/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +17 -9
    Geceyi gene reichstag ın soğuk masalarında atlatmıştık. Yiyecek kısıtlıydı. Can dostum Karl açlıktan ve soğuktan ölmüştü. Nekadar canice olsa bile bu savaştı. Engelleyemessin. Başladıysa bitene kadar elinden hayatta kalmaktan başka hiçbirşey gelmez.

    Karl ın ölümü beni ne kadat üzsede bana bi ilaç gibi gelmişti. Er kabanım çok yıpranmıştı ve beni sıcak tutamıyordu. Karl ın kabanını da üstüme giydim ve artık sıcağa ermiştim.

    Brandenburg kapısını gene bombalamışlardı. Enkazdan kalma yiyecek bişey bulmak için yola koyuldum. Kar98k silahımda sadece 4 mermim vardı cephanem sıfırdı. Himmler in subayları cephane konusunda nedense hiçbişeyi giblemiyordu.

    Enkaz yerine vardım ve elime iyi şeylerin geçtiği söylenebilirdi...

    ilgi olursa devamıda olur
    ···
  2. 2.
    +6
    Neyse ben yazıyım ilerde çoluğa çocuğa okuturuz

    Cesetlerden bulduğum bikaç yemek konservesi baya iyi geldi. Karnımında tepinen boğaları öldürmüştüm. Bşde mp44 buldum. Ama nafile. Boş silah şarjör yok. Artık silah konusundaki tek umudum karşıma çıkan ruslar olacaktıki 30 40 metre ilerde bi t34 85 tankı ve 4 tane mürettebat üyesi gördüm.

    Tankın paleti fena incinmişti. Zincirleri parça pinçikti. Galiba mayının üstünden geçmişti.

    Sigaralarını yakmış taşak muhabbetlerini ediyorlardı. içlerinden birisi bu tarafa doğru geliyordu. Beni görmüş olamazdı. Daha iyi biyere saklandım ve ne yapacağını beklemeye başladım. Herif işemek için ta buraya gelmişti.

    Fıraat bu fırsat hemen arkasından dolanıp boğazını keserek infaz ettim. Sırtında tam şarjör ppsh vardı. Tanko gözledim. 2 kişi paletle uğraşıyor diğeride arkası dönük sigara içiyordu. Bizi görmüyorlardı bu güzel bişeydi.

    Ardından karar verdim ve bodoslama alanı tarayarak girmeye karar verdim...
    ···
  3. 3.
    +5
    Yüzbaşı dan sonra nihayet başka biriylede tanışmıştım. Cepheyi beraber turlamaya başladık. Mikel beni birinin yanına getirdi. Adı Hanz mış. "Bak Johann, bu benim çocukluk arkadaşım Hanz.". Aklıma Karl geldi...

    insanların çocukluk arkadaşları, kan kardeşleri vardır. işte Karl'da benimkiydi. Ama ölmüştü. O an içimi bi hüzün kapladı ve ağlamaya başlamıştım. Hemen ordan uzaklaştım. Mikel yanıma gelip noldu dostum diye sordu. "Hanz senin çocukluk arkadaşın demek." -"Evet, ne varki bunda ?" , "Benimde birtane vardı ama şimdi yanımda değil" -"Ne kadar güzel insanın yakın dostları olması" , "Öldükleri zmana iyi olmuyor ama" dedim ve omzuma 1 2 kere el koyup uzaklaştı.

    Bikaç dal sigara içtikten sonra Hanz ve Mikel'in yanına gittim. Hanz "Merhaba dostum tanışamadık bir anda gidiverdin ben Hanz". ,"Kusura bakma geçmişi bi nada hatırladımda yakın arkadaş diyince." -"Önemli değil kardeşim, Mikel anlattı, senin için üzüldüm."

    Bu muhabbet olduktan sonra nerelisin annen baban felan fistan konuşmaya başladık. Hanz ı o öldürdüğümüz 8 rusun cesetlerini ararken yanımızdaydı yani beni baygın bulduklarından beri birlikteydik ama tanışamamıştık bi türlü. Konuşmamızın sonlarına doğru Yüzbaşı bize seslendi ve 3ümüzde yanına gittik. Orda bi 10 15 kişi toplanmıştı.

