ···
  9. 9.
    +1
    son bir soluklanıp sakinleştim elimden geldiğince. sonra cesaretimi toplayıp köşeden çıkarak küçük evin arkasına geçtim sessiz adımlarla.

    evin karanlıkta kalan tam arkasına sırtımı dayayıp derin bir nefes verdim. avuç içim terlemişti amk. teybin sapını sıkmışım stresten. avuç içim ağrımış yeni fark ediyordum.

    içeriden bir bağırma sesi geldi tekrar. birşeyler düştü sanki. mustafanın sesi lan bu! diğerleri neredeydi acaba?

    sırtımda duvar soluma döndüm. dereye bakan ufak bir tümsek vardı. arkasından geçerek evin solunu ve girişini görecek bir yer buldum taşlık. arkasına çöktüm hemen.

    kafamı kaldırdım yavaşça. bulunduğum yer yüksekçe olduğundan evin önüne az da olsa yukarıdan bakıyordum şimdi. yerde biraz kan vardı aydınlık kısımda. ve sürüklenme izleri. ahmet..

    tümsek solumda kalacak şekilde evin sol duvar dibine koşup çöktüm. sırtımı verdim tekrar duvara. çökerek kapıya dönen köşeye yaklaşmaya başladım.
    ···
  10. 10.
    +1
    Bu taraftan evin kapısı daha yakındı. içeriden bakınca kapının sağında kalan kısa duvara dayadım sırtımı son bir gayretle. avuç içimi kuruladım bacağıma ve tekrar sarıldım teybin sapına. amk erkek adamdım. daha cesur olmam gerekiyordu ama.. engel olamıyordum amk! içim titriyordu yeminle. içeride ne vardı? kim ya da!? dalsam ne ile karşılaşacaktım?

    mustafa tekrar bağırdı, bu sefer iniltiliydi sesi.

    kardeşim sayılırdı adam, sonuçta çocukluk arkadaşımdı. beraber büyüdük amk! sinirlenmeye başladım kendime. "hadi amk! adam içerde can pazarında sen burada karı gibi titriyorsun!"
    ···
  11. 11.
    +1
    devam et sıçıyorum altıma
    ···
  12. 12.
    +1
    @290 o nası bi küfür mk ahasdahjasldassada
    ···
  13. 13.
    +1
    ya eksileyin muallakyi
    ···
  14. 14.
    +1
    artık cinnet geçirecektim amk! ben kimseye vurmuyorum herkes birbirine ve bana vuruyor. kibarlığı bir kenara bırakıp ben de daldım ortaya.

    dalmaz olaydım. bir tekme geldi apış arama sanırım tarık tı. imanım gevredi o an. yarı yaşlı gözlerle kavga ederlerken gördüm ipneleri. ağızları yüzleri kan içindeydi hepsi. soluma dönerken nilayın yerde yattığını, yerden kalkarken bakışlarımı da yükselttiğimde az önceki sopayı iki eliyle kavrayıp havaya kaldırmış gül ü ve suratına yerleşmiş korkunç ifadeyi fark ettim.

    alnımın hemen üzerine savurdu sopayı..

    .. karanlık ..
    ···
  15. 15.
    +1
    hepimiz serhata serhat ta bize baktı önce.

    tarık - aç bakalım kirve.

    serhat ellerini çatırdatıp parmaklarını dalgalandırdı önce. sonra yavaşça kapağını araladı kitabın.

    eski, bol lekeli, pas sarısı sayfayı gördüğümüzde..

    mustafa - dur! dur amk!

    serhat - ne oluyor lan!?

    mustafa - olm bana kızacaksınız ama bence vaz geçelim amk!

    tarık - lan gibtir git amk! oy birliği ile açmaya karar verdik.. (serhatın elinden kapıverdi kitabı) ver amk şunu!

    sarıldı kapağına açmaya yeltendiğinde mustafa elinden alıverdi.

    tarık - laan!

    mustafa - senin belanı giberim! (kaşlarını kaldırarak) olm bakın son kez düşünün bir! açıkçası ben tırsıyorum amk! hakikaten gerçekse!? neyin kapısını aralamış olacağız kim bilir!

    ben - kirve gerilim yaratma amk! altı üstü bir sayfada bir res..

