saygıdeğer böbrek vericileri

bu başlık 14 haziran istanbul zirvesine katılan arkadaşlara yazılmıştır. gerisi dağılabilir.

(bkz: 14 haziran istanbul zirvesi)

lan bi zirve düzenleyelim dedik ve yine burnumdan getirdiniz ya.yok efendim "abi nasıl buluşuruz", yok efendim "abi birbirimizi nasıl tanırız" diye sorular bitmedi.lan anlamıyorum ki 5 aylıkken mi fırladınız ananınızın amından ??? 2 dakika sabredemediniz.

neyse gelelim konumuzaa.. normalde düzenlediğim zirvelerde telefon numarası dağıtırdım ama bu sefer tüm asosyal huur çocukları (yaklaşık 100 kişi) nick yazdırdığı için bu kadar adama telefon numarası veremem. farklı yöntem geldi geldi aklımıza. eheh çok zekiyiz yeaa ehhe..

öncelikle zirve saati 8 ama ben ve 1-2 panpam oraya erken gidip güneşlenmeye başlarız. yani erken gelirim diye korkmayın. bizi bulmanız için ise yapmanız gereken çimlere saplanmış olan mukavva kağıdı aramak. üzerinde "böbrek zirvesi" yazıyor olacak. eğer çime saplayacak tahta, çıta vs bir şey bulamassak görünecek şekilde ağaçlardan birine asarız. Nasıl ama çok zekice di mi hehehe. şifremiz : böbrek zirvesi gençler.

bacılarınız, sevgililerinizi ve o pörsümüş ama performansının zirvesindeki annelerinizi de getirebilirsiniz. amlı sayımız gerçekten çok yüksek. sevgilisini alıp gelecek birçok arkadaşımız olacak. yannızz amlı sayımız çok yüksek diye oradan hatun kaldırırım umuduyla gelip millete sarkmaya kalkmayın aksi takdirde dayağınızı yer ve ağız burun incin şekilde tıpış tıpış evinize dönersiniz. yaş ortalamamız yüksek, oraya gelin adabınızla için, haddinizi bilin ve gidin.

bir diğer konu ise dağılma saati.."8'de başlıyoruz ama kaçta biter?" şeklinde sorular geliyor ; gelmesin. çünkü dağılma saati yok.ben dahil sabahlamaya gelecek arkadaşlar var. sabahlamaya geliyorsanız eğer tarzan gibi çıkmayın yoksa sabaha karşı üşürsünüz. tatlı zütlerinizin buz kesmesini istemem.o yüzden yanınıza bir şey alın.

isteyen kendine sandalye getirebilir. şahsen ben getiriyorum kendime.şu portatif kamp sandalyerinden alıp gelin benim tavsiyem ; 20-25 liraya migros'da var. oradan da alabilir isteyen.yok onla uğraşamam ya da para vermem diyorsanız çimlere de yayılırız problem yok. zütünün keyfini düşünenler için söyledim.

ulan bayağı uzun yazdım he.acaba hala okuyan gerizekalılar var mı aramızda ? bence vardır kesin 3-5 tane salak.lan olum bu kadar uzun yazı okunur mu dalağını gibtiğim ? zirve gününe kadar lütfen alkol, sigara , uyuşturucu madde kullanmayın ; böbrekleriniz bizim için önemli. ameliyat izi bırakmayız ; 15 yıldır profesyonel kadromuzla böbrek alıyoruzz ;)))

hadi öptüm anams

macit uyandı o ara...
"beni gibtiler inanamıyoruğğğğmmm gibtileeeeeğğğğrrrr" diye ağlamaya başladı.
ceyhun biraz doğrulup konuşmaya çalıştı.
"hacı o ayı gibi olan adam bize bir sprey sıktı hepimiz gülmeye başladık sonra bayıldım ben arada maciti oksijen tüpünün üzerine domaltmış gibiyordu gibi kocamandıııığğğ beliiiimmmğğ belim çok acıyor ilker kurtar beniiiğğğ"
"kardeşleriiiiğğmm kurtaracam hepiniziiiiğğğ geçecek hepsi "
macit ayağa kalkmıştı. pantolonunu ilikliyor ve fermuarını çekmeye çalışıyordu.
"olum organlarımızı çalmış bu ipneler" dedi.
dert etmeyin kardeşim. bak hayattasınız. fazla kan kaybetmeden bir hastaneye gitmeliyiz . burada bekleyin. ben yardım çağırmaya gidiyorum" dedim.
macit ve ceyhun fatihin yanına geldiler. onlar fatttiiiiğğğğğhhhh diye çığlıklar atarken ben tepenin kestirme tarafından koşarak aşağı inmeye başladım.
aşağıdaki evlerden yardım istedim.
kimse bana yardım etmedi.
amcanın bir tanesi telefonla polisi aradı oracıktan. sonra da ambulans çağırdı.
ben hemen bizimkilerin yanına geldim.
ceyhun kendisinden geçmiş, mezit de zütünü ovuşturuyordu.
"kurtacağım sizi kardeşlerim" dedim.
yaklaşık yarım saat sonra ambulans geldi.
hastaneye gittik.
doktorlarla konuştum.
her ikisinin de böbreğini almıştı şerefsizler.
şu an yaşamalatı bile mucize dedi doktor.
fatihin böbreğini, karaciğerini, kalbini ve gözlerini de almışlardı. kalan organlarını ise öylece içine doldurmuşlardı çocukcağızın.
murattan ise halen haber yoktu.
iki gün sonra tuzla kemal abduş gölünde cesetdini buldular. yine organları alınmış ve hunharce tecavüz edilmişti.
yıllarca görmedik birbirimizi.
ceyhun evlenip çocuk sahibi olmuş.
macit ingiltereye irtica etmiş. sonra cinsiyet değiştirdi diye dedikodular geldi kulağıma
fatihi ve muratı ise aynı mezara gömdüler.
iki eski arkadaş yan yana allahın cennetine gittiler.
ben 2 sene pgibolojik tedavi gördüm. halen ambulans görünce köşe bucak saklanırım.
bu organ ticareti yapan şebeke yıllar sonra çökertildi. rus ve ukrayna asıllı 12 kişi ve onların türkiye bağlantıları cezaevine gönderildiler. iki tane türk rahşan ecevit affıyla dışarı çıktı. bunlardan bir tanesi sizin de çok yakından tanıdığınız bir ismin abisi. evet... serkan inci nin büyük abisi cevher inci bu şebekenin türkiye balantılarını organize eden adam dı. hatta ambulansa binmek ile ilgili bizi ikna eden sağlıkçı da oymuş.
serkan ipnesine bunu hatırlattığım zaman " olan olmuş biten bitmiş abim cezasını çekti ve şimdi hac ve umre malzemeleri satıyor" dedi ve beni hesabımı silmekle tehdit etti. beni silersen bütün türkiyeye anlatırım bu olanları dedim. zütü yemedi ellaaam.

şebekenin rusya ayağındaki lider ise bizim kadıköyde düzenlediğimiz ilk zirvede aramızda olan igor'un çalıştığı hastanenin sahibi. vladimr kolyenkov...

kardeşlerim, yoldaşlarımi arkadaşlarım... siz siz olun bu zirveye katılmayın...
dediydi dersiniz.

önemli not : inci sözlükte yazılanların hiçbiri doğru değildir. bu da tarafımdan yazılmış ve hayali karakterler ve hayali olaylarla süslenmiş bir hikayedir.