    "Evet baylar, gelen bildirele göre cephemize tank ve uçaksavar desteği gelecek (burda millet coşku ve heyecan naraları atıyordu). Fakat bi saldırıyada maruz kalabiliriz. Dua edinki saldırıdan önce destek gelsin.."
    ···
  4. 4.
    +5
    Tüm fotoğrafları zippomla yaktım. Belki işime yarar diye bir subay ın rütbesini kabanıma taktım.

    Bikaç paket rus sigarası buldum. Bizim yaptığımız sigaralara oranla faha iyiydi diyebilirim. Birkaçda ppsh şarjörü buldum. Bazıları yarısındaydı bazılarıda yarıdan daha azdı ama olsun iş görürdü.

    Tankı terkedip çatışmanın yaşandığı iç sokaklara doğru yöneldim. Heryer gene yanıyordu yerlebir olmak üzere olan bi apartmandan atlayan bi askere bile rastladım. Lanet rusların 70 metre kadar gerisindeydim. Rusca bağırış ve çağırışlar beni deli ediyordu.

    Ve bu ruslara özürlü bile denilebilirdi. 70 metre ilerimde duran kv1 tankının topu kendi kendine patladı ve tank orada imha oldu. Karşı tarafta bi tank yoktu. Kendi kendine imha olmuştu. Tanktan alevler içinde çıkan iki kişiyi görünce hafif bi gülme geldi. Taki bikaç saniye sonra tankın motorununda patlamasına kadar.

    Patlamadan sonra bişey hatırlamıyordum. Gözlerimi bi harabede yandaşlarımın yanında açmıştım...
    ···
  5. 5.
    +4
    Yüzbaşı ve bikaç kişi öldürdüğümüz rusların üniformalarını giydi. Yüzbaşı bikaç rusca selamlama gibi şeyler öğretti askerlere. Tankı 180 derece çevirdik. Gelecek olan rus birliğine karşı. Kalan ekip ölü taklidi yapacaktık.

    Bi 15 dakka sonra başka bi t34 tankı ve 4 tane de er geldi. içinden öürettebattan sadece bi kişi kafasıyla gövdesi görünecek şekilde tanktan çıktı. Yüzbaşıyla rusca bişeyler konuşuyordu. Taki rus olan düzmeceyi anlayana kadar...

    Tankın üstünde duran rus galiba tuzak diye bağırdı ve bağırmasıyla gövdesine iyi bi atış yaptım. Aynı anda ele geçirdiğimiz tankın topu ateşlendi ve karşımızdaki düşman tankının taretini patlattı. Diğer kalan 4 rustan 3 ünü hemen siper aldı ve diğeri ise teslim olacaktı. Elleri havada bize doğru yavaş yavaş gelirken arkadan bi mermi teslim olanın tam kafasına isabet etti.

    Ruslarda ya öleceksin ya da kazanacaksın ideolojisi ağır basıyordu.
    ···
  6. 6.
    +4
    Sabaha yüzbaşı beni uyandırdı. Bir konserve verdi ama ben istemedim bende var efendim teşekkürler dememe rağmen ayağımın yanına konserveyi bırakıp uzaklaştı. Yüzbaşından başka kimseyi tanımıyordum lanet cephede. Herkesin kendi arkadaşı vardı. Bende bikaç kişiyle tanışayım dedim ve ilk olarak geçen akşam benimle beraber bayrak açan adamın yanına gittim. Oda tek başınaydı yemek yiyordu. Uzaktan yemeğini bitirmesini izledim ve sigarasını yakınca yanına gittim.

