+ Emre gitme be kardeşim . Allah peygamber aşkına gitme , sen dur ben ölürüm ulan gitme , gitmmeee .
- Damla sana emanet arkadaşım , kardeşim . Haluk artık senin oğlun , Damla ' da bacın . Elveda kardeşim , elveda ...

1 SENE ÖNCE

+ La Emre , Evlendin unuttun bizi kılıbık pezevek .
- Oğlum ne unutması ya , nerdesin ne yapıyorsun.
+ Kadir ile oturuyoz sahilde gel sende , yengeden izin alabilirsen.
- Ne izin alması ulan , ben çıkıyorum dersem karışamaz zate...
(Arkadan gelen kadın sesi ) " Emreeee ne diyorsun sen kim o ! "
Hiiç aşkım , Çağatay​'la konuşuyorum , s
şakalaşıyoruz .
+Allah belanı vermesin senin emi , ulan ne adamsın, hadi yalvar yakar da gel
- Tamam lan tamam * )

Emre benim nadir arkadaşlarımdandı . Bundan 3 sene önce lösemi hastası idi lakin , sağlam moralle hastalığı atlattı . 1 ay önce evlendi . Emre adamın dibidir. Çok sağlamdır , çok iyidir .

Yabancı = +. Ben = -
+Hoooop bilader , burası bizim mekanımız .
- Efendim ?
+ Burası bizim mekanımız , yaylanın burdan .
- Bağcılar mı lan burası ? Sen kimsin de bize karışıyorsun ?
+ Ne diyorsun lan sen ! Oruspu çocuğu
- Gel gel . Kadir gibelim bakalım şunları .

3-5 REZE DEVAM ...

içeri girdik , Damla'nın kucağında yağız bir delikanlı * evet evet . Bende şimdi amca falan mı olacaktım . Bende bir hoş olmuştum . Küçücük bir şeydi ya , düşündüm de biz de boyleydik . Emre çok mutluydu be kardeşim mutlu olduğundan benim içimde de bir mutluluk vardı. Emre etrafta baba oldum baba oldum diye dolanıyordu . Çok mutluydu be .

işin ben kısmı ise vasattı . Yani hayatımda varlığım yoktu . Yani nasil anlatılabilirdi ki ? işte anlamışsınızdır belki , ne diyebileceğimizi bilemediğimiz durumlar vardır ya hani . En doğru olanın susmak olduğu zamanlar vardır ya
Ben o durumdaydım .

Duygu ya benimde onla görüşmek istediğimi belirten bir mesaj attim ve duşumu almaya gittim . ilk defa aklımdan 31 geçmemişti . Öğrenmiştim ki 31 aciz insanların daha da doğrusu , yalnız insanların uğraşıydı . Şarkılarımı söylerken yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım . Uzun bir süre sonra hayatım ilk defa yoluna girme sinyali veriyordu .

Amca olmuştum . Emre gibi bir kardeşim vardı . Duygu gibi bir dostum vardı . Mahmut , Mustafa ve diğerleri gibi abilerim arkadaşlarım olmuştu . Gerçekten yolundaydı herşey . Ama elimde kalan para da suyunu çekiyordu az buçuk .

Ertesi gün Emre'nin yanına gittim . Duygu mevzusunu açtı hemen . Anlattım bende işte . muallak muallak sırıtmaya başladı hemen. Junior Emre nasıl lan diye sordum . Başladı fotoğraflarını göstermeye . Abartmiyorum , kesintisiz 2 saat fotoğraflarını gösterdi. Ulan çocuk daha yaşını doldurmamış 1000 tane fotoğrafı var . Ne adamsın Emre dıbına koyayım ya ...

