1. 51.
    +1
    @mustafaakman

    dediğim gibi beni bu işlerde çok uzman birisi sanıyor olabilirsiniz. ama ben hayatın anldıbına falan ulaşmadım. varolmak, varoluş bunlar belli bir istencin sonucu olarak gerçekleşen şeyler. bence mantıksızlık, bu mantıksızlığı anlamlaştırma çabasında. yani şöyle düşün; "neden yerçekimi var ki?" diye soruyor musun durduk yere? evrimde, tıpkı yerçekimi kanunu gibi bir kanun. varolmuş ve varediyor. doğal olarak, varolduktan sonra "istenç" neden ortaya çıktı diye düşünemezsin. bütün canlılar yaşamak ister, çünkü tıpkı yerçekimi kanunu gibi bu da bir kanun.

    @elizabethin beyaz atli prensi

    olur da filmi çekilirse, şimdiden söylüyorum. hikayeyi çalmışlardır. o kadar net. sözlükten bile ilk hesabım banlandığına göre, filminin çekileceğini falan da sanmıyorum. amacım senaryo yazmak olsa, bu konuyu yazmazdım.
    ···
  2. 52.
    +1
    reserved oç
    ···
  3. 53.
    +1
    dıbını gibeyim heyecanlı yerde kesme bin
    ···
  4. 54.
    +1
    artık okula gitmiyordum.
    keman çalmıyordum.
    derslerimle hiçbir alakam kalmamıştı.
    kocaman evde tek başıma kalıyordum.
    yeni ortamlara giremeyecek kadar çekingendim.
    dolayısıyla yeni insanlar ile tanışamıyordum.
    okuldan dilek isimli bir kız dışında kimse ile bağlantım kalmamıştı.
    dilek konusuna sonra tekrar döneceğim.

    bunun dışında bütün günlerim bomboş ve yapayalnız geçiyordu.
    sabah uyanıyor, bir yandan sigara bir yandan metal müzik dinleyip
    bomboş bir şekilde zaman harcıyordum.
    ailemin yolladığı parayla şarap yerine daha çok alabileceğim
    bira içmeye başlamıştım.
    kısaca iyice bomtak bir hayat yaşıyordum.
    ölsem bile ailem dışında kimse fark etmezdi. o derece yoktum.
    bunun böyle gitmeyeceğine karar vermem baya da uzun sürdü,
    iki ay sonra ailem veya çok yakın olmayan bir arkadaşım dışında bir telefon aldım.
    telefon kemalden geliyordu.
    ···
  5. 55.
    +1
    bu gece devam edeceğiz.
    ···
  6. 56.
    +1
    sayende paranoyak oldum kardeşim sağol
    ···
  7. 57.
    +1
    kemal eve taşındıktan sonra eskisi gibi davranmaya başladı.
    artık kendisi de bir şeyler anlatıyordu.
    ama dikkatimi çeken şey, cenk ten konuyu kesinlikle açmıyordu.
    bir keresinde yemek yerken cenk ne yapıyor diye sorunca,
    bilmiyorum diyip kestirip attı.
    ondan bahsedince suratındaki ifade bozulmuştu.
    kavga falan ettiler diye düşünmüştüm.

    o günün gecesi, uyanıp tuvalete gittim sırada
    bunun odasından sesler geliyordu.
    birisi baya baya ağlıyordu.
    kapıya yaklaşıp kulağımı koydum,
    kemal odasındaydı. ve koskoca adam ağlıyordu.
    onun cüssede birisinin ağlamasını başta garipsedim
    fakat dünyanın binbir türlü hali vardı.
    belli ki dertliydi ve şu gece yarısı bu derdi çözemeyeceğimiz için
    ses çıkarmadan geri döndüm.