    tarık ben cümlemi bitiremeden zıplamıştı mustafaya. debelenmeye başladılar. tarık kitabı almaya çalışıyor bir yandan da küfür ediyordu!

    nilay - amk yapmayın yaa! çocuk gibisiniz!

    ayırmaya çalışırken tarık a vurmaya çalışan mustafa dan bir yumruk yedim amk, oturdum zütümün üstüne.

    gül ün ayağa kalkmaya çalıştığını gördüm. ağlıyordu. nilay ın alışkın olmadığı erkek tepişmesine çığlıklarıyla eşlik etmesi durumu ciddileştirmeye başladı bir anda.

    serhat davrandığında mustafa tarık ı üzerinden atmıştı ikinci bir yumrukla. serhat mustafa dan kitabı almaya çalışırken tarık kazara serhat a vurdu. serhat sersemledi bir an. ahmet mustafa ya doğru ayaklanınca mustafa tarık a bir tane daha geçirip kapıya yöneldi. kapıya yakın ahmet mustafanın sırtına atladı.

    amk yıllardır dost olan adamlar şimdi birbirlerine girmişlerdi. serhat tarık a geçirdi bir tane. o sırada mustafa ahmeti üzerinden atıp kitabı diğer odaya fırlattı. sonra dönüp ahmete girişti. kan zütü gövdeyi zütürdü bir anda. nereden çıktığı belli olmayan bir sopa indi belime ben tekrar ayırmaya çalışırken bunları.
    ···
  16. 16.
    +1
    mustafa avuç içlerine tükürüp zütünün çatalını göstere göstere asıldı değirmen taşına. ıkına sıkına kaldırıp yan yatırdı taşı. köşede karanlıkta kalmıştık. serhat kenarda duran gaz lambasını alıp yanımıza getirdi.

    mustafa - ananın dıbına koyayım!

    tarık - yok artık, ohhaaaa!

    itişip kakışıp taşın altından çıkan kumaş tomarına bakmaya çalışıyorduk.

    serhat - alayım mı lan!?

    mustafa - lan bunun içinde o kitap varsa..

    ben - olm bırakın gidelim bak. zaten midem gibildi.

    gül - gidalim abi, saber haklı.

    ahmet - hadi bana eyvallah!

    nilay - dur ahmet! ben de geliyorum. (dışarı çıktılar)

    ben - kirve bence gidelim bunu burada bırakıp.

    tarık - lan içinde kitap var mı bilmiyoruz amk! daha açmadık çapıtı!

    mustafa - lan tarık giberim belanı çocuk! millet huzursuz amk! gel bırakalım gidelim buradan.

    tarık - yok aga! ben buraya kadar geldim, bunu görmeden gitmem!

    serhat - (yere çöküp aldı kumaş tomarını) of of of, ıslak lan bunun altı!

    tarık - topraktandır. (amk çocuğu, yüzük görmüş gollum gibiydi sıfatı pekekentin)

    mustafa ve gül soldan tarık, serhat ve ben sağdan kapıya yöneldik. serhat kitabı iki eliyle yeni gelinin kahve taşıdığı gibi taşıyordu. masayı geçtiğimiz anda kapı gürültüyle çarparak kapandı!

    ben - lan!! (kapıya koştum) lan ahmet!? (ses yoktu. tarık, serhat ve mustafa yanıma geldiler)

    mustafa - açılmıyor mu kirve?

    ben - (çekiyorum çekiyorum gelmiyor kapı amk) yok amk! sıkışmış! ahmeeeeeeeet! nilaaaaaaaaay!!!

    serhat - çocuklar!

    tarık - ya aksiyon yapmayın amk! ahmet bini kafa buluyordur. ahmeeeeeeeet!! (kapı halkasına o da geçirdi bir elini, aynı anda çekmeye başladık) ahmeeeeeeeet!

    dışarıdan çıt ses gelmiyordu amk!
    ···
  17. 17.
    +1
    gül - en son eve girdik! (başını tutarak kaşlarını çattı) kapı üstümüze kapandı.. (düşündü bir süre) ondan sonrası boşluk!

    serhat - e iyii, iyiii, iyiymiş amk, şahane.

