1. 1.
    +3
    selam binler. Sözlükte yeniyim, öyle mal mal oturuyodum dedim ilk baslıgımı basımdan gecen ve dizelere döktugum romanla acmak istedim.
    bazılarınız sktr git ne gerek var inandırıcı degil bazılarınız ise anlat bekliyoruz diyebilir sizden gelen tepkiye göre devam edecem. hala yazmakta oldugum romanın ilk partından bi paylasımla baslıyorum.

    Haziran aylarıydı.. Okullar kapanmış ben ise son yılımı tamamlamış okuldan mezun olmustum

    hayliyle sınavdan cıkmış üzerimden kısmende olsa bir agırlık kalkmış oyalanacak ve tüm yılın stresini atacak bişeyler yapmak istiyordum

    Babamın hafif astım hastalıgından dolayı belirli işlerini üslenmiş bazı il dışı işlerine ben bakmaya başlamıstım

    pazar sabahı saat 10:00 civarlarında kırıkkaleden ayrılmış ankarada olan işe gitmek icin yola koyulmustum

    otobüsten indim ve bir dolmuşa atlayarak sıhhiye koprusune kadar ilerledim

    Üstümde anlam veremedigim bi durgunluk vardı karşıya gecmek icin aracların gecmesini beklerken bi ara gözüm 2 cift göz ile karsı karsıya geldi

    Gözleri uzunca boyanmış altlarına simsiyah kalem cekilmiş 2 siyah göz...

    Gözümü kaçırmak istedim fakat birsey beni o 2 göze cekiyordu tam karşımda dolmuş bekliyordu..

    Hic becerememde böyle şeyleri okul yıllarımda nede kolay oluyordu genclik kanının hızlı aktıgı dönemler diye ondan soylenirdi heralde..

    Kolunun birinde cantası asılı digerinde mavi bir poşet icerisinde aldıgı bi kac kıyafet..

    Karşıya gectim.

    Yanında hic birsey demeden bende onunla dolmuş beklemeye başladım gidecegim istikamet tam zıt olmasına ragmen...

    bu sırada aklımda ne iş kalmıstı ne güç tek derdim o bir cift siyah göz olmuştu.

    dolmuş gelmişti arkasına oturdum inecegi yerde beraber indik

    bir kac adım attık sonra duraksadı bana döndü

    -Buranın yabancısısın degilmi?

    -Afallamıştım. Konuşmaya yeltendim olmadı dilim sanki kitlendi sonra inceden evet diyebildim

    -Gülümsedi.Ben sevgi dedi

    -Sercan

    -Gidecegi yere kadar bıraktım. yolda elimdeki kağıtları sordu, şaşkınlıktan onları iyice unutmustum ufak tefek şeyler deyip geciştirmistim

    Evine geldik. Aslında yarım saat yurumuştuk megersem inecegi yerde inmemiş ve benim onunla inecegimide biliyormuş dedigine göre...

    Yapmasını pek bilmem ama istersen gel çay icelim dedi

    O an hayliyle bayagı bi duraksadım ve agzımdan tek cıkan söz

    Annenler ? oldu


    Gülümsemeye devam ediyordu

    -Annem ile babam ayrı ben annemle kalıyorum annem haftada 2 kez eve gelir işlerinden dolayı yalnız yaşamaya alıştım

    dedi

    Sessiz ve birazda şaşkın bir sesle
    tamam diyebildim

    Bu arada telefonumun şarjı bitmiş işleri hallettikten sonra amcamlara ugrayacaktım.

    bana ulaşmaya calıstıklarını bildigim halde nedense bu duyarsızlık beni rahatsız etmiyordu aklımı almıştı o siyah göz...


    Bir çay icin oturulan sohbet uzamış caylar vodkaya dönüşmüştü.

    Aslında pek beceremem icmeyi...

    Ben icerken sadece bana bakıyor ve yüzünde hala o gülümseme vardı,

    benimde icimde hala o anlam veremedigim endişe...

    Oldugum yere sızmışım sabah gözlerimi yalnız bir yatakta acıyorum bi ara kendimle tüm bu görduklerimin acaba rüyamıydı sorusuyla celisiyorum
    -Günaydın sercan uyandınmı?


