Gözünü hafifce kısarak gülümsedi.
Bende ufak bir tebessümle baktım.
Sevgi buzluktan aldığı kutu kolalarla içeriye geldi.
Ekinin makyajını tazelediğini görünce gözlerimin içine baktı. O eski bakışlarını fazla anımsatmıyordu.
Gözümü kaçırdım.
Kendimi toparlayıp kutu kolalardan birini aldım.
-Teşekkür ederim canım.
Sevgide bi durgunluk vardı.Oysa ki herşey normal gidiyordu.Herhangi bi sorun olduğunu düşünmüyordum.
Aklımın bir köşesinden Ekini kıskandığı geçsede bunu fazla önemsemeden geçiyordum.
Sevgi bana dönerek
-Kırıkkaleye ne zaman gideceksin hayatım?
-Henüz belli değil fakat tatil olduğu için Ankarada kalma şansım yüksek hayatım.
-Amcanlar için sorun olmassa burda kalabilirsin biliyosun annem haftada 2 gün geliyor gelmiyor sorun olmaz ...
-Sorun çıkmazsa neden olmasın
Diyebildim. Konuşmalarımız sırasında Ekin gözümün içine bakmaya devam ediyordu.
Garip bi kızdı fazla konuşmuyor masum tebessümlerle bize katılıyordu.Beynimi kemiren şeyi halan öğrenememiştim ve
açıkcası bunu nasıl öğreneceğimide bilmiyordum.
Çekiniyordum...
Ekine nerde okuduğunu sordum.
Ankara üniversitesi 1.sınıf endüstri mühendisliği okuduğunu söyledi.
Sonra bana dönerek
-Biz Sevgiyle ikiz kardeşiz
dedi.
O an iyiden iyiye şaşırmıştım.
Masum bir yüz mimiğimle birlikte gülümsedim
-Hanginiz önce doğdunuz peki?
-Sevgi benden 1 2 dakika önce doğmuş ablam o benim
diyerek gülümsedi.
Kolamı bitirmiştim kutusunu atmak için kapıyı araladım.
Kapıdan çıktıktan 3 metre solda mutfak vardı kutuyu çöpe bıraktım.
Arkamı döndüm içeriye geçecekken gözüm o gün ki jilete takıldı.
Masanın sag tarafında bardakların biraz ötesinde benim kurumuş kanımla bezenmiş duruyordu.
Yaklaştım...
Elime aldım biraz süzdükten sonra aldığım yere bıraktım.
Sürekli kendimle tartışıyordum. Doğrumu yapıyordum bedenimin süreklediği gibi giderek.
Nasıl teslim etmiştim kendimi.Bu sorular sürekli beynimde yankılanıyordu.
Kendimi toparlayıp bir bardak su ile içeriye geçtim.
Ekin-iyimisin sen durgun gözüküyosun ?
Sercan-iyiyim Ekin. Dün üstümü açtım sanırım omuzum uyuşmuş.
Ekin-Dikkat et kendine. Bizim için önemlisin.
Diyerek sözünü tamamlandı.Bu sözleri sarfederken yüzündeki o tebessüm doğal olarak aklıma kazınmıştı.
Sevgi ve Ekinin mimikleri birbirine benziyordu.
Kardeş olduklarını simalarına bakarak anlamak güç gibi gözüksede mimikleri onların kardeş olduğunu göz önüne
seriyordu.
Suyumu yudumladım.
Odayı 20 30 saniyeliğine sessizlik sarmıştı.Bardağımı masanın üzerine bırakırken cıkardığı ince ses bu sessizliği delmişti.
Herkeste anlamsız bakışlar vardı.
Hızlı gelişen olaylar bu bakışların nedeni gibiydi. 3 kişiydik lakin kimse henüz birbiri hakkında çok fazla bilgiye sahip değildi.
Yaşam devam ediyordu.En önemlisi bu durumdan şikayetçi kimse yoktu.
Bugün Sevgilerde kalacaktım.Bu gece nasıl olacaktı...
