-
34.
0aradığım başlık huur çocugu vericem şukunu
-
33.
0reserved
-
32.
0Reserved
-
31.
0DiKKATLERi NE SÖYLEDiĞiNiZE
DEĞiL, NASIL
SÖYLEDiĞiNiZE ÇEKiN:ikna kabiliyeti bazı durumlarda
ne konuştuğunuza değil, nasıl
konuştuğunuza bağlıdır.
Konuşulanların içeriği hakkında
düşünmeniz için ne kadar az
zaman tanınırsa, ileti şekline
daha fazla zaman ayırırsınız.
ABD, Ohio’daki Dayton
Üniversitesi’nden John Sparks ve
Avustralya’daki Sydney
Üniversitesi’nden Charles Areni,
yürüttükleri araştırmalarda ,
“Demek istiyorum ki”, “Bildiğiniz
gibi”, “Yani” gibi karasız
ifadelerin, konuşanın
inandırıcılığına zarar verdiğini
ortaya çıkarttılar. Araştırmacılara
göre tereddüt içeren ifadeler
kullanıldığı zaman insanlar iletilen
mesajın doğruluğundan kuşku
duymaya başlıyor. Kaldı ki bir de
zaman kısıtlı ise mesajın
içeriğinden çok iletilme şekli iyice
ön plana çıkıyor (Journal of
Applied Socual Psiychology. Vol
38, p 37). Areni ve Sparks’ın
konuşmacılara önerisi şu:
“Dinleyicilere ne söylediğinizi
düşünecek kadar zaman
tanımayın!”. -
30.
0@28 hı hı
-
29.
0rezerve
-
28.
0postmodern şiir denemelerin mi bunlar
-
27.
0rezerved
-
26.
0KADINLAR YÜZYÜZE, ERKEKLER
E-POSTA iLE DAHA iKNA EDiCi:Günümüzün yüksek tempolu
dünyasında yüzyüze ilişki kurmak
gitgide zorlaşıyor beyler. Dolayısıyla
kişisel ve mesleki konular
genellikle e-posta veya diğer
elektronik yöntemlerle
hallediliyor. Peki elektronik
haberleşmenin giderek baskın
konula geçmesi ikna gücümüzü
nasıl etkiliyor? Bakın binler Alabama Üniversitesi’nden
Rosanna Guadagno ve Arizona
State Üniversitesi’nden Robert
Cialdini bu soruyu yanıtlamak için
yüzyüze yapılan toplantılarla
elektronik yöntemlerle yürütülen
toplantılardaki ikna gücünü
karşılaştırdılar. Bunun için
2002′de gerçekleştirdikleri
deneyde, yalnızca erkeklerden ve
yalnızca kadınlardan oluşan iki
grup oluşturdular. Bunların da
yarısı tartışmaları çevrimiçi
ortamda, yarısı yüzyüze yürüttü.
Deneyin sonunda yüzyüze yapılan
toplantılarda kadınların
erkeklerden daha kolay
yönlendirildiği ortaya çıktı.
Guadagno ve Cialdini’ye göre
bunun nedeni kadın gruplarının
toplumsal bağlar kurarak ortak
bir karara varmaları. Elektronik
haberleşme, kadınların toplumsal
bağ kurmak için yararlandıkları
sosyal davranışların önünü
kesiyor.
Oysa erkek grupları tipik olarak
iktidar ve bağımsızlık peşinde
koşarlar ve bu da çoğunlukla
rekabetçi bir ortam doğurur.
Erkekler daha önce hiç
karşılaşmamış iseler, bir konuda
tartışırken, internet ortamında
yazışmaları veya yüzyüze olmaları
fark yaratmaz. Ancak daha önce
karşılaşmış iseler ve aralarında
rekabet de varsa, yüzyüze bir
toplantı verimli geçmez. Oysa
internet ortamında fikir alışverişi
daha yararlı olur. Dolayısıyla
elektronik haberleşme kadınların
aralarında bağ kurmalarını
engellerken, erkeklerin rekabetçi
dürtülerini baskılamalarına yol
açar.