    gül - dalga geçme lan bin! özür dilerim.

    serhat - bir de yaptığın şey için özür dile.

    gül - diledim ya?

    serhat - o "bin" içindi.

    gül - (sırıttı) yoo. o olay içindi.

    serhat - amk senin.

    mustafa - (bir bardak viski uzatırken) al şunu iç. sigara da verin kıza! kitabı açıp açmamayı tartışıyorduk.
    ···
  18. 18.
    +1
    gözlerimi gördüğümden alabilmesine seviniyorken, tarık ın mustafanın yanında yer alan değirmen taşını kaldırmaya çalışmasını görmemin getirdiği hayal kırıklığı ve endişe kapladı içimi. mustafa da kendisini toparlamış olacak ki tarık ı fark etmiş ve direk üzerine atlamıştı hışımla.

    kapının üzerinde kalan duvarda, bir insanın olduğunu sandığım çürümüş kas ve sinir dokularının kapladığı, açık ağızlı ve karanlık göz oluklu bir kafa, onun sağ ve solundan başlayarak yanlara doğru açılan ve sanki kanat şekline sokulmaya çalışılmış sanırım değişik hayvanlara ait kemik ve et parçalarının iğrenç bir biçimde ama neredeyse sanat eseri kıvamında çizildiği bir resim vardı. tarık ın anlattığı hikayedeki hemen her obje sanki bu illüstrasyona gömülmüş gibiydi. tarık..

    ben - tarıııık!

    ahmet - avradını gibtiğimin çocuğu ne yapıyordu gördünüz mü?

    mustafa tarıkla itiş kakışını bitirmiş, cüssesinin* verdiği avantajla (bkz: inci sözlük - kavgada güç sağalayamayanlar timi) eli omuzlarında masanın bulundukları tarafındaki sandalyeye oturtmuş, sinirle bekliyordu.

    nilay - ne yapıyordu?

    mustafa - biz burada ruhumuzu teslim edecekken nedense bu bin direk kitabın derdine düşmüştü. değirmen taşı için domalmış osuruyordu bin!

    tarık - lan amma dram attınız ha! giriş amacımız o değil mi amk evine!?

    ben - lan şerefsiz! (elimle kapının üzerini gösterdim) hiç mi etkilenmedin şundan?

    tarık - ya kirve! biz korku filmi izlerken gülen adamlarız amk! bu altı üstü bir resim! sizin beyniniz nasıl çalışıyor bilmiyorum ama ben ambiyansı defterin son cümlesinde kaybettim.

    mustafa - ondan mı bu kadar soğukkanlısın yani?

    tarık - he kirve. ben o moddan çıkalı saatler oluyor amk!

    gül - lan insan en azından bir durulmamızı bekler, ne bileyim nilay altına kaçırıyordu amk az kalsın en azından bir teselli verseydin.

    tarık - lan kazık kadar insanlarsınız!

    ben - doğru diyor aslında.

    serhat - onu bunu gibtir edin şimdi de, kitap nerede!?
    ···
  19. 19.
    +1
    neyse beyler kusura bakmayın işim çıktı da şimdi geldim.
    Tarık'ın gülümsemesinin altında yatan gerçeği daha sonradan anlayacaktık. Tarık başladı anlatmaya. Bir süre sonra gelen ele geçirilmiş kişiler imamın da hayatını etkilemiş, karakteri değişmeye başlamıştı derken bir gürültü duyuldu evin içinde. Hepimiz donup kalmıştık. Birden imamı gördük ve korkudan bayılmışım. Gözümü açtığımda ellerim bağlıydı. içeriden çığlıklar geliyordu. Odadan çıkan imamdı. ne istiyorsun bizden biz sana hiçbir şey yapmadık derken. Birden yarağını çıkardı masaya vurdu. Şortumu indirmesiyle kıçımda sızıyı duymam arasında 2 saniye var ya da yoktu. Acıdan yeniden bayılmışım. Uyandığımda züt deliğim o kadar açılmıştı ki cereyan yapıyordu...
    ···
  20. 20.
    +1
    ya gibtir amk delisi. saçma sapan şeyler yazıp durma anan yanımda

    köyün delisinden daha delisin amk
    ···