/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 26.
    0
    Bir ara bakar okurum.
    ···
  2. 27.
    0
    içimizde şeytan var. Can kırıkları var. Nefret var, yalanlar var. Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor. Melankoli ve hüsran var. Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa
    ···
  3. 28.
    0
    Yollar
    Önümüzde yine sokaklar
    Kalabalık, gri kaldırımlar
    insanlar
    insanlar
    Yalnız ve umutlu

    Bitti
    Bitmez dediğimiz masallar
    Elimizde kalan yalanlar
    Ufalmış
    incinmiş
    Oyunlar

    Elleri
    Sanki hep ellerimde
    Kalbi
    Kalbimde
    Ve gözlerinden akan yaş

    Sanki içimde
    Kırık bir cümle
    Hala içimde
    Yağmur
    Sesini duyunca sende
    Beklersin, pencerende
    Belki geri gelir diye

    Elinde yüzünde rüzgâr
    Oynatır hüznü içinde
    Bembeyaz kar
    Elleriyle
    Dokunur yorgun yüzüne

    Bitti
    Sevdiğin o şarkı şimdi
    Kaybolmuş bir çocuk sesi
    Unutulmuş gibi

    Bir kuşun kanadındadır aşk
    Şimdi
    Kayan bir yıldız gibi
    Ortasından deler
    Geceyi
    ···
  4. 29.
    0
    Kısacık yoğun bir akşam
    Herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
    Yoğun bir akşam
    Bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
    Ve bir intihar üstüne söylenti
    Bütün kıyıları dolaştı durdu
    Kısacık bir akşam

    Kısacık serin bir akşam
    Kelebeklerin atlarla yarıştığı
    Yoğun bir akşam
    Bazı mektuplar damgalandı postanelerde
    Oturuldu bir takım şarkılar söylendi
    Bir adam bir kadının kapısını vurdu
    Kısacık bir akşam

    Neyi söylesem bir kahramanlıktı
    içinde azıcık buluştuğumuz
    Bir bulutla bir kağıt peçete arasında
    Kısacık yoğun bir akşam
    Şaşırdım hüznümü nerelere bıraksam
    Bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve
    Kısacık yoğun bir akşam

    Her şey bir unutkanlıktı

    Arada bir deliler gibi kavuştuğumuz
    Tüfekle vurulmuş bir parsın yarasında
    Kısacık yoğun bir akşam
    Biliyordum bir soğuktu nereye varsam
    Bir yanımda bir el bir yanda vazgeçilmez bir sancı ve
    Kısacık yoğun bir akşam.

    Kim karıştırdı gerçekliğine
    Yaşadığım sonsuzluğun
    Ve oturuldu bir takım şeyler söylendi
    imla kurallarıyla mutsuzluk üstüne
    Kısacık bir akşam
    Duraladım ne yapsam

    Kim karıştırdı gerçekliğine
    Su terazilerindeki ensizliğin
    Ve fotoğraflar çekildi ben çıkmadım herkes eğlendi
    Araba vapurlarıyla denizsizlik üstüne
    Kısacık bir akşam
    O kadar kısa ki bir akşam

