-
26.
-1sana bişey dicem GECE GECE NE KAFA gibiYORSUN AMK ÖZET GEÇ LAN
-
27.
-1destan yazmış aq coni sins beni gibse yine okumam
-
28.
+1+
++++++++++++++++++++ -
29.
-1Ya bi gibtir git amk
-
30.
-1Lan emek hırsızı huur çocuğu bari alıntı yapmışsın deki alıntıdır beyler yaz dıbına soktuğum
http://m.gizliilimler.tr....afizi%26%23287%3Bi,-I.htm
Gogıla sayıların metafiziği yazıp ilk çıkana basmış huur evladı.
Beyler tamam güzelde kopyala yapıştır yapmış zut oğlanı birde burda bir tak biliyor gibi yazmış yazık lan
EMEK HIRSIZLIĞI YAPMA OROPSU ÇOCUĞU
http://m.gizliilimler.tr....afizi%26%23287%3Bi,-I.htm -
31.
+1Matematigi ogrendim saol cihua
-
32.
-1Sen ne diyon amk
-
33.
+1Beğendim başlığı rez amk sonra okurum
-
34.
-169 ekle bunu
-
35.
+111 nerde panpa, en önemlisi sayı değil mi
-
-
1.
0adam ona değinmemiş panpa bilmiyorum ,
biz fatiha ihlas ayetel kursi felak nası 11 şer kere okumaya devam edelim yeter : )
-
1.
-
36.
+1Güzel olmus, eline saglik
-
37.
+131 i yazmamış çöp
Bu arada bu bini hangi başlıktan hatırlıyorum lan efsane bir hikayeydi neydi severim seni kafanı da bilime vurmuşsun aferin -
38.
+1360 Sayısı
Dairenin dereceleri ve yuvarlak yıl ile bağlantılıdır -
39.
+152 Sayısı
Yılın 52 haftasını hatırlatır. Her 52 yılda bir yılın başlangıcı, başlangıçtaki sisteme kesin bir şekilde tekamül eder. Bunun hayat çevriminin yeni bir başlangıcını işaret ettiği kabul edilmiştir. -
40.
+146 Sayısı
Hz. Adem'in (adem) Yunanca yazılışının sayısal değeridir. Hz. isa'nın insani yönüyle bağlantılıdır. -
41.
+140 SayısıTümünü Göster
40 sayısı, büyük sayılar arasında en büyüleyicisi olarak Orta Doğu’da, özellikle de iran ve Türkiye’de yaygın biçimde kullanılır.[27] Yüklendiği anlamlarla birlikte kullanılan, taşıdığı çeşitli değerleri mitolojik dönemlerden ve kutsal dinlerden alan 40, hazırlama ve tamamlama sayısı göreviyle karşımıza çıktığı gibi çokluk bildirme ifadesi olarak da kullanılmıştır. Hayatın her safhasına giren 40 sayısının çeşitli ritüellerde, büyü ve sihir yapımında [28] da kullanımı yaygındır.[9]
40, beklemenin, hazırlığın, denemenin ve cezalandırmanın sayısıdır. Kitabı Mukaddes’te kurtuluş yolu boyunca büyük olaylar, bu sayıya bağlanmıştır. 40, böylece beşeri olaylarda Tanrı'nın aracılığının karakteristik bir özelliği olarak karşımıza çıkar. Olaylardan sonra meydana gelecek olan bir diğer olayın işaretidir.[29] Bu şekilde bir tamamlama söz konusudur.