Böylece eğer kadınsanız ve bir
başka kadını “yola getirmek” için
yüzyüze bir görüşme ayarlayın.
Eğer erkekseniz ve yüzleşmekten
hoşlanmıyorsanız e-posta ile
haberleşin. -
25.
0ZAYIF ANINDA VURUN:Açlık çok güçlü bir duygudur.
Ancak açlık hissini bastırmak için
yenilen kalorisi bol, besin değeri
düşük çerez türü gıdalar mideye
indiği anda pişmanlık duygusu
açlık duygusunu bastırır.
insanların mideleri boşken
yiyecek kalite standartlarının
düşmesi gibi, zihinsel enerjinizin
düşük olduğu dönemlerde karşı tarafla tartışmaktan
kaçınmak en doğrusudur. Bunun
tam tersi, eğer ikna edici olmak
istiyorsanız, karşınızdaki insanın
zihinsel enerjisinin en düşük
olduğu anı seçin. size şöyle bir örnek veriyim
Oklahoma State Üniversitesi’nden
Edward Burkley, 78 öğrencisinin
direnme düzeyi üzerindeki
“bilişsel tükenme”nin etkilerini
araştırdı. Bu deneyde hedef,
öğrencilere yaz tatilinin üç ay
yerine bir ay olmasını kabul
ettirmekti. Öğrencilerin yarısı bu
deneye dinlenmiş olarak katıldı.
Grubun diğer yarısından ise,
deneyin bir parçası olarak son
derece karmaşık bir konuda
kompozisyon yazmaları
istenmişti. Deneyin sonunda
kompozisyon yazan öğrencilerin
üç aylık tatillerinden daha kolay
vazgeçtikleri izlendi.
Zihinsel tükenmenin başka türleri
üzerinde de duran Burkley,
insanların bazen çok
düşünmekten değil, “dırdır”dan
yorgun düşebileceğini ileri
sürüyor. Burkley’e göre bu
tekniği en iyi çocuklar kullanıyor;
ebeveynlerinin kafalarını şişirip,
istediklerini kolayca elde
edebiliyorlar. -
24.
0Reserved
-
23.
0@20 yok ya amk çok zekisin sen.
-
22.
0T–rezz
-
21.
0rezervuar köpekleri 01
-
20.
0copy paste gibtir git dıbına koydumun veledi zinası
-
19.
0bir tane ara bilgi çakıp uyuyacağım. şimdiye kadar verdiğim bu üç bilgi altın bilgidir kilit bilgidir inci bilgidir bunları iyi özümseyin ha bundan sonrakilerde önemli ama bunlar başı çeker.ve son olarak bu başlık uzun başlıklardan olmayacak özet geçicez. bittikten sonra soru cevap şeklinde tabiki olabilir. öptüm beybi.
-
18.
0OLUMSUZ YÖNLERi ÖNE
ÇIKARTIN:
Eğer insanların görüşlerinizi
paylaşmasını istiyorsanız,
“çerçeveleme” taktiğinden
yararlanın. New York’taki Union
College’dan George Bizer
çerçeveleme taktiğini şöyle
açıklıyor: “Çerçeveleme, insanları
bir konu veya fikir üzerinde
düşünürken size yararlı olacak
şekilde düşünmeye ikna etmektir.
Örneğin veraset ve intikal
vergisine karşı olanlar bunu
‘ölüm vergisi’ olarak
çerçevelemeyi tercih ederler.
Çerçeveleme aday seçimlerinde
belirgindir. insanlar
değerlendirmelerinde
destekledikleri adaydan çok
muhalif oldukları adaylar
hakkında eleştirileri
kabullenmeye yatkındırlar.”
Bizer’in bu görüşü aynı konudaki
diğer araştırmalarla da örtüşüyor.
Bu araştırmalar, negatif bilgilerin
çoğunlukla pozitif mesajlardan
daha etkili olduğunu ortaya
koyuyor. Bu durumda iki seçenek
arasında seçim yapmak zorunda
kalan insanları bir seçenek
üzerinde ikna etmek istiyorsanız,
en doğru taktik tercih etmelerini
istemediğiniz seçeneği
kötülemektir.