    Yüzümü suyun ardında buldum
    Kıyılar bu yüzdendir öyle dediler
    Kısacık yoğun bir akşam
    Serin bir akşam öyle söylediler...
    ···
  5. 30.
    0
    insan ne garip gençken ne kolay
    kalabalık arasından bir yüz seçip hatırlamak
    bir şort bir t-shirt güzelken istiklal
    o an uzun olur akmaz atlamaz dakikalar
    karanlık odada güneşin altında titrersin beklemeden
    içinde bir yerde bir şeyler düğümlenir
    insan bam telinden birbirine eklenir
    bu sırf bugün değil yüzyıllardır böyledir
    kolay kolay çözülmez
    içinde derinlerde denizler serinleşir
    ağaçlar üşür de aynı kökte birleşir
    bu sırf bugün değil yüzyıllardır böyledir
    kolay kolay çözülmez
    hayat ne garip hep akar durmadan
    geçer o arada sessiz durmayı bekler zaman
    yeşil bir kazak bir kırmızı fular
    hayatta en güzel şeyler bitmez ve başlamaz
    karanlık sokaklar korkusuz oldum ben yenmeyi beklemeden
    içimde bir anda bir şeyler düğümlenir
    insan bam telinden birbirine eklenir
    bu sırf bugün değil yüzyıllardır böyledir
    kolay kolay çözülmez
    içinde derinlerde denizler serinleşir
    ağaçlar üşür de aynı kökte birleşir
    bu sırf bugün değil yüzyıllardır böyledir
    kolay kolay çözülmez
    ···
  6. 31.
    0
    Mutlu uyumak lazım azizim
    Madem uyku yarı ölüm halidir
    Mutlu ölmek lazım
    Her gece..
    ···
  7. 32.
    0
    Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar;
    Kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
    ···
  8. 33.
    0
    Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
    belini sarmayalı,
    gözünün içinde durmayalı,
    aklının aydınlığına sorular sormayalı,
    dokunmayalı sıcaklığına karnının.

    Yüz yıldır bekliyor beni
    bir şehirde bir kadın.

    Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
    Aynı daldan düşüp ayrıldık.
    Aramızda yüz yıllık zaman,
    yol yüz yıllık.

    Yüz yıldır alacakaranlıkta
    koşuyorum ardından.
    ···
  9. 34.
    0
    Şimdi saat sensizin ertesi
    Yıldız dolmuş gökyüzü ayaydın
    Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
    Bir ben kaldım bir ben kaldım
    Tenhasında gecenin avutulmamış ben
    Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar
    Utangaç boynunun kolyesi olsun

    Buda benim sana buda benim sana ayrılırken hediyem olsun

    Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    Ekmek çalmadan
    Doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün
    Aydınlıları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu
    Arasıra biliyorsun
    Şimdi iyi niyetlerimi bir bir
    Yargılayıp asıyorum
    Bu son olsun bu son olsun

    Şimdi saat yokluğun belası
    Sensiz gelen sabaha günaydın
    işi gücü olanlar çoktan gittiler
    Bir ben kaldım bir ben kaldım
    Voltasında gecenin hiç uyumamış ben
    Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar
    Utangaç boynunun kolyesi olsun
    Buda benim sana buda benim sana ayrılırken hediyem olsun

    Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
    Beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden yüzündeki
    anlık
    Tebessümü
    Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
    Çıldırasıya parladım kendimi lanet olsun
    Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
    Olsun güzelim olsun ne olacaksa olsun
    ···
  10. 35.
    0
    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürdük ikimiz de
    O, yuvasız çalıkuşu
    Bense kafeste kanarya
    O, dolaşmış daldan dala
    Savurmuş yüreğini
    Ben bölmüşüm yüreğimi
    Başkaldıran dizelere
    Kavuşmak özgürlükse
    özgürdük ikimiz de
    elleri çığlık çığlık
    yanyana iki dünya
    ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi
    akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk
    oynardı bahçemizde
    aramakmış oysa sevmek
    özlemekmiş oysa sevmek
    bulup bulup yitirmekmiş
    düşsel bir oyuncağı
    yalanmış hepsi yalan
    sevmek diye bir şey vardı
    sevmek diye bir şey yokmuş
    Acı çektim günlerce
    Acı çektim susarak
    Şu kısacık konutlukta
    Deprem kargaşasında
    Yaşadım bir kaç bin yıl
    Acılara tutunarak
    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürüz ikimizde
    acılardan artakalan
    işte o bakışlarmış
    kuğu diye gözlerimde
    gün batımı bulutlarmış
    yalanmış hepsi yalan
    savrulup gitmek varmış
    ayrı yörüngelerde...
    ···
  11. 36.
    0
    Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
    Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun,
    Sen üzülme, incinme,kırılma ne olursun,
    Beni yanlış anlama, darılma ne olursun,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
    Aşkımın değerini sır gibi taşımanı,
    Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

    Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil,
    Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
    Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
    Senden sadece beni sevmeni istiyorum
    ···
  12. 37.
    0
    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Göz yaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.
    ···
  13. 38.
    0
    leyla
    seni dün ışıksız bir sokakta gördüm
    özlemişim güzel bakan çehreni
    -güzel insansın vesselam-
    seni gördüm,
    bir cebinde elin, diğerinde sigaran
    seni gördüm.
    boşluğa bakıyordun
    boşluğa yürüyordun
    sağlam, güzel adımlarla
    boşluğa koşuyordun hep yaptığın gibi.
    seni gördüm,
    omuzunda yağmur
    omuzunda eski bir yağmurluk
    omuzunda dünya, ve dünyada güzel olan ne vardıysa omuzunda
    -güzel insansın vesselam-.
    leyla
    tutturmuşuz bir güzel insan olmaktır
    sen, güzel insanlığınla ışıksız bir sokakta
    ben, bütün insanlığımla peşinde
    tutturmuşuz bir güzel insan olmaktır, gidemiyor.
    ne hayrını gördün bugüne dek?
    a güzel kızım
    omuzunda eski bir yağmurluk var
    ayağında evin olmayan toprak
    yüzünde solmamış bir tebessüm
    umudu hala çıra gibi yanan bir meczup
    a leyla
    a güzel kızım
    sen kendine ne yaptın?
    hangi sokakta bıraktın sana verdiğim atkıyı
    boynuna hangi rüzgarı aldın
    sen beni hangi bozuk bahçeden çağırdın leyla
    bu ne yaman iştir!
    burası
    hangi güzel ülke olmalıdır leyla?
    tutturmuşuz bir güzel insan olmaktır
    bu nasıl güzel insan olmaktır leyla
    sen, bütün gaddarlığınla asfaltsız bir yolda
    ben, bütün acziyetimle peşinde
    tutturmuşuz bir insan olmaktır, gidemiyor
    bu diyarda asfalt olmalı leyla
    bu diyarda toprak olmalı
    bu diyarda, senin omuzunda adım adım dolaşan bir bulut olmalı
    bu diyarda, senin omuzunda olmalı
    omuzunda yağmur
    omuzunda yoksul bir yağmurluk
    umudu hala çıra gibi yanan bir meczup.
    leyla
    korkuyorum
    boşluğa bakıyordun
    boşluğa yürüyordun
    yarım, umutsuz adımlarla / boşluğa yürüyordun
    a güzel kızım
    a benim çıra gibi yanan meczubum
    sen beni hangi bozuk bahçeden çağırdın?
    bu ne yaman iştir
    bu nasıl bir yağmurdur leyla
    çek şunları üstümden
    al şunları üstümden
    atkımı tak dolu bir çukurda buldum
    umudu çıra gibi sönen bir meczubum
    beni bırak
    takıntılarım var
    git buradan leyla, git!
    kalbini kıracağım dedim
    omuzların düşecek
    yağmurun düşecek dedim
    yağmurluğun düşecek
    umudum çıra gibi sönüyor leyla
    a leyla
    a güzel kızım
    sen kendine ne yaptın
    a leyla
    a güzel kızım
    sen
    kendine ne yaptın?..
    ···
  14. 39.
    0
    Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
    Dante gibi ortasındayız ömrün.
    Delikanlı çağımızdaki cevher,
    Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    Gözünün yaşına bakmadan gider.
    Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
    Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
    Ya gözler altındaki mor halkalar?
    Neden böyle düşman görünürsünüz,
    Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
    Zamanla nasıl değişiyor insan!
    Hangi resmime baksam ben değilim.
    Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    Bu güler yüzlü adam ben değilim;
    Yalandır kaygısız olduğum yalan.
    Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
    Hatırası bile yabancı gelir.
    Hayata beraber başladığımız,
    Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
    Gökyüzünün başka rengi de varmış!
    Geç farkettim taşın sert olduğunu.
    Su insanı boğar, ateş yakarmış!
    Her doğan günün bir dert olduğunu,
    insan bu yaşa gelince anlarmış.
    Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    Her yıl biraz daha benimsediğim.
    Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
    Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
    Neylersin ölüm herkesin başında.
    Uyudun uyanamadın olacak.
    Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    Bir namazlık saltanatın olacak,
    Taht misali o musalla taşında.
    ···
  15. 40.
    0
    Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
    Ben sularda batan bir ışık gibi
    sularda sönmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!
    ···
  16. 41.
    0
    Saat 21’i vuranda
    Burada kan panalar çalardı
    Burada…
    Burada hasret ve dert
    Sen nerdeydin?

