sayacın sırrı capsliiiiiiii

anlatıyorum bilmeyenler için. kabaca özeti şu:

Yanılmıyorsam 1956'da amcanın bir tanesi Marion King Hubbert (ki ölü kendisi şu an) bu bildiğimiz petrol şirketi Shell'in lokal rezerv miktarı hesaplamaları için kullanacağı bir formül geliştiriyor. matematikte lojistik dağılım diye bi olasılık hesabı var. bu grafikteki eğriye olası fosil yakıt özkütlesi fonksiyonu yerleştirip bir grafik oluşturuyor ve bunun sonucunda belli bir rezervden elde edilebilecek petrolun zamana göre ekstremum değerleri elde ediliyor. yani kuyuya sondaj başladıktan ne kadar zaman sonra üretim verimi tavan yapar ve ne zaman tükenir bunu hesaplayabiliyor bu amcamız. bu üretimin zirve noktasına hubbert zirvesi (grafiğin tepe noktası) deniyor zaten. hubbert amcamız bunu lokal rezerv hesaplamalarının yanı sıra dünyanın 4 bir yanından gelen global rezerv verilerine de uyguluyor ve ortak bir grafiğe yansıtıyor. sonuçta dünyadaki tüm ham petrolün ömrünü hesaplıyor. ve onun bu hesabına göre, illuminati sayacının bittiği an, petrol rezervlerinden birim zamanda vakumlanan ham petrol, bir daha hep azalmaya doğru gidecek. yani gezegenin fosil akaryakıt kaynağını kuruttuğumuz kesinleşmiş oluyor beyler.

özeti böyle işte.

buradan ne anlamalıyız o da şudur: resource based economy diye birşey var. kaynak bazlı ekonomi. mesela türk ekonomisi kısmen böyledir, soğuk savaş bitimindeki dağılma sürecinin hemen sonrasındaki sscb ekonomisi böyleydi (çünkü sovyetlere ait kollektif işletmeler, ürünler, hammadde ve araçlar, bağımsızlığını ilan eden ülkelerin snırları içinde kalmıştı), libya ekonomisi böyledir, arap emirliklerinin ekonomisi böyledir. bu tip ekonomiler, enternasyonel marjini olan, global öneme sahip ve kendi topraklarından bolca çıkan, az zenginleştirilmiş ya da ham haldeki yer altı kaynağının direk ihrac edilmesi ve işlenmiş halde geri alınması üzerinden işler. ama bu durum uzun süre devam edemez çünkü dış bağımlılığı arttırır ve oranik iş gücünü göçe zorlar belli bir süre sonra. o yüzden bu kaynakların millileştirilmesi ya da kollektifleştirilebilmesi için, bu kaynakları işleyecek fasiliteler kurulması amacıyla ar-ge çalışmaları başlatılır. bu çalışmaların sonucunda da, ekonomi kalkınma sürecine girer ve global piyasada rekabet edebilecek güce kavuşur hatta ürününe göre belki de tekelleşir ve ülkesini süper güç yapar. her neyse. mesela libya'da vatandaşlık maaşı kavramı vardı kaddafi sağ iken. adam ülkeden çıkan petrolü direk british petrol'e veriyordu, karşılığında eşek yüküyle para alıyor bunu yaşına, cinsiyetine ve işine bakmaksızın herkese eşit olarak dağıtıyordu (yönetici sınıfı biraz torpilliydi tabi). ama gördüğünüz üzeree orta doğuda halkına bu şekilde para dağıtan islam sosyalisti diktatörlerin sonu hızlıca gelmeye başladı. çünkü hubbert zirvesi'ne yaklaşıyoruz. petrol rezervleri kırmızı alarm veriyor. türkiye gibi fosil yakıt üzerinden endüstriyel enerji üreten ülkelerde greenpeace'çilerin hortlama sebebi de bu. aman nükleer'e geçmeyin, petrol pahallanacak, sam amcanız size pahallı pahallı satar istediğiniz kadar petrol. oluşacak dış bağımlılığı düşünebiliyor musunuz?

2023'ü bu tabloda nereye oturtmalıyız onun da hesabını siz yapın. bakalım 2023'de ne eğrisinin zirvesine ulaşıcaz?