    Merhaba dostum, benim adım Johann. Mikel deyip elini uzattı. Tokalaştık ardından bi sigara da bana uzattı. itiraz etmeden aldım. Direk "Annem savaş başladıktan bikaç gün sonra kalp krizi geçirip öldü. Babamsa beraber aynı cephede savaştığımız Normandiya'da gözlerini yumdu. Normandiya'dan kaçan son taburdaydım. Belki birgün abim Stefan la buluşup bi kahve içeriz. Onu gerçekten özledim." dedi. Adamın acısı büyüktü. Yaşadığından bile şüpheli abisini belki göremeyecekti. "Birazda sen anlat dostum." dedi ve lafa girdim:

    "Gözlerimi Linz'de açtım. Babam çiftçiydi. Annem kanserdi. Beni doğurduktan sonra kansere yakalanmış. Öğrendiğim yaşlarımda, anlamaya başladığım yaşlarımda keşke doğmasaydım diye haykırdığım için dayak yediğimi hatırlarım. Bi ablam vardı. 1934 te evi terketti. O yıldan beri haber almadım kendisinden. Annem ablam gidince daha fazla dayanamadı 1936 da öldü. Savaş başlayınca babamla beni alman askerleri gelip aldılar. Hiçbirşey söylemeden elimize silahları verip eğitim verdiler. Garip geliyordu. Daha gençsin yaşın 21 neden böyle şeylerle uğraşıyorsun? Elinde defter kitap okumalısın. Dünya zalim... "
    ···
  7. 7.
    +4
    Taretini patlattığımız tankın içinde 3 kişi varmış. Birini ben öldürmüştüm. Diğer 2si taret patlayınca hayatta kalma ihtimalleri yok gibi bişey denebilirdi. Kahretsinki varmış...

    Yüzbaşı tankın içinden geleln sesleri dinleyince güzel bi scheiße çekti. içerde birisi hayatta kalmış ve telsiz aracılığıyla acil bombardıman istemiş. Yüzbaşı hemen u bahn istasyonuna inip doktorlara ve yaralılara haber verdi. Burası birazdan bombalanacak. Hemen tahliye edin!

    Tüm ekip sakat yaralıların dışarıya çıkarılmasında yardım ettik. Durumu hayli kötü olanlara yardım etmek istesekte bırakın bizi ölelim ve huzura kavuşalım diyorlardı. Elimizden bişey de gelmiyordu ama onları oracıkta bırakmakta baya koymuştu.

    20 dakika kadar sonra istasyondan yaklaşık 5 km kadar uzaklaşmıştık. Tankın içi genişti. Öyle bir tankın içine neden 4 kişi koyup savaşa gönderir bu ruslar hala anlamıyorum. Biz içeri 7 kişi girdik ve tankın dışında da 4 kişi seyahat etmeye başlamıştık. Biraz sonra 5 6 km uzakta bayağı büyük bi patlama oldu. Rüzgarını ta burdan hissetmiştim. Arkadaşlarımız için baya kötü olsa gerek. Huzur içinde uyusunlar...
    ···
  8. 8.
    +4
    Yüzbaşıya nereye gidiyoruz diye sormadım. Sorsamda cevap vermezdi galiba. bi yarım saat sonrasında çayırın ortasında durduk. Yüzbaşı dürbünüyle baktı ve cephe gördüğünü söyledi. Rus cephesi değildi. Alman cephesiydi.

    Eğer bu tankla cepheye doğru gitmeye devam etseydik cepheye 3 4 km varamadan bizi uçururlardı. Yanımızda telsiz frekansı ayarlıyıp cepheyle konuşma yapacak bi telsiz öperatörüde yoktu. Sonra yüzbaşının aklına ince ve güzel bi fikir geldi.

    10 km yayan yürüyemezdik. Gerçi benim için zor olurdu uzun yürüyüşleri hiç sevmem. Yüzbaşı çantasında herzaman kenarları altın sarısı pullu bi heer (kara kuvvetleri) bayrağı taşıyormuş.

    http://vignette3.wikia.no.../latest?cb=20110617151108

    Eğer bu bayrağı boylamasına tankın sağından soluna doğru açarsak belki dost olduğumuzu anlarlar ve ateş etmezler diye düşünmüştü. Ve haklıda çıkmıştı.

