-
1.
+1Sözlüğe giriş amacım kesinlikle bu hikayeyi anlatmaktır biraz toparlanın bir kaç dakikaya başlıyorum ufak bir brifing
Üniyi bitirdikten hemen sonra üni hocamın tanıdıkları vasıtasıyla burslu olarak new york ta yaptığım master sorasında olağan dışı şeyler yaşadım onu anlatacağım -
2.
+1Evet üniversite mezunu olmuştum ve çok iyi anlaştığım bir hocam bana bir iş adamı tarafından burs ayarlayabileceğini masterımı new york columbia üniversitesi bünyesinde yapabileceğimi söylemişti...
inanılmaz sevinmiştim çünkü ailemin durumu yoktu ama derslerim çok iyiydi hocayla aramda iyiydi yaşı vardı bayağı ancak çok arkadaş canlısı bir adamdı...
Durumumu biliyor master ihtiyacımın olduğunuda biliyordu ancak new yorka gitsem bile kalacak yer vb. Şeylere paramın yetmeyeceğini söyledim bu iş addıbının bana her dönem başı hesabıma 40000 dolar yatıracağını söylemişti...
inanmadım ilk başta ancak bu adam benim master bittikten sonra kendi şirketimde çalışıp her ay belli bir miktar kesinti yapacağını söylemişti ama ben kabul ettim sonuçta 2 yıl new yorkta yaşamak hayalimi gerçekleştirecektim...
Hemen araştıramalara başladım ev bulmak çok zordu her ne kadar 40000 dolar para da yatsa dönemlik bu parayla yaşamak zordu çünkğ ben manhattında yaşamak istiyordum ama tek başıma karşılayamazdım köpek yuvası gibi yerler 3000 dolardan başlıyordu...
Ama uzun uzadıya arasamda kalacak bir yer bulamadım...
Öyle gittim brooklynde bir kaç gün bir pansiyon buldum...
okul başlamıştı okukda bir ikan buldum ancak olmadı başkası o da olmadı derken
Heather diye bir kızla tanıştım bir kaç gün öylesine takıldık falan bu da bir ev arıyormuş chicago dan gelmiş benden Türkiye'yi anlatmamı falan iatiyordu heather benden 3 yaş büyüktü...
Ama çok güzeldi... Anasophia robb la birebir bir tipi vardı...
Nedense o tarz kızlar çok hoşuma gidiyor...
Eve çıkacakmış bir ev arkadaşı arıyordu...
Ben teklif etmek istedim ama bizim buralar gibi kezban zihniyeti orada da vardır diye düşünüyordum...
Alakası yok aşırı rahatlar...
Sevdimde bu kızı çok arkadaş canlısı muhabbeti gıcırında hiçbir ortamda sırıtmayacak tipteydi...
Kendisi dedi eve çıkalım diye bir arkadaşının evi vardı... 3000 dolar istiyordu kira için yani arkadaş indirimi gibi tamam dedim tuttuk evi, ev eşyalıydı her şey yerli yerindeydi güzeldi stüdyo daire tarzı ancak daha farklıydı iki odası koca bir salonu vardı... -
3.
+1Kimse takip etmesede ben günlükmüş gibi yazacağım...
Eve yerleştik harika bir manzarası vardı hudson nehrini yanıbaşınızdaki bir havuz gibi görüyordunuz. O derece...
Ev 29. Kattaydı bayağı bir yüksekti yaklaşık 95 metreye yakın bir yükseklikteydi...
Heather tam anlamıyla aradığını bulmuş gibi sevinmişti bende olayın şokundaydım...
Manhattan lan dünyanın merkezi...
Heather ve benim aramız çok iyiydi ama ben ondan inanılmaz derecede etkileniyordum... Hergün arkadaşlarını çağırıyordu içip içip kuduruyordu... Tabi bu kudurmalarda bende payıma düşeni alıyor sonuna kadar kuduruyordum...
Kudurmak güzel şey tabi...
Ama yinede dikkatli olmam gerekiyordu... Çünkü amerikada Türklere ne gözle baktıklarını biliyordum onların gözünde hintlilerden pakilerden bir farkımız yoktu...
Ama ben bazı bazı hislerimi heathere açmak istedim ama konuşmamalıydım romantik bir anı kovalamalıydım...
Bir ay geçmiş ben hala aynı tas aynı hamam akıp giden hayata dur demeliydim...
Eve çıkmamızın bir ayı dolmuştu... Heatherle sözleşmiştik tamamen benim olacaktı o gece yani benim programıma uyacaktı...
Güzel bir restorana zütürdüm onu ancak bu öyle şık bir yer değildi ben oldum olası mekanın ruhuna önem veririrm...
Böyle besame mucho vari artık ne türse o tür müziklerin çalındığı loş bir ortamın olduğu güzelcede yemeklerin olduğu bir restorana zütürdüm...
Beyaz şarap eşliğinde romantik bir yemek yedik ancak ben an kovalayan bir insanım her zaman bu böyle olmuştu... Tüm hayatım boyunca anca ilahi karakterlersen birinin güzelliğine sahip olabilecek derecede güzel giyimli harika bir kadın karşımdaydı...
Ve ben ona mecnun olmuştum...
Yemeği yemiştik artık kalkma zaöanıysı hesabı ödemek için ısrar etsede ödetmedim çünkü ben çağırdım onu oraya yoksa her yerde hesap ödemek bana göre değil bu geceki şeklimiz yenilsin içilsin hesap ödenmesindi... Kalktık ancaksaat daha 10 du bu gece burada bitmemeliydi... Güzel bir jazz club vardı önünden hep geçerdim aldım zütürdüm...
Güzel müzikler ve insanın kanını ılıtan bir sonbahar havası...
Dans ediyorduk ancak o an onunda bana karşı boş olmadığını hissettim gözüme bakıyor yaklaştıkça dudaklarıma bakıyordu... -
4.
+1Dans ederken gittik sandalyelerimize oturduk 50 centin en sevdiğim şarkısı çalıyordu anlamsızca, ancak jazz bluesvari bir ritmi olduğundandır heralde
50 cent-when it rains it pours
Anlam veremediğim derecede güzel bir melodisi vardı en sevdiğim şarkılardandır hala ve bu benim en özlediğim tadı yaşatacak ana tanıklık edecek bir andı şarkının sonuna geldiğimde aramızda bir anda romantik bir çekim olmuştu anlam veremediğim bir biçimde ancak yaklaştıkça yaklaştık...
Yaklaştıkça yaklaştık...
Dudaklarımız birbirine değmek üzereydi gözlerimiz aynı hizaya geldi ve bir anda döküldü o cümle...
Heather i love you... Do you love me?
O da dokunaklı bir sesle i do dedi ve şarkının sonunda dinleyenler bilir bir yağmur sesi ve eşliğinde silah sesleri gelir ve bir kadın güzel bir sound ile süsler...
O anki romantizm yağmurun sesiydi...
Kalp atışlarımız silahın sesiydi...
O sound ise kaderimizdi...
Sevdiğim kadın kendini bana bırakmış dudaklarımız sanki kaybettiği hissi geri kazanırcasına hücum ediyordu...
Ve ben 2 dakika kadar dudağımın emrindeydim...
Ve o andan sonra bir anda göz göze geldik...
Ve ben yağmurdan sonra gelen toprak kokusunu almışcasına rahatlamıştım...