Saat geç olmuştu , galiba sabaha karşı 3 , 3 buçuk sularıydı . Damla aradı Emre'yi ( karısı ) . Emre'nin kafa 1 milyon . Ben açtım telefonu .
Damla : D. Ben : B

D= Emreeee , nerdesin sen , doğuruyorum Emreeeeee .
B= Da da Damlaa , Ben Çağatay , nerdesin sen , ne oldu , sancın mı geldi ?
D= Emre nerde Çağatay? Hastahane ye gidiyoruz , Melih abiler zütürüyor , Emre'yi de alın ... Hastahanesine gelin çabuk .
B= Tamam , tamam . Sık dişini.

+ Çağatay noluyo dıbına koyayım yaaaa.
- Baba oluyorsun ulannnnn
+ Ne ne ne , Vallaha mı lan Damla mı o ! Allahimmmmmmmmmm , nerdeymis , gidelim hadi ooooooooo
- Hastahaneye gidiyorlarmış Melih abiyle . Hadi Kadir gel sende hadi , hadii

Yetiştik hastahaneye , Damla alınmıştı içeri . Emre bir yandan ağlıyor , bir yandan bize sarılıyordu . Düşünsenize , Adamın kafa 1 milyon , ve şuan baba oluyor . Ne yapsa hakkıdır ...

Akşam hepsinin telefon numarasını aldım . Mustafa beni arabasıyla eve bıraktı . Çok iyi adamlardı . Mutluydum ilk defa bir gece mutluydum .

Eve geldiğimde telefonda Duygu dan mesaj vardı *Çağatay bugün için çok teşekkür ederim bir daha buluşup seninle muhabbet etmek isterim* yazıyordu . Mutluluğum bir anda Everest dağlarına tırmanmıştı . Neden böyle olmuştu ki şimdi ?

Hay dıbına koyayım aşık oluyordum . Mahmut abiye mi ? Hayır tabi aptal . Tabi ki de Duygu ya ...

Doktor çıktı içeriden . Biraz üzgün gibiydi . Aklımıza soru işaretleri geldi . Koştuk yanına , hafif manyak kafayla .
Doktor : D. Ben : B. Emre : E

E= Doktor bey durum ne ?
D= Maalesef ikizlerinizin birini kurtaramadık . Başımız sağolsun.
B=Ya damla ve diğeri ?
D= Onlar iyiler .
E= Doktor ne diyorsun sennn ! Allahım ( ağlıyordu sadece )

Ben sakindim Emre ye göre. Ne kadar empati kursamda asla onun kadar acı çekemezdim . Sordum doktora neden böyle oldu diye . Birşeyler geveledi , Damla ilk çocuğu rahatça doğurmuş lakin , 2. Çocuk anormal bir şekilde çıkmamış . Damla'yı kurtarmak adına böyle bir karar almışlar .

Hayırlısı , ne yapalım ...

Duygu ve arkadaşları izin isteyerek kalktılar . Duygu bana telefon numarasını verdi ve çıktığımda onu haberdar etmemi söylemişti . Aslında güzel kızdı Duygu . 1.70 kahverengi saç , ela göz . Gerçekten hoştu , ama ben o kadar iyi değildim .

Emre onlar gittikten sonra yanıma yaklaştı . " Hadi yine 4 ayak üstüne düştün muallak kız resmen içine düştü ( gülerek ) "
" Yapma be kardeşim adamlar bana iyilik yaptı sen ne diyorsun "

3 gün hastahane de kaldım . O günler anladım hayattaki tek varlıklarım 2 arkadaşımdı . Kadir ve Emre .
Hastahane den çıktığımda direk bir AVM ye gittik . Bir telefon ve hat aldım kendime . Duygu yu aramak için 1 gün daha beklemem lazımdı çünkü hattın açılma süresi vardı ...

Şuan nasıl mı durumlar ?

Haluk 6 yaşında 1 sınıfa gidiyor . Damla annesinin tarafından bir uzaktan akrabası ile evli . Haluk her beni gördüğünde . içim bir burkulur . Haluk bana her amca dediğinde içim cız eder . Ölüp ölüp dirilirim .

Duygu mu ? Duygu ile hiç konuşmadım . Daha doğrusu hep kaçtım ondan . Belki hala beni arıyordur . Bilmiyorum .
Neyse arkadaşlar . Daha fazla birşey anlatmak istemiyorum . Okuduğunuz , derdime ortak oldugunuz için çok teşekkür ederim , saygılarımı sunarım . Hepinize hayırlı geceler ...

-Keske Beni Sevseydin-

O gün evine bıraktım Duygu'yu ebesinin nikahında oturuyordu taa Çengelköy'e gittim akşam üstü . Ama değdi ya . iyi gelmişti . Kafalarimiz denkti neredeyse .

Eve vardım . Baktım dolaba tam takır. Bomboş . Ne yapsam ne etsem derken bu saatte bulursam kokoreççi açık bulurum diye düşündüm ve çıktım sokağa .

Buldum bir kokoreççi . Bir grup vardı kokoreççi de bir de ben . Adamlar 4-5 kişilerdi . Yaşları nerdeyse benle eşitti . Bana yalnız isem onlarla bu gece takılabileceğimi söylediler .

Bana da mantıklı geldi felekten bir gece çalmak , yeni bir ortamda bulunmak ...

Moda sahilde kekonun işi neydi abi ya . 3 kişilerdi . Kadir'le beraber 2 tanesini almıştık ama sonradan bi 5 dakika dayagimizi yedik . Allah'tan Emre yetişti de kurtardı bizi .

O akşam sahilde güzelce içtik . Emre bayağı sarhoş olmuştu. Konuşmaya başladı . Dert yanıyordu , normal içme kafasıydı yani . Belliydi . Sonradan , " zaten dıbına koduğumun dünyasında ölmeyi bekliyoruz " dedi .

Bı duraksadık Kadir'le , Ne diyorsun lan sen dedik . Birşey yok be arkadaşlar , bakalım yolumuza diyerek gecistirdi . Birşey saklıyordu bizden belliydi ama , ne saklıyordu ?...

Tekrar kalktığımda başımda bir kız vardı . Kız dediysem 25-30 lu yaşlarda . Kendimi topladım bir an .
Kız:K. Ben:B

B= Kimsiniz , neden buradayım ?
K= Sizi ben ve arkadaslarim bu sabah sahildeki kayalıkların üstünde bulduk . Her tarafınız kaniyordu , aldık getirdik ama bir yakınınıza haber veremedik .
B= Efendim ? Ne olmuşum . Ben neden birşey hatırlamıyorum ya .
K= Var mı bir yakınınız ? Arayalım gelsinler.
B= Sadece arkadaşım var Emre . Ona haber ederseniz beni mutlu edersiniz.

Emre baba olmuştu . Haluk bebek artık dünyada idi. Haluk ismini ben koymuştum ona . Çok tatlıydı .

Bir yarim altın alıp , Emreler'in evinin yolunu tuttum . Adettendir .

Müsadelerini istedim , ayrıldım evden . içim bir hoş olmuştu. Çok mutlulardi be , onların mutluluğunu kıskanacak kadar karaktersiz olamazdım. Ama ne bileyim , insanlık halidir hani. istemsiz yani .

Bir tekele girdim 2 bira alıp sahile indim . Dertli değildim lakin çok değişik olmuştum . Enteresandı ...

1 kaç hafta rutin geçti . Mahmut abilerle falan akıyorduk akşamları , Emre'yi de tanıştırmıştım . Tam bir grup olmuştuk yani . Duygu ile de her akşam konuşuyorduk . Hafta sonu gelmişti . Duygu'yu emirgan korosuna falan zütürecektim .Pier Loti tepesine falan çıkacaktık . Yani güzel bir gün geçirecektik .

Buluştuk Duygu ile . Yine çok güzeldi ama bugün bir başka güzeldi . Yakındık yani , sorunumuz yoktu en azından . Pier Loti ye çıkarken Duygu'nun bileği burkuldu .
Duygu: D. Ben: B

B= iyi misin Duygu?
D= iyiyim de burayı daha fazla çıkamam gibi
B= istersen kucaklayayim seni ( gülerek )
D= He dimi 1 sakat ben varım bir de sen sakatlan sonra kalalım ortada ( tebessüm ederek)
B= Sen beni tanıyamamışsın *

Duygu'yu kucakladim ve yavaşça Pier Loti tepesine çıktık . Ebem gibilmişti açıkçası , yalana lüzum yok ...

Yemeği hazırladı . Sofraya oturduk . Tam başlayacağız . Telefonum çaldı . Arayan Emre idi .

Emre : E. Ben : B Duygu: D

E= Aç lan gapıyı , Haluk Beyfendi ben ve damla hanım geldi .
B= Vay kardeşim açıyorum açıyorum.
D= Kim o ?
B= Emre vardı ya , karısı ve oğluyla gelmiş . Sıkıntı olmaz senin için sanırım . istersen seni evine bırakırız.
D= Yok ya , asıl senin için sıkıntı olmaz değil mi?
B= Saçmalama .

Kapıyı açtım . Emre " Naber la tipini gibtiğim " diye içeri girdi ve haluğun pipisini açtı girer girmez .

dıbına koyayım Emre , adam tam baba profili ya * )

Gece yarısı olmuştu. Güzel bir film vardi televizyonda . Duygu ile onu izliyorduk . Düşünüyordum gecenin ilerleyen saatlerinde ne olacak diye . Kendime mukayyet olmalıydım asla öyle bir şey olmayacaktı . En azından bugün olmayacaktı. Filme dalmışken , birden Duygu bana " sen çok iyi birisin , neler yaşamıssın hayatın boyunca ama baksana şuan etrafında seni gerçekten seven insanlar var " dedi ve gözlerini kaçırdı .

Çok tatlı gelmişti bu hareketi . Dizime yatmasını söyledim . Yattı bende saçlarıyla oynadım . Konuşuyorduk , film izliyorduk . Çok güzel dakikalar geciriyorduk . O zaman anlamıştım ki eğer birini seviyorsaniz , onunla yapılan en basit şey bile sexten üstün . Gerçekten ...

Yine melankoliğe bağlamıştım . Tam bir ergen moduna girmiştim . Kulağıma taktım kulaklığı son ses açtım . Teoman , Duman mix'imi . iyi geliyordu ulan bu şarkılar bana . Tam transa geçmiş farklı bir boyuta geçecekken , arkamdan omzuma biri dokundu . Arkamı dönmemle yumruğu yemem bir oldu .

Kendime gelemedim bir an afalladım . Noluyoruz dıbına koyayım demeye kalmadan adamın yüzüne kilitlendim . Elbette o şerefsizdi kekolar toplanmış ağzıma sıçacaklardı . 3 kişilerdi zaten hiç şansım yoktu . Kasmaya gerek yoktu , zevk almaya bakacaktım artık .

Aralarına aldıklarını hatırlıyorum en son . insan gibi vurmuyorlardı . Kendi inlemelerim , beynimi yiyordu . Her darbe bir öncekinin 2 katı iniyordu . Afalladım tam anlamıyla .

Sabah gözümü açtığımda hastahanedeydim . Başımda 2 kız bir de erkek vardı . Kim olduklarını bilmiyordum . Ağzımı açmaya dahi halim yoktu geri daldım uykuya ...

Emre içerde kim var la dedi . Duygu'nun olduğunu söyledim . Emre pat diye salona girdi . Damla arkadan biz sizi rahatsız etmeyelim muhabbetine girecekti ki susturdum ve içeri buyur ettim .

Kaynaşmışlardi . Damla börek falan getirmişti . Çok mutlu bir tablo duruyordu önümde . Düşünsenize , yani benim yerime kendinizi koyun . Damla ve Duygu'nun samimileşmesi , Emre ile benim kardeşliğim .

Haluk . Herşey çok güzeldi . Çok güzel bir akşam geçirdik . Hep beraber . Akşam saat geç olmuştu . Emreler evlerine gitmişti . Duygu ile başbaşa kalmıştık .

Ben :B. Duygu : D

B= eee saatte geç oldu , çağırayım bir taksi de zütüreyim seni .
D= Ya ben çok yoruldum bu gece o yolu çekemem , annemlere söylerim birşey burada kalırım. Tabi senin içinde sıkıntı olmazsa .
B= Rahat edebileceksen tabi ki de misafirim olabilirsin ...

Aslında mutlu olmuştum. Red etmemişti . Hoş kızdı Duygu . Saat 15:30 sularıydı . Starbucks'tan kahvemi aldım , sahile indim . Duygu'yu bekliyordum . Yine uzaklara dalmışken , arkamdan omzuma bir çift el dokundu. En son bu şey olduğunda gözümü hastahanede açmıştım . Yine aynı şey olmayacaktı. Arkama döner dönmez bir koydum . Yalan tabi dıbına koyayım. Arkamı hafifçe döndüm . Duygu idi .

Duygu:D. Ben:B

D= Vayy hem çağır hemde bana alma kahve hee ? Yazıklar olsun ( gülerek)
B= Ya şey ben , sen nasıl seversin bilemedim ondan yani . Hoşgeldin .
D= Hoşbulduk . Hadi gidelim bende istiyorum .
B= Hadi bakalım .

Kahvemizi almıştık tekrardan . Sahile doğru indik . Yürümeye başladık . Bana o gün neden o halde olduğumu sordu . Başladım anlatmaya . Bizde biter mı geçmiş ? Bitmez elbette saat 20:00 olmuş ben hala anlatıyorum . O hala pür dikkat dinliyor beni.

En sonunda saate baktım .
Duygu:D. Ben:B

B= Ooo saat 8 olmuş ya . Ve biz sadece benden konuştuk .
D= Ben ben , ne diyeceğimi bilmiyorum , zor şeyler atlatmışsın gerçekten . Ama şimdi ayaktasın buna da şükür . Ya aslında benim hayatım bu kadar aksiyonlu değil . Normal , standart bir insanım. Yani senin ki gibi üstünden romanlar yazılacak bir hayatım yok .
B= Biliyor musun olmaması daha iyi .

Yemeklerimizi yedik . Damla Haluk ve Emre hava almaya çıktılar . Duygu'ya dur dedim ve başladım konuşmaya. " Duygu bilmiyorum yani senin beni o halde bulman , tanışmamız , anlaşmamız , kaynaşmamız . Bunlar beni sana bağladı Duygu , bilmiyorum belki sen benim hakkımda neler düşünüyorsun . Senin gözünde neyim ama sen benim gözümde Allah'ın bana gönderdiği bir lütufsun. Ya şimdi dersen ki bana ben seni arkadaşım olarak görüyorum falan . Hiçbir şey diyemem sana . Sensiz yapamam geyiği de yapmam sana . Yapamam Duygu ben bu zamana kadar kimlersiz yaptım . Sende biliyorsun . Ne olacaksa olsun artık ya , ben senin gözlerine kaçamak bakışlar atmaktan sıkıldım artık. Ben o gözlere benim gözlerim gözüyle bakmak istiyorum artık . Anlıyor musun beni ? Ben seni seviyorum Duygu ... "

Bunların hepsini bir anda nasil söyledim bilmiyorum ama çıkıverdi bir anda . Duygudan cevap bekliyordum . Sessizce bana bakıyordu. Ben tam masadan kalkıp gidecekken kolumdan tuttu ve yanağıma bir bukle öpücük kondurdu
...

ARKADAŞLAR , BU KADAR. SiZE BELiRTTiM ZATEN . BU KADAR. iSTERSENiZ KURGU PLATFORMUNA GEÇERiM LAKiN BU OLAY BU KADAR YANi .BENi DE ANLAMANIZI iSTiYORUM . KUSURUMA BAKMAYIN , YALAN BiR SON UYDURAMAZDIM ... EYVALLAH