    Tankın taretinin sol tarafına ben oturdum. Sağ tarafınada başka bi arkadaş oturdu ve bayrağı açtık, ardından 60 km/h hızla cepheye doğru ilerlemeye başladık. Yol boyunca hiçbir sıkıntı olmadı. Cepheye vardığımızda bizi bikaç subay ve er karşılayıp ihtiyaçlarımızı karşıladılar, yiyecek, cephane, kıyafet akla gelen herşey. Geceyi geçirmek için uygun biyer buldum ve yattım..
    ···
  9. 9.
    +4
    Bikaç wermacht er ve subayı bi telsizle uğraşoyordu biride baiımda bekliyordu. Nihayet uyandın dedi. Nerdeyiz diye sordum Potsdam yakınlarındayız dedi. ta ordan buraya nasıl geyirdiniz beni diye sorunca kamyonla getirdik başka nasıl gretirelimki diye diyince aldığım cevap yetmişti.

    Patlamadan sonra göğsüme şarapnel parçası girmiş onu çıkarmak için baya uğraşmışlar. bende ayağa kalkıp düğerleriyle konuştum subay rütbesi gayet iyi gelmişti diğer erler beni görünce hitler selamı verdi.

    Başımda duran bana niye selam vermedi diye düşünürken başımı çevirip yüzbaşı rütbesini görünce züt gibi kaldım ve hemen srlama dur m.

    Burdan ayrılmamız gerek rusların buraya gelmesi an mesrlesi dedi ve hemen malzrmeleri toplayıp uiyola koyulduk. Mahalledeki u bahn istasyonuna girdik. Heryerde ceseyler vardı. Metro nun geçtiği kata indiğimizde fördüğüm şey çok garipti. bi metro istasyonu değilde sanki bi hastaneye gelmiştik. Trenlerin içi sedye doluydı heryerye kıvranan uyıyan aaskerler vardı...
    ···
  10. 10.
    +4
    Savaşta bulduğunuz herşeyi kendi lehinize kullanmanız gerekir. Karşımızda duran tank da bunlar içine girecekti. Paleti mayının üstündrn geçöesine rağmrn idare ederdi. Topunda bşr sıkıntı yoktu. Ve yüzbaşımız ruaça yı almanca gibi biliyordu...

    Tam 4 kişi paleti tamir etmek için yrım saat uğraştık. Sapasağlam olmuştu. Tankın içinde baygın bi çavuş bulduk. Hemen ayıltıp nerede yakalandığını dorduk. Doğu sınırındaki cephede yakalanmış. Susmak bilmeyen telsizden gelen rusça komutlar beynimi kemiriyordu. Yüzbaşı telsizi eline alıp konuşmaya başladı.

    Dediğine göre paletimiz patladı, tamir etmek için tankı boşalttık bu yüzden trlsizin srsini foışardan duyamadık demiş. Konumu hakkında bilgi verdikten sonra yardım istediğinide söylemiş.

    Yarım saat içinde ek rus birliği gelecekti ve biz güzel bir plan yapmıştık...
    ···
  11. 11.
    +4
    Benim için çok aksiyonlu bi sahne olmuştu. Lalbim deli gibi atıyordu. Biraz soluklanmk için bi taşın üstüne oturdum. Bi 5 dakka geçmesine rağmen ellerim hala titriyordu.

    10 dakka kadar geçtikten sonra hareket etmeye karar verdim. Karşımda duran t34 tankının içine girmeye karar verdim. Paleti dışında hiçbir sıkıntısı yok denebilirdi. içerisi gayet tertipliydi. Tankın iç duvarlarında sayamayacağım kadar alman rütbesi ve künye vardı. Künye ağacının küçük versiyonu sayılabilirdi. Öldürdüğüm mürettebat görünüşe göre baya becerikliydi.

    iyice araştırdıktan sonra birkaçda aile fotoğrafı buldum. Evet benimde ailem vardı. Katledilmişlerdi. Bama acıyanda olmamıştı. Peki brnde biraz da olsa merhamet duygusu kalmış miydi?

