1. 101.
    0
    okuyuruz iyi geceler
    ···
  2. 102.
    0
    Reserved
    ···
  3. 103.
    0
    Reserved
    ···
  4. 104.
    0
    reserved
    ···
  5. 105.
    0
    Rezerved sarıcak inşallah panpa
    Bu arada muğla da satanist aparti var bastik biz xd
    ···
  6. 106.
    0
    reserved
    ···
  7. 107.
    0
    yaz artık amk
    ···
  8. 108.
    0
    malesef devam eden işlerim dolayısıyla
    gece ilerleyen saatlerde devam edeceğim. merak etmeyin.
    ···
  9. 109.
    0
    reserved
    ···
  10. 110.
    0
    hadi yaz mk 1 gündür seni bekliyoz
    ···
  11. 111.
    0
    arkadaşlar devam ediyorum.
    ···
  12. 112.
    +1
    artık okula gitmiyordum.
    keman çalmıyordum.
    derslerimle hiçbir alakam kalmamıştı.
    kocaman evde tek başıma kalıyordum.
    yeni ortamlara giremeyecek kadar çekingendim.
    dolayısıyla yeni insanlar ile tanışamıyordum.
    okuldan dilek isimli bir kız dışında kimse ile bağlantım kalmamıştı.
    dilek konusuna sonra tekrar döneceğim.

    bunun dışında bütün günlerim bomboş ve yapayalnız geçiyordu.
    sabah uyanıyor, bir yandan sigara bir yandan metal müzik dinleyip
    bomboş bir şekilde zaman harcıyordum.
    ailemin yolladığı parayla şarap yerine daha çok alabileceğim
    bira içmeye başlamıştım.
    kısaca iyice bomtak bir hayat yaşıyordum.
    ölsem bile ailem dışında kimse fark etmezdi. o derece yoktum.
    bunun böyle gitmeyeceğine karar vermem baya da uzun sürdü,
    iki ay sonra ailem veya çok yakın olmayan bir arkadaşım dışında bir telefon aldım.
    telefon kemalden geliyordu.
    ···
  13. 113.
    +2
    ne yapıyorsun dedi.
    sana bir haber vermek için aradım dedi.
    ırmak var ya dedi.
    ölüm dedi.
    oğlum dedi.
    intihar dedi.

    telefon elimden düştü.
    olduğum yere çakıldığmı hatırlıyorum.
    bir hayal görüyordum;
    kocaman bir ağaç vardı önümde;
    sapsarı bir yerdeydik.
    ağaç, kocaman köklerini bir toprağa geçirmişti ve
    toprakla beraber bir balonun içindeydik.
    ağacın üstünde taht vardı,
    tahta otuyordum,
    taht kanıyordu.

    bayılmıştım,
    bu sefer beni boğan sıvı akıp ağacı suluyor,
    tahtımı güçlendiriyordu.

    aklıma en son isa geldi.
    ejderhaların kanıyla yıkanan kimse ölmezdi.
    peki ırmak nasıl öldü?
    ırmak intihar etmişti.
    rezil bir otel odasında, bileği kesilmiş halde
    öyle kalakalmıştı.
    onun için zaman durmuştu,
    benim için zaman durmuştu.
    şimdi sıra vicdanıma gelmişti.
    bu sefer tetikte benim elim yoktu.
    ···
  14. 114.
    +1
    yaklaşık bir kaç haftadan sonra evden ilk defa,
    ırmak ın cenazesine gitmek için çıktım.
    ileri sarıyorum.
    gittiğimde annesi üstüne saldırdı.
    tüm bu olanlar için beni suçluyordu.
    onu bir takım garip insanalr ile tanıştırmıştım.
    onlar da bunu yapmıştı.
    annesi sürekli bunu söylüyordu.
    kızım intihar edemez diyordu.
    birileri onu öldürdü diyordu.
    korkuyordum,
    utanıyordum ve olabildiğine suçlu hissediyordum.
    çünkü ona bu ölüm düşüncesini ben aşılamıştım.
    adi bir korkak gibi vazgeçmiştim,
    onu yapayalnız bırakmıştım.
    o gün her şeyi noktalamamız lazımdı.
    fakat bunu yapmak yerine korkak gibi ondan ayrılmıştım.
    ona ve kendime,
    onun ve kendim için,
    güçlü olmalıydım. şimdi o toprak altındaydı,
    ben ise yüzsüzce nefes alıp veriyordum.

    bu olaydan sonra eve döndüğümde, ailem bir süre yanımda kaldı.
    her gün evden okula diye çıkıyor,
    bir kaç mekana takılıyordum.

    genellikle öğle yemeklerini beni kimsenin bulamayacağı bir yerde yemeye dikkat ediyordum.
    çünkü bir mekana girince saatlerce oturup müzik dinlemek kolaydı.
    fakat iş yemek yemeye gelince bir çok insanla karşılaşmak olasıydı.
    bu yüzden belli mekanlara gidiyordum.
    önceliğim tanışıklığım olmayacağı yerlere gitmekti.