    ertesi sabah, öyle boş boş otururken
    konuyu o geceden açtım.
    "oğlum gün gece tuvalete kalktım" dedim,
    dakkasına bunun suratı sinirli bir hale geldi.
    "ee" dedi.
    "ağlıyordun oğlum bir şey yapmadım ama
    derdin varsa söyle halledelim bak biz arkadaşız" dedim.
    "yok bir şeyim" dedi.
    "nasıl yok amk" dedim buna.
    ayağa kalkıp bana doğru yürüdü,
    başını eğip, "yok dediysem yok o kadar" dedi.
    bildiğin beni tehdit eder gibi konuşmuştu.
    "eyvallah" diyip konuyu kapattım.
    ···
  8. 58.
    +1
    takip. teyim orusbu
    ···
  9. 59.
    +1
    baya bir gidiş geliş sesi duyduktan sonra,
    cenk yanımıza geldi.
    bize söylenilen ilk şey,
    bu deneyimin ilk sefer için ağır olacağı
    hatta bayılabileceğimiz kadar sert olabileceğiydi.
    fakat kesinlikle bayılmamalıydık.
    çünkü şeytan, orada bulunan kişilerin bilinçleriyle
    besleniyor, onlarla öyle ietişime geçiyordu.
    bayılan kişiyi göremeyeceği için
    ve onu bir dahaki eser korkusundan tanıyacağı için
    zayıf görüp kabul etmeyecekti.
    hal böyle olunca, bu deneyime dayanabilmek adına,
    bize uyuşturucu bir madde önerdiler.
    aynı zamanda kötü enerjinin gelmemesi için
    çıplak ayaklarla bekliyor,
    ve maddeyi tüttürüyorduk.
    aynı zamanda da anlatıyordu.

    içeri ilk girdiğininizde bir adım atıp,
    bandı çıkarın.
    daha sonra sütunların tam orasından geçerek,
    pentagram ın önüne doğru yürüyün.
    hepiniz içinizden bir siyah veya beyaz arasında bir tercih yapın,
    ve o kutuda durun dedi.
    neden diye sormuyorduk.
    sonra elimize kağıtlar verdi.
    herkes kendinden sorumludur,
    kendinizi hazır hissettiğinizde bunu içinizden okuyacaksınız.
    havanın iyice soğuduğunu hissettiğinizde
    üst kısmınıızı komple çıplak bırakacak şekilde soyunun,
    pentagrama doğru elinizi uzatıp bir damla kan akıtın dedi.
    böylece iğneleri almıştık.
    bu arada sürekli olarak içinizden okuyacaksınız dedi.
    o anı hissedince bırakıp,
    diz çökün ve efendiyi selamlayın dedi.
    ···
  10. 60.
    +1
    ayinin yapılması için güneşin batma
    anını yakalamamız lazımdı. belli zamanlarda
    belli alemler birbirine yaklaşır.
    bir de belli yıldız dönemlerinde bu daha uzun sürer.
    bizde o süreçlerden birindeydik.
    "bir başkasına" benzeyen, eski bir zerdüştlük
    ayini üstünden yapılıyordu ayin.

    bu sırada içimde tıpkı lisede ve partide olduğu gibi
    bir his oluşmaya başlamıştı.
    boğazıma kadar yüksek bu his beni boğuyordu.
    basım iyice dönmeye başlamıştı.
    maddenin yüzünden de iyice parmak uçlarımdaki hissi
    kaybediyor, bağımın ağırlığını kontrol edemiyordum.
    o anda hissedebildiğim tek şey mide bulantısıydı.
    çünkü yan odadan sürekli olarak fokurdama sesi
    beni akılalmaz derecede rahatsız ediyordu.
    ···
  11. 61.
    +1
    burdayız panpa
    ···
  12. 62.
    +1
    artık çok geçmedi ki hemen vardık, bir dere kenarı.
    hemen önümüzde de orman var. muhtemelen piknik alanı
    olarak kullanılan bir yer burası. çıktık arabadan, kızı sürükledik.
    ormanın biraz ilerisine bıraktık. kemal cebinden bir kağıt çıkardı.
    al bunu oku, birlikte ayin yapıcaz dedi.
    "ne için gerekli" dedim, "bu kız da bir kurban" dedi,
    "tarikat ile kabile bağlanmak için kız alıp veriyorlar" dedi.
    artık yapılan manyakça işlerin büyüklüğünü siz anlayın.
    başladık ağaç dibinde okumaya, bir yandan kızı sürüp
    ormanın derinliklerine ilerliyoruz. okuduk okuduk, şarkı söyler gibi
    bir ritmi var. bu sefer okuduğumuz şeyler, arapça. hoş bir ritmi var
    yani nasıl söyleyeyim; cidden düğün havasında, neşeli bir şeyler.
    ileriden çatırt diye ses geldi. durduk okumayı kesti kemal, peşinden sustum hemen.