• Çerçeveleme etkisi: Sosyal
pgibolojide, bir konuyu veya
durumu belli bir tarzda sunmanın
karar sürecini etkilemesi.
“Bardağın yarısı dolu” “bardağın
yarısı boş” yaklaşımı. “Yarısı
dolu” denirse, konuya yaklaşım
daha olumlu, “yarısı boş” denirse
daha olumsuz olma eğilimi
gösterecektir. -
17.
0@16 ayı bunları kıza göre uygula yani kız versiyonunu kafanda oluştur. boşuna demiyorum karşı taraf oluştur diye.
-
16.
+1Lan olum iş görüşmesini felan gibtiret bize karıyı yatağa atmaya nasıl ikna ederiz onu söyle
-
15.
0TAKLiTÇi OLUN:Tümünü Göster
insanları en fazla sinirlendiren
davranışlardan biri, birisinin
kendilerini taklit ettiğini fark
etmeleridir. Yine de birisinin
davranışlarını (el ve baş
hareketlerini, duruşunu vb..)
“çaktırmadan” taklit etmek ikna
sanatının en güçlü silahlarından
biridir yani çaktırmadan demekle kasıt karşındakinin hareketlerini birebir değil yüzeysel yapacaksın.Son yapılan çok sayıda
bilimsel araştırma bu kuramı
doğruluyor.
Fransa’daki INSEAD işletme
Okulu’ndan William Maddux 166
öğrenci üzerinde taklitçiliğin
etkilerini araştırdı. Deney
amacıyla öğrencilerden iki
oyunda rol almaları istendi. Bu
deneylerden birinde iş başvurusu
yapan adaylarla görüşme,
diğerinde ise alıcı ve satıcılar
arasındaki alışveriş ilişkisi
incelendi (Journal of
Experimental Social Psychology,
vol 44, p461) Bu iki deneyde de
karşısındakine belli etmeden
taklit edenler görüşmelerden
daha başarılı sonuçlar aldılar.
Örneğin alıcı-verici ilişkisinde
hedef müşteriyi taklit eden
satıcıların %67′si malını satmayı
başardı. Oysa taklit etmeyenlerin
yalnızca %12.5′u satış yapabildi.
North Carolina’daki Duke
Üniversitesi’nden Robin Taner,
öğrencilerinden yeni çıkan bir
meşrubatın tanıtımını yapan satış
elemanlarıyla (öğrenciler
meşrubatın da, satış
elemanlarının hayali olduğunu
bilmiyordu) tartışmalarını istedi.
Satış elemanlarının yarısına,
konuştukları öğrencilerin
yarısının sözel ve fiziksel
davranışlarını taklit etmeleri
söylendi.
“Bukalemun” tipi satış elemanları
meşrubat ile ilgili daha pozitif
reytingler alırken, taklit ettikleri
gönüllülerin görüşme sırasında
daha fazla meşrubat tükettikleri
gözlendi. Taner bu deneyden
çıkarttıkları sonuçları şöyle
değerlendiriyor: “Bu,
insanlararası ilişkilerde
taklitçiliğin iknayı güçlendirdiğini
gösteren ilk çalışmadır.” Bu arada
ilginç olan taklitçilik yapmaları
istenmeyen satış elemanlarının
farkında olmadan taklitçiliğe
başvurmalarıydı.
Taner bu arada taklitçiliğin fark
ettirmeden yapılmasının önemine
de dikkat çekiyor: “Aşırı taklitçilik
geri tepen bir silah gibidir. Bir
insan karşısındakinin kendi
davranışlarını taklit ettiğini fark
ederse büyük bir öfkeye
kapılabilir. Bu da taklitçi için
utanç verici bir durumdur.
Burada dikkat edilmesi gereken
nokta şudur: Taklit belirsiz
olmalıdır. Eğer fark edilme riski
varsa hemen son verin.”