Sevgi bende yıldırım etkisi bırakmış biriydi. Ancak onu sevip sevmediğim konusunda hala endişelerim vardı.
Bende şok etkisi yaratan bu kıza duyduğum his tutkumuydu aşkmıydı işte bunun adını koyamamıştım henüz.
Çünkü hala kendimle çelişebiliyordum.Aşk nedensiz bağlanmaktır.Sevgiye tutulmuştum evet ama yinede endişelerim vardı.
Belkide tercihleriydi beni endişelendiren bilmiyordum bu düşünceler başımı ağrıtıyordu...
Güneş yerini bulutlara bırakmış odaya hafif karanlık çökmüştü.
içeriden cdlerle gelen Sevgi
-Hadi biraz film seyredelim?
Ekin ile göz göze geldikten sonra;
Sercan-Tamam olur.Ne filmi onlar?
Ekin-Amannn duygusal olmasında ne olursa olsun.
Sevgi-Korku komedi duygusal ne isterseniz var.
Ekin-Hmmm. Bu saatte korku sarmaz komedi olsun vakit olursa gecede korku izleriz ne dersiniz?
Sercan-Uyar farketmez.
Ekin ile sürekli göz göze geliyorduk.
içinde bulunduğum durumu çözemiyordum.Sadece garip olduğunun farkındaydım.
Yeni simalarla tanışıyordum. Dün sevgi bugün Ekin yarın kim olacak sorusunu kendime sormadan edemiyordum.
Bu sorunun dışında beni rahatsız eden diğer soruda Ekinin kimliği ve tercihiydi.
Sevginin elinden cdleri alan Ekin içlerinden komedi türü bir cdyi alarak vcd playera taktı.
Sonra Sevgi ve Ekin kanepede yerlerini almıştı ben ise yere oturarak televizyonun başına geçmiştik.
Sevgi-içeride mısır patlakları ve birazda içecek olması lazım Ekin getirirmisin?
Ekin-Olur canım.
Yüzünde hafif alaycı bir gülümsemeyle
yerinden kalkıp mutfağa doğru gitti.
Yanlız kalmıştık.
Kuracağım cümleleri her nekadar özenle ve endişeyle seçiyor olsam da sanki her seferinde
sevginin kimliğiyle çatışma halinde buluyordum kendimi...
Sevgi saçımla oynuyordu.
Sevgi-Hayatım böyle arkasını uzatmışın ya rockçılar gibi olmuş.Öreyim mi?
Diyerek elleriyle saçımla oynamaya devam ediyor.
Sercan-Hadi ordan sende nefret ederim rocktan.Sadece zevk ya.Oldu belik yap bide deli.
Sevgi-Hayatım yakışmış ama uzasın kesme.
Sercan-Uzasında babam taktı o saça ama.
Sevgi-Pardon hayatım.
Sercan-Ya yanlış bişey söylemedim demi özür dilerim yani ben çok rahat yetişmedim belki bu anlayışsızlık burdan kaynaklandı.
Sevgi-Yok canım önemli değil hadi filme dönelim.
Sözünü tamamlıyor fakat bana inceden kırıldığını seziyorum.
Bir anlık boşluğumda yanlış bir cümle kurmuştum.Aslında yanlış değildi ama bunu Sevgiye göre yorumladığımda yanlış olduğunu
düşünüyordum.
Ekinin getirdiklerinden bir bardak vişne suyu alıp yerimi aldım.
Sevgi arkamdaki kanepeye Ekin ise karşımdaki koltuğa geçmişti.
Sevgi saçımla oynamaya devam ediyordu.
Ekin durumdan rahatsız gibiydi.Tırnaklarını yiyordu.
Gülümsedim.Ekine nispet yaparcasına elimdeki bardağı Sevginin bardağıyla tokuşturdum ve yudumladım.
Film harika gidiyordu.Yere iyice yayılmıştım.Baş ucumda Sevgi vardı.Elleriyle elimi sımsıkı kavramıştı.
Seziyordum...
Beni Ekinden kıskandığını bariz belli ediyordu.
Aslına bakarsanız haksızda sayılmazdı.Ekin bir erkeğin hayalinde yer alabilecek bir bayandı.