Buradan hareketle kutsal kitaplara baktığımızda 40 sayısının birçok yerde geçtiğini görürüz. Kitabı Mukaddes’teki Eski ve Yeni Ahit’te 40 sayısının geçtiği yerleri gösterirsek: Saul gibi Davut ve Süleyman da 40 yıl saltanat sürmüştür. isa, öldükten sonra dirilerek 40 gün süreyle havarilerine göründü. Tanrı, israillileri 40 yıl çölde dolaştırdı. Tanrı, günahkâr insanoğlunun 40 gün 40 gece yağmurla cezalandırılacağını söyledi. isa, iblis tarafından zütürüldüğü çölde 40 gün 40 gece oruç tuttu .[28]
Kurân-ı Kerîm’de ise 40 sayısı, dört yerde geçmektedir. Bakara Suresi’nin 51. ayetinde Hz. Musa’nın Sina Dağı’nda kırk gün tutulduğu anlatılır, Maide Suresi’nin 26. ayetinde yoldan çıkmış bir kavme mukaddes yerlere girmelerinin 40 yıl haram kılındığından bahsedilir, Araf Suresi’nin 142. ayetinde Hz. Musa’ya Sina dağında verilen kırk günlük süreye değinilir ve Ahkaf Suresi’nin 15. ayetinde ise kişinin kırk yaşına geldiğinde olgunlaşacağından bahsedilmektedir.[28]
Müslümanlar arasında Hz. muhafazid’e 40 yaşında peygamberlik verilmesi, O’na ilk bağlananların 40 kişi olması, kişinin malının 40'ta 1'ini zekât olarak vermesinden dolayı 40 sayısı daha da önemli bir yere sahip olmuştur. Schimmel’e göre islami gelenekte 40’ın bir diğer önemi de Hz. muhafazid’in adının başında ve ortasında bulunan “mim” harfinin sayısal değerinin 40 olmasıdır.[30] Schimmel, Allah’ın Hz. Adem’in çamurunu 40 gün yoğurduğuna, dünyanın sonu yaklaştığında Mehdi’nin 40 yıl yeryüzünde kalacağına, yeniden dirilişte göklerin 40 gün boyunca dumanla kaplanacağına ve dirilişin 40 yıl süreceğine inanan halkça tutulan gizemci geleneklerin de var olduğuna dikkat çekmiştir.[31][28]
Emine Gürsoy Naskali ise Ülker veya Süreyya yıldız grubunun Mezopotamya’da 40 gün süreyle gözden kaybolduğun hatırlatarak, bu kayboluşun Babil’de 40 sayısının endişe, beklenti ve sabır ile anılmasına sebep olduğunu dile getirmiştir. Bu yüzden 40 günlük bekleme süresinin Mezopotamya kültüründen kültürümüze geçmiş olabilme ihtimalini ileri sürmüştür.[32][28]
Kutadgu Bilig’te 40 sayısı, insanın olgunluk yaşı olarak gösterilmiş ve bu yaşla ilgili uyarılarda bulunulmuştur. Divanü Lugati’t Türk’te “qırq” maddesinde 40 sayısının zamanın uzunluğunu anlatan bir atasözünde kullanıldığını görüyoruz. “qırq yılda bay çıgay tüzlinür: kırk yıla kadar zengin ile yoksul bir olur çünkü ya ölüm gelecek ya da zaman değişecektir.” [33][28]
Halk inanışlarında da 40 sayısının çeşitli kullanış şekilleri mevcuttur. Doğumdan sonra anne ile çocuğun 40'ının çıkması beklenir. 40 gün dolduktan sonra 40'lama töreni yapılır. 40 hamamında çocuk, son kurna suyuna bir altın, ya da bir anahtar 40 defa batırıldıktan sonra yıkanır. [34] Başka bir inanışa göre 40'lı iki çocuk yan yana getirilirse “40 basması” olur ve 40 basması olan çocuk çelimsiz kalır.[35] Yine doğumdan ya da ölümden sonra “40 mevlidi” uygulaması yapılır, beklenen 40 günün geçmesine “40 uçurma” denir. Ölümden sonra ölünün 40'ının çıkması beklenir ve sonunda 40 aşı (40. gün yemeği) verilir. Boratav, yas süresinin çeşitli yörelere göre değiştiğini; fakat en yaygın olanının 40 gün olduğunu belirtir.[28]
Halk arasında çeşitli amaçlarla ziyaret edilen türbe, ziyaret gibi kutsal sayılan yerlerin etrafında tutulan dileğin gerçekleşmesi için 40 defa dönme ya da bir şeyin 40 defa söylendiğinde gerçekleşeceğine dair inanışlar vardır. Yağmurun yağması ve fazla yağan yağmurun kesilmesi için yapılan ritüellerde 40 sayısı kullanılmaktadır. Kuru bir dereden 40 adet taş toplanır, toplanan taşlar okunarak torbaya konur. Bu torba dere veya çayda suya atılırsa yağmur yağar. Yağmur çok yağarsa, çakıl taşı torbasının sudan çıkarılması ile yağmur kesilir. Başka bir törende uzunca bir iplik alınır, her defasında bir kelin adı söylenerek bir düğüm atılır. Düğümler atılırken dua okunur. 40 kelin adı sayıldıktan yani 40 düğüm atıldıktan sonra iplik saklanmak üzere sandığa konursa yağmur kesilir.[36][28]
