üst düzenleme: siz naptiniz amk başlık trende girmiş neyse sağolun.

düzenleme 2: seri part atacağım beyler takipte kalın

uzun bi yazı olcak. baştan söyleyeyim.

Soğuk Savaş döneminde yani 1945-1990 arasındaki dönemde, ikinci Dünya Savaşın da hayatını kaybedenlerden daha fazla insan öldü.

Yapılan şu, neoliberalizm bir paradoksun ürünüdür. yani aslında savunduğu alt kimlik, üst kimlik, çokkültürlülük bir çelişkidir. yeni dünya düzenini kurmak isteyenler, aslında dünyada barış istemiyorlar. Kaostan düzen yaratmak istiyorlar. Hatta bu istediklerini, doların üzerine bir sembolle bile islemişler.

Kaostan düzen yaratmak için ise belli başlı yöntemleri var.

ilki; dine başvurma ve dönüştürme. bir taraftan Taliban, El kaide, Işid ve türevleri, bur taraftan da Tom Cruisenin bile üye olduğu Scientology gibi yeniçağ( Newage) tarikatlari var. Örneğin içi boşaltılmış kuru muhafazakarlık islam dünyasını sarmış vaziyette. herkesin gözünden dolar fışkırıyor. içi boşaltılmış muhafazakarlık din değildir. Çünkü islam, ahlak ve adalettir her şeyden önce.

Ikincisi; finansal spekülasyonlarla dönüştürme. para lidyalilarin icadıydı, Tapınak Şövalyeleri sistematize etti, Rothschild ailesi de siyasi arenaya getirdi. Dijitalleşme ile para fahişeleştirildi. Örneğin Amerika'da yaşayan bir Amerikalının 2015 yılı sonunda 1 dolarlık gelirine karşılık 5 dolar borcu var.
Federal devlet 19 trilyon dolar borçlu. Eyaletler trilyonlarca dolar borçlu. Diğer taraftan aynı oyunu Avrupaya da, Türkiye ye de oynuyorlar.

Üçüncüsü; subliminal, bilinçaltı operasyonları.. filmlerle, dizilerle bir toplum dizayn edilmeye çalışılıyor. Bakıyorsunuz sadece karnını doyuran ve yatağa birini atmaya çalışan bir toplum profili var artık.

birkaç saat sonra tekrar yazacağım.

"Anı yaşa, günü yaşa" diye bir tekerleme var. Herşey "anı yaşa" tekerlemesi üzerinden düğümlendi. Zaten neoliberalizmin temel düsturudur bu. Anı yaşa! Öbür taraftan antidepresan satışları patlıyor; çünkü kokaini açıkca pazarliyamiyorlar ama antidepresanlar bi kokain ürünüdür. Nitekim 2012 yilinda Türkiye'de 27 milyon kutu antidepresan saltildi. Bu oran 325 milyon nüfuslu Amerikada 400 küsür milyon kutu.

Dördüncüsü; asimetrik bilgi, epistemik çöküş obsküranizm dediğimiz, yani bilginin yayılmasina ve büyümesine karşı çıkma durumu. "Bilgi şakır şakır her yerden akıyor demeyin. Durum tam tersi. Mesela; mahalli haberlerin değil de, kirli, düşündürmeyen hatta dalga geçen küresel haberlerin aktığı bir sistem var. Yani sen kendinle ilgilenmiyorsun, Amerika ile ilgileniyorsun. Böylece sizi mahalli dertlerinizden uzaklaştırıyorlar. istenilen bilgiyi de gizliyorlar. Merak edeceksiniz, arastiracaksiniz ve o zaman bulacaksınız. Bütün bunlarin ışığında biz Türkiye deki üniversitelere baktığımızda durumun içler acısı olduğunu görüyoruz. çünkü sistemin değişmesi gerekiyor. Öte taraftan terörizm ve asimetrik savaşın da otuz yıldır acısını çeken bir milletin çocuklarıyız biz.
Diğer taraftan su, gida, genetik iklim savaşları dediğimiz bir yapi var yeni dünya düzeni içerisinde. Bu yapiya baktigimizda öyle bir çılgınlığa doğru gidiyor ki dünya Çinde iki ceviz 10 bin dolara satılıyor. Hollanda nin 1600'lü yillarda ki lale soğanı çılgınlığı neyse, şimdi cinde iki ceviz tam 10 bin dolar. Bir tarafta iki cevize10 bib dolar verebilen seçilmişler, bir tarafta iki milyar aç insan. Yeni dünya düzeni tam. olarak bu.

1636 yılında Hollanda da lale soğanı fiyatlari spekülasyonlarla o kadar artti ki o yillarda Hollanda ve dolayısıyla bütün dünyada büyük bir krize sebep oldu. O olay ekonominin ilk spekülasyonu olarak bilinir. Çinde yaşanan olayda bunun benzeri. Aslına bakarsanız yeni dunya kanunsuzluğu içinde terör de bu amaçla yükseliyor. Bu yeni dunya düzenini kurgularken kullaniliyor. Yani ordulari harekete gecirmektense karşısındakini yıldırmak, pes ettirmek icin kullanılıyor. Mesela biz basimiza bela edilen PKK yüzünden 1978 den bugüne 1 Trilyon para akittik.

Günümüzde dünyada "savaş" in yerine "terör" terimi ve gerekçesi kullanılıyor. Hukuki anlamda savas ilan etmek yerine"terörle mücadele" diye bir terim kullanılıyor. Terör diyince savaş meşru oluyor. Bu ortamda hukuk da sanki gereksiz bir ayrıntı haline geldi. Silah çekilince hukuk ortadan kalkıyor. Hukuğu adaleti ortadan nasıl kaldırdılar derseniz?
Elbette dünya bir günde bu hale gelmedi. Sosyal siyasi ekonomik olaylar tansiyon gibi değildir, kalp atışı gibi değildir. Bu saydığım üç unsur; sosyam, siyasi ve ekonomik olaylar "S" harfi gibi gider, yani geniş yelpazede 30 35 40 yıllık evrelerle gerçekleşir. 2016 nin dünyasına baktığımız da öncelikle ekonomik sıkıntıların dünyanın her yanını sardığını görüyoruz.

Duvara anlatıyoruz sanki amk neyse yarın öğlen devam ederim

2-3 saat sabredin beyler

ikincisi kaynaklar tükeniyor ve adil dağıtılmıyor. Üçüncüsü dünyada siyasi ve bürokratik kargaşa var. Dördüncüsü kağıt paraya güven azalmış durumda.; artik herkes kağıt paradan nasıl zarar etmeden kurtulacağina bakiyor.
Öte taraftan istila ve isgaller almış başını gidiyor; Akdenizde suriye bahanesiyle 53 ülkenin gemisi dolaşıyor. Beşincisi tabii afetler, özellikle Abd'nin atmosferi kontrol sistemi olan HAARP yoluyla tetikleniyor.
Öbür taraftan da kendi mecrasindan çıkartılıp radikalleştirilen dinler içi boş muhafazakarliğa dönüştürülüyor. Sonuçta şuna bakalım, dünya hizla bir parasal çöküşe gidiyor. Bu parasal çöküşün dünyada bir medeniyet çöküşüne sebep olacağı kesin. Çünkü 4500 yılda, dünya medeniyeti 27 kez çöktü.

Bir örnek vermek istiyorum; güneşin çıkardığı enerjiyle insan beyninin çıkardığı enerjiyi mukayese ettiğimizde, insan beyninin çıkardığı enerji 75 bin kez daha fazla. Güneşin aynı büyüklüğünü aliyorsun, insan beyni 75 bin kez daha büyük enerji çıkarıyor.
Öte taraftan medeniyetler, güneşin çıkardığı enerjiden 600 bin kez fazla. Samanyolundan 1 milyon fazla. Anlatmak istediğim; dünya tam kaosa sürükleniyor. Artik hakkın, hukukun olmadığı ahlakin çökmeye başladığı bir dünya var. Bunu özellikle teşvik ediyorlar.