    bir gün, hiç unutmadığım bir olay yaşadım.
    haftanın belli günleri belli yerlere gittiğim için,
    ve belli yemekler yediğim için,
    o gün, o güne ait mekana gittim.
    garson çorba mı diye sordu.
    evet dedim.
    her zamankinden abimin çorbası diye içeriye seslendi.
    artık her zamanki olmuştum.
    artık aittim.
    artık vardım ve varolmamam gerekiyordu.
    çorbayı beklemeden oradan çıkıp kaçtım.
    ···
  15. 115.
    0
    bu derece hayattan soyutlanınca,
    ve ailemde evden gidince tekrar oraya hapsolmuştum.
    ben de en azından kalan günlerimi atlatabilmek adına,
    kemal ile görüşmeye başladım.
    eskisi gibi değildi,
    artık cana yakın birisi gibi davranmıyordu.
    nedense mesafeli davranıyordu fakat,
    benimle de ilgili gibiydi.
    kısaca benim anlatmamı istiyor,
    fakat kendisi hakkında hiçbir şey derecesinde
    bir şeyler anlatmıyordu.
    anlattığı zaman ise cenk ile olan maceraları,
    kaldırdıkları kızları falan anlatıyordu.
    o kadar yokluk içerisindeydim ki,
    en azından insanlar ile görüşebileyim diye,
    kemalle vakit geçirmeye başlamıştım.
    benim olduğum zamanlar bu efsane cenk ortada yoktu.
    onu en son gördüğüm yer park olayıydı,
    orada da serseri gibi bira içiyorlardı.

    gel zaman git zaman,
    artık evde tek başıma olmak iyice koymaya başlayınca
    kemali bana taşınmaya davet ettim.
    o da tek başına kalıyordu,
    benim ev onun okuluna daha yakındı.
    hem birlikte daha çok vakit geçirebilirdik.
    bu daveti yaptığımda çok sevinerek bir kaç gün içerisinde bana taşındı.

    tabi bunlar sonun başlangıcı idi.
    ···
  16. 116.
    0
    @1 yav sen ne diyorsun be dıbına koduğum balimi çektin amın oğlu
    ···
  17. 117.
    0
    ee pampa yazsana
    ···
  18. 118.
    0
    arkadaşlar devam ediyorum.
    ···
  19. 119.
    +1
    kemal eve taşındıktan sonra eskisi gibi davranmaya başladı.
    artık kendisi de bir şeyler anlatıyordu.
    ama dikkatimi çeken şey, cenk ten konuyu kesinlikle açmıyordu.
    bir keresinde yemek yerken cenk ne yapıyor diye sorunca,
    bilmiyorum diyip kestirip attı.
    ondan bahsedince suratındaki ifade bozulmuştu.
    kavga falan ettiler diye düşünmüştüm.

    o günün gecesi, uyanıp tuvalete gittim sırada
    bunun odasından sesler geliyordu.
    birisi baya baya ağlıyordu.
    kapıya yaklaşıp kulağımı koydum,
    kemal odasındaydı. ve koskoca adam ağlıyordu.
    onun cüssede birisinin ağlamasını başta garipsedim
    fakat dünyanın binbir türlü hali vardı.
    belli ki dertliydi ve şu gece yarısı bu derdi çözemeyeceğimiz için
    ses çıkarmadan geri döndüm.

    ertesi sabah, öyle boş boş otururken
    konuyu o geceden açtım.
    "oğlum gün gece tuvalete kalktım" dedim,
    dakkasına bunun suratı sinirli bir hale geldi.
    "ee" dedi.
    "ağlıyordun oğlum bir şey yapmadım ama
    derdin varsa söyle halledelim bak biz arkadaşız" dedim.
    "yok bir şeyim" dedi.
    "nasıl yok amk" dedim buna.
    ayağa kalkıp bana doğru yürüdü,
    başını eğip, "yok dediysem yok o kadar" dedi.
    bildiğin beni tehdit eder gibi konuşmuştu.
    "eyvallah" diyip konuyu kapattım.
    ···
  20. 120.
    0
    şimdi konuyu durdurup, biraz ev ortamından bahsedelim.
    bu gelir gelmez odasını komple siyaha boyadı.
    "ulan ergene bak" diyordum içimden,
    bir yandan da depozito yanmıştı.
    başlarda, bu evden hiç çıkmıyordu.
    gel oğlum çıkalım diyordum,
    ki kendisi de sosyalleşebileyim diye eve davet etmiştim.
    ama çıkmıyor, benim de çıkıp öyle çok fazla dolanmamı istemiyordu.
    herif kocam gibi karışıyordu resmen.

    bir gün dışarıya çıktığımda,
    bu evde yoktu.
    o gece de gelmedi.
    ertesi gün geldiğinde çok yorgun olduğunu söyleyip yattı.
    herif garipti, ama tanıdığımdan beri gariplikleri vardı.
    gene de itiraf etmem gerekirse, eskiden böylesi garip değildi.
    ev arkadaşınız olunca, bütün duyduğunuz efsaneler tek tek başınıza geliyor.
    ve ses etmemeyi öğreniyorsunuz.
    pis bir herifti en başta.
    dediğim gibi ilk zamanlar hiç konuşmaz,
    fakat beni konuşturmak için özellikle sorular sorardı.

    arada çok ciddi tartışmalara girerdik.
    siyaset konuşmayı sevmezdi.
    bu yüzden din, toplum gibi sosyolojik veya teolojik konulardan bahsederdik.

    bu arada üniversiteyi, benim eve taşındıktan bir kaç hafta sonra bırakmıştı.
    ailesi falan öğrenir diye kaydını sildirmek yerine
    hiç gitmiyordu.
    kocaman evde iki sap otuyorduk.
    en azından müzik zevklerimiz ortaktı.
    o da ben de metal müzik dinliyorduk.
    o gitar çalabildiği için bazen sololara eşlik falan ediyordu.
    kısaca bomboştuk.
    ···