Büyücülükte sayıların rolü büyüktür. Öyle ki, büyüsel bir pratikte belli bir sayı adedinin yerine getirilmemesi başarısızlığın nedeni olarak ileri sürülür. Hemen hemen her batıl inancın ve büyüsel pratiğin bünyesinde yer alan değişik değerde sayılar vardır: örneğin “3 kere tükürmek”, “4 yol ağzına gömmek”, “7 evden iplik toplamak”, “40 gün yıkamak” gibi… Genellikle 3, 7, 9, 40, 41, 99 gibi sayılarda büyüsel ve mistik bir güç olduğuna inanılır.[28]
40 sayısı, tasavvufi terminolojide "olgunlaşma" sayısıdır. Abdalların sayısını genelde 40 olarak belirtilir. Bunların 22’sinin Şam’da 18’inin Irak’ta ya da 22’sinin erkek 18’inin kadın olduğuna inanılır. Alevilik ve Bektaşilik geleneğinde dört kapı ve40 makamla kulun Tanrısına yaklaşacağı inancı vardır. inanışa göre bu 40 makamdan birisi dahi ekgib olursa ibadet tam olmaz. Hacı Bektaş-ı Veli, şeyhinin dergâhında üç yıl hizmet ettikten sonra, şeyhinden emanetleri ve icazeti alır. Şeyhi ona 40 yıl hüküm verir ve onu Anadolu’ya yollar. Yunus Emre, Taptuk Emre’ye 40 yıl hizmet etmiştir. Abdal Musa, Kaygusuz Abdal’ı 40 neferle Mısır’a ve hacca göndermiştir. Özellikle dünyayı idare eden ve 40'lar olarak bilinen halk erenleri tasavvufta bir hayli anılmaktadır. Alevi Bektaşi inanışına göre, Hz. Ali 40'lar meclisinin başındadır ve 40'lar meclisi, 40'lar şerbeti, 40'lar meydanı gibi deyimler hep bu kaynağa aittir. Nefis tezkiyesi için çekilen inzivanın 40 gün sürmesi, 40 sayısının tasavvufî açıdan önemine işaret eder. 40 sayısının “erbain”, “çile” gibi tasavvufi terimlerle de değeri artmış ve bu anlamlarıyla şiirlerde sıklıkla kullanılmıştır.[9] -
42.
+114 Sayısı
islam Mistisizmine göre Hz. muhafazid'in Taha isminin sayısal değeri 14'tür. Bu da O'nun dolunay gibi ışınlar saçarak ruhani ve cismani güzelliği ile bu evreni aydınlatmak için karanlık bir gecede ortaya çıkmasına işarettir. Ayın bir dolunay olarak mükemmelliğe ulaşması 14 gün alır. Arap alfabesinde 14 güneş harfi 14 ay harfi vardır. 14 sadece Arap alfabesinin yarısı değil, insan elinin 14 kısmında ve omurganın aşağı ile yukarı parçalarının her birindeki 14 omuru da simgeler. -
-
1.
0Ctrl + v
Ctrl + v
Ctrl + v -
-
1.
0ee yani ? alıntı yaptığımı zaten yazdım ?
-
2.
0Geçmiş yada gelecek zaman eki mi var orda ?
-
1.
-
1.
-
43.
+14 Sayısı
4 sayısının sembolizmi çok ilginçtir. 4, bir çok farklı şeyi ifade edebilir. Bir masayı gözümüzün önüne getirebileceğimiz gibi en sağlam denge, 4 ayak üzerinde olur. Bir çok hayvan da 4 ayağı üzerinde durmaktadır. insan da emeklerken 4 ayağı üzerinde emekler. Böylece 4, sağlamlığı düşündürtmüştür. Dilimizde var olan “dört elle sarılmak”, “gözünü dört açmak” gibi deyimler de yapılan işin sağlamlığını belirtmektedir. Dört ayrıca dört temel yön ile de alakalıdır. Böylece etrafımızın dört parçaya ayrıldığını kabul edebiliriz. Aynen “dünyanın dört bucağı” deyiminde olduğu gibi.
4 sayısı, aynı zamanda dört elementi de (Ateş-Hava-Toprak_su) sembolize eder. Böylece dört, dünyanın yapı taşı olarak da yer alır. Hıristiyanlıktaki haç, 4 incil, islam’daki 4 büyük melek, 4 halife bu sembolizmle alakalıdır.[14]
Bilindiği gibi Uzakdoğu'da, özellikle Çin ve Japonya'da, 4 rakdıbının telaffuzu, "ölüm" kelimesinin telaffuzuna çok benzediği için 4 rakamı da 7 gibi uğursuz sayılır (ki adamlar öyle inanmışlar ki bu uğursuzluğa, içinde 4 geçen günlerde Asya'daki ölüm oranlarının diğer tüm günlere nazaran çok daha yüksek olduğunu bile savunuyorlar). Bu nedenle de bazı üreticiler, özellikle Uzakdoğu ülkeleri ile ticaret yapanlar ürünlerini kodlarken 4’ü kullanmamaya özen gösterirler.[7]
4, Maddi düzenin sayısıdır. 4 yön ve 4 rüzgar birlikte yeryüzündeki yaşamın tamamı için gerekli koordinatları sağlar. Maya geleneğinde her şey sırayla renklerle özdeşleştirilen 4 temel noktayla ilgilidir. Hıristiyanlıkta, Hinduizmde ve Müslümanlıkta cennetin 4 ırmağı olduğuna inanılır. Kuzey Amerikan Kızılderililerinin bir kısmı 4’ün kendi sistemlerinin temelini oluşturan sayı olduğuna inanırlar.[15] -
-
1.