    Bugün…
    Bugün görüş günümüz
    Herkes geldi, sen nerdeydin?

    Aynı daldaydık
    Aynı daldaydık
    Aynı daldan düştük ayrıldık
    Aramızda yüzyıllık zaman
    Yol yüzyıllık.

    Tam yüzyıl..
    Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
    Gözlerin içimde durmayalı.
    Dokunmayalı sıcaklığına karnının
    Tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
    Aynı daldaydık
    Aynı daldaydık
    Aynı daldan düştük ayrıldık
    Aramızda yüzyıllık zaman
    Yol yüzyıllık.
    ···
  17. 42.
    0
    Ah benim aşkla beslediğim sevgilim
    kalbimi zorlayan heyecanla sana
    savaşın gitgide yaklaşan uğultusuyum

    Günler
    sazlarla çevrili göl kıyısında
    suyun inanılmaz berraklığıyla çalkalanıp geçti
    serçeler karla yıkadı tüylerini
    taşların oyuklarına doluşan kertenkeleler
    düşlerimde zamanla silikleşti
    Bazan düşünmek acı veriyor bana
    içimde yırtılarak uzaklaşan çayırları

    Ah, benim aşkla beslediğim sevgilim
    bütün güzel şarkıları sanki ben bestelemişim
    üstelik merakla bakıyorum tanıdık her yüze

    Çayırları düşün
    anamdan emdiğim sütün tadı
    yırtarak uzaklaşan çayırları

    Artık tek afiş kan kokusu şehrin sokaklarında
    gerisi düşmanın kurduğu pusu
    kan kokusu diyorsam
    ah, benim aşkla beslediğim sevgilim
    kalbimi zorlayan heyecanla sana
    savaşın gitgide yaklaşan uğultusuyum
    ···
  18. 43.
    0
    Ne zaman canın yansa bu kadar derinden
    Sanırsın mümkün değil bir daha üzülmen
    Ne inat ne gözü kara ne dayanıklı yürek
    Acıyor aynı yerden her şeye rağmen

    Ne akıl kâr ediyor ne fikir o sırada
    Biliyorsun geçiyor zamanla ama ne fayda

    Yaralı tepeden tırnağa herkes yaralı
    Alışılmıyor acıya yok kaidesi kuralı
    Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni
    Ne gelen anladı ne giden olanı biteni

    Adıyorum aşka geri kalanımi
    Suya söyledim gitti en son yalanımı
    Aşkın da en hesapsız kitapsız olanını
    Yaşamazsam kara kaplıya kaydedin beni.
    ···
  19. 44.
    0
    dünyanın karanlık
    ve derin boşluğunda
    resimlerim birer acı ateş yakıyor gençliğimden
    albümler feryadımla dolu
    kireç kıyısında çırpınan böceklerden
    yükselen buhar
    ve akasya bitlerini süpüren yağmur
    akıyor o kentin dar sokaklarında

    yorgun ihtiyarların
    merdiven silmekten elleri ağarmış kızlarını
    ve kara boncuklar gibi gözleriyle çocukların
    bahçelere sellerin taşıdığı
    mil ve çakılla örtülmüş çillerini
    ve nikotinve alkolle sararmış yüzlerini memurların

    hatırlamak
    kirli bir paçavra gibi
    ateşten bir yumak gibi dolduruyor içimi
    karanlık bir mahzenden kurtularak
    uzaklara açılan
    ufacık pencereler bulmalıydım dağ eteklerinde
    bağırmak için; kalbimin karanlık olmadığını
    ···
  20. 45.
    0
    Şimdi sana dönmek var sevgili..
    Ama artık gücüm yok yalanları arkama alıp yola çıkmaya..
    Yalandan kurduğum mutluluklarıma gerçeklerin esip savurmasına,
    En sağır halinde bağırmaya,
    Sana laf anlatmaya gücüm yok..
    Yeniden sana kanmaya ,
    Aklımı kalbime satmaya,
    ihanetine seyirci kalmaya sabrım yok ..
    Mavallarla yıkıp giderken kalbimdeki cumhuriyeti,
    Issız bırakırken bu şehri ve ben tek başıma ağlarken,
    Bunca zaman sonra bana söyleyebilecek en ufak bi özrün yok ..
    Asılı bıraktığın soru işaretlerinin ardında kaybettirirken izini,
    Ben bitirmeye çalışırken bende ki seni,
    Dudaklarına vurduğun kilitleri şimdi açmaya niyetim yok..

    Şimdi sana dönmek var sevgili..
    Kalbimin en yerinde neşter gibisin
    Adın geçtikçe hareket ediyor yaralıyorsun en saglam yerlerimi..
    Nasılsa kanatıyorsun bilmeden ..
    izin kalıyor gectigin her hücremde.
    Gidisinle açtığın yaraları dönüşün kapatmaya yetmiyor.
    Anladım..
    Artık sen bile merhem olamıyorsun artık açtıgın yaralarıma..

    Simdi sana dönmek var sevgili..
    Aklımın en hatırlanası yerindesin aslında..
    Herşey seni anımsatıyor istemeden,
    Herşeyin adı sen sanki.
    Ben..
    Ben gözbebeklerinde kendimi görmeyi özledim sevgilim..
    Merak ettim hiç geldim mi aklına geceleri ?
    Göz kapaklarının ardında gizli miydi suretim ?
    için rahat uyudun mu benim yastığım ıslakken ?
    Sen hiç , kendini bi hiç olarak gördün mü bensizken ?
    Çaresiz kaldın mı benim kadar?
    Sevmeden sevildin mi?
    Sığındın mı bi insana tereddütsüz, inanabildin mi?
    Sen hiç tanımadan çıktığın bi yolda, en ıssız sokağında tek bırakıldın mı?
    Bulanık sularda duru bi yüz aradın mı ?

    Şimdi sana dönmek var sevgili
    Ama onca yitirilenin ardından,
    Parçaları kaybolmuş bi puzzle'ı tamamlamak kadar zor artık bir araya gelmemiz. .
    Gidişinin ardında öyle bi yorgunluk bıraktın ki yıllarca uyusam geçmeyecek bilirm.
    Bilirim sensiz doğacak güneşler ..
    Sessiz batacak. Sensiz bitecek günler ve ben yokluğuna sığınacağım bu kez.
    O bırakmayacak beni.. Senin gibi.

    Şimdi sana dönmek var sevgili..
    Ama siyahlığına alışmışken karanlık gecelerimin,
    Şimdi güneşim olmana hazır değilim.
    Gecesi erken gelen gündüzlere razı değilim..
    Kırıklarla yaşamaya alışmışken
    Tekrar tuzla buz olmaya takatli değilim..

    Şimdi sana dönmek var sevgili..
    Ama üzgünüm..
    Çünkü sana dönmek demek ,
    Kendime ihanet etmek demek bilirim..
    Tümünü Göster
    ···