    Hayır...
    ···
  12. 12.
    +4
    Karlıda gibim senide
    ···
  13. 13.
    +4 -1
    Yüzbaşı gelir gelmez tüm hasta bakan askerler işini bırakıp selama durdu. Bu yüzbaşını tanımayan galiba sadece bendim.

    Doktorlara uardım eymek için emir aldım. Bikaç sargı işinden sonra biyer bulup oturdum.

    Bi sigara yaktım içerken yanıma bi doktor geldi. Neredensin diye sprdu. Ben alman değildim. Liderimiz hitler gibi bende avusturyadan almanya ya göç eymiştim. Savaş başlayıncada direk asleriyeye aldılar dedim.

    Doktor sigara istedi ve verdim. Biraz daha ailevi mevzulardan filan konuştuktan sonra dışardan bi patlama sesi geldi. Baya şiddetliydi çünkü idtasyonun tavanı bile sarsıldı toz duman çökmüştü. Hemen noluyor diye gidip baktım ve başka bi tankın paletinin patlak olduğunu gördüm.

    Evet bbaşka bi rus tanko gene mayına basmıştı. diğer erler ve yüzbaşı taaruz emri verip ateş açtılar. 8 kişiyi öldürdük.
    ···
  14. 14.
    +3
    Silahlar kolaydı. Yani genel olarak silahların şarjörünü takıp yanındaki sürgüyü çektikten sonra ateşe hazır hale gelirdi. Ppsh de aynıydı. O silahla uzaktan hedef tutturmam baya zordu. Tüfeğim ise beni yarı yolda bırakabilirdi. Güvenemezdim.

    10 metre daha yaklaştım. Bei farketmediler. Avtanjdan yararlanıp ateş etmeye başladıım ve 2 sini delik deik ettim. Sigar içen hemen sigarayı atıp arkasını döndü tam silahına sarılacaktıki silahımın dipçiğiyle çenesine geçirdim ve oracıkta yığoldı
    ···
  15. 15.
    +3
    Beyler gerçekten kitap felan drğil hepsi benim uydurduklarım. 1 saate kadarda yazmaya başlayacam
    ···
  16. 16.
    +3
    Gidecek biyerim yoktu. Mecburen sığınak ve yiyecek için cephede kalacaktım.

    Aradan 4 gün geçti. Ufukta görülenler ağlamaya yetecek kadar güzeldi.

    3 tiger e iki tabur piyade ve ve birde howitzer aheste aheste geliyordu cepheye. Cephedeki askerler coşmuştu. Grlen birlikler karşılandı ve subaylar konuştu. Gelen rkipteki yüzbaşıdan emir alacaktık artık.

    Ertesi sabaha gayet güzel bi şekilde uyandım. Yemeğim önümde kabanım sırtımda bana saygı duyuluyor. Herşey gayet güzeldi. Ta ki 3 gün sonrasına kadar...
    ···
  17. 17.
    +3
    Aradan yarım saat geçtikten sonra gökyüzündeki kar bulutların arasında büyük uçaklar belirdi. Bunlar bombardıman uçağıydı. Sonumuz gelmişti...

    Hemen bi tank enkazının yanına yattım. Genelde oralar bombalanmaz direk cepheye yağdırılır. Ortalık çok kötü bi hal almıştı. Bağırşlar. Çağırışalr. Yerde oluşan geniş oyuklar. Çok korkuyordum. O an jayatımda korkmadığım kadar korktum.

    Bombalama bitince etrafımda bakın maya bailadım. Tanıdığım suratlardan hiçbirini görmüyordum. Kulaklarımdaki iğrenç çınlama sesi bi türlü dinmemişyi. Som gördüğüm şey Hanz ın gövdesiydi.
    ···
  18. 18.
    +3
    Beyler herhangi bi kitap film değil bunlar, izlediğim filmlerden oynadığım oyunlardan felan topladım karma koydum buraya
    ···
  19. 19.
    +2
    Rütbelerimiz ve silahlarımız elimizden alındı. Bir gece sadece yemek ve sudan başka hiçbirşey verilmedi. Ertesi sabah trenlere bindirildik. 50.000 alman eri ruslara teslim olmuştu ve bende onların içindeydim. Upuzun bi yolculuktan sonra Stalingrad da idik.