0Pampa ben yürümeyi öğrenince 3 ayağımla yürümüşüm
-
1.
-
44.
+15 Sayısı
5, genelde yaşadığımız dünyayı ve insanı sembolize eder. Teozoflara göre günümüzdeki insanlık, 5. kök ırktır. 5, elimizdeki 5 parmaktan dolayı da önemlidir. Eski mağara yerleşimlerine bakarsak insanların erleştikleri bölgelerde 5 parmak izlerini de görürüz.
5 sayısı, 4 elementle de ilgilidir. Eski çağlarda 4 elementi bir arada tutan bir 5. elementin varlığı düşünülmüştür. Sembolizmde 5 köşeli yıldız, yaşamın sembolü olarak da kullanılmıştır. 5 vakit namaz, islam’ın 5 şartı, 5 ile ilgili sembolizme örnek olarak verilebilir.[14]
Aile, boy ve millet olma sürecinden geçen bir medeniyetin ibadet sisteminde 5 esas vardır. Günlük zaman dilimi 5 vakte bölünmüştür. Türk halk kültüründe eski ay isimlerinden birinin adı beşe (hamsin, şubat ayı) idi. Modern yaşamda da günün ikinci yarısında 5'ten sonra zorunlu hizmetler hariç işe ara verilir. 5, bize bir sosyal sınırlandırma duygusunu yaşatan sayıdır. 5 kuruş etmez gibi deyimlerde 5 rakamı, bir değer birimidir.[7]
5, Genellikle insan yaşamıyla ve 5 duyuyla bağlantılıdır. Eril 3 ve dişil 2nin birleşimi olarak erkek ve kadının birliğinin, bazen de evliliğin sayısıdır. Eski Çin’de uğurludur, dünyadaki bütün hayatın 5’i esas aldığına inanılır. Mayalar için anahtar sayıydı, Tanrıları biçimsel olarak 5 katlıydılar. 5 köşeli pentagram, büyülerde kullanılır.[15] -
45.
+12 Sayısı
2 sayısının sembolizminde akla gelen kuşkusuz evrendeki düaliteyi sembolize ettiğidir. ilk toplumlarda etraftaki en ulu kavramlar tekti ; Dünya, Güneş, Toprak Ana.. gibi. Ancak erkeğin üremedeki rolünün ataerkil toplumlar tarafından ön plana çıkartılması evrendeki düailitenin de ön plana çıkmasına neden olmuştur. Dünya/öteki dünya , Güneş/Ay, Toprak Ana/Erkek Tanrı (Kybele/Attis gibi) düalite, hatta kadın/erkek, dişil/eril, sıcak/soğuk, gündüz/gece gibi ikilikler vurgulanmaya başlanmıştır.[14]
Halk arasında “Yalnızlık, Allah’a mahsustur.” denilir. Kişi, kendisine eş arar. “Tabiatta her şey zıddı ile kaimdir” hükmünden dolayı er kişinin de eşi olmalıdır. Kültigin Yazıtı’nın doğu yüzünün ilk satırında “Üstte mavi gök, altta da yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğulları yaratılmış.” diye geçen cümledeki 2 ifadesi bizi düşündürmektedir. Hepimiz önce bir bedende iki canlıydık. Onun için hamilelere "iki canlı" denmiştir. Birlikten kuvvet doğar. Ayrımcılık, ikicilikle ifade edilmiştir ve bu ayrımcılık sevilmez bir davranıştır. Açılan 2 kanat, bir gövdeyi uçurmak içindir. Hakana verilen kut ‘yönetim yeteneği’ sağ ve sol şeklinde ikiye ayrılır. Solda esas hakan, sağda ise yabgu ‘hakanın yardımcısı’ bulunur. Bu küçük kağanlığa “kanat elig” de denirdi. Hakanın kardeşinden önce yardımcısı hatun unvanındaki eşidir.[7]
Dinsel geleneklerde ayrılma, mutlak ilahi birlikten ayrı düşme anldıbına gelir ve yaratma sözcüğüyle bağlantılıdır. Çelişki ve antitez sayısıdır, uyuşmazlıklara yol açtığına inanılır ve büyüde çok ender kullanılır. 2 yalnızca yaradılışta devreye girer çünkü kutupsallık olmaksızın maddi yaşamın var olmayacağını ifade eder.[15] -
-
1.
0ne diyon sen yannanım ?
-
-
1.
+8s.git yannanını oksa
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!