Çekiciydi en önemlisi zekiydi.Aklı başında ne yaptığını bilen olgun denilebilecek özelliklere sahipti.
Sevgi kendisinden bir adım uzakta durduğumun farkındaydı.Çünkü onun tercihine alışmak kolay değildi.
Bununda farkındaydı bu yüzden Ekinden kıskanıyordu.
Film bitmişti.Duvarda asılı duran saate baktım 20:30 civarıydı.
Filmden sonra hafif sersemlik başlamış birazcıkta uykum gelmişti.
Yüzümü yıkamak için yatak odasının bitişiğinde olan lavaboya geçtim.
Yüzüme bir kaç defa su çarptıktan sonra havluya uzanırken,yumuşacık gülümsemesiyle havluyu uzattı.
Sonrada uykun açıldımı canım diye ekledi.
Hala sersemlik vardı üzerimde.Yüzümü kuruladım,kızaran göz altlarıma aynada baktım sonra Ekin'e dönerek:
Teşekkür ederim daha iyiyim ayıldım sayılır diye yanıtladım.
Gözleri alev alevdi.Karanlık bir sokakta tüm çevreyi aydınlatabilirdi o gözler.Bakışları seni hiç bitmeyecek bir rüyaya sürüklüyordu sanki.
Tutuluyordu insanın bedeni ve basit cümlelerin dışına çıkamıyordun donduruyordu seni alıp zütürüyordu o bakışlar...
Nerde kalıyosun sorusuyla sessizligi böldüm.
Babamın işi dolayısıyla eryamanda kalıyorum diye yanıtladı.Hafiften muhabbet başlamıştı.Mutfaktan bir bardak su alıp balkona geçmiştik.
Bu sırada Sevgi içeriyi topluyordu.Ekin ile muhabbet koyulaşmıştı.inanması zor olsada bana şuana kadar hiç sevgilim olmadı dedi.
ilk sıralar çok inandırıcı gelmedi bu sözü.Muhabbet ilerledikce tatmin olmaya başlamıştım sanki.
içeri geçerken masanın üzerindeki çicekten bir dal koparıp uzattım.Bunu neden yaptıgımı bilmiyordum ama onda bana ait olan birşeyler vardı.
Yaşadıgım ve bulundugum durumu anlatmaya sözler yetersizdi.Kime ne hissediyorum sorusunu kendime sordugumda cevapsız kalıyordum.
Sevgiden uzaklışıyordum ben... Sevgiye olan bir güvensizlik vardı içimde bunu her defasın kendime söyleyemesemde bu güvensizlik kendini gösteriyordu.Bu yüzden kendimi yüzde yüz teslim edemeyecegimi biliyordum.
Ya Ekin?
Başkaydı.O Sevgiden farklıydı.Güvenilirdi ve en önemlisi şuana kadar hiç sevgilisi olmayışıydı.
En çokta bu çekiyordu kendine.
Çok alımlıydı ve yaşı 21 olmasına karşın bugüne kadar hiç sevgilisi olmayışı daha çok çekiyordu kendine...
Saat geçiyordu.
Bugün Sevgilerde kalacaktım.Daha öncesindede burda bir gece kalmıştım fakat o zaman kendimde değildim.
Bu gece içten içe korkutuyodu beni.Tüm herşeyden uzak sanki hiç bitmeyecek bir rüyada hapsolmuştum.Hani sebepsizce koşarsın rüyanda ve yoluna çıkan kimseyi tanımazsın ya aynen o durumdaydım.
Bu duygumu kızlara belirtmemek içinde elimden geleni yapıyordum.
Saat 11e geliyordu. Yaz mevsimi olmasına karşın dışarda hafiften bi yağmur kendini göstermişti.
Bunalmış ortamdan kurtulmak için hep birlikte balkona geçtik.Ekin ellerini yağmur zerreleriyle ıslatıyordu balkondan dışarı uzatıp.
son 1 part kaldı
http://www.incicaps.com/r/kalp-1.jpg/ buda capsi.