    böyle karanlık ilerledi ilerledi, önümüze kadar geldi.
    ay ışığı 2 adım ileride yok, öyle düşünün.
    kemalle geri geri yürümeye başladık, sonra bu döndü,
    arkana bakmadan ilerle dedi. hızlı adımlar ile ormandan çıktık.
    hemen ardından çok uzaklardan davul zurna sesi geldi.
    hep dedikleri düğün olayını, resmen yaşamıştım. tanık olmuş sayılmam;
    fakat böyle orman içlerinde yaşadıklarını duymuştum ve
    bu olayla beraber gerçekliğini de anlamıştım.
    arabaya geri bindik. ikimizde iyice yorgunuz.
    "burada kalalım yarın gece döneriz" dedi kemal,
    ama ailem beni görürse, iyice sıçarım. "yok dönelim
    görmüyor musun burasını" dedim, atladık geri döndük,
    doğrudan eve gittik zaten.
    ···
  13. 63.
    -1
    biz şeytanlardan korkuyoruz ama besmele çekince olnarın ödü patlıyor kafaları ayrılacakmış gibi oluyor kaçacak delik arıyorlar panpa
    ···
  14. 64.
    +1
    ben dinliyorum panpa anlat sen
    ···
  15. 65.
    +1
    kabul töreni, basitçe üç aşamadan oluşur;
    varlığı çağırmak ve görüşmek;
    onun için kan akıtmak
    ve ona güçlü olduğunu göstermek.
    biz, daha varlığı çağıracak
    ve onunla görüşecektik.
    eğer bizi dişine göre bulursa burada kalmak isteyeceği için
    masum bir şeyin kanını akıtıp,
    ona zaman tanıyacaktık.
    o da bizi tartacak ve konak olarak kullanacaktı.
    ardından güce ulaşabilecek konuma gelecektik.
    o gün orada yaptıklarımız da bundan ibaretti.
    en temel anlatımıyla;
    tüm geleneklerde ortak olan bu aşamalar,
    böyle işliyordu.

    satanist olmak ile;
    büyücü olmak arasındaki en temel fark
    biz cehennemden emir alırken,
    büyücüler dayanaksız ve "bilge" davranışlar göstermeden
    hareket ederdi.
    satanistlere göre, ortada ciddi bir "savaş" vardı,
    ve insan bu büyük gaye uğruna yaşardı.
    geri kalan herkes gereksiz
    ve kanı akıtılmaya yarayan değersiz canlılardı.

    onlarla gereksiz yere konuşmamalıydık,
    onları sürekli olarak tartmalıydık,
    ve onlara değersiz olduklarını her anda hissettirip;
    büyük gaye için hazırlamalıydık.
    ···
  16. 66.
    +1
    kabul törenine girmeden evvel,
    tüm "kabul işlemi" için gerekenleri anlatacağım.
    bir satanist kovanında yapılacak iş,
    üst tarikattan gelen yeminli görevleri yapmaktır.
    bu görevler bazı ülkelerde daha çaplı
    bazılarında yeni gelenleri eğitmek gibi şeyler olabilir.
    ama üye olarak girilen ve artık
    "asker" sınıfına dahil olduğunuzda,
    işler değişir. çünkü "güç" ile bağlantınız kurulur.

    daha bilge olanlarımız,
    gücün, doğrudan cehennemden geldiğini söylerdi.
    bir satanist kabul törenine,
    sadece "kabul" olmak, "üye" olmak için
    girmezdi. kabul töreni en basit şekilde,
    öte alemden gelen bir varlığı kendine bağlamak,
    onunla yaşamak ve onunla birlikte daha güçlü olmaktı.
    bir nevi rehberdi.
    fakat bir rehberden daha agrasifti.
    büyük üstadların binlerce varlığı olurdu ve hepsi "emir"
    altındaydı. bizim gibi yeni üye olanlar ise
    genellikle "başedebilme" kısmında kaybedelerdi.
    kaybetmememiz gerekiyordu;
    çünkü kaybeden, muhtemelen kafayı sıyırıp
    ölecekti.
    ···
  17. 67.
    +1
    şeytanın capsini at
    ···
  18. 68.
    +1
    reserved
    ···
  19. 69.
    +1
    reserved
    ···
  20. 70.
    +1
    reserved
    ···