    Caps olarak sadece kızın fotoları mevcut onuda ileride atacagım
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    reserved
    ···
  3. 3.
    +1
    reserved
    ···
  4. 4.
    +1
    reserved
    ···
  5. 5.
    +1
    reservid bakarım bi ara inşalla gereklidir
    ···
  6. 6.
    +1
    kabul etsene amk
    ···
  7. 7.
    +1
    devam et panpa acayip heycanlı lan bravo sana şukular feda
    ···
  8. 8.
    +1
    bi çırpıda okudum özet istemiyorum
    ···
  9. 9.
    +1
    panpa evet tamdıbını okudum. güzel hikaye ama bazı kısımları mantıklı gelmedi bana. mesela öyle bir tanışma olmaz bence. ama gerçek yada değil güzel yazıydı. kitabın çıkınca haber verde alıp okuyalım.
    ···
  10. 10.
    0
    amk siteden okudum bile
    ···
  11. 11.
    0
    Sevgi-Yok hayatım ne rahatsızlığı. Yalnız beni bayağı bi şaşırttın nerdeyse 24 saattir aramadın

    diyerek yine o gülümsemesini sergiledi.

    kızla telefonda konuşuyorsun kızın gülümsemesini görüyorsun yalanını gibeyim
    ···
  12. 12.
    0
    @103 araştırmacı bin verdim şukunu
    ···
  13. 13.
    0
    @114 geliyor selam
    ···
  14. 14.
    0
    son part arkadaslar.
    zaman ayırıp okuyanlara tesekkurlerimi sunuyorum.en kısa zamanda devamı gelecektir. kaldıgım yerden devam etmeye basladım.
    olağan bi olay olmadıgı icin inanan inanmayanlara saygım oalcagını basta belirttim.
    zaten olağan bişey olmadıgı icin kaleme alma ihtiyacı hissettim.
    21 yasında istatistik okuyorum yani edebiyatın esini bilmem. yarım yamalak lise bilgimle yazmaya calısıyorum.
    sevip iyi oldu okumak diyenlerede ayrıca tesekkurlerimi iletip okuyan herkese sukusunu verdim

    Sessizdi mahalle. Belki de bilmedğim için bir haylide ürperticiydi.

    iki göz sanki her saniyemizi izliyor gibiydi...

    Sevgi elleriyle boynumu okşuyor, soğuk elleri içimi titretiyordu. Nefes alıp verişini hissedebiliyordum.

    Gözlerim pencere kenarında bulunan boncuklara takıldı. Sevgiye yöneldim ve ne için durduklarını sordum.

    Soğuk ellerini boynumdan içerisine soktu ve bedenimi hafifce okşayarak yaklaştı ufak kelimelerle mırıldandı sonra anlatırım hayatım.

    Bunun üzerine sadece peki diyebildim.

    Ekin ıslanmış ellerini balkondan çekip içeriye geçti. Bize kızdığını farketmiştim.

    Bi süre kapıya baktım sonra Sevgiye döndüm. Konuşmadan bakışıyorduk sadece.

    Yağmur şiddetini biraz artırmıştı. Bakışırken yağmur tanelerinin balkon demirinde bıraktığı sesi işitebiliyordum.

    Nefes alıp vermesi sıklaşmış olup yağmurun bıraktığı sesle karışıyor insanı kendinden soyutluyordu.

    Soğuk ellerini göğsümden cekip belime atarak bedenimi sardı. Hafif üşüyordum ama soğuk ellerinin verdiği sıcaklık doyumsuzdu.

    Ellerimi saçlarına atarak kendime yaklaştırdım. Burun burunaydık.

    Balkon kenarında birikmiş su hafifce akarak delikten geçiyor bıraktığı ses bu ana fon katıyordu sanki...

    Dudaklarına dokundum gözlerini kapattı;ellerini başımdan sararak kendine çekti, deli gibi öpüşüyorduk.

    O an hiç bişey umrumda değildi hiç bırakmak istemiyordum.

    Mahallenin derin ürpertesini bozarcasına kenetlenmiştik. Tüm büyüyü bozuyordu dudaklarımız.

    Gözlerini açtı, gözlerinin siyahlığı aydınlatıyordu gecenin karanlığını. Saçlarımıza vuran ve damla damla yüzünden akan yağmur renk katıyordu öpüşmemize...

    Ayağa kalktık bacaklarından kavrayıp pencere önüne otutturdum. Elleriyle başımı sımsıkı kavramış bırakmıyordu.

    Üzerimdeki bodyi cıkartıp attı. Saçları omuzlarımdan aşagı dökülüyor sırtıma çarpan yağmur taneleri

    doyumsuz bi zevk veriyordu.

    Ellerimle belini kavradım nefes alış verişleri eşliğinde deli gibi sevişmeye devam ediyorduk.

    Sonra

    Bi ara duraksadım. Heyecan, korku,gizem tüm duygularımın verdiği bi duraksamaydı bu.

    Sessiz mahallenin gözleri üzerimizdeydi sanki.

    Sordu ne olduğunu hiç diyerek geçiştirdim. Kalktı ayağa sonra hiç bişey söylemeden yerde duran tişörtünü aldı.

    Cebinden çıkardığı boncuğu pencere önündeki kutuya bıraktı

    ve hiç bişey demeden içeriye geçti.

    Şaşkın gözlerle bi süre izledim. Neydi bunun anlamı?

    Kutuyu aldım elime ve içindeki boncukları saydım. Koyduğu boncukla birlikte 4 tane olmuştu.