    Üniformalarımız deüiştirikdi. Bi raş madenine indik ve kazmaya başladık. Bu benim için 3 ay sürdü. Ye sıç maden kaz. Neyseki sadece 3 ay sürdü.

    3 ayın sonunda yanımızda getirebildiğimiz tüm eşyalarımız elimize verildi, Ne büyük şanstırki traktör fabrikasına işçi alınacak duyurusu yapıldı. Kura ile seçilecekti gidecek işçiler. Bu madenden kat ve kat daha güzel bir işti. Sorumlu subaya ismimi yazdırıp işçi kimlik kartımı verdim. Hafiften rusca da öğreniyordum. Almanca konuşanlar anında infaz ediliyordu.

    Bir hafta sonra kura sonuçları çıktı. 500 kişilik katılımdan seçilen 70 isim tek tek açıklandı. 7. Sırada benim ismim açıklandı. O mutluluğu yaşamak herşeye bedeldi.
    ···
  20. 20.
    +2
    Yerde öyle hareketsiz yatıyordu. Üstümde öyle bir yorgunluk vardıki yanına bile gidecek gücü kendimde bulamıyordum. Tank enkazına yaslanıp etrafıma bakınmaya devam ettim. Sonra bi sigara yaktım. 2 3 dakka sonra Hanz ın yanına Mikel geldi. "Haaaaanz!!! Haaaaanz! " diye bağırıyordu mikel. Sonra yere yığılıp ağlamaya başladı. Galiba ölmüştü. Ben burdan sadece kafasını omuzlarını ve kollarını görebiliyordum. Bi anda ayaklandım ve yanlarına gittim. Gitmez olaydım.

    Hanz'ın gövdesi vardı sadece kasıktan aşağısı kopmuştu. Kim bilir nerdeydi. Ordan sarkan bağırsakları kusmama yetti. Mikel hemen yanıma gelşdi "Sen iyimisin dostum?" diye sordu. Senin için üzgünüm dedim ve oturdum. Bi sigarada ona verdim.

    bikaç dakka sonra yüzbaşıları geldi. Kayıp kaç kişi diye sormaya başladılar. Şuanlık 1 dedik. Yani bu tarafta 1 kişiydi. Hanz ben ve Mikel den başka.

    Bizim yüzbaşı "69 öldü var,15 de yaralı, 4 ünün durumu fena " dedi. Olacağı buydu. Bu bomabrdımandan sağ kalanlar hayatımda gördüğüm en şanslı insanlardı. Ne denilebilir. Oracıkta yapayalnız kaldık. Destekle beraber gelen yüzbaşı bi tiger tanka 3 kişiyi daha alıp sınıra doğru ilerleyeceğini söyledi. Kalan 2 tiger ada gelen desteklerden binenler oldu ve yüzbaşıyı takip etme kararı aldılar. Ölen 29 kişinin içinde cepheye ilk geldiğimizdeki adamların büyük çoğunluğu vardı.

    Zaten askerlik benim içinde daha fazla devam etmeyecekti. Bizim yüzbaşı içinde oracıkta bitti denilebilirdi... Arkadan bi silah sesi duyduk ve hemen gittik. Bizim yüzbaşı rütbesinin ağzına koyup intihar etmiş. Bi yenilgiyle pes edecek bi insana hiç benzermiyordu. Gerçek yüzü çok farklıymış.

    Destekle gelen yüzbaşımızla Mikel le beraber gitme kararı aldık. Berlin'e geri dönüyorduk. Herşeyin biteceği yere.
    ···
    1. 1.
      0
      aga devam et çok fena sardı
      ···