/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    0
    sene yirmi on veya onbir, aylardan kış...

    o dönem sultanbeyli'de bir fabrikada yönetici olarak çalışıyorum.

    fabrika fena fabrika değil ama benim yöneticiliğim ön muhasebeci kıvamında.

    anlayacağın fabrikanın sahibi çocukluk arkadaşım sırf aynı işte, aynı, odada, aynı günü paylaşalım diye işe almış beni.

    evim avrupa yakasında olduğu için sürekli git gel zor oluyor, konteynerden bir de yatak odası yapmışım genelde orada kalıyorum. (adam bekar)

    arkadaşım sürekli gel kal diyor ama evli olduğundan rahatsız etmek istemiyorum.
    ···
  1. 2.
    0
    Kışın kış olduğu bir gece yine şirkette kalıyorum, yollar jilet, benim arabada ne zincir ne kar lastiği.

    Yakmışım elektrikli sobayı, kavanozun dibinde kalmış nescafe'ye türk kahvesi takviyesi yapmış yeni bir deneyim yaşıyorum, bilgisayarda sırrı süreyya'nın o.çocukları açık. (sinemada da izlediğim için korsana girmez)

    Yazıhane nin penceresi tem'e bakıyor, benim sırtım pencereye.

    Uzaktan ara ara fren, patinaj, tampon sesleri geliyor, film güzel akıyor, kahve pek bi' taka benzemiyor.

    Her şey çok kötü değilken birden her şey çok kötü oluyor. 1 çığlık zaman.

    Pencereye döndüğümde yerde kıvranan sokak köpeğini ve çarptığı canlının başında durmayan kartal'ın dur lambalarını görüyorum. plaka kar tatilinde.

    Hemen aşağı koşuyorum, bizim fabrika bekçisi de koşuyor, kapıda buluşuyoruz.

    insana vurdular sanmış.
    ···
  2. 3.
    0
    Köpeğin başına geliyoruz, buraları detaylı anlatmıyorum, üzmeyelim kimseyi.

    [ http://imgim.com/r2hqe0i89 temiz foto]

    Hayvan ayağa kalkamıyor ama kalkmaya çalışıyor, elimi başına koyup hafif yere bastırıyorum, sakin ol bekle der gibi.

    Sakin olamıyor ama bekliyor.

    Halit koş palet getir diyorum. (yöneticiyim ben)

    Yerden kar alıp yaranın üstüne koyuyorum, kanamayı keser ağrıyı dindirir diye düşünüyorum.

    Halit tahta paleti getiriyor, köpeği paletin üzerine çıkarana kadar göbeğimiz çatlıyor.
    ···
  3. 4.
    0
    Karda kızak gibi kaydırarak fabrikanın içine taşıyoruz arkadaşı.

    Sonra başlıyoruz sağı solu aramaya, olay gece olduğundan ve yoğun kar yağışından yardım bulunmuyor.

    Tuzlada bir ekip varmış, onlara ulaşıyorum gelemeyiz diyorlar.

    Elimde telefon arkadaşlarımı arıyorum, kedi köpek düşkünü arkadaşlarım seferber oluyor ama nafile.

    Halit biraz aksi biraz sayko bi tip, "yapacak birşey yok yolun kenarına bırakalım hayvanı" diyor.

    gibtir git der gibi bakıyorum.

    gibtirip gidiyor.
    ···
  4. 5.
    0
    Hayvana su veriyorum, allah kahrediyor, akşam bisküvi/süt içmişim, yarım litre süt.

    Hayvan biraz daha sakinleşiyor, fabrikanın içi çok soğuk ama ona iyi geliyor diye düşünüyorum.

    Sürekli okşayıp sakin ses tonuyla telkin ediyorum.

    Odurumdaki bir insanla bu kadar iyi iletişim kurmak imkansız, ben konuştukça o susuyor.

    Yarayı sarmaya çalışıyorum, kırık var muhtemelen çok canı yanıyor, saramıyorum.

    Gözüm üstünde, elim sırtında sabahlıyoruz, o gece zature oluyorum. (geçti; at gibiyim)

    Şirketin kamyonu geliyor, gelen ilk işçilerle paleti kamyona yüklüyoruz, kamyonun zinciri var.

    Sultanbeyli belediyesinin veterinerliğine giriyoruz koca kamyonla.
    ···
  5. 6.
    0
    Koca kamyondan küçük tahta palet indiriyoruz.

    Belediye işçileri şaşkın.

    işçilerden birine veterineri soruyorum, gelmedi, muhtemelen bugün gelmez diyor.

    Bıraksak gelince bakılır mı?

    Valla bu hayvan burda ölür sen bunu zütür diyor.

    Ben onu zütürüyorum.

    Sabiha gökçen'e kadar kapsamlı veteriner arıyoruz, nihayet buluyoruz.
    ···
  6. 7.
    0
    2 Saat 45oTL sonra (sokak köpeği olduğu için indirimli) arkadaşı kucağıma alıp kamyona taşıyabileceğim kıvama geliyor.

    Fabrikaya dönüyoruz, çocukluk arkadaşım gelmiş, durumu telefonda anlatmışım, biz gelmeden arkadaşa yer hazırlatmış.

    Yerini seviyor, beni yerinden çok seviyor.

    Adı topal kalıyor ama artık topallamıyor.

    Aradan yıllar geçiyor, sektörüm değişiyor, kıtam değişiyor, hayatım değişiyor, hayatımdakiler değişiyor.

    Geçtiğimiz ay (yirmi onbeş eylül) işim sultanbeyli'ye düşüyor.
    ···
  7. 8.
    0
    Oto sanayi dolaylarında yürürken köpeğin biri havlaya havlaya yaklaşıyor.

    Ulan bütün hayvanlar sever beni bu niye havlıyor.

    Seviyor.

    Ben tanımıyorum o beni tanıyor.

    Kokum değişmiyor.

    Yemeğe gidip hasret gideriyoruz.

    Yemek dediğim kızarmış piliç alıyorum, kaldırıma çöküyoruz.

    O gün alerji oluyorum. (geçti; at gibiyim)
    ···