    Bana tahmin edemeyeceğim kadar bozulduğunun farkındaydım.Ama elimde olan bi durum değildi bu.

    Fakat bu boncukların ne anlama geldiğini iyiden iyiye merak etmiştim.

    Onu en ufak üzmek istemiyordum çünkü her ne kadar gizemli olsada ve duygularıma bi isim bulamasamda onla olmak

    doyumsuzdu.

    Evet

    tüm duygularım birbirine girmişti ama bi yandanda onu üzmemek için herşeyi yapacağımı biliyordum.

    Kendimi toparlayıp hafif ıslanmış bodymi üzerime takıştırıp içeriye geçtim.

    Duvarda asılı aynaya baktım göz altlarım hafifçe siyahlaşmış olup dudağımdada kırmızılık vardı.

    Banyoya geçip kendime çeki düzen verdim.

    Ağzıma gelen ruj tadı o anı canlandırdı gözümde. Kalbimin atışları yeni yeni normale dönmüştü.

    Son bir kez daha aynada kendime bakıp içeriye geçtim.

    Bu arada Ekin evden çıkmıştı şöyle bi Sevgiye bakındım oda yoktu içeride.

    Sonra odasına geçtim sessizce bi köşede oturuyordu.

    Usulca yanaştım yanına ellerimle yüzünü okşayıp gögsüme yatırdım.

    Siyah saçları geceyi andırıyordu gözleri ise yıldızları.

    Konuşmuyorduk ama birbirimize çok şey anlatıyorduk susarak...

    Ve ben orada anladım susarak konuşmayı hissederek yaşamayı.

    Elleriyle bileğimi yokladı. Sonra bana baktı gülümsedi.

    içerden kapı sesi geldi. Ekin gelmişti sanırım.

    Ayağa kalktı dolabına yöneldi. Sırtı bana dönüktü.

    Oturduğum yerden onu izliyordum.Üzerindekini sıyırıp yatağın üzerine bıraktı.

    Omuzlarında kanat tattosu vardı.

    Sol omzunda yarasa kanadı diğerinde ise güvercin kanadını andıran döğmelerdi.

    Ayağa kalktım ve arkasından sarıldım boynuna ufak öpücukler kondurdum sonra

    Üzerine siyah bi sweat takıştırıp bana yöneldi. Hafif yorgunluk vardı üzerimde.

    Elimle cebimi yoklayıp telden saate baktım.

    00:17.

    Belime sarıldı ufak adımlarla içeriye geçtik.

    Ekin elindekilerini masanın yanına bırakmış kanepede oturuyordu. ikimizlede konuşmuyordu

    içeriye girdiğimizle ilgilenmeyerek eline aldığı ufak oyuncakla oynuyordu.

    Sevgiye baktım sonra odadan dışarı çıktım.Üzerimde uykusuzluğn verdiği durgunluk kendini gösteriyordu.

    Mutfağa geçtim açlıktan ezilen midemi doldurmak için.Bu evin her köşesinde insan için merak uyandıran dekorlar vardı.

    Mutfak kapısının sol yanındaki masada siyah şakak kemiklerinden ufak boynuzlar çıkmış ve koçu andıran insan heykeli,

    Banyoya giden yolun sağında bulunan masada eski yunan tanrılarını andıran heykeller boy gösteriyordu.

    Garip geliyordu ama Sevgiye hiç sormadım.Çünkü artık soru sormaktan rahatsız hissediyordum kendimi ona karşı.

    Ufak adımlarla mutfağa geçtim. Renkli desenlerle bezenmiş ve üzerlerinde ufak ufak çiçeklerin bulunduğu masa örtüsünün

    üzerinde bulunan meyve suyundan bir bardak doldurup buzdolabına yöneldim.

    Buzdolabını araladım sol alttaki rafta bulunan çikolatayı alıp masaya yönelecekken gözüm yukarı rafta bulunan

    ve ufak bi şişenin içine konulmuş kırmızı sıvıya çarptı elimle uzanacakken Sevginin ayak sesleri işittim vazgeçtim.

    Buzdolabını aniden kapattım ve kapıya yönelecekken ...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    @12 kız yüzünden hikayeyi yarıda bırakıyorum amk buna mı asık oldun
    ···
  16. 16.
    0
    msn nini ekliyorum lan
    ···
  17. 17.
    0
    rizörvd beyler
    ···
  18. 18.
    0
    bitti beyler anlattım son parta kadar yeni gelenler başa sarın baslayın okumaya.
    son partı ve capsleri bıraktım. yazmaya devam edecem part cıktıkca atarım buraya.
    ···
  19. 19.
    0
    up up up dinliyoz panpa anlat anlatacaksan
    ···
  20. 20.
    0
    @124 gelmedi panpa istek.
    [email protected] facebook adres buda burdan